Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1381 E. 2019/827 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1381 Esas
KARAR NO: 2019/827
DAVA :Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/12/2016
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili —– alanında ticari faaliyet gösteren ülkemizin önde gelen lojistik şirketlerinden olduğunu,müvekkili şirketin anılan ticari faaliyeti ile ilgili—- yılları arasında davalı sigorta şirketinden, diğer davalı acente ——-aracılığı ile, sigortacılık hizmeti aldığını, davalı sigorta şirketi, yasa ve poliçe gereği rizikonun gerçekleşmesi halinde ödemekle yükümlü olduğu hasar alacaklarını ödemeyerek, tahsil taleplerini sürümcemede bıraktığını ve müvekkili şirketi mağdur ettiğini,bu hususta defalarca sözlü yazılı bildirimlerimize rağmen tazminat alacaklarına haksız ve mesnetsiz yere ödemekten kaçındıklarını, müvekkili şirketten milyonlarca lira prim tahsilatı yapan davalı sigorta şirketinin cüzi rakamları bile ödemekten kaçındıklarını, anılan sigorta tazminatı alacaklarını defeaten sözlü ve yazılı olarak talepte bulunulmuşsa da davalı sigorta şirketi ödemeden kaçınarak sözleşme taahhütlerine aykırı olarak hasarlarını karşılamadığını,müvekkili şirket adına İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas Sayılı dosyası ile davalı sigorta şirketi ve dava dışı sigorta acentesi aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, iş bu icra takibi dosyası üzerinden davalı şirkete ve dava dışı acenteye ödeme emri gönderildiğini,bunun üzerine davalı sigorta şirketi ve davalı acente tarafından alacaklı müvekkili şirkete hiçbir borcu olmadığı bahsiyle yetkiye, takibe , borca ve diğer tüm ferilere itiraz ettiklerini,her ne kadar davalı sigorta şirketi ve davalı acente aleyhine–TL asıl alacak ve -TL işlemiş faiz olmak üzere —-TL toplam üzerinden icra takibi açılmışsa da, gerek davalı sigorta şirketince takip sonrası bir hasar dosyasının ödenmesi gerekse de toplam hasar tazminat alacağımızın esasen tam olarak belirlenememesi dolayısıyla tutarın bilirkişi marifetiyle tespiti gerektiğinden belirsiz alacak davasını açmak zorunda kaldıklarını,davalı sigorta şirketi tamamen kötü niyetle, hasar tazminatı borçlarını ödemekten kaçındığını,davalı sigorta şirketinden alacaklı bulunduğumız — adet hasar tazminatı alacağımızın tespiti ile tazminat alacağımızın hasarın ihbar edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini taep ve dava etmiştir.
Davalı —- verdiği cevap dilekçesinde özetle:davacının alacak taleplerinin kabulü anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla bir an için taleplerinde haklı olduğu varsayılsa dahi, bu talepleri zamanaşımına uğradığını,davacı şirket tarafından —yılları arası tazminat isteminde bulunulduğunu, Davacının taleplerinin kabulü anlamına gelmemekle birlikte, taleplerinin kabul edilebileceği düşünüldüğünde bile TTK’nın açık hükmü uyarınca davacının zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın eda davası olduğu dikkate alındığında 48 adet hasar dosyasından kaynaklandığı iddia edilen hasar tazminatının miktarı, davacı yanca ifade edildiği ve icra takibine konulduğu üzere sabit olup davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaati bulunmadığını,zira davacı tarafından dava ikame edilirken, – TL hasar tazminatının taraflarına ödenmesinin talep edildiği ihtarlara ve yine aynı miktar üzerinden başlatılan İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında dayanıldığını,kanunda yer alan madde hükmüne göre, alacaklının alacağını belirsiz bir alacak olarak talep edebilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkânsız olması gerektiğini, açılacak davanın miktarı biliniyor veya tespit edilebiliyorsa, miktar açıkça belirtilerek talepte bulunulması gerektiğini,talep ettiği hasar tazminatının miktarı, davacının ticari kayıtlarıyla sabit olduğunu, miktarın