Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1288 E. 2020/263 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1288 Esas
KARAR NO: 2020/263
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 07/10/2016
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacının araba kiralama ve satın alma işi yaptığını, davacının davalıdan ——— tarihinde araba satın aldığını, karşılığında ödemenin peşinat ve 2 adet araç takası olacağı yönünde davalı ile anlaşıldığını, ——– tarihinde sözleşme gereği anlaşılan kaparo bedeli olan ———- borçlunun hesabına ödendiğini, kalan bedel için 1 adet araç teslim edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak aracı davacıya teslim etmediğini, davacının———— ana bayiiden yaptığı sorgulamada davalı tarafından böyle bir siparişin hiç oluşturulmadığını ve sözleşme konusu aracın başka bir müşteriye satıldığını öğrendiğini, davalının borca aykırı davranışı ile sözleşmenin feshi sonucu davacının ödemiş olduğu ———- nakit paranın ve teslim tarihinden bu yana kullanılmakta olan davacıya ait bir adet aracın kira bedeli ——— tahsili amacıyla ——– İcra Müdürlüğü ——— Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini belirtmiş, davalı borçlunun ——– İcra Müdürlüğü ————-Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ———– işi ile iştigal ettiğini, tarafların bir adet aracın alınması ve davacı tarafın talebine göre yeniden ———– edilmesi amacıyla——– tarihinde sözleşme akdettiğini, sözleşme hükümleri gereği davacının sipariş edilen araç bedeli olarak ———- ile ———- plakalı iki adet ———— marka aracı davalıya devir ve teslim edeceğini, davalının ise ——- yapılacak aracın siparişini vereceğini, aracın ——— için gerekli parçaları satın alacağını, sipariş edilen aracın davalıya tesliminden itiabren ——- içerisinde yeniden ——- edilerek davacıya teslim edileceğini, davalının — yapılacak aracı —- tarihinde —– bayiiden sipariş edildiğini, aracın —-için gerekli malzemelerin sipariş edildiğini, davacının sözleşme gereği ———- tarihinde davalı hesabına yatırdığını, ancak sözleşme gereği devir ve teslim edilmesi gereken —————- plaka sayılı iki adet aracın teslim edilmediğini, araçların satılması için gereken vekaletlerin verilmediğini, davacının sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi sebebiyle sipariş edilen aracın teslim alınmadığını, davalının ödenen ———–malzemeler sipariş edildiği için iade etmediğini, sözleşmenin 3. Maddesi gereği sözleşmeden cayılması halinde davacının ———–cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacının sözleşmeyi —————— tarihli ihtarname ile feshettiğini, icra takibinin haksız olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini ve davacının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dava; sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle ödenen kapora bedelinin iadesi ile mahrum kalınan kira bedeli talebine; ilişkindir.
———— İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ———- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ————– borçlusunun davalı—————olduğu, asıl alacak ———– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya ———–tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ———— havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
HMK’nın 33. maddesine göre hakim ———- resen uygular. Bu nedenle mahkemece; tarafların gösterdiği hukuki sebep ile bağlı olmaksızın somut uyuşmazlığa uygun olan hukuki müessese ve ilgili kanun hükümleri belirlenerek uyuşmazlığın doğru hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. Bu açık düzenleme karşısında tarafların, iddia ve savunmalarının dayanağı olarak farklı bir yasa kuralına dayanmış olmaları tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurmaz ve bu konuda usuli kazanılmış hak doğduğundan da söz edilemez.
Eser sözleşmesinin diğer sözleşme türlerinden ayırt edilmesi bakımından öncelikle bu sözleşmelerin kanundaki tanımlarından yararlanılmalı, sonuca gidilemediği takdirde sözleşme türlerine ilişkin özel hükümlerden yararlanılmalıdır. Kanundaki tanımlara göre eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK 470/1). Satış sözleşmesi ise satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir (TBK 207/1).
Satış sözleşmesinde satılanın teslimi ve mülkiyetin nakli ön plandadır. Satılanın meydana getirilmesi aşaması ise alıcı için önemli değildir. Oysa, eser sözleşmesinde teslim edilecek şeyin meydana getirilme aşaması da alacaklı için önemlidir. Sözleşme akdedildiği sırada sözleşme konusu mevcut değilse kural olarak eser sözleşmesinin varlığından söz edilir. Yine, eser sözleşmesinde iş sahibinin yükleniciye talimat vermesi söz konusu iken satış sözleşmesinde bu söz konusu değildir.
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan ———- tarihli sözleşme taraflarca satış sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de sözleşme ile satıcının davalı için satın aldığı aracın belirlenen nitelikteki ——–yapması alıcının ise bunun karşılığında —————-iki adet aracı satıcıya teslim etmesinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu haliyle taraflar arasındaki sözleşme, TBK’nın 470 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerinin ağırlık bastığı atipik bir sözleşmedir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığa satış sözleşmesine ilişkin hükümler değil, TBK’nın 470 ila 486. maddelerininde düzenlenen hükümlerin uygulanması gereklidir.
