Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1307 E. 2019/628 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1307 Esas
KARAR NO : 2019/628
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 07/03/2017
KARAR TARİHİ: 03/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davaların yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas davada davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 15/04/2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını; bu bayilik sözleşmesinin konusunun davacı şirket tarafından yapılan ticari araçların ve yedek parçaların davalı tarafından, satış yetkisi verilen ülkelerde satışının yapılması olduğunu; bayilik anlaşmasına göre her ay 20 adet saldorse (konteyner taşıyıcı) davalı şirket tarafından, davacı şirketten alınıp sevkiyatının yapılacağını; yıl bazında minimum sipariş adetinin 350 adet olarak belirlendiğini; buna istinaden davacı şirketin saldorse (konteyner taşıyıcı) yapımına başladığını; bunlardan 24 tanesinin davalı şirket tarafından teslim alındığını ve bedelinin de ödendiğini; ancak, davalı şirket tarafından, davacı tarafından yapılan 74 adet aracın teslim alınmadığını; bu kapsamda, davacının davalıya bayilik sözleşmesine göre 74 adet aracı teslim alması hususunda ——- tarihli ———– yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ettiğini ve araçların faturalarını düzenleyip gönderdiğini; ancak, davalı tarafından araçların teslim alınmadığını ve kesilen faturaların da davacıya geri gönderildiğini; davalı şirketin malları teslim almaması nedeniyle ihraç kayıtlı olarak kesilen faturaların araçlar gümrük alanına çekilmeyip KDV’si de düşülemediğinden; kesilen faturaların davacı tarafından iptal edildiğini; davacı şirketin bayilik sözleşmesi gereği ürettiği araçların her bir tanesinin fiyatının araçlar ihraç kayıtlı olduğundan KDV hariç 15.250,00 USD olduğunu; bu kapsamda, fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.128.500,00 USD bedelin fiili ödeme günündeki kur karşılığı üzerinden ve araçlar ihraç kayıtlı olduğundan artı KDV’si ve ticari temerrüt faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı şirketin mal kaçırma ve kaçma ihtimali bulunduğundan davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mallarına teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Esas davada davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça, davaya konu ihtilafa ilişkin olarak husumetin sadece davalı şirkete yöneltilmesinin hukuken doğru bulunmadığını; zira davacının, davasına dayanak yaptığı 15/04/2015 tarihli bayilik sözleşmesi incelendiğinde; bahsi geçen sözleşmede ————- da davalı ile birlikte sözleşmenin tarafı olduğunun görüleceğini; davacının delil listesi ek-1 de yer alan bayilik sözleşmesinin ilk giriş cümlesinde “işbu anlaşma ———- tarihinde aşağıdaki 3 firma arasında imzalanmıştır” şeklinde bulunduğunu; davacının bayilik sözleşmesine dayanak yaptığı davasının, diğer firma —————- devre dışı bırakılarak sadece davalı firmayı muhatap almasının hukuken yanlış bulunduğunu; davacının tek başına husumete taraf bulunmadığını; bu nedenle, husumete yönelik itirazda bulunduklarını; davacının iddialarına karşı olarak da; davalı şirketin, davacının iddia ettiği gibi her ay 20 araç yıl bazında ise minimum 350 araç satın alma zorunluluğuna yönelik davacıya karşı bir taahhüdünün bulunmadığını; zira davalının, fabrika ile satıcı arasında aracılık yaptığını; yapılacak satış miktarını bilebilecek ve öngörebilecek durumda bulunmadığını; davalının, davacı şirket ile ———— firması arasındaki satışlara aracılık yaptığını; bayilik sözleşmesi hükümlerinin hiçbir zaman uygulanmadığını; bayilik sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini; davacı tarafın beyan ve iddialarının tamamen gerçek dışı bulunduğunu; davacının, dava dilekçesi ekinde 3 nolu delil olarak ibraz ettiği —————nolu 30 araç siparişine yönelik sözleşme ve ————- nolu, 170 adet araç siparişine yönelik sözleşme incelendiğinde; bu sözleşmelerin davacı tarafından düzenlendiğini ve sözleşmelerde davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığının görüleceğini; söz konusu siparişlerin kesin sipariş olması ve sözleşmelerin geçerli olması için davalı tarafından imza ve kaşe ile onaylanmasının gerektiğini; taraflar arasındaki uygulamanın da bu yönde bulunduğunu; delil listeleri ekinde sunulacak olan araç satışına ilişkin ———— tarihli sözleşmelerinde görüleceği üzere sözleşmenin taraflarca karşılıklı imzalanarak siparişin tamamlandığını; davacının dava dilekçesindeki beyanlarının çelişkiler içerdiğini; ayrıca, davacının iddiasının aksine elindeki 74 adet aracın özel imalat niteliğinin bulunmadığını; davacının oldukça geniş bir pazarı olan araçları piyasa rayiç değerinden satmak yerine, daha yüksek