Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1319 E. 2020/961 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1319 Esas
KARAR NO: 2020/961
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/11/2016
KARAR TARİHİ: 29/12/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı nezdinde —- poliçe numaralı —– sigortalı olduğunu, sigortalının işyerine ——— gecesi hırsız girdiğini, mağaza ve mağazadaki eşyalara zarar verildiğini, davacı şirkete ait çok sayıda cep telefonunun çalındığını, bu hırsızlık nedeniyle zarar meydana geldiğini, sigorta poliçesinde tüm zararın ayrı ayrı teminatlandırıldığını, davacı şirketin uğradığı tüm zararın tespit edilerek ödenmesi gerektiğini, hırsızlık eyleminin sigortalı tarafından derhal davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketçe cüzi miktar bir ödeme yapıldığını, poliçe limitleri dahilinde kalan mağduriyetin giderilmediğini belirtmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik —– tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davasının koşullarının oluşmadığını, davacı şirketin kiracı olarak faaliyet gösterdiği işyerinin —— tarihleri arasında sigorta poliçesinde belirtilen şartlar ve limitler dahilinde sigortalandığını, davacı tarafından —- tarihinde yapılan hasar ihbarı üzerine davalı şirket nezdinde ——— numaralı hasar dosyasının açıldığını, sigorta poliçesinde hırsızlık teminatının geçerliliği için öngörülen güvenlik önlemlerinin sigorta ettiren tarafından sigortalı işyerinde alınmadığını, hırsızlık olayının sigortalının güvenlik önlemlerine ilişkin kusurlu eylemleri sonucunda gerçekleştiğini, aktif alarm sisteminin olmadığını, alarmın işyerinden ayrılan daha önceki çalışana yönlendirildiğini, rizikonun sigorta teminatı dışında olduğunu, ağır kusur nedeniyle oluşan zararı reddetme hakkı olan davalının iyiniyet çerçevesinde——- kusur indirimi yaptığını, hasar miktarının yarısı olan — sigorta tazminatının —– tarihinde sigortalıya ödendiğini, yine sigorta poliçesinde muafiyet kaydı bulunduğunu belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirkete sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık rizikosu nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Diğer mal sigortası türlerinde olduğu gibi hırsızlık sigortasında da sigortalı rizikonun gerçekleştiğini ve uğradığı gerçek zararı kanıtlamak yükümlülüğündedir.
Taraflar arasında sigorta sözleşmesine konu iş yerinde —- tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiği, ekspertiz raporu ile tespit edilen emtianın hasara uğradığı, davalı sigorta şirketi tarafından —— sigorta tazminatı ödendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı sigortalının poliçe kapsamında alması gereken güvenlik önlemlerini alıp almadığı, bu nedenle dava konusu rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı, davacının uğramış olduğu zarar miktarı ile bu zarardan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —- başlangıç ve bitiş tarihleri arasında —– numaralı poliçe ile dava konusu iş yerinin ——– teminat altına alındığı görüldü.
Bilirkişiler —- tarafından düzenlenen —– tarihli heyet rapora göre; davacının güvenlik zafiyetinin yaşanması ve zararın daha fazla meydana gelmesinde önemli bir etkisinin bulunduğu, hırsızlık olayının meydana geldiği iş yerindeki toplam zararın —– olduğu, davalının zarardan sorumlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen —-havale tarihli talep arttırım dilekçesinde; dava değerinin — arttırılarak — çıkardığı, ——— tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, ıslah dilekçesinini bir nüshasının da davalı tarafa tebliğ edildiği görüldü.
Davacıya ait işyerinin davalı nezdinde sigortalı olduğu sırada işyerinde hırsızlık olayının meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından poliçe özel şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle hasarın teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle eksik ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait işyerinin davalı nezdinde sigortalı olduğu sırada işyerinde hırsızlık eyleminin işlendiği hususunda taraflar arasında bir çekişme mevcut değildir. Davada çözümü gereken yön poliçede kararlaştırılan özel şartın somut olayda yerine getirilmiş olup olmadığı, buna göre davalı sigorta şirketinin meydana gelen hasardan sorumlu bulunup bulunmadığının tespiti noktasındadır.
————- Sigorta sözleşmesine, teminat altına alınacak kıymetlerin muhafazası için özel hükümler konabilir. Bu takdirde sigortacı, sözkonusu kıymetlerin sigorta sözleşmesinde öngörülen şekillerde saklanmadığını ispat etmedikçe tazminat ödemekten kaçınamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bu maddeye uygun olarak davalı sigorta şirketi tarafından poliçede hırsızlık teminatı verilmesi için yukarıda belirtilen güvenlik notu başlıklı kısımda sayılan şu asgari önlemlerden birinin alınması aranmış olup buna göre; zemin ve/veya giriş katında bulunan risklerde, riziko konusu işyerinin kepenk veya demir parmaklıklarla kapatılmış olması veya çalışır durumda bulunan bir alarm sisteminin bulunması aranmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi incelendiğinde hırsızlık rizikosuna karşı verilen sigorta teminatının geçerliliği bazı özel koşullara bağlanmış olup, poliçeye konulan bu özel koşullar yasa ve genel şartların emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla geçerli bulunup, tarafları bağlayıcı niteliktedir. Söz konusu poliçede, hırsızlık rizikosunun sigortalı mahalde güvenlik şirketine, emniyete veya sahiplerinin telefonlarına bağlı alarm ve/veya tüm pencere, kapı ve vitrinlerde kepenk ve/veya parmaklık bulunması halinde geçerli olacağı açıkça kararlaştırılmıştır. Bu durumda, işyeri poliçede belirtilen şekilde koruma altına alınmasına rağmen bir hırsızlık eyleminin meydana gelmesi halinde sigorta şirketi poliçe uyarınca sorumlu olacaktır.
Somut olayda; hırsızlık eylemi rizikolu iş yerinin yan tarafındaki dükkanın duvarı kırılmak suretiyle meydana gelmiştir. Dosya içeriğinden, sigorta poliçesi kapsamında alarmın niteliklerinin belirlendiği, bu amaçla alarmın güvenlik şirketi, emniyet ya da şirket sahibinin telefonuna bağlı olması şartının getirilmediği, hırsızlık esnasında alarm sisteminin de faal olduğu, sigortalının eski çalışanının telefonuna uyarı sinyali gönderildiği, sistemin sonrasında sinyal göndermediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, eylemin gerçekleştirilme biçimi ile poliçede kararlaştırılan koruma önlemlerine uyulmaması arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığından davaya konu hırsızlık eyleminin poliçe teminatı dışında kalmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle taraflarca itiraz edilmeyen zarar tutarı yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kabulüne;
——- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.795,86 TL karar ve ilam harcından 29,20 TL peşin harç ile 1.183,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.583,66 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.926,96 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 1.183,00 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.245,70 TL ile 2.223,60 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020