Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/253 E. 2020/714 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/253 Esas
KARAR NO : 2020/714
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/03/2016
KARAR TARİHİ : 16/11/2020
—-adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
l. DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili——– ortağı, yetkilisi ve müdürü olduğunu, şirkette müdürlük görevi devam ederken—– ile servis hizmetleri hususunda taşeronluk sözleşmesi yaptığını, müvekkilinin hem kendi hem de şirketi adına imzaladığı ve toplamda —tutarında – adet bonoyu teminat olarak —- verildiğini, senetlerin teslim tarihinde davalı taraf—– çalıştığını, müvekkilinin daha sonra şirket müdürlüğü ve ortaklığından ayrıldığını, söz konusu sözleşmenin, müvekkili ve —- işletme müdürü—-karşılıklı olarak imzaladıkları protokol ile son bulduğunu, — tanzim tarihli—- vadeli —- — tanzim tarihli —-vadeli —- adet —-tanzim tarihli —- vadeli —– tutarındaki bonoların tamamen bedelsiz kaldığı ve müvekkiline iade edilmek üzere ——- teslim edildiğini, müvekkili tarafından, söz konusu senetlerden —- adet senet hakkında davalı — suç duyurusu yapılmış ve bu soruşturma neticesinde ——-sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını,—– tutarındaki iki bonoyu da kendi adına işleme koymuş ve müvekkili aleyhine —— sayılı dosyasıyla takibe giriştiğini, senetlerle ilgili müvekkilinin —- herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili tarafından söz konusu senetlerin dava dışı —- verilmiş ancak —- çalışanı olan —– bu senetler haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ele geçirildikten sonra yasal takibe girişildiğini, davalı tarafın senetleri suça konu bir eylem ile ele geçirmiş ve bunda dayalı olarak hak iddia ettiğini, senetlerin lehdar kısımlarının, vade ve rakam kısımlarının, elle yazılı vade, rakam, kısımlarının sonradan doldurulduğunun açıkça görüldüğünü, davalının ceza dosyasındaki savunmalarında komisyon iddiasına dayanmasına karşılık ne müvekkiline ve ne de müvekkilinin eski şirketine bir fatura tanzim etmemiş olması da davalı iddialarının ve alacak taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun göstergesi olduğunu, müvekkilinin —–dosyasında takip konusu yapılan senetlerden ve takip dosyasından dolayı davalı tarafa borçlu olmadığı açıkça ortada olduğunu, —————-tutarlı iki adet senetten ve takip ve satış dosyasından dolayı davalı tarafa ana para, tüm fer’iler olmak üzere borçlu olmadığının tespitine, davacı müvekkili açısından takibin iptali ile senetlerin aynen istirdadına, iş bu dava devam ederken müvekkilince dosya alacağının dosyaya gerek taşınmaz satışı yapılması yoluyla veya gerekse de başkaca bir yolla dosyaya yatırılması halinde davalı tarafa ödenmeyerek istirdaden tarafımıza iadesine karar verilmesini, davalı tarafın %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ll. DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun—– borcu kabul edip, ödeme taahhüdü vermesinin ardından kefil olan davacının menfî tespit davası açmasının hukuki olmadığını, davacı aleyhine takip ve dava konusu senetlerde ‘kefil’ sıfatına haiz olduğu için icrai işlemler yürütüldüğünü, asıl borçlu ————- tarihinde icra müdürü huzurunda borcu kabul etmiş ve ödeme taahhüdünde bulunduğunu, borcu önce kabul edip ardından menfi tespit davası açmanın öncelikle genel bir hukuk prensibi olan “çelişkili davranma yasaği”na aykırı olduğunu, takibin öğrenilmesi ile huzurda görülen davanın ikame edilmesi arasındaki uzun zaman, haczedilen gayrimenkulun satışından/tahsilat aşamasından hemen önce davanın ikame edilmiş olmasının kötüniyetin açık göstergesi olduğunu, davacı tarafın —- icra takibinden iki hafta sonra tebligatın kendisine yapılması ile haberdar olduğunu, davacının daha sonra kendi bünyesinde çalışmış olan ——- imzalanmış bila tarihli protokolü olduğunu, müvekkilince verilmiş olan senetlerin —– müvekkiline borcundan dolayı verilmiş senetler olduğunu, şirketin borcundan dolayı müvekkiline verdiği —- senedin lehtarının müvekkili olduğunu, diğer —- teminat senedinin lehtarı ise —- olduğunu, müvekkilinin elinde bulunan senetlerin ——- müvekkiline borcundan dolayı verildiğinin kanıtı olduğunu, müvekkilinin takibe/davaya konu senetleri ——— kendisine olan borcundan dolayı bizzat yetkilinin elinden almış, o dönem şirketin yetkili görevlisi olan—— de senetlere kefil olduğunu, kötüniyetli olarak, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının iddialarının haksız olmasından dolayı müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, her türlü yargılama harç ve gideri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
lll.DELİLLER :
———-
——–
-Bonolar,
IV.UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Uyuşmazlık, davalının çalıştığı şirkete verildiğini belirttiği -adet bonodan—–olan bononun davalı tarafından takibe konulması nedeni ile borçlu bulunmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
V.DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davalı, davacı aleyhine —– tutarlı bono için—— ve—- tanzim, — vade tarihli — tutarlı bono içinde —————— sayılı dosyası, üzerinden iki ayrı icra takibi yapmıştır.
