Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/178 E. 2019/1034 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/178 Esas
KARAR NO: 2019/1034
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/02/2016
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki kurulduğunu, bu hizmete istinaden düzenlenen bir kısım faturaların davalı yanca ödenmediğini, bu nedenle ————–İcra Müdürlüğü’nün ————–numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz edildiğini belirtmiş, davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunan itirazının iptaliyle takibin devamına, davalı aleyhine takip miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil ile davacının ticari olarak alışverişi bulunduğunu, fakat davacının davaya dayanak icra takibine konu ettiği faturalar sebebi ile davalıdan herhangi bir alacağının olmadığını, davacının takibe konu ettiği faturalarda belirtilen mal ve hizmetleri davalıya verilmediğini, davacı tarafın kötüniyetli olarak davalıyı borçlandırma amacı güden bir davranış içerisine girdiğini, davacı tarafın hayali faturalar düzenlediğini ve müvekkilden vermediği bir mal veya hizmetin bedelini tahsile çalışmak üzere icra takibine girdiğini ve dava açtığını, davalının davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirtmiş, davanın reddi ile davacı şirketçe kötüniyetli olarak icra takibine girişildiğinden %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklı mal ve hizmet tesliminde bulunup bulunmadığı, bu itibarla dava konusu faturalardaki tutar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
—————–İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ——– borçlusunun davalı … olduğu, asıl alacak toplamı ——–TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya——- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ————-havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen ——— tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarında davalıdan ——— TL alacaklı göründüğü, irsaliyeli faturalar altındaki teslim alan hanesinin boş olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen——— tarihli kök ve ———- tarihli ek bilirkişi raporlarına göre; davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından düzenlenen toplam ——- TL tutarlı —— adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,——– adet faturanın takibe konu edildiği, —— adet toplam ——- TL tutarındaki faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterlerinde ——TL tutarında davalı ödeme kaydının bulunduğu, davalı tarafından davacıya———–TL, —— kredi kartından ———-TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin —— TL’lik kısmının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ———- takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——– TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay —— HD. ——- Esas,—- Karar ———)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve ———- lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur(HMK 222/4).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan ——— TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya ——— TL borcunun bulunduğu, dava konusu faturaların ise davalı ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay —- HD’nin —– tarih ve ——-Esas – ——-Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —–HD’nin —— tarih ve —— Esas – ——- Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, ödeme savunmasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği (Yarg. —. HD. ——- E, ——- K.), takibe konu edilmeyen fatura tutarı, davacının ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler ve davalı tarafından yapıldığı ispat olunan ödemeler düşüldüğünde davacının davalıdan———- TL bakiye alacağı bulunduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
——İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazın ———- TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacak olan——- TL’nin %20’sine tekabül eden ——–TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 437,70 TL harçtan peşin alınan 185,74 TL ile 76,90 TL icra harcın mahsubu ile bakiye 175,06 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 185,74 TL peşin harç ile 76,90 TL icra harcı toplamı: 291,84 TL ile 841,40 TL bilirkişi ücreti 500,00 TL talimat 352,95 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 1.694,35 TL yargılama giderinin davanın red 58,34 ve kabul 41,66 oranına göre hesaplanan 705,86 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2019