Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/128 E. 2022/324 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/128 Esas
KARAR NO: 2022/324
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/02/2016
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile aralarında ihitilaf konusu olan alacakla ilgili —- dosyasının karara bağlandığı, bu kararın — onandığı, bu karar ile davalıdan —– alacağının tahsil edildiği ancak dava dilekçesinde faiz talebi olmadığından Mahkemenin faize hükmetmediği, alacağın vade tarihi aşağıdaki şekilde olduğundan talebi olsaydı —– de hükmolunacağı, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında—–tarihli —— imzalandığı, ilamda —- olduğu,—- olduğu belirtildiği, bu durumda —-olduğu, bu durumda alacağın vade tarihi ile davanın hüküm tarihi olan —-dönem faiz alacağı vade tarihi en geç dava tarihi —-olarak kabul edildiğinden davanın bitim tarihi olan —— alacağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki alacak davası sonucunda mahkemece hükmolunan asıl alacak, davacı tarafça—— icra takip dosyası ile tahsil edilmiş bulunduğu———-asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçların da sona ermiş olacağı” düzenlendiği, maddenin ikinci fıkrasında, işlemiş faizin ifasını isteme hakkının yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş olması halinde istenebileceği belirtilmekte olduğu, ——– emsal kararında açıkça, asıl borcun ödenmesi sırasında işlemiş faizi isteme hakkının saklı tutulması gerektiği, aksi takdirde artık faizin talep edilmesinin mümkün olmayacağı belirtildiği, kaldı ki davacının faiz talebi, asıl alacağın zamanaşımı süresine bağlı olup sözleşme ve dava tarihi gözetildiğinde faiz alacağı bakımından zamanaşımı süresinin geçmiş bulunduğu, davacı, davalı ile arasındaki —- tarihi olduğunu, asıl alacağa ilişkin dava sonucu verilen kararda, — olduğu ve —- olduğu, buna bağlı olarak —- faiz alacağı için vade tarihinin —- dönem faiz alacağı için vade tarihinin ise dava tarihi olan —– tarihi olduğunu ve hüküm tarihi olan — tarihine kadar faiz hesaplaması yapılması sonucunda toplam faiz alacağının —— olduğunu iddia ettiği, davacının, davalı bakımından temerrüt tarihini hatalı tespit etmiş olması gereğince, buna dayalı olarak yapılan faiz alacağı hesabı da hatalı olduğunu, bu nedenle davacının talebine konu faiz alacağı tutarına ve hesaplama yöntemine de itiraz etme gereği doğduğunu, davacı, dava konusu asıl alacağa ilişkin işlemiş faizin ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ——- hüküm, hiçbir tereddüte yer vermeyecek bir açıklıkla, faizin ödenmesinde temerrüde düşülmesinden dolayı, faiz borcuna ayrıca faiz yürütülemeyeceğini öngördüğünü, söz konusu hüküm gereğince, temerrüde düşen borçlunun, geçmiş günler faizine mahkum olduktan sonra, geçmiş günler faizini ödemekte temerrüde düşmesi halinde, bunlar için tekrar temerrüt faizi yürütülmesi mümkün olmadığı, ——-şekilde, yasal faiz ve temerrüt faizinin hesaplanmasında mürekkep faiz yürütülemeyeceğine dair düzenleme mevcut olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; ana para alacağına bağlı olan faiz alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, ——– incelenmesinde taraflarının işbu dosyanın taraf ve sıfatı ile aynı olduğu, davanın art arda teslimli ——- doğan müspet zararın tahsiline ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan —–tarihli art arda teslimli — davacının sözleşme süresince —— ———– almayı taahhüt ettiği, —— olduğu, davalının sözleşmede belirtilen miktarda —– satın almadığı hususunun ihtilafsız olduğu, taraflarca sözleşmenin bitim tarihinden—— öncesinde sona erdirme isteğini belirtir yazılı bildirimde bulunulmadığı, buna göre ——- gereğince sözleşmenin aynı şartlarla —- uzadığı ve bu davanın açıldığı —— kadar tarafların —— feshetmediklerinin tarafların kabulünde olduğu, davacının bu davayı açarak müspet zararının tazminini talep etmesi üzerine müspet zararın ancak sözleşmenin feshi halinde istenebileceği kuralı dikkate alınarak sözleşmenin davanın açıldığı tarihte feshedildiğinin kabul edilmesi gerektiği, davalının kendisine gönderilen —— taşımadığı iddiasını ispat için dosyaya —— sunduğu, ancak sunulan bu analiz raporlarının davacının sattığı ——- ilişkin olup olmadığının anlaşılamadığı, ayrıca davalının ayıbın ihbarı ——-yerine getirdiğine dair dosyaya yeterli delil ibraz etmediği, davacının davalıya sattığı —elde ettiği —– davalı tarafından asgari olarak alınması gerekipte alınmayan —- oranlanması sonucu davacının — olduğu— davanın açıldığı tarihe kadar davalının alması gereken ——miktarının —olduğu, bu miktarında oranlanması sonucu davacının —- olduğu, bu haliyle davacının talep edebileceği toplam müspet zararının—- olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, —müspet zararın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, anılan kararın —— onandığı anlaşılmıştır.
Konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre; faiz, asıl alacağa bağlı yan hak olduğu için, asıl alacak sona erdiği durumda faizin de sona ereceği, —-alacaklı asıl alacak sona erince,—- işlemiş faiz alacaklarını isteyebilmek için, bu hakkını saklı tutmak zorunda olduğunu, —– önce işlemiş olan faizleri isteme hakkının saklı tutulduğu bildirilmiş veya durumun özelliğinden anlaşılmış olmadıkça, bu faizler istenemez.” hükmü yer aldığını, somut olayda; ——— ilamının icraya konulduğu ve asıl alacak ve karar tarihinden icra takibine kadar olan faizin davacı şirkete ödenmiş olduğu, ancak dosyada yapılan incelemede alacaklının faizi ayrıca talep edebileceğine ilişkin hakkını saklı tuttuğuna dair herhangi bir kayda veya bildirime rastlanmamış olduğundan davacının faiz talep hakkı olmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi —–tarafından alınan rapor içeriğine göre ” tarafların beyanları ve delilleri ışığında belgelerin tüm hukuki değerlendirme ve takdiri —— görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle; davacı dava dilekçesinde münhasıran “faiz talebini veya faize ilişkin haklarını saklı tutmadığı” ancak fazlaya ilişkin hakları için “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalması kaydı ile” şeklinde haklarını saklı tuttuğu, davalının zaman aşımına ilişkin talebi hukuki bir değerlendirme olduğundan uzmanlık alanı dışında kaldığı, mahkeme davalının zaman aşımına ilişkin talebinin yerinde olmadığı ve davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu kanaatine varması halinde, hesaplanan faiz tutarı —-kaybı için hesaplanan faiz tutarı —— olarak hesap edildiği ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi rapor içerikleri değerlendirildiğinde; davacının —– Sayılı dosyası ile davalı aleyhine art arda teslimli ——- sözleşmesinden doğan müspet zararın tahsiline ilişkin dava açtığı ancak sadece asıl alacağın tahsilinin talep edildiği, faiz alacağının talep edilmediğinden eldeki işbu dava dosyası ile asıl alacağa bağlı faiz alacağının talep edildiği, —– dosyasına sunulan dava dilekçesinde davacının fazlaya dair talep hakkını saklı tuttuğu, bu nedenle ayrı bir dava ile faiz alacağının tahsilinin talep edilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı ——, bu durumda faiz alacağının başlangıcı ve miktarı ile zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu üzerinde durulmasının gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin —- tarihli olduğu, —– olduğu ancak ilk davanın — tarihinde açıldığından —-sonunun bu tarih olarak esas alınması gerektiği, faiz bitiş tarihinin ise ilk dava karar tarihi olan —- olduğu, kesinleşen mahkeme kararına göre —– arası işlemiş avans faizinin —- arası işlemiş avans faizinin —- olarak bilirkişi tarafından hesaplandığı, faiz taleplerinin —-zaman aşımı süresine tabi olduğu ve asıl alacak ile talep edilmediğinden bu sürenin hesaplamada dikkate alınmasının gerektiği, zamanaşımı hesaplamalarında—- geriye doğru hesaplanması gerektiği, eldeki davanın—- tarihinde açıldığı, bu haliyle—– arasında hak kazanılan faiz alacağının talep hakkının geçerli olduğu, ilk karar gereği karara bağlanan alacağın tahsili için yapılan takipte ilk karar tarihi sonrası faizin talep ve tahsil edildiği, sonuç olarak —– tarih aralığına tekabül eden faiz alacağına hükmedilmesi gerektiği,—— avans faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamada —–faiz alacağının mahkememizce hesaplandığı, bu faiz alacağına —kapsamında faiz işletilmesi talebinin yerinde olduğu,—- öncesine ait faiz taleplerinin zamanaşımına uğradığı kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne ilişkin karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; —– faiz alacağının dava tarihinden işleyecek ticari temerrüt faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının arta kalan taleplerinin zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 621,06 TL’nin peşin olarak yatırılan toplam 1.400,91 TL’den mahsubu ile 779,85 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 621,06 TL peşin harç, 158,00 TL tebligat-müzekkere-posta, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.192,41 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%11Kabul) 575,49 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 10.282,22 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde —– dosyasının iadesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022