Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1230 E. 2022/873 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1230 Esas
KARAR NO: 2022/873
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/11/2016
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle, müvekkili —– ile dava dışı —– arasında —- imzalanmış olup, bu sözleşme kapsamında —– şirketinin bazı alacaklarını,—— uygun olarak müvekkili şirkete devir ve temlik etmiş olduğu, davalı —— tarihinde işbu sözleşmeye müşterek müteselsil kefil olduğu, imzaların kendisine ait olduğu, müvekkili —–, davalının kefil olduğu dava dışı ——- alacaklarını alamamış ve ticari defterlerin incelenmesinde görüleceği üzere davalının kefil olduğu rakamın çok üzerinde alacağı bulunmakta olduğu, davalı taraf kefaletindeki sınır nedeniyle takip tutarı olan ——-açısından müvekkili şirkete borçlu durumda olduğu, davalı-borçlu aleyhine ——- sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı ancak davalı-borçlunun yetki itirazı sebebiyle dosya ——– dosya ile icra takibi başlatılmış olduğu, davalı-borçlunun borca, faize ve imzaya itiraz ettiği ve takibin durduğu, ancak hem borca hem de imzaya itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu, bu hususun imza incelemesi ile de ortaya çıkacağı, davalı-borçlunun itirazları haksız ve kötü niyetli olup, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazları sebebi ile aleyhine %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle ——— esas sayılı takibine itirazın iptaline dair karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiğinin aksine icra takibinde imzaya bir itirazının olmadığı, halen de şirket yetkilisi olarak imzaladığı sözleşmedeki imzaya bir itirazı bulunmadığı,——- hakkında başlatılan icra takibinde borca ve faiz ile ferilerine itirazı olduğu, dava dışı —– görevinden —- tarihinde kendi isteğiyle ayrılmak suretiyle ilişiğimi kestiği, kendi döneminde davacı tarafından açılan——kredi borcunun tamamıyla ödenmiş olduğu, davacının, şirket yetkilisi olarak imzaladığı sözleşme kapsamında meydana gelen bir alacağı tarafından talep etmediği, davacı anılan dava dışı şirketin sonradan meydana gelen borçlarının ödenmemesi nedeni ile ortaya çıkan borcu tahsil etmek istemediği, zira evvelce imzaladığı sözleşmeye göre sorumlu tutulduğu dönem için ödenen tutarın kendisinden tahsil edilmek istendiği, davacı tarafın şayet kefil edildiği sözleşme kapsamında taraflarından temlik edilen çek senet ve sair diğer alacaklarının ödenmediği ve bu nedenle borçlu olduğu ileri sürülmekte ise bu takdirde ——- ve kullanılmış olan kredi karşılığında dava dışı —— aldığı çek ve senetlere ilişki icra dosyalarını ve bu dosyalardan tahsilat yapılmadığına yada bu döneme ait —– şirketinden doğrudan borcun ödenmediğinin ispat edilmesi gerektiği, aksi halde davacının tarafından alacaklı olduğundan bahisle açılan iş bu davanın reddi gerektiği, davacı tarafın —– Şirketinden, tarafından talep ettiği alacak miktarından daha fazla alacağı olduğunu ve bu alacakların tahsil edilemediğini belirttiği, kendisinin sözleşmeye kefil alınmasıyla ilgili olarak şirket yönetiminde bulunduğu dönemlerde anılan ——- borç gerek tarafından, alınan çek ve senetlerden gerekse yöneticisi olduğu şirket tarafından ödenmiş olduğu, bu nedenle şirketin daha sonraki dönemlerde meydana gelen borç nedeniyle kendisinin kefalet sözleşmesi gereğince davacının alacak hakkı olduğu beyanlarını reddettiği, davacının iddialarının tümünü reddetmekle birlikte iddia ve savunmalarının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla kendisine kefil olarak imzalatılan evrakların davacı şirket tarafından ticari ilişkiye giren tüm taraflara işlemi yapan asıl taraf olmamasına rağmen şirket temsilcisi sıfatıyla kefil alındığı, aksi halde ise temsil edilen kuruma nakit kredi kullandırılmadığı, genel işlem şartında kefaletin istemeyerek de olsa verilmiş olduğu,—– niteliğinde tarafına imzalatılan kefil sözleşmesinin ——— niteliğinde olması ve tarafına —— hukuki şartlarına uygun olmayan bu metnin imzalatılmasını kabul etmediği, bu meyanda olan sözleşmenin geçerliliğine de itiraz etiği, haksız ve kötü niyet tazminatını da reddedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından sunulan —— tarihli beyan dilekçesi ile ayrıca sözleşmenin geçersizliğine ilişkin itirazlarının tekrar edildiği, ——– el yazılarının kendisine ait olmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Davaya konu icra dosyasının tetkikinde,—– sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine —— sözleşmesine dayalı olarak ——- tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, itiraz üzerine bu davanın açıldığı belirlenmiştir.