olan daha önce davalıya sattığı 24 adet araç rakamından davalıya satmaya çalıştığını; bu nedenlerle, davacının haksız ve kötüniyetli davasının reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında zaman zaman iş araçları, damper satın alındığını, müvekkilinin davalıdan almayı düşündüğü 10 adet treyler için 100.000,00 USD tutarında avans ödemesi yapıldığını, müvekkilinin araçları almaktan vazgeçmesi üzerine avansın davalı uhdesinde kaldığını, ödenen tutarın iadesi için davalıya bildirildiğini ancak davalının avansı iade etmemesi üzerine———— tarih ve ——– yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiklerini, davalının avansı iade etmemesi üzerine Gebze 4. İcra Müdürlüğünün ———– esas sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalıya gönderilen dekontlarda “10 treyler ön ödeme” açıklaması bulunduğunu, davalının müvekkiline 100.000,00 USD tutarındaki avans ödemesini iade etmediğini ve araç satışı yapmadığı düşünüldüğünde davalının müvekkiline borçlu olduğunu, bu nedenle borca itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu,bu nedenle Gebze 4. İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline ve takibin devamına ayrıca %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde davacı vekili her ne kadar 10 damper treyler için yapılan avans ödemesi olduğunu bildirmiş ise de bu bu iddiaların asılsız olduğunu, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında 10 adet damper treyler yapımına ilişkin sözleşme bulunmadığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ——-tarihli bayilik anlaşması imzalandığını, iş bu bayilik sözleşmesinin konusunun müvekkili şirket tarafından yapılan ticari araçların ve yedek parçaların davalı şirket tarafından, satış yetkisi verilen ülkelerde satışının yapılması olduğunu, bayilik anlaşmasına göre de davacı şirketin avans ödemesi yaptığını ancak davalı şirketin müvekkili tarafından yapılan araçları teslim almadığını, buna ilişkin davacı şirket ile müvekkil şirket arasında İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- Esas sayılı dosyası ile açılan davanın devam ettiğini, davacı şirket her ne kadar müvekkil şirketten alacağı olduğunu iddia etse de asıl müvekkili şirketin davacı şirketten alacağı bulunduğunu, davacı şirketle ile müvekkil şirket arasında yapılan bayilik sözleşmesi gereği müvekkili şirketin araç yapımını başlattığını ve devam ettiğini ancak davacı şirket sözleşmeye uymayıp yapımını istediği araçları teslim almadığını bu nedenle de müvekkil şirketin mağdur olup zarara uğradığını, tüm bu nedenlerle esas bakımından davanın reddine ve işbu dava ile İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin———– Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ana dava yönünden;
Davacı vekilince, taraflar arasında mevcut 15/04/2015 tarihli bayilik sözleşmesi gereği ve davalı tarafça gönderilen sipariş sözleşmeleri gereği, 74 adet aracın davacı tarafça yapıldığı, faturalarının düzenlenerek davalı şirkete gönderildiği ve araçların teslim alınması hususunun noter ihtarnamesi ile ihtaren bildirildiği halde, davalı tarafça araçların teslim alınmadığı, faturaların da geri gönderildiğinden bahisle, ayrıca araçların özel üretim olup başka firmaya satışının mümkün olmadığından bahisle araç bedellerinin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilince, bayilik sözleşmesinin hiç yürürlüğe girmediği ileri sürülmekle beraber, bayilik sözleşmesinde müvekkili ile birlikte ———– firmasının da sözleşme tarafı olduğu ileri sürülmüş olmakla, dosyaya sureti sunulan bayilik sözleşmesindeki imzaları inkar edilmemiş olmakla, değerlerlendirmeler anılan bayilik sözleşmeleri çerçevesinde yapılmıştır.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davacı tarafça davaya konu araçlara ilişkin faturaların iptal edildiği, bu nedenle faturaların defterlere kayıt edilmediği, 24 adet, davalıya teslim edilip bedelinin tahsil edildiğinde ihtilaf bulunmayan araca ilişkin faturanın kayıtlı olduğu, davalı yönünden de davaya konu araçlara ilişkin faturaların defterlerinde kayıtlı olmadığı belirlenmiştir.
Davacı taraf iddiası, yapılan 74 araca ilişkin üretimin, taraflar arasında kararlaştırılan sözleşmede belirlenen yıllık ve aylık sipariş sayılarına ve davalı taraftan mail ile gelen siparişlere istinaden yapıldığı yönündedir.
Davalı tarafça ise, sözleşmede bir alım taahhüdünün öngörülmediği, kesin siparişlerin yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, nitekim teslimi ve ödemesi yapılan 24 adet araca ilişkin prosedürün o şekilde gerçekleştiği, ——————3 referans nolu araç siparişlerinde davalı imzası da olmadığı, o sayıda bir siparişlerinin de olmadığı ileri sürülmüştür.
Her iki taraf da aynı sözleşme hükümlerine dayanmakla beraber farklı anlamlarla yorumlamaktadır.
