Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1318 E. 2019/751 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1318 Esas
KARAR NO: 2019/751
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/11/2016
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davada yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait ——- çerçevesinde alçıpan, duvar, alçı, sıva ve boya işlerinin davacı tarafından yapılması amacı ile — tarihli ———- numaralı sözleşme uyarınca anlaşma yapıldığını; anlaşma çerçevesinde boyama işlerinin başladığını, davalı şirket tarafından hakediş raporlarının düzenlendiğini, davacı tarafından — nolu hakediş raporuna istinaden —- tarihli ——— sıra nolu irsaliyeli fatura hazırlanarak davalı şirkete gönderildiğini, davalı tarafından faturanın ödenmediğini, ödeme yapılmaması üzerine davalı ile görüşmeler yapıldığını ancak, olumlu sonuç alınmadığını, bu nedenle davacının alacağını tahsil için İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü’nün ———— sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının yasal süresi içinde haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini belirtmiş, davalının haksız ve hukuki aykırı itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini; yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ——- kapsamında yapılıp tamamlandığı iddia edilen inşaat işleriyle ilgili aleyhe beyanları kabul etmediklerini, taralar arasında böyle bir borç ilişkisinin mevcut olmadığını, bu nedenle davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmesini ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı tarafından dava konusu fatura tutarı kadar alacaklı olunduğundan bahisle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir.
İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; – tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …, borçlusunun —— olduğu, takibin ——– TL fatura alacağına yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce —– tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında alçıpan duvar, sıva ve boya işlerinin yapılması hususunda eser sözleşmesi kurulup kurulmadığı, davacının bu sözleşmeden kaynaklı edimini ifa edip etmediği, mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, davalının sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edip etmediği, bu itibarla davacının dava konusu fatura tutarı kadar alacağı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —– tarihli rapora göre; davacının —–yıllarında işletme hesabına göre, — yıllarında ise bilanço esasına göre ticari defterlerini tuttuğu, ticari defterlerin delil vasfına haiz olduğunu, davacının davalı adına düzenlediği —- tarihli —- TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı —-yılı ticari defterleri açılış kaydına göre davacının davalıdan —- TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi—- tarafından düzenlenen—- tarihli rapora göre; davacı şirketin — yılı sonu itibariyle ticari defterlerinde —- TL alacaklı olarak kapanış yapıldığı, davalı şirket ticari defterlerinde takip konusu —— tarihli —-TL tutarlı faturanın kayıtlı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre davacıya toplamda —- TL borçlu gözüktüğü tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ———-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur(HMK 222/4).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmındanispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir.Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan——TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya —- TL borçlu bulunduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ———ancak davacı ticari defterlerinin davacı aleyhine kesin delil teşkil ettiği, dava konusu faturanın —- yılından düzenlendiği, bu tarih itibariyle davacının bilanço hesabına göre defter tuttuğu, — yılına da ——— TL üzerinden devir yapıldığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının belirtilen miktar kadar haksız ve yersiz olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasında davalının—– TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına,
Aşan istemin reddine,
Alacağın likit niteliği gözetilerek; kabul edilen asıl alacak yönünden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 15.118,24 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.163,63 TL harçtan peşin alınan 1.094,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.069,51 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 8.665,03 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 1.094,12 TL peşin harç ve 4,30 TL vekalet harcı toplamı: 1.127,62 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %16,56 ve kabul %83,44 oranına göre hesaplanan 1.108,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2019