Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1417 E. 2022/170 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1417 Esas
KARAR NO : 2022/170

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davacının haricen öğrendiğine göre, ihale yüklenicisi olan davacının alt yüklenicilerden birine hizmet veren davalının, tahsilatını sağlama almak amacıyla davacı aleyhine takip yaptığı, davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafça davacı aleyhine—- esas sayılı dosya ile ilamsız takip yapıldığı, davacı adına bu dosyadan gönderilen ödeme emrinin —- olan ikamet kaydının da şirket adresinde bulunması nedeni ile muhtara tebliğ edildiği, muhtara tebligat yapıldığına dair kapıya herhangi bir —–bırakılmadığı için icra takibine süresine itiraz edilmediği, —- görevlisinin tebligat saatlerinde muhatap bulamamasının mümkün olmadığı, menfi tespit davasında ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği beyan edilerek, takibin dava sonuna kadar durdunulmasına, icra takibinin iptaline ve davacıların icra takibine konu — herhangi bir borcunun olmadığının ayrı ayrı tespitine, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının, davalı tarafından yapılan —————ve yine açılan —— kapatılması için gerekli olan —–etmek işi sebebiyle, davalıya borçlu olduğu, sadece işçilik faturası talep edilmiş olduğundan işçilik faturası kesildiği ve davacı tarafından işin toplam bedelinin faturadaki bedel gibi gösterildiği, davalı tarafından davacıya, —- ihtarname keşide edilerek bildirimde bulunulduğu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davacı aleyhine —– başlatıldığı beyan edilerek, davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;—- esas sayılı icra takibi kapsamında davalıya davacının borçlu olmadığı talebi ile açılıp icra dosya borcunun ödenmesi üzerine bedel istirdatı ile kötüniyet tazminatı isteminden ibarettir.
—- esas sayılı dosyası celp edilip incelenmesinde; davalı-takip alacaklısı tarafından davacı-takip borçlusu aleyhine ———- faturaya dayalı asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 16.089,47 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 10/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulmadığı, kesinleşen takip nedeniyle davacının icra dosyasına ihtirazi kayıt ile birlikte —ödediği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi——olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. ——-asıl alacak 277,47 TL. işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 16.089,47TL. alacak üzerinden icra takibi yaptığı, davacı vekili ——- dilekçesinde, gerçekte böyle bir borç olmaması ile birlikte borcu ödemek istediklerini beyan ederek, dosya takip bedeli, vekalet ücreti ve masraf olmak üzere toplam ——- bahse konu yazıda; …— gerçek———- kaydının bulunduğu, —- yaptırdığı ————- kayıtlı olup, —–olarak devam cttiği belirtildiği, —- adresinde ——— uzaklaştırılması ve ——- —– ve——tarihinde başladığı ve halen devam ettiği, bilanço esasına göre defter tuttuğu belirtildiği, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafından icra takibine konu edilen — (%18 KDV) –olmak üzere toplam — faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının bağlı bulunduğu —— faturanın beyan edilmediği, davalının usülüne uygun olarak yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafından icra takibine konu edilen —-+%18 KDV) —-olmak üzere toplam —– davalının defterlerinde kayıtlı—– takip tarihi itibariyle davacıdan alacaklı olduğu,—-tarihinde —- bedeli ———- ile birlikte banka yolu ile tahsil ettiği ve ticari defterlerine —- numarasına kayıt edildiği ve davacıdan alacağının kalmadığı, davalının bağlı bulunduğu ilgili ——- incelemesinde takibe konu faturanın beyan edildiği, sonuç olarak davacının davalıya borcu bulunmadığı, tespit edilmiştir.
Davacı, davalı ile takip konusu fatura içeriği hizmet ilişkisinin olmadığını, ancak kesinleşen takip nedeniyle dosya borcunun ödendiğini ileri sürmektedir. Menfi tespit istemli davada ispat yükü davalı tarafta olup davalının sözleşme ilişkisinin ve alacağın dayanağı olan fatura içeriği işin yapıldığının ispatlanması gerektiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya —— takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle—-düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, —- ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip borçlusunun davalı/takip alacaklısı hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davacı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine süresinde itiraz etmediği ve takibin devam ettiği, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıya takip tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı, takip konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (—, bağlı olduğu — bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde takip konusu faturanın kayıtlı olduğu, bağlı olduğu ——– formu ile bildirimde bulunduğu, takipten sonra ödeme nedeniyle alacağının kalmadığı, davalının aradaki hukuki ilişkiyi ve davacıdan alacaklı olduğunu uyuşmazlık miktarının değeri gözetildiğinde yazılı deliller ile ispatlaması gerektiği ancak dosyaya böyle bir ispat aracının sunulmadığı ve davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıya borçlu olmadığının sabit olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; ——– itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 1.364,49 TL’den peşin olarak yatırılan 274,77 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 66,35 TL olmak üzere toplam 341,12 TL’nin mahsubu ile 1.023,37 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan toplam 341,12 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 282,75 TL tebligat-müzekkere gideri, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.166,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7———–sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.