Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1433 E. 2022/666 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1433 Esas
KARAR NO: 2022/666
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2016
KARAR TARİHİ: 27/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin —— tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun keşideci, davacının ise ciranta bulunduğu, —– keşide yer ve keşide tarihli,———–çekin keşide tarihinde bankaya ibraz edildiği, fakat muhatap banka tarafından keşideci imzasının uyuşmaması nedeniyle karşılığının ödenmediği, çekin karşılıksız kaldığı, çek ödenmeyince ——- sayılı dosyası ile borçlu adına icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından işbu takibe itiraz edildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davalının çek keşidecisi konumunda bulunduğu, her ne kadar davalı ile davacı arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmasa da ciro silsilesi yolu ile çekin yetkili hamili konumunda bulunduğu, bu suretle davalının takibe konu olan çeki keşide etmesi sebebiyle çek hamili davacıya karşı sorumlu olduğu, her ne kadar muhatap banka tarafından çek ile keşidecisi imzasının uyuşmadığı gerekçesiyle çek hakkında bir işlem yapılmamış ise de davalı tarafından bu konuda hiçbir beyan ve itiraz ileri sürülmediği ve hukuki girişimde bulunulmadığı, bu sebeple davalı tarafından da alt ilişkide takip ve dava konusu çekten dolayı borçlu ve sorumlu olduğunun bilindiği, davalı aleyhine başlatılan icra takibinde takibe konu belgenin unsurları itibariyle çek niteliğinde bulunduğu ve yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edildiği, bu durumda davalının da TTK 732.maddesi dairesinde takip konusu çekten dolayı davacıya karşı sorumluluğunun bulunduğu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle çekin keşidecisi konumunda bulunan ve hakkında —— icra dosyasında yapılan takibe haksız olarak itiraz eden borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle;——- sayılı icra dosyasına dayanak yapılan çekin davalı şirket yetkili tarafından keşide edilen bir çek olmadığını, çekin keşide edildiği tarih itibariyle davalı şirket yetkilisinin —– olduğunu, bu durumun davalı şirket eski yetkilisi —— ait imza sirküleri ile ve ——çekin keşide tarihi itibariyle davalı şirket yetkilisi olduğuna dair ——yazılacak müzekkere ispat edileceğini, davalı——- faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, ticarette genellikle
çek kullanmadığını, böyle bir çekin şirket yetkilisinin bilgisi dışında ne şekilde elden çıktığı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını,—– de böyle bir çekin görülmediğini, çekin bankaya ibrazı sırasında keşideci imzasının uyuşmadığı bu nedenle çekin işleme alınmadığı belirtilmiş olmasına ve yapılan ilamsız icra takibine haklı olarak itiraz edilmiş olmasına rağmen davacı tarafça işbu itirazın iptali davasının kötü niyetle açılmış olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının
davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; 2004 sayılı İİK 67. Maddesi uyarınca—— davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile icra inkar tazminatına ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı; alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu ile bu alacağını tahsil için davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı; başka bir anlatımla davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazında haklı bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
—- sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine — asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde — havale tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, işbu itirazın iptali davasına dayanak takip dosyasındaki çekteki keşideci imzasının davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
——bilirkişi rapor içeriğine göre” —– çekteki inceleme konusu keşideci imzasının;—– mevcut olmadığı görülmekle, inceleme konusu keşideci ———– eli mahsulü olmadığı,—— Yevmiye nolu vekaletname ————bakımından tam bir uyum ve benzerlik gösterdiği müşahede edilmekle, inceleme konusu keşideci imzasının, —– mahsulü olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mali yönden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu —- taraflardan tacir olan davalı şirketin ticari defterlerinin —-kaleminde incelenmeye hazır edilmesinin tebliğ edildiği, ancak davalı —–incelemeye katılmadığı, ticari defterlerinin inceleme gününde hazır edilmemesi sebebiyle ticari defter ve belgelerinin incelenemediği, somut olayda; davacı tarafın ——- tutarındaki alacağının tahsiline ilişkin takip başlatıldığı, davalı tarafça ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının iddia edildiği, dosya kapsamında yer alan delil ve tespitler irdelendiğinde; takip konusu—— Mahkeme kaleminde yapılan defter incelemesine davalı tarafın katılmadığı, bu nedenle dava konusu çekin davalı —— ne şekilde muhasebeleştirildiği, kayıt alına alınıp alınmadığı, alınmış ise yevmiye tarih ve kayıt numaralarına ilişkin hususların tespit edilmediği ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içerikleri gözetildiğinde; —— sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, bahse konu çekin — tarihinde bankaya ibrazı sonrası çek arkasına —– çek ile keşideci imzasının uyuşmaması nedeniyle çekin işleme alınmadığının şerh düşüldüğü, davalı tarafça cevap dilekçesinde çekin keşide tarihinde şirket yetkilisinin—- olduğu, çekteki imzanın ise bu kişiye ait olmadığının ileri sürüldüğü, davalının —- imza sirkülerinin incelenmesinde, —–olarak atandığının anlaşıldığı, çekteki keşideci imzası ile davalı şirket yetkilisinin imzalarının incelenmesinde çekteki imzanın davalı şirket yetkilisi ——- Yevmiye nolu vekaletname —– mevcut imzalardan ——– bakımından tam bir uyum ve benzerlik gösterdiğinin bildirildiği,—— vekalet verenler arasında yer aldığı ve dava konusu çekteki imzanın gözle görünür şekilde —– benzerlik arzettiği , ———– olan çek koçanında yer alan ve ibraz edilip ödenen tüm çeklerinin ön ve arka yüzlerinin gönderilmesinin istenildiği, yazı cevabına göre ibraz edilen ilgili bankalara yazılan müzekkere cevaplarının dosyaya alındığı ve incelenmesinde; dava konusu çekin de yer aldığı çek koçanındaki bir çok çeklerde açık ve gözle görülür bir şekilde davalı şirket yetkilisinin imzası ile benzemeyen, —- Yevmiye nolu vekaletname fotokopisinde mevcut,—- tarihinde davalı şirkette müdürlük görevi sona—- benzer imzanın bulunduğu ve ibraz eden hamile ödemenin yapıldığının görüldüğü, bu durumda —– değerlendirilmesinin gerektiği, her ne kadar ——olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Yetkisini aşan temsilci için de hüküm böyledir.” düzenlemelerine yer verilmiş ise de özellikle dava konusu çekin ait olduğu koçandaki diğer çeklerde dava dışı ve keşide tarihi itibariyle de davalı yetkilisine ait olmayan imzalara rağmen ödemelerin gerçekleştiği hususu gözetildiğinde ——, herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu anlaşılmakla davalının davacının hamil olduğu çekten dolayı davacıya karşı sorumluluğunun bulunduğu kanaatiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Faiz yönünden ise takip tarihi ile keşide tarihi arası talep edilen miktarın yerinde olduğu görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KABULÜ ile,—— alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen—— asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.725,37 TL’den peşin olarak yatırılan 305,07 TL’nin mahsubu ile 1.420,30 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 305,07 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 165,00 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.698,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8———– sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,—-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022