Siparişlere ilişkin sözleşmenin 7.maddesinin tetkikinde, kesin siparişler ibaresinin kullanılmış olması, yine 7.maddede “bayi sözleşme gereği, taahhüt ettiği yıllık satın alma adetlerini ———— satın almak zorundadır” ibaresi; buna karşın sözleşmenin 35.maddesi gereği ayrılmaz parçası sayılan “Ek-B: Satış hedefleri” başlığında min.sipariş adeti toplam: 350 adet/ yıl şeklinde düzenlenmiş iken yedek parçalar başlığında yedek parçasıyla ilgili stok talebine ilişkin taahhüt ettiğine dair ibareye yer verildiği görülmüştür. Anılan düzenleme ve sürecin uygulanmasına ilişkin dosyaya sunulan kayıtlardan, Mahkememizce verilen kanaat, yedek parça bahsinde açıkça taahhüt ibaresine yer verilmişken, araçlar bahsinde bir taahhüt ibaresine yer verilmemiş olmasından dolayı, taraflarca mutabakata varılmış bir taahhüt değil, bir hedef adedinin belirlendiği, siparişlerin taraflarca imzalanmış sipariş formuyla teyit edilerek üretime geçildiği, davacı tarafça dilekçesine eklenen ——— referans ve———— referans numaralı sözleşme başlıklı belgede davalı taraf imza ve kaşesinin bulunmadığı, 170 + 30 adet toplamda 200 adet araca ilişkin sipariş konusunda tarafların anlaştığının kabul edilemeyeceği, nitekim davacı tarafça da bu sayıda üretimin ispat olunamadığı, bu itibarla davalı tarafça sipariş edilmeyen ve teslim de alınmayan 74 adet araca ilişkin bedellerinin tahsilinin de talep edilemeyeceği kanaatiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
Birleşen Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———– esas sayılı dosyası yönünden;
Dava, birleşen dosya davacısı tarafından 100.000,00 USD’nin tahsili istemi ile yapılan takibe itirazen açılan itirazın iptali davasıdır.
Dayanak takip dosyası, dosyamız arasına alınmış, 04/12/2015 tarihli 50.000,00 USD avans ödemesi 14/01/2016 tarihli 13.000,00 USD avans ödemesi, 14/01/2016 tarihli 28.000,00 USD avans ödemesi ve 14/01/2016 tarihli 9.000,00 USD avans ödemelerinden kaynaklanan cari hesap alacağı açıklamasıyla takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacısı vekilince dava dilekçesinde, davalı şirketten almayı düşündükleri 10 adet damper treyler araç ile ilgili davalıya 100.000,00 USD avans ödemesi yapıldığı, müvekkillerinin kesin sipariş vermediklerini, araçları almaktan vazgeçtiklerinden bahisle ödenen 100.000,00 USD’nin iadesi amaçlı takip yapıldığı ileri sürülmüştür.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde; 10 damper treyler için avans ödemesi iddiasının asılsız olduğu, taraflar arasında 15/04/2015 tarihli bayilik sözleşmesi olup anılan ödemenin de bayilik anlaşmasına göre avans ödemesi olduğu ileri sürülmüştür.
Davacı vekilince davasına dayanak yapılan ödemelere ilişkin dekontların tetkikinde;
14/01/2019 tarihli 9.000,00 USD tutarlı havalede ve 14/01/2016 tarihli 13.000,00 USD tutarlı havale “10 damper treyler ön ödeme” açıklamasının bulunduğu, 04/12/2015 tarihli 50.000,00 USD tutarlı havalede “cari hesaba istinaden” açıklamasının yapıldığı 14/01/2016 tarihli 28.000,00 USD tutarlı havalede ise “10 damper treyler ödemesi” açıklamasına yer verildiği görülmüştür.
Anılan ödemelere ilişkin taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, alınan 26/03/2018 tarihli rapor ile toplam 100.000,00 USD ödemenin her iki tarf defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça da anılan tutarın davacıya borcu şeklinde kayıtlarına işlenmiş olduğu, ne var ki taraflarca kur değerlemesi yapılmak suretiyle davacı tarafça ilgili tutarın 333.381,57 TL alacak, davalı tarafça ise 274.210,90 TL borç olarak defterlerine kayıt edildiği belirlenmiş, denetime elverişli bulunan rapora Mahkememizce de iştirak olunarak hükme esas alınmıştır.
Taraf defterlerinde yapılan inceleme, her iki tarafça, takip tutarı 100.000,00 USD’nin defterlerine işlenmiş olması, taraf kayıtlarından ödemenin avans mahiyetinde yapıldığının anlaşılması karşısında davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Esas davanın sübut bulmadığından reddine,
a-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 64.428,44 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 64.384,04 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
b-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 102.927,09 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
2-Birleşen Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- Esas sayılı davasının kabulü ile; Gebze 4.İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
69.672 TL icra inkar tazminatının davalı ———– tahsili ile davac———-verilmesine,
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 23.976,81 TL karar ve ilam harcından 4.252,41 TL peşin harç ve 1.741,80 TL icra harcının mahsubu ile bakiye 17.982,60 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 27.010,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı ve 4.252,41 TL peşin harç ve 1.741,80 TL icra harcı toplamı: 6.025,61 TL ile aşağıda dökümü yazılı 610,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
e-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davalı/ birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/07/2019
Birleşen davada davacı yar.gid.:
Bilirkişi Ücreti: 400,00 TL
Posta Masrafı : 210,30 TL
TOPLAM : 610,30 TL