Dava ve takibe dayanak ——— tetkikinde, davacı ile dava dışı —– arasındaki sözleşmede, davalının isminin —- başlığı altında yer aldığı, davalının isminin altında ——— ibarelerinin yer aldığı ve altında tutar, tarih ve sonrasında imza yer aldığı, davalı tarafça imzaya itirazlarının bulunmadığının belirtildiği, el yazılarının ise kendisine ait olmadığının beyan edildiği belirlenmiştir.
Davalı yönünden takip yapılması, dava açılması, müteselsil kefalet hukuki sebebine dayanmakla Mahkememizce —– tarihli celsede davacı vekiline süre verilmiş, dava dışı asıl borçluya —— gereğince gönderilmiş ihtarı sunması istenmiş, davacı vekilince sunulan —– tarihli beyan dilekçesi ile, böyle bir ihtarın bulunmadığı, davalının müşterek müteselsil kefil olduğu ve alacaklıya karşı sorumlu olduğu,——–hükmünün dava konusu durumda uygulama alanı bulmadığı, her halükarda asıl borçlunun borcu ödemediği ve ödeme güçlüğünde bulunduğunun sabit olduğu, borcun talep edilenden çok fazla olduğu beyan edilmiştir.
Mahkememizce davacının alacak iddiası yönünden davacı şirket ve dava dışı asıl borçlu şirket kayıtlarının incelenmesine dair karar verilmiş, dava dışı şirketçe ticari kayıtlarının sunulmaması nedeniyle yalnızca davacı şirket kayıtları incelenebilmiş, faktoring ilişkisi kapsamında asıl borçlu şirketten alacağı bulunduğu defterleri ile belirlenmiştir.
Mahkememizce, sözleşmedeki yazılara ilişkin davalının inkarı nedeniyle, yazı örnekleri ve mukayese esas yazıların temini yoluna gidilmiş, eş zamanlı olarak da davacının ——–kapsamındaasıl borçlunun ödeme güçlüğü içinde olduğu yönündeki beyanları çerçevesinde davacı vekiline asıl borçluya yönelik başlatılan ve sonuçsuz kalan takiplerin bildirilmesi istenmiş, ilgili takip dosyaları celp edilmiş, incelenmiştir.
Davalının, sözleşmedeki yazılar yönünden inkarı çerçevesinde —– tarihli raporu ile “İnceleme konusu belgede —— yazısı altında bulunan ——mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına ——- eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce——- raporunda bildirilen görüş, denetime elverişli bulunmakla görüşe iştirak olunmuş, rapor hükme esas alınmıştır.
TBK’nun 583/1. maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü amirdir.
Aynı hususta———–de vurgulandığı üzere,
“6098 sayılı TBK’nın 583.maddesinde; kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu düzenlemesi yer almaktadır.Bu durumda somut olay açısından kefaletteki davalı adına yazılmış tüm yazıların davalı eli ürünü olup olmadığının tespit edilmediği dolayısıyla ortada geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunup bulunmadığı hususu önem kazanmaktadır.(..)Dava konusu kredi ilişkisinde kredi kullandıran bankanın, kredi müşterisi davalı kefil karşısında güçlü konumda olup ——— maddesi uyarınca basiretli işadamı(tacir) gibi davranma yükümlülüğü bulunmaktadır.Zira kredi kullandırıp kullandırmama tamamen bankanın insiyatifindedir. Dolayısıyla davalının kefaletinin geçerliliğinin kanundaki düzenleme çerçevesinde davalının kendi el yazısına bağlı olduğunu bilecek durumdadır.
TBK’nın 583. maddesindeki geçerlilik şartına rağmen davalı kefilin el yazısına gerek görmeden kredi kullandıran davacı banka daha sonra şekil şartı eksikliğinin-kefaletteki davalı adına yazılmış tüm yazıların davalı eli ürün olmadığının- ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu açıkça ortaya koymalıdır. Davalı kefilin şekil noksanlığını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılmak vasfında olduğu davalı bankaca açıkça ortaya konulamadığından kefaletin geçersizliğinin kabulü gerekir.(..)” şeklindeki görüşe (aynı yönde ——–Mahkememizce de iştirak olunmuş, yasanın aradığı şekil şartına uygun olmaması itibariyle davalının geçerli bir kefaletinin, dolayısıyla anılan borçtan sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 12.077,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.996,8‬0 TL nin davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 128.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ve Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/11/2022