Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1315 E. 2022/388 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1315 Esas
KARAR NO: 2022/388
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/11/2016
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin, davalı şirketten alacaklı olduğu — vade farkı alacağının tahsili için davalı aleyhine —– dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak davalı borçlu tarafından yapılan borca itiraz ile takibin durduğu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olup iptali gerektiği, davalı şirket zamanında ödemesi gereken hakediş ödemelerini geciktirmesi sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde vade farkı anlaşması olduğu, davalı şirket hakediş ödemelerini zamanında yapmadığı gibi vade farkı alacağınına ilişkin yapılan anlaşmaya da uymadığı, davacı ve davalı arasında düzenlenen muhtelif tarihli sözleşmeler gereği davacının; —– kapsamında—– olarak yerine getirildiği ve davalı tarafa teslim edildiği, ancak işlerin devamı süresince davalı tarafından yapılması gereken hak ediş ödemelerinin taraflar arasındaki sözleşmelerde belirlenen şartlara uygun olarak zamanında yapılmadığı, davalı tarafından yapılan ödemeler —- gecikmelerle yapılmış olmakla bu gecikmiş ödemeler dolayısıyla müvekkili nezdinde vade farkı alacağı meydana geldiği, ardından davacının , söz konusu gecikmelerden dolayı meydana gelen ve toplamda — olan vade farkı alacağı için —– bedelli takip konusu faturayı düzenlemiş ve davalı tarafa tebliğ etmiş olduğu, bir ticari ilişkide vade farkı alacağı talep edilebilmesi için bu konunun taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alması ya da taraflar arasında böyle bir uygulamanın mevcut olması gerektiği, taraflar arasında yapılan sözleşmede vade farkı ödemesi kararlaştırılmış olduğu gibi taraflar arasında vade farkı uygulamasının bulunduğuna dair yasal delilleri olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği süre boyunca davalı tarafın ödemeleri geciktirmeyi devam ettirmesi karşısında, davacının vade farkı alacağına ilişkin —- bedelli ve kur farkı alacağına ilişkin —– bedelli olmak üzere düzenlemiş olduğu iki adet fatura davalı tarafından hiçbir itiraza uğramadan ödenmiş olduğu, taraflar arasında ihtilafsız olan daha önceki dönemlerde benimsenmiş vade farkı uygulaması olduğu, davalı tarafça yapılan vade farkı alacağına ilişkin ödemelerin tarafların ticari defterleri ile sabit olup, ticari defterlerin de taraflar arasındaki vade farkı uygulamasının varlığına kanıt teşkil edeceğinden bahisle, davalı tarafın itirazının iptali ile——sayılı takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafça müvekkili aleyhine —— sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla takip başlatılmış olup, takibe itiraz edildiği, itirazlarının haklı olup davacının aksi yöndeki iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığı, davacı Şirketin davayı müvekkiline gönderdiği faturanın itiraz edilmeden kayıtlara alındığı iddiasını temel alarak açmış olduğu, oysa e-fatura olarak gelen faturanın Müvekkili Şirket sistemine “onay için düştüğü an” reddedilmiş olduğu, davacı taraf tarafından düzenlenen fatura Müvekkili Şirket tarafından reddedilmiş iken ticari teamül oluştuğu iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğu, müvekkilinin faturayı reddetmesi ışığında davacı vekili tarafından sunulan —- konu ile alakasını tamamen kaybettiği, müvekkilinin, davacı tarafından —- faturaları olduğu iddia edilen fatura bedellerini yapılan imalatlara, imalat malzemelerinde oluşan ——değişikliklerine ve ortaya çıkan ek imalatlara istinaden bir kereliğine ödeme yapmış olduğu, bunların —- faturaları olduğu iddiasının gerçek olmadığı,davacının işleri eksiksiz olarak yerine getirdiği iddiasının da gerçek olmadığı, davacı tarafça işin sözleşmeye ve hukuka uygun şekilde tam ve ayıpsız şekilde tamamlanıp teslim edilmeden şantiye alanının terk edilmiş ve imalatların durdurulmuş olduğu, tutulan tutanak dahilinde davacı şirket tarafından“eksikliklerin tespit edildiği ve bu tarihten sonra bu eksikliklerin 3.kişiler eliyle ikmal edileceğininin” kabul edilmiş olduğu, eksikliklerin tespit edilmiş ve giderilmesi için —– tarihine kadar süre verilmiş olduğu, buna rağmen davacı şirketin eksik bıraktığı işlerin hiçbirini tamamlamamış, sözleşme gereği üstlendiği işi ifa etmemiş olduğu, davacı şirket Müvekkili Şirket’ten hiçbir alacağı bulunmadığı, müvekkili Şirkete borcu bulunduğu, davacının huzurdaki davayı ikame etmesinde hukuki yararının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu —- sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, takibin — alacağın tahsili istemli ilamsız takip olduğu, takip dayanağının, — tarihli, — hesaplana vade farkı açıklamalı ——- olarak belirtilen fatura olduğu, süresinde itiraz edilmiş olduğu berlirlenmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, raporlar alınmış, dava tarihinden sonra davacı şirketin iflasının açılması nedeniyle İİK 194. maddesi hükümleri gereği beklenmiş, iflas kararının kesinleşmesi ve iflas idaresinin teşekkül etmesi neticesinde, iflas idare memurları vasıtasıyla taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava ve takibe konu alacak istemi, taraflar arasındaki taşeronluk ilişkisi kapsamında, davalı şirketin hakediş ödemelerini geciktirdiği iddiasıyla, davacının vade farkı alacağının ödenmesi istemine ilişkindir.