belirlenebilir olduğunu,bu sebeple belirli bir alacak miktarı söz konusu olmasına rağmen belirsiz alacak davası açılmasının yerinde olmadığını bu sebeple belirsiz alacak davası olarak açılan huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini,davacı taleplerinin ilgili poliçelerin teminatı kapsamında kaldığının, prim borçlarının müvekkil sigorta şirketine intikal ettirilmemesi üzerine TTK 1431. madde hükmü gereği prim borçları hasar tazminatlarından mahsup edilerek hasar dosyaları kapatıldığını,davacı ile diğer davalı – — sahipleri aynı kişilerdir, iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu,davacı şirket adına tanzim edilen sigorta poliçelerinden doğan primler müvekkili sigorta şirketine intikal ettirilmediğinden taraflar arasında devam eden ceza ve hukuk davalarının bulunduğunu,davacı şirket ile diğer davalı şirket arasında açık bir organik bağ bulunduğunu, iki tarafın birlikte ve ortak saikle hareket ettiklerini, müvekkil sigorta şirketini zarara uğratma çabası içerisine girdiklerini dava haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ederiz.
Davalı —– davaya cevap vermediği görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı — adet hasar dosyası alacağının tespiti ile davalı şirketlerden tahsilini talep etmiştir.
– tarihli – numaralı celsenin- numaralı ara kararı ile davacıya delil listesinde gösterdiği hasar dosyaları ve numaralarına ilişkin ayrıntılı açıklama yapmak üzere süre verilmiştir.
Davacı ek -. sıraya kadar olmak üzere hasar dosyalarının numaralarını ve hasar tutarlarını bildirmiştir.
— tarihli – numaralı celsenin 1 numaralı ara kararı ile davacı vekiline dava dilekçesinin talep sonucunu uğramış olduğu zarar talebi yönünden HMK 119/1-ğ gereği dava dilekçesine eklediği ve toplanmasını istediği deliller ile somutlaştırmak üzere – haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde davanın açılmamış sayılacağı ihtar edilmiştir.
Davacı – adet hasar dosyası için toplam—–TL hasar tazminat talebinde bulunduğu, belirtilen hasar dosyalarının davalı sigorta şirketinden celbini talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/1-ğ maddesinde: “Açık bir şekilde talep sonucu” dava dilekçesinde olması gereken zaruri unsur olarak sayılmıştır. Akabinde aynı maddenin ikinci fıkrasında eksiklik olması hâlinde, hâkim tarafından davacıya eksikliği tamamlamak üzere bir haftalık kesin süre verileceği emredici bir şekilde düzenlenmiştir. Yine ikinci fıkrada eksikliğin verilen süre içerisinde tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; dava dilekçesinde 48 adet hasar dosyasından alacak talep edildiği, aşamalarda — adet hasar dosyasından alacak talebine düşürüldüğü, dava değerinin ——TL olarak gösterildiği ve – adet dosyanın liste halinde hasar tarihi ve hasar bedeli belirtmek suretiyle gösterilmiş ise de; dava değerine nazaran hangi hasar dosyası yönünden hangi tutarda talebin bulunduğunun açıklanmadığı, -TL ‘nin kalem kalem olacak şekilde hasar dosyalarına paylaştırılmadığı görülmüştür.
Taleple bağlılık ilkesi uyarınca, dava konusunu davacı belirler. Mahkeme ancak davacı tarafından belirlenen konuda karar verebilir. Davacının talep etmediği bir şey hakkında karar verilemez. Mahkemece talepten daha azına karar verilebilir ise de dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucu belirler. Bu nedenle talep sonucu yeterince açık değilse hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK. m. 31) kapsamında açık olmayan talep sonucunu açıklatması gerekir.
Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen davacının talep sonucunu uğramış olduğu zarar talebi yönünden açıklamadığı anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gerekli olan 44,40 TL maktu harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye126,38TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —–davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2019