Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/246 E. 2021/189 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/246 Esas
KARAR NO: 2021/189
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesi özetle; müvekkil—— davalıya ait olduğu, davalının — tarihinden beri şirketin tek yetkili müdürü sıfatı ile şirketi yönettiği, yine —- itibaren tek yetkili müdür sıfatıyla yönettiği, müvekkilin —– belgeleri üzerinde inceleme yapmak istediği şirkete bildirilmişse de inceleme yapılmasının engellendiği, Sayın Mahkemece atanacak mali müşavir bilirkişi marifetiyle — şirketin tek ortağı olduğu ——- defter ve kayıtları üzerinde şirketin uğradığı zarara ilişkin inceleme yaptırılmasını talep ettiklerini, şirketlerin defterlerinin hukuku uygun tutulup tutulmadığının tespiti, dilekçe ekindeki şirketin sahip olduğu gayrimenkullerin listesindeki taşınmazların halen şirketin mülkiyetinde olup olmadığı, satılmış ise satış bedellerinin şirketin hesaplarına alınıp alınmadığının tespiti, aynı gayrimenkullerin teminat olarak gösterilip kerdi kullanıp kullanılmadığının tesipti, müvekkilin — sermaye olarak göndermiş olduğu —– şirket hesaplarına alınıp alınmadığı, eğer alınmış ise hangi açıklama altında hangi hesaba kaydedildiğinin tespiti, davalının her iki şirkette ne kadar maaş aldığının tespiti, şirket ortaklarının her iki şirketten de ne kadar alacaklı veya borçlu olup olmadığının tespiti, şirketin hesaplarına göre şirketlerin borca batık olup olmadığının tespiti, davalının hiçbir bilgi paylaşımı olmadan şirketin gayrimenkullerini ipotek göstererek ——kredi kullanıldığı, şirketin ——yaptığı ve bur dan bir takım gayrimenkullerin şirketlerin uhdelerinde kaldığı, ancak devam eden herhangi bir projesinin şirketinin tamamına ve —-olduğu, davalının işleri——- değil bu şirketlere getirerek T.T.K.’nun 626 mad. göre müdürlerin rekabet yasağını açıkça çiğnediği beyan edildiği bu nedenlerle; ihtiyati tedbir kararının verilmesine, davalının şirket müdürü olark hukuka aykırı faaliyetleri neticesinde ——————– verdiği zararın tespit edilmesine, tespit edilen zararın davalı tarafından şirkete ödettirilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin — tarihinde davacının da katıldığı ortaklar kurulu toplantısında oy birliği ile ——–yıllığına münferit imza yetkili müdürü olarak seçildiği, müvekkilin şirketi büyük bir özveri ile yönettiği, davacının delil tespitine ilişkin talebinin hukuka uygun olmadığı zira tespiti istenen hususların gizlenmesi veya yok edilmesinin mümkün olmayan hususlar olup, davacının da herhangi bir hukuki menfaatinin bulunmadığı, bu nedenle delil tespitinin reddedilmesinin gerektiği, ayrıca davacının —- hissedarı olmadığı, şirketin tek sahibinin —- olduğu bu nedenle davacının aktif taraf ehliyetinin bulunmaması nedeniyle —– iddia ve taleplerinin tümünü reddettiklerini, müvekkil şirketin ortaklığı bulunduğu ve müdürlük yaptığı davacının bilgisi dahilinde olduğu, müvekkil davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin — projelerde ortak işler yapıldığı, —yılında ——olarak devam ettiği, davacı ile müvekkilin uzun yıllardır beraber yaptıkları işleri ve tecrübeyi referans olarak göstermek için ayrı ayrı ve gerekse birlikte yaptıkları işleri —- grubu altında birleştirmeye karar verdiklerini, internet sitesinin —– yılında oluşturulduğu ve domain kullanım ücretlerinin müvekkilin oğlu —tarafından ödendiği ve ödenmeye devam edildiği, müvekkilin ortağı ve müdürü olduğu——— tarihinde beri ortağı ve müdürü olduğu, davacının internet sitesindeki tüm yayınların ve bilgilerin davacının bilgisi dahilinde olduğu, davacının bunları bilmediğinin ileri sürmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca müvekkilin bağlılık ve rekabet yasağı yükümlülüklerini ihlal ettiğine ilişin davacının iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, şirketlerin rutin kredi kullanımı dışında davacının —— kredi kullandığına ilişkin iddialarını reddettiklerini, yapılacak bilirkişi ^ incelemesinde durumun tespit edileceği, müvekkil hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için HMK’nun 194 mad. göre zarar olgusunun ispatının gerekli olduğu, başka bir deyişle zararın maddi delillerle somut olarak ortaya konması gerektiği, ancak davacının buna ilişkin hiçbir maddi delil sunmadığı, müvekkilin şirketlerden hiçbir ad altında ücret almadığı ticari defter ve kayıtlarında görüleceği, ayrıca şirket ortaklan sermaye artırımına ilişkin bir karar almadığı ve buna ilişkin bir ortaklar kurulu yapılmamasın rağmen, davacının şirkete sermaye ödemesi olarak gönderdiğini iddia ettiği —- gönderme evrakında sermaye ödemesi olarak gönderildiğine dair bir kaydın bulunmadığı, davacının göndermiş olduğu — davacının—- kaydedildiği, daha sonra davacının sahibi olduğu, ———- kendine ait gayrimenkulu bulunmadığı, bu nedenle bankalara teminat vererek kredi kullanmasının mümkün olmadığı, zira müvekkilin kendine ait gayrimenkulleri bankalara teminat göstererek kredi kullandığı, bunun banka kayıtlarından ve tapu bilgilerinden görülebileceği beyan edildiği ve bu nedenlerle; davanın usulden reddine, somut dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, zaman aşımından reddine, karar verilmesi, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, müdürün sorumluluğu davasıdır.
TTK’nun 644/1-a) maddesi atfı ile limited şirketler yönünden de uygulanan TTK’nun 553/1. maddesinde “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” hükmü getirilmiştir. Yine aynı atıf dolayısıyla işbu uyuşmazlıkta uygulanan TTK’nun 555/1. maddesinde “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler” düzenlemesi getirilmiştir.
Yine TTK’nun 626. maddesinde “Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı” başlığı altında;
“(1) Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler. 202 ilâ 205 inci madde hükümleri saklıdır.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.
(3) Müdürler de ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabidir.” hükümleri öngörülmüştür.
Davacı vekilince, işbu davada, yukarıda anılan hükümler gereğince davalının, dava dışı ——- verdiği zararın tespiti ile anılan şirkete ödettirilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde, tazmin sorumluluğunun gerekçesi olarak, davacı ve davalının ortak bulundukları dava dışı ———tarihinden beri tek yetkili müdür olduğu, davacının şirket işleyişine ilişkin bilgi alamadığı, ancak davalının ciddi yolsuzluklar yaptığına dair duyumlar aldıkları, bunun üzerine kendi imkanları ile araştırma yaptıkları ve davalının, şirketlerin mülkiyetindeki taşınmazları teminat göstererek — kredi çektiğini öğrendikleri, ancak bu kredilerle ilgili davacıya bilgi verilmediği, kullanılan kredilerin ——, davalının ortağı olduğu ve rekabet kurallarına aykırı olarak yöneticisi olduğu diğer şirketlerin yaptığı işler için kullanıldığı, bundan başka davalının ——–unvanlı iki adet daha şirketinin olduğu, davalının —tamamının ,——- sahibi konumunda olduğu, her iki şirkette de davalının yetkili müdürlük yaptığı, davalının, davacının da ortağı bulunduğu —– firmasının internet sitesinde, diğer şirketlerin yürütmekte olduğu projeleri gösterdiği, bu şirketlerin yaptığı projeleri —- projesi gibi pazarladığı, böylece TTK’nun 626. maddesinde düzenlenen rekabet yasağını ihlal ettiği iddialarına dayandırılmıştır.
