Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/228 E. 2021/870 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/228 Esas
KARAR NO: 2021/870
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/02/2016
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- şirketi tarafından sigortalandığını, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının kaza nedeniyle ağır şekilde yaralandığını, ameliyattan sonra —yoğun bakımda kaldığını, davacı —- eşi olduğunu, diğer davacıların ise —- çocukları olduğunu, davacının sürekli bakıcıya ihtiyaç duyduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle davacıların ruhunda derin izler kaldığını, davacıların manevi zararının doğduğunu belirtmiş, şimdilik—– manevi tazminatın davacılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vesayet altına alınması gerektiğini,—– trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, tedavi ve bakıcı giderlerinden davalının sorumlu olmadığını, davalının dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu, indirim sebeplerinin resen belirlenmesi gerektiğini, davalının manevi tazminattan sorumlu olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; savcılık soruşturmasında alınan —- tarihli bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, tedavi ve bakıcı giderlerinden davalıların sorumlu olmadığını, geçici ve kalıcı iş göremezlik zararından—–sorumlu olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —tarihinde kazanın meydana gelmesinde—— kusuru bulunup bulunmadığı, kusur oranının ne olduğu, kaza nedeniyle davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, davacının uğradığı maddi zararın ne kadar olduğu, davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığı ile manevi tazminatın takdiri noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —- başlangıç ve bitiş tarihleri arasında —– olduğu görüldü.
—- yazılan yazıya cevap verildiği, davaya konu kaza nedeniyle açılan ceza dava dosyasının mahkememize gönderildiği görüldü.
—— yazıya cevap verildiği, davacıya ait tüm tedavi evrakının gönderildiği görüldü.
— yazılan yazıya cevap verildiği, davacıya herhangi bir geçici iş göremezlik ödenmediği görüldü.
—- tarihli yazı cevabına göre; davalı —–sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görüldü.
—–sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görüldü.
—– adına tescilli olduğu görüldü.
Bilirkişi —- tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde davacı —— %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü — ise %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
—– tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde davacı — %50 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü—- ise %50 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi—- tarihli ek rapora göre; davacının efor kaybına ait maddi zararının —- bakıcı giderine ait maddi zararının ——olduğu mütalaa edilmiştir.
— tarafından düzenlenen—-tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle —- —- hükümleri kapsamında %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
Bilirkişi —- tarihli rapora göre; davacının bakiye ömrünce başkasının desteğine ihtiyacı olduğu, kusura oranla —–tedavi gideri hesaplandığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilince verilen — tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat dava değerinin —- yükseltildiği, harcı da yatırılan talep artırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği görüldü.
Davacı—- yargılama sırasında vefat ettiği, ——– düzenlenen mirasçılık belgesinin dosyaya sunulduğu görüldü.
Uyuşmazlığın çözümü için dava konusu kazanın meydana gelmesindeki tarafların kusur oranının belirlenmesi gerekir:
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi, Borçlar Kanunu’nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanunu’nun 74. maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
TBK. 74 maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Hakim, kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede tam bağımsızdır. HMK. 266 madde hükmüne göre de, kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır.
Somut olayda da, mahkememizce, yasanın işaret ettiği üzere teknik bulguların tespiti amacı ile bilirkişiden ve —– rapor alınmıştır. Her iki raporda da kazaya ilişkin teknik veriler ve kusur oranı tespit edilmiştir. Kazanın oluş şekline ilişkin teknik veriler ortak olup, sadece kusur oranlarını belirlemede bilirkişiler birbirinden ayrılmıştır. —– dosyasında ise davalı sürücünün asli kusurlu olduğu kabul edilmiş, herhangi bir kusur oranı belirlenmemiştir. Yukarıda da değinildiği üzere, HMK’nın 266. maddesi uyarınca hakim, bilirkişilerce tespit edilen kusur oranları ile bağlı olmayıp kusura ilişkin teknik verileri kendisi değerlendirerek kusur oranlarını kendisi belirlemelidir. Hukuk yargılaması ve ceza yargılaması sırasında farklı sonuçlara ulaşan birden fazla rapor düzenlendiği,—–tarafından düzenlenen kusur raporunda önceden alınan tüm raporların tartışıldığı, kamera görüntülerinin irdelendiği, kusur oranının belirlenmesinde bilirkişilere nazaran —-aha yetkin olduğu, kazanın meydana geliş şekli itibariyle —-raporundaki kusur oranının oluşa uygun olduğu anlaşıldığından, anılan rapor hükme esas alınmıştır.
Yargılama süresince davalılar ve davalı— bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığı savunulmuştur. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü,—- düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. —–belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı —- geçmiştir. Somut olayda, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketinin ve davalının sorumluluğu devam ettiğinden, bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir ———-
Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve alınan denetime elverişli bilirkişi raporları uyarınca; davacı —- toplam —– maddi zararının oluştuğu, davalıların zarardan müteselsilen sorumlu oldukları, hesaplanan zarardan indirim yapılmasını gerektirir bir halin bulunmadığı anlaşıldığından, adil yargılanma hakkı ve usul ekonomisi de gözetilerek maddi tazminat talebi yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacı —— uğradığı bedensel zararlar nedeniyle, eşi ve çocukları tarafından manevi tazminat talep edilmiştir. —— bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Alınan ——- raporu uyarınca davacının %100 oranında malul olduğu sabit olup, ağır bedensel zararın varlığının kabulü gerekir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: ——- hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi —- olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek —–duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——— gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel—— bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir——-
Mahkememiz —- numaralı ara kararı ile davacı vekiline ——– gerekçesinde açıklanan takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar ile tanık dahil tüm delillerini bildirmek üzere süre verilmiş, bildirilen tanıklar mahkememizce dinlenilmiştir.
Tanık —— kaza geçirmesi nedeniyle eşi ve davacının çocuklarının uzun süre hastaneye gidip geldiğini, davacının yatalak halde olduğunu, davacının vücudunda yaralar meydana geldiğini, davacının kızının aile hayatının olumsuz etkilendiğini, davacının ——üzüntü nedeniyle hasta olarak vefat ettiğini belirtmiştir.
Tanık———yoğun bakımda kaldığını, davacının sırtında çeşitli yaralar oluştuğunu, davacının —– nedeniyle eşinden ayrıldığını, üzüntü nedeniyle kanser olarak vefat ettiğini belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumu nazara alınarak manevi tazminatın takdir edilmesi gerekir. Alınan maluliyet ve kusur raporu, tedaviye ilişkin belgeler, kaza fotoğrafları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu gibi somut ölçütlerin yanında tanık beyanları mahkememizce manevi tazminatın tayininde gözetilmiştir. Açıklanan nedenlerle, hak ve nesafete göre manevi tazminat talebi yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı —- davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne; davacının uğramış olduğu bedensel zararlar için hesaplanan —– kaza tarihinden itibaren davalı—-yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine, —-
2-Davacı ——–aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulüne; —- manevi tazminatın —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine,
3-Davacı —- aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulüne; —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davaya devam eden mirasçılar —-miras payları oranında ödenmesine,
4-Davacı —-aleyhine açılan manevi tazminat davasının kabulüne;—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan —- karar harcının davalılardan —- tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-a)Davacı—-davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 23.202,39 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacı —– davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı—— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davacı –.–davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacının mirasçılarına verilmesine,
d)Davacı ——-davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı —–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 12,90 vekalet harcı, 163,95 TL peşin harç, 221,80 TL keşif harcı ve 3.565,50 TL tamamlama harcı toplamı: 3.993,35 TL ile 3.142,45 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle——– İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı ve vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/09/2021