Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1332 E. 2018/256 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1332 Esas
KARAR NO : 2018/256

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin 02/12/2016 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; 04/02/2010 tarihinde, sürücü —- sevk ve idaresindeki — plakalı aracı ile Muş istikametinden Bulanık istikametine seyir halinde iken belirtilen mevkiye geldiğinde viraj inişten girerek şerit ihlali yapması neticesinde karşı yönden gelen müvekkili —-In sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile karşılıklı çarpışması neticesinde çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında — plakalı araç sürücüsü —-‘ın kazanın meydana gelmesinde tek başına ve tamamen kusurlu olduğunu, davacı müvekkil …’ın söz konusu kaza dolayısıyla yaralanmış olduğunu, Muş Devlet Hastanesi tarafından 02/04/2016 tarihinde düzenlenen raporda müvekkilinin vücudunda meydana gelen kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisinin ağır (5) derecede olduğunun belirtildiğini, 22/09/2016 tarihinde Muş Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen müvekkiline ait Engelli Sağlık Kurulu Raporu’nda müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle %10 oranında malul kaldığının belirtildiğini, kaza neticesinde Bulanak Asliye Ceza Mahkemesi’nin — Esas Numaralı dosyası ile sanık— hakkında “Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” suçundan ceza yargılaması başlatıldığını, kazaya sebebiyet veren — plakalı aracın davalı şirketin — numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı … tarafından karşılanması için doğrudan doğruya sigorta şirketine 03/03/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin cevap verilmediğini, müvekkilinin 2918 sayılı yasadan kaynaklanan söz konusu kaza dolayısı ile işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını alabilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyan ederek, fazlaya haklı dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan toplam 1.000,00 TL daimi maluliyet tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihi olan 03/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin 20/12/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğradığını, dava konusu olay tarihi 04/02/2010 olduğunu, davacı tarafın talep ve davasının zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirketin nezdindeki poliçe sebebiyle davacıya karşı sorumluluğun doğabilmesinin sigortalı aracın kazanın oluşumunda kusurlu olmasına bağlı olduğunu ve sorumlu olacağı miktarın sürücünün kusur oranına göre belirlenmesi gerektiğini, davacının iddia edildiği gibi işgücü ve vücut fonksiyon kaybına uğradığının sabit olmadığı ve ayrıca tespite muhtaç olduğunu, davacının sürekli malul olup olmadığının adli tıp kurumu tarafından tespit edildikten sonra, aktüer bilirkişi tarafından maluliyet oranının hesaplanması gerektiğini, iddia edildiği gibi malul kaldı ise maluliyet tazminat miktarının tespiti gerektiğini, hesaplamanın aktüerler siciline kayıtlı aktüer sıfatına haiz bilirkişi tarafından yapılmasını, davanın reddini, yargılama ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini; talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:İncelenen tüm dosya kapsamında; davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan Tazminat davasının devam eden yargılaması sırasında davacı vekilinin 08/03/2018 tarihli beyan dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu bildirirek konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep ettiği görülmüş olup, mahkememizde görülmekte olan, iş bu — Esas sayılı dosya bakımından davacı tarafından davadan feragat edileceğinin bildirildiği; görülmüştür.
Sulh HMK mad. 313-315 maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığın kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yaptıkları bir sözleşmedir. Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde sulh ve ibra yetkisinin bulunması hususu da göz önüne alınmak ve dosya incelenmek suretiyle, 6100 sayılı HMK 313,314 ve 315 v.d. maddede düzenlenen sulhe ilişkin yasal hüküm de dikkate alınarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkındakarar verilmesine yer olmadığına; karar vermek gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında HMK m.315/1 son hükmü uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Sulhun ilk duruşmadan sonra yapıldığı anlaşıldığından Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 17,95 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 11,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırına iadesine,
3-Davacının yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 13/03/2018