Davacı vekilince, dava dilekçesinde birden çok şirkete ilişkin iddialar ileri sürülmekle beraber, talep sonucunda davalının ——- verdiği zararların tespiti ve zararın anılan şirkete ödenmesi talep edilmiş olmakla, Mahkememizce inceleme ve değerlendirme de bu çerçevede yapılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, zarar iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce —- dosya arasına alınmış, davacı ve davalıdan ibaret iki ortaklı olduğu, davalının —— tarihinden beri anılan şirkette münferit yetkili temsilci olduğu, şirketin iş konusunun “Her türlü endüstriyel tesislerde kullanılan ürünlerin imalatını yapmak. Bu ürünlerin imalatını gerçekleştirmek için gerekli olan sanayi ve iş makineleri,cihazları ile bunlara ait yedek parçaları,teçhizat ve ekipmanlarının alımını, satımını,pazarlamasını,ithalatı,ihracatını ve dahili ticaretini yapmak Şirket amacını ve kaynaklarını değerlendirmek için gayrimenkul mallar satın alabilir tesisler kurabilir, gayrimenkul mallar üzerinde kat irtifakı kurabilir, kat mülkiyeti cins tashihi tevhit ifraz tescil ve işlemlerini yapabilir, şirket lehinde ve aleyhinde ipotekleri kabul veya fek eder, Şirket amacıyla ilgili olarak şirketin ve üçüncü şahısların borçlarını ve alacaklarını temin için rehin ve kefalet vermek kefalet almak rehinleri fek ve tadil etmek ve şirketin ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler” olarak tescil edildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce, davacının rekabet yasağı ihlali iddiaları yönünden, dava dışı ——- edilmiş, davalının anılan bu şirketlerde de yetkili müdür bulunduğu, ne var ki iştigal sahalarının ———— alanından farklı olduğu, dolayısıyla TTK’nun 626. maddesi anlamında bir rekabet yasağı aykırılığından söz edilemeyeceği, bu yönden davalının sorumluluğu şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Davalıya atfedilen, şirkete ait taşınmazların ipotek verilerek —– tutarlı kredi kullandırıldığı iddiaları yönünden ise yapılan bilirkişi incelemeleri ve celp edilen tapu kayıtları, resmi senetlerin tetkikinden, —– yılında devredildiği, dolayısıyla —–yılından sonra bu şirket adına kayıtlı bulunan taşınmaz bulunmamakla teminat gösterilmesinin de söz konusu olmadığı, yine iddia edildiği suretle —— kredi kullanılmadığının tespit edildiği, bununla birlikte — ait bir taşınmazın —— kullandığı kredi için ipotek verildiğinin tespit edildiği, ancak yapılan protokol çerçevesinde borcun ödenmesi ile herhangi bir riskin bulunmadığının tespit edildiği, bu iddia yönünden de bir zararın tespit edilemediği, dolayısı ile davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği kanaati Mahkememizde hasıl olmuş, davalının ——- zarar verici eylemi olduğu ve neticesinde bir zarar doğduğu hususu davacı tarafça ispat edilememiş olmakla, davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi heyeti raporu ile — ait taşınmaz üzerinde banka lehine tesis edilen ipotek olduğu, — şirketine ait olduğu, – defterinde verdiği ipotek karşılığı gelir elde ettiğinin görülemediği, böylece— edebileceği kardan mahrum kalmak suretiyle zarara uğratıldığı, — kar payı şeklinde elde edebileceği bir gelirden mahrum kalarak zarar ettiği iddia edilmiş ise de; dava, davalının, davacının da ortağı bulunduğu ——- yöneticisi olmaktan kaynaklı bir zarara sebep olduğu iddialarına dayanmakla, —— ipotek verilmesi yönünde alınan bir kararın bu yargılamanın kapsamında olmadığı gibi anılan iddiaya ilişkin zarar isteminde de davacının aktif husumetinin bulunmayacağı Mahkememizce değerlendirilmiştir. Nitekim davacının da dava dilekçesinde 12. madde altında, davacının ——-doğrudan ortak olmadığı için bu şirketin uğradığı zarardan sorumluluk davası açamadığı belirtilmiş olduğu gözetilmiş, yukarıda anılan gerekçelerle davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL posta yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2021