Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1259 E. 2022/752 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1259 Esas
KARAR NO:2022/752

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 16/11/2016
KARAR TARİHİ:25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı——(asıl borçlu) ile banka arasında Kredi Genel Sözleşmesi —— imzalandığını, Sözleşme’ye istinaden krediler kullandırıldığını, davalıların asıl borçlunun kefilleri olduğunu——müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, yine ödeme yapılmaması üzerine icra takibine başlandığını, ancak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesinde itirazın haksız olacağının anlaşılacağını, itirazın, takibi sürüncemede bırakarak borcu ödemekten kaçınmak amacıyla yapıldığını iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; arz ve izah edilen ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; itirazın iptaline, haksız itiraz nedeniyle icra inkâr tazminatına, muhakeme harç ve masraflarıyla ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini vekâleten arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı kefil ——cevap dilekçesinde özetle; 2009 yılından beri uzak yol gemilerinde işçi olarak çalıştığını, kâğıt üzerinde asıl borçlunun ortağı olarak gözüktüğünü, hiçbir zaman fili bir bağı olmadığını,—— incelendiğinde imzaların kendine ait olmadığının görüldüğünü, icra dosyasına sunulan ——- tarihinin 02.11.2011 olduğunu, yurtdışına çıkış ve giriş yaptığı kayıtları ekte sunduklarını, yurt dışına çıkış tarihinin 10.10.2011, giriş tarihinin de 06.03.2012 olduğunu, yani kredi sözleşmesinin akdedildiği tarihte yurt dışında olduğunu, borcun varlığı bir an için kabul edilse bile, asıl borçlu şirketin kayıtları ile teyit edilmesi gerektiğini, savunarak, davanın reddine karar verilmesini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötüniyetli davacı alacaklının talep etmiş olduğu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kefil —— 22.03.2017 tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden itirazında, tebligatın usulsüz olduğunu, davacı tarafın, borç ödemekten kaçınma nedeniyle itiraz edildiğini belirtse de, başka bir dosyada 90.000,00 TL’lik borcu tek başına kapattığını, kefalet imzası üzerindeki 1.000.000,00 TL’lik ibarenin sonradan eklendiğini, şirket ortaklarından —— sözleşmeyi geçersiz kılan borcu tek başına üstlendiği yeni bir sözleşme imzalandığını, % 85,50 oranında ya tutarsa mantığı ile hareket edilen bir faiz oranı talep edildiğini, temerrüt faiz oranı ile ilgili —– 12’nci maddenin genel işlem koşulu olduğunu savunarak davanın reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddi ile, kötüniyetle davacının talep etmiş olduğu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla bulunan davalılara ödenmeyen kredi borcunun tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.——- sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 03/08/2016 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz + gider vergisi+ masraf toplamı 148.164,35 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlu —— 04/08/2016, davalı——05/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği,borçlu—— tarafından 15/08/2016, davalı—— tarafından 12/08/2016 tarihinde tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. 6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Davalılarca sözleşme altındaki imzaya itiraz edildiğinden öncelikle imza incelemesi yapılmış,—— 26/04/2022 tarihli raporuna göre takip konusu sözleşmelerde —— adına atılı imzaların eli ürünü olduğu, sözleşmelerde —–adına atılı imzaların eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.Uyuşmazlığın çözümü için bankacı bilirkişiden rapor alınması gerektiğinden dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, raporda özetle; bankanın dava dışı—— (Asıl Borçlu) ile 02.11.2011 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli—–Numaralı Kredi Genel Sözleşmesi —– imzaladığı, yine aynı tarihte 500.000,00 TL limitli Seri —–Numaralı ikinci bir Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı, her