Vade farkı istenebileceğine ilişkin şart, sözleşme ilişkisi kurulurken ya da daha sonradan tarafların ortak iradeleri ile kararlaştırılabileceği gibi sözleşme ilişkisinin devamı sırasında ticari teamül biçiminde de ortaya çıkabilir —–
Somut uyuşmazlıkta ise, davalı tarafın, —- taşeronu olarak üstlendiği, bu iş kapsamında proje ve şartnamede belirtilen——– konusunda dosyamız tarafı şirketlerin, yapım sözleşmesi imzalamış olduğu, tarafların ayrıca süreç içerisinde bahse konu ana sözleşmeye ek protokoller ve sözleşmeler imzalamış oldukları belirlenmiştir.
Davacı tarafça, hakedişlerinin gecikmeli ödendiği iddiasıyla dava ve takibe konu faturayı düzenlediği, ancak Mahkememizce talimat Mahkemesi vasıtasıyla davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı kayıtlarına göre, davacının davalıdan — alacağı bulunduğu, dava konusu—– fatura kaydına rastlanmadığı belirtilmiştir.
Davaya konu vade farkı alacağı istemi yönünden, taraflar arasındaki sözleşmelerin incelenmesinde ise, taraflar arasında her blok için ayrı ayrı sözleşmeler yapılmış olduğu, sözleşmelerin teknik kısımları hariç olmak üzere bir birinin kopyası şeklinde olup, —— hakkediş bedellerinin nasıl ödeneceği kararlaştırılmış olduğu, buna göre onaylanmış olan hakedişlerin —- gün içinde, geri kalan —– gün içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı belirlenmiştir.
Buna karşın hakediş tutarının, anılan maddede kararlaştırılan şekilde ödenmemesi halinde nasıl bir yol izleneceği, vade farkı ödeneceğine dair bir düzenleme taraflar arasında yapılmamıştır. Aynı şekilde hakediş bedelinin kararlaştırılan vadede ödenmemesi halinde hangi faiz oranı üzerinden vade farkı ödeneceğine dair de bir hüküm bulunmamaktadır.
Davaya konu vade farkı alacağı istemi yönünden, taraflar arasında yazılı bir mutabakat bulunmadığı tespit edilmiş olmakla Mahkememizce, vade farkına ilişkin oluşmuş bir teamül olup olmadığı yönünde inceleme yapmak gerekmiş, bu yönden taraf ticari kayıtlarının incelenmesinde, davacı tarafça, davalı adına ——tutarında vade farkı faturası düzenlendiği ve faturanın her iki taraf kayıtlarında da bulunduğu, bu fatura haricinde “vade farkı” faturasın adı altında düzenlenmiş başkaca faturaya rastlanmadığı, davaya ve takibe konu davacı tarafından davalı adına ticari fatura niteliğinde düzenlenen —- tutarındaki —-faturanın davacının kayıtlarında bulunmadığı, ayrıca, bu faturanın da davalı tarafından elektronik ortamda ret edilerek kabul edilmediği, yapılan bilirkişi incelemeriyle belirlenmiştir.
——sayılı kararına göre, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması gerekmektedir. Taraflar arasında vade farkı ile ilgili yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının vade farkı talep edebilmesi için taraflar arasında bu konuda teamül halini almış fiili bir uygulamanın bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Teamülün mevcut olduğunun kabulü için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.—–
Davacı tarafça aşamalarda, dava ve takip konusu yapılan vade farkı alacağına ilişkin yazılı bir mutabakatın varlığı ispat edilemediği gibi, yukarıda açıklandığı üzere en az iki vade farkı faturasının da davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması suretiyle taraflar arasında bir teamülün oluşması olgusunun da ispat edilemediği, vade farkı açıklamalı olup her iki taraf defterlerinde yer alan—– tutarlı faturanın bir teamülün varlığını ispata yetmediği, davaya konu faturanın da davalı tarafça iade edilmiş olduğu nazara alınarak, davacının vade farkı alacağı isteminin ispat edilemediği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 55.324,42 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 55.243,72‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 134.432,84 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2022