Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1358 E. 2020/563 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1358 Esas
KARAR NO : 2020/563
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete satıp teslim ettiği malların bedelinden bakiye kalan —– tahsili istemli faturanın davalı firmanın daimi çalışanına imza karşılığı teslim edildiğini; davalı tarafından faturalara hiçbir itirazda bulunulmadığını; bunun üzerine davalıdan bakiye alacağın tahsili için———— takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı; davalının başlatılan icra takibine faize itiraz ettiğini belirtmiş; davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin — —– olduğunu; davanın ve icra takibinin yetkisiz mahkemede açıldığını; davacı şirket tarafından, davalıya herhangi bir mal/hizmet teslim edilmediğini; taraflar arasında imzalanan bir sözleşme bulunmadığını; bu nedenlerle, öncelikle mahkemenin yetkisizliğine itirazın kabulüne, esas yönünden ise davalının borcu bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine, kötüniyetli başlatılan takip nedeniyle davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki mal ve hizmet satımına ilişkin düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine; ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davalıya dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, edildiyse davalının edimini yerine getirip getirmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, hangi miktarda alacak hakkı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
—— sayılı takip dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının—– olduğu takibin —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- asıl alacağın ferileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla takip olduğu; örnek no: 7 ödeme emrinin borçluya ——- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince verilen —- havale tarihli borca, faize ve faiz oranına yönelik itiraz üzerine İcra Müdürlüğü’nce —— tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen — tarihli esas ve —– tarihli ek bilirkişi raporları içeriğine göre; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davaya konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının –takip tarihi itibariyle davalıdan —– alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
——Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi hususunda talimat yazıldığı; ancak, talimat mahkemesince davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmediğinden talimatın bila ikmal iade edildiği hususunda; bilgi verildiği; görüldü.
Davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle—— aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ——–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine ve —— cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği——-davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturaların bir kısmının davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ———HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —— davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, aşan istem yönünden dava konusu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin yazılı delil ile ispat edilemediği, dava konusu bir kısım faturaların Vergi Usul Kanunu’nda belirlenen haddi aşmadığı, faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına alacağın varlığını göstermediği, aşan istem yönünden davacının yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığıdan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
—– sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —– asıl alacak yönünden iptaline, takibin anılan tutar yönünden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan —- %20 sine tekabül eden—– icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 609,84 TL harçtan peşin alınan 262,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 347,45 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 262,69 TL peşin harç ve 4,30 TL vekalet harcı toplamı: 296,19 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %41,96 ve kabul %58,04 oranına göre hesaplanan 1.926,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2020