TBK’nın 479. uyarınca iş sahibinin bedel ödeme borcu sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa eserin teslimi anında muaccel hale gelir. Eserin teslimi demek, o şeyin sözleşmesine, amacına, fen ve sanat kurallarına uygun meydana getirilmesi demektir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede ——————- gerçekleştirileceği aracın bayi tarafından yükleniciye tesliminden itibaren 10 gün içerisinde eserin teslim edileceği düzenlenmiş, karşı edimin muaccel olacağı an ise kararlaştırılmamıştır. Yine somut olayda, davacı iş sahibi için kanundan doğan önce ifa yükümlülüğü, edimin niteliğine dayanan önce ifa yükümlülüğü veya teamüle dayanan önce ifa yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı tarafın karşı edimi teşkil eden bahse konu iki adet aracın teslim edilmediğinden bahisle edim sorumluluğundan kurtulduğuna ilişkin savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Zira davalı kendi edimini yerine getirmeye hazır olduğunu bildirmeden davacıdan alacağını talep edemez. Aksi takdirde, karşı tarafın (davacının) ödemezlik def’i ile karşılaşma riski doğar.
Davalının sözleşmenin başında ödenen ——————–malzemesi alındığı yönündeki savunması da mahkememizce değerlendirilmiştir. Aksine anlaşma yapılmadıkça, eseri meydana getirme borcu bakımından yüklenicinin ne işin gerçekleştirilmesi bakımından ön finansman(avans) ne de işin devamına ve gelişimine bağlı bir kısmi ödemeye ilişkin talep hakkı vardır. Somut olayda; davacının davalıya——–peşin ödeme yapması kararlaştırılmış, ——– tarihinde ödeme banka kanalıyla yapılmıştır. Peşin ödeme ile iç ———– malzemesi alınması edimin yerine getirildiği ve davalının karşı edimin tamamını talep edebileceği anlamına gelmez. Kaldı ki, alındığı iddia edilen iç ———- malzemeleri sözleşmenin feshinden sonra iş sahibine teslim de edilmemiştir.—————–
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 473. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir. Eserin teslimi tarihinin belirlenmemiş olması yüklenicinin işe dilediği zaman başlayabileceği anlamına gelmez. Aksi anlaşılmıyorsa derhal işe başlanılmalıdır. Eser için malzeme alınması, proje çizilmesi ya da hazırlık için girişilen faaliyetler de kural olarak eserin icrasına başlanıldığı anlamı taşımaktadır.
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen ———- tarihli sözleşmede iç dizaynın gerçekleştirileceği aracın bayi tarafından yükleniciye tesliminden itibaren ——- içerisinde eserin teslim edileceği düzenlenmiştir. Davalı tarafından sunulan proforma fatura içeriğinden dava konusu iç dizaynın yapılacağı aracın sipariş edildiği anlaşılmakta ise de dava dışı ————————– cevabına göre taraflar adına bir satış işlemi yapılmadığı görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafından araç siparişinde bulunulması eserin icrasına başlanıldığını gösterse de davalının da kabulünde olduğu üzere siparişten vazgeçilmesi karşısında davacının belirsiz bir süre sözleşme ile bağlı kalması düşünülemez. Kaldı ki, sözleşmenin akdedildiği ———— tarih ile davacının sözleşmeden döndüğü ———- tarihi arasında da eserin icrasına başlamak için yeterli süre bulunmakta, bu sürede eserin icrasına başlanmadığı davalı tarafından da kabul edilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 473. Maddesi gereği sözleşmeden dönen davacının sözleşme gereği yerine getirmiş olduğu edimleri ———- istemekte haklı ve hukuki menfaati vardır. Mahrum kalınan kira bedelinden kaynaklanan alacak talebi yönünden ise —————-plakalı aracın davalıya teslim edildiği, davalının kullanımında olduğu davacı tarafından ispat edilememiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında birtakım fotoğraflar sunulmuş ise de bahse konu fotoğraflar aracın davalının hakimiyetinde olduğunu göstermez. Kaldı ki, Hmk. madde 141 gereği iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının başlamış olduğu, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnalarının da işlerlik kazanmadığı, davalının iddianın genişletilmesine açıkça muvafakat etmediği görüldüğünden mahkememizce davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiş, yukarıda açıklanan gerekçeler ile tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
——–İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ——– asıl alacak yönünden iptaline, anılan tutara takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan —- %20’sine tekabül eden ————-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 386,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 979,72 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT m.13/2) uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 286,48 TL peşin harç ve 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplamı: 419,98 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %37,50 ve kabul %62,50 oranına göre hesaplanan 728,12 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %37,50 ve kabul %62,50 oranına göre hesaplanan 16,72 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2020