Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1447 E. 2018/520 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

. GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1447 Esas
KARAR NO : 2018/520
.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
..

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin 28/12/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalının ticari ilişki kapsamında, davalıdan 10.593,94 TL cari hesap bakiye alacağının bulunduğunu, 07.09.2016 tarihinde imzalanan ödeme planı protokolüne rağmen davalının borcunu ödememesi ve cari hesap extresinden kaynaklanan alacağının tahsil edilememesi üzerine, davalı hakkında İstanbul Anadolu …….. İcra müdürlüğünün 2016/22400 E. Sayılı dosyası ile yasal takibe başlandığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, ancak yapılan itirazın haksız olarak yapıldığını savunarak icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamını, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı taraf iş bu davaya cevap dilekçesini sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı, iddiasını faturalara, tarafların ticari defter ve belgelerine, ayrıca davalıdan sadır olan ödeme planına dayandırmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını fatura, ödeme planı ve cari hesaba dayandırmıştır. Davalı taraf icra takibine itirazda borca ve ferilerine itiraz etmiş bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı, davalı ile olan ticari ilişkisinde toplam bedeli 21.893,94 TL olan 11 adet fatura düzenlemiş olup, ayrıca defterinde bu faturalara karşılık toplam 11.300,00 TL ödeme aldığı kayıtlıdır.
Davacı tarafından düzenlenen faturalardaki malların teslim edildiğini ispat yükü davacıdadır. Yine kendi defterlerinde kayıtlı bulunan 11.300,00 TL davalı ödemesi davacı bakımından bağlayıcıdır.
Davacı, yargılama sürecinde, delil olarak dayandığı ödeme planını ibraz etmediği gibi, fatura konusu malların davalıya teslim edildiğine dair irsaliye vs. gibi davalının imzasını ihtiva eden herhangi bir evrak da sunmamıştır.
Davalının vergi dairesinden getirtilen BA kayıtlarında davacıdan KDV Hariç 6.518,00 TL (KDV dahil 7.691,24 TL) mal veya hizmet alımında bulunulduğu beyan edilmiş olup, davacı tarafından iddia edilen 21.893,94 TL mal tesliminin sadece 7.691,24 TL.sını ispatlamaktadır. Davacının defterlerinde 11.300,00 TL davalı ödemesi kayıtlı olduğuna göre, davalı ödediği miktarı geçmeyen bu beyanın davacının iddia ettiği bakiye 10.593,94 TL alacağını ispatlayıcı niteliği bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 127,95 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 92,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.