Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1197 E. 2020/278 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1197 Esas
KARAR NO: 2020/278
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/11/2016
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari münasebet bulunduğunu, davacı şirket tarafından, davalıya —olarak yaptırılmak üzere çelik merdiven ve çelik platformlarla ilgili ————avans ödemesi yapıldığını; ancak, yapılan ödeme karşılığında herhangi bir hizmet alınmadığını; davacı şirketin davalıdan ödemiş olduğu bedelinin tahsilini talep ettiğini; davalı tarafından alacağın tahsiline direnildiğini; bu nedenle, davacı tarafından ——-İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ——faaliyet gösterdiğini; davalı şirket tarafından, davacı şirket için ——– yürüme platformlarının ve çelik merdivenin yapımına ————-yılında başlandığını; bu çalışmanın ——— yılının ortalarına kadar devam ettiiğini; davacı