Davacı vekili, işbu iki senetten dolayı müvekkilinin, senetlerin bedelsiz kaldığından davalı/alacaklıya borçlu olmadığını iddia etmiştir.
Davalı vekili, davacının borçlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, senede dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı/Borçlu tarafından Davalı/Alacaklının, kolluğa şikayeti üzerine kollukça alınan ifadesinde Davalı/Alacaklı asil, senet alacağının komisyon alacağına dayandığını ifade etmiştir.
Davaya konu bonolar incelendiğinde, bonolar üzerinde ” bedeli nakden alınmıştır.” şerhlerinin olduğu görülmüştür.
Menfi Tespit davalarında, ispat yükü kural olarak davalıdadır. Genel İspat Kuralının istisnası Kambiyo Senetleridir. Kambiyo senedine dayalı, Menfi Tespit Davasında ispat yükü Davacı/Borçludadır.
Kambiyo senetleri sebepten mücerret de olsalar esasında bir borç ilişkisine dayanırlar. Bonoya isteğe bağlı olarak ; Faiz , bedeli nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da koyulabilir. Bonoya konulan, bedel kayıtları, keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem arz eder. Kişisel defilerin ispatını kolaylaştır. İlgilileri bağlar. Bedel kaydı içren bononun lehtarı, artık senedin ” kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarı niteliğinde ” olduğuna dair mücerretlik kuralına dayanamaz. İspat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden taraftadır. Ancak senette mal alış verişine dair ” malen”, alacak verecek ilişkisine dair “nakden” ibareleri senede yazılmışsa, artık buna itibar edilir. Bu kayıtların aksini iddia eden senedi talil etmiş sayılır ve bu iddiasını ispatla mükelleftir. Yani, taraflardan biri senette yazılı kaydın doğru olmadığını iddia ediyorsa, buna senedin ta’lili denir ve bu senedin ihdas nedenine aykırı beyanda bulunmaktır. Bononun düzenlenme nedeni bulunmuyorsa ” talilden ” söz edilemez.
Yukarıdaki açıklamalar ışığıda, dosyadaki mübrez ” Nakden ” ibareli senetlerde, davalı/alacaklı kolluk ifadelerinde ” davacı/borçluca komisyon karşılığında düzenlendiği ” beyanında bulunmak suretiyle , senedi talil etmiştir. Bu kapsamda davalı/alacaklı bu iddiasını ispatlamalıdır. Dosya kapsamında davalı/alacaklı, davacı/borçlu ile aralarında komisyon sözleşmesi ilişkisi bulunduğuna dair herhangi bir delil sunamadığından, iddiasını ispatlayamamıştır.
Davalı/alacaklı vekilince, kollukta müdafii olmaksızın alınan ifadelerin hükme esas alınamayacağını belirtmişse de, söz konusu düzenlemenin 5271 sayılı CMK da yer aldığı, bu nedenle ceza hakimi için bağlayıcı ise de, hukuk yargısında bu hususun geçerli olmayacağı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne,—–tanzim, – vade tarihli –tutarlı—– sayılı dosyasındaki takibe konu bono gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının, keza — tanzim, —-vade tarihli—-tutarlı —— sayılı dosyasındaki takibe konu bono gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir.
VI. HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle)
1-Davanın KABULÜNE,
—- tanzim, —- vade tarihli — tutarlı——- sayılı dosyasındaki takibe konu bono gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
—- tanzim,—- vade tarihli —tutarlı —– sayılı dosyasındaki takibe konu bono gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.831,00 TL karar ve ilam harcından 1.773,67 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.057,33 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.824,27 TL harç ile 327,45 TL yargılama gideri olmak üzere 2.151,72 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2020