iki —— kefil —– müteselsil kefil sıfatı ile imza attığı,—– 02.11.2011 imza tarihleri itibarı ile 818 Sayılı Eski Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu, atılan imzaların bu kanun hükmüne ve Yargıtay Kararlarına göre, limitin ilk sayfada belirtilmesi nedeniyle yeterli olduğu, sonuç olarak kefil——- borçtan sorumlu bulunduğu kanaatine varıldığı, bankanın asıl borçluya krediler kullandırdığı, bankanın keşide ettiği ihtarnamede—–dâhil olmak üzere 3 kredi bulunmakla birlikte, ekstreler kontrol edildiğinde, takip tarihine kadar —— bakiyesinin kapatıldığını, bu açıdan banka alacağının kalmadığı, incelemenin 2 adet taksitli ticari kredi için yapılması gerektiği, taksitli ticari krediler için sözleşmelerin 36’ncı maddelerinde hükümler bulunduğu, bu nedenle kefillerin sorumluluğunun bulunduğunu, taksitli ticari krediler için ödemelerde sorun yaşanması üzerine; 17.12.2012 tarihinde bankanın ihtamame keşide ettiği, 1 gün ödeme süresi verdiği, 24.12.2012 tarihinde, —– keşide edilen ihtarnamenin —— tebliğ edildiği, 25.12.2012 Tarihinde sürenin dolduğu, ancak ödeme yapılmadığı, gün sonundan itibaren her iki kredi açısından muacceliyetin ve asıl borçlunun tüm borcunun —– açısından temerrüdünün oluştuğu, 03.08.2016 tarihinde bankanın—–Numaralı İcra Dosyasında;
34.466,25 TL Asıl Alacak108.091,14 TL İşlemiş %39,00 temermüt faizi
5.404,54 TL—— toplam 202,42 TL Masraflar148.164,35 TL TOPLAM şeklinde takibe geçtiği,12.08.2016 tarihinde borcu bulunmadığını belirterek kefilin takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve masraflara itiraz ederek takibi durdurduğunu, 16.11.2016 tarihinde bankanın Mahkememize başvurarak itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ettiğinin görüldüğü, bu noktada takip tarihi itibarı ile bankanın alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip talebinde belirttiği asıl alacak tutarı ile faizler ve fer’ileri kadar alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, bankanın tahsis ettiği 2 adet taksitli ticari kredi için ihtarname keşide edildikten sonra takip tarihine kadar ödemeler yapıldığının görüldüğünü, yapılan ödemeler banka tarafından, öncelikle faizden değil, kredi anapara borcundan düşüldüğünü, bu nedenle hesaplamalar da bu yönde yapıldığını, yapılan hesaplamalar işbu raporun sonunda ayrı ayrı gösterildiğini, —– Numaralı kredi için asıl alacak tutarı 17.996,17 TL, ——-Numaralı kredi için asıl alacak tutarı 16.500,08 TL olmak üzere, toplam asıl alacak tutarının bankanın talep ettiği tutar ile uyumlu olan 34.466,25 TL olduğu tespit edildiğini, bankanın tahsis ettiği krediler ile ilgili faizler takip tarihine kadar işbu raporun sonunda tablolarda gösterildiği gibi hesaplandığını, akdi faiz oranları olarak ödeme planları üzerinde gözüken oranlar, temerrüt faiz oranı olarak yine ödeme planı üzerinde gözüken, aynı zamanda, her ne kadar gerek davacı gerekse davalılar tarafından—- 12’nci maddesine istinaden temerrüt faizi belirlendiği belirtilse de,——12’nci maddesine değil 19’ncu maddesine istinaden, banka tarafından yıllık % 26 olarak uygulandığı belirtilen faiz oranının % 50 fazlası ile % 39 olarak uygulanması gerektiği kanaatine varıldığından, bu oran üzerinden temerrüt faizi hesaplandığını, bankanın hesap kat tarihinde faiz ve —— ilave etmediği, temerrüt oluştuktan sonra da takip tarihine kadar yapılan ödemeleri kredi anaparasından düştüğünün görüldüğünü, bu nedenle işbu incelemede yapılan hesaplamalarda da aynı yöntem kullanıldığını, yapılan hesaplamalar sonunda oluşan tutarlar aşağıdaki özet bölümünde gösterildiğini, bankanın takip yaptığı kalemler itibarı ile her iki kredi için özet aşağıdaki tablolarda gösterilmiş olduğunu, masraf için bir belge sunulmaması nedeniyle hesaplamaya dâhil edilmediğini bildirdiği, her türlü hukuki tavsif, nihai karar ve Davacı Banka iddialarının ve kefil savunmalarının takdiri Mahkememize ait olmak üzere, dava dosyasındaki bilgi – belge ve yukarıda açıklanan gerekçelere göre;
Bankanın dava dışı Asıl Borçlu Müşteri’ye——–Krediler tahsis ederek kullandırdığı, ödeme yapılmaması üzerine ihtamame keşide edildiği,İhtarnamenin tebliğ edildiği, ödeme yapılmaması nedeniyle temerrüdün oluştuğu Banka’nın icra takibine geçtiğini, itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, Banka’nın Kefiller açısından itirazın iptaline ve
Takibin devamına karar verilmesini talep ettiği,kefil —— tarafından atılan imzalar açısından, mukayese imzaları ile Sözleşme’deki imzalar arasında da farklılar bulunduğunu,—– tarafından saptandığından, sadece Kefil
—— yönünden inceleme yapılmasının talep edildiğini,İcra takibinde talep yapılan her bir kalem itibarı ile talep edilen, incelemede tespit edilen tutarlar karşılaştırıldığında, taleple bağlılık ilkesi gereğince hesaplanan tutarların; İncelemede tespit edilen asıl alacak tutarlarının banka talebi ile birebir uyumlu olduğunu, masraf için dosyaya bir belge sunulmadığını, bu nedenle hesaplamaya dâhil edilmemesi gerektiğini, takip talebine bağlı kalarak faiz ve fer’ileri dâhil olmak üzere banka’nın toplam alacağının 143.526,69 tl olduğunu, takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar yıllık takip tarihi itibarı ile kesinleşen oran olan % 39,00 oranından temerrüt faizi hesaplanması gerektiğini, Kefil ——-borçtan sorumlu bulunduğunu bildirmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davacı banka ile dava dışı ——- (asıl borçlu) ile 02.11.2011 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli Seri—— Numaralı Kredi Genel Sözleşmesi —– imzalandığı, yine aynı tarihte 500.000,00 TL limitli Seri ——- Numaralı ikinci bir Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı, her iki —– müteselsil kefil sıfatı ile imza attığı, imzanın aidiyeti hususunda yapılan bilirkişi incelemesine göre iki kredi sözleşmesinden davalı——-sorumlu tutulabilecek imzasının bulunmadığı, bu davalı yönünden davanın reddedilmesi gerektiği ancak davacının kötü niyetli olarak takip yaptığına dair delil bulunmadığı, diğer davalının ise imza itirazının yerinde olmaması nedeniyle müteselsil kefil olarak hesaplanan borçtan sorumlu bulunduğu, davalı ——ayrıca sözleşmedeki miktarın el yazısı ile yazılmadığını iddia etmiş ise de; sözleşme tanzim tarihinde yürürlükte olan 818 BK hükmüne göre kefalet sözleşmesinin geçerliliği için TBK düzenlemesinin aksine bu durumun aranmadığı, sadece azami miktarın yazılı olmasının yeterli olduğu, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, talep edilen faiz oranının sözleşmede kararlaştırıldığı, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 143.526,69 TL olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Davacının davalı —— aleyhine açtığı davasının esastan REDDİNE,
B)Davalınınkötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
2-a)Davacının davalı —– aleyhine açtığı davasının KISMEN KABULÜ ile, ——-Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 34.466,25 TL asıl alacak, 103.867,09 TL işlemiş temerrüt faizi, 5.404,54 TL —— ile 202,42 TL masraf olmak üzere toplam 143.940,30 TL alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %39 oranında faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
b)İptaline karar verilen 34.466,25 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 9.832,56 TL’nin peşin olarak yatırılan toplam 1.789,46 TL’den mahsubu ile 8.043,10 TL harcın davalı —— alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.789,46 TL peşin harcın davalı—– tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 1.789,46 TL peşin harç, 473,40 TL tebligat-müzekkere-posta, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.992,06 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%97 Kabul) 3.872,29 TL’sinin davalı ——tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —– davalı —-alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı ——- yönünden dava reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —- uyarınca hesaplanan —— davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde dosya arasında bulunan ——esas sayılı dosyalarının iadesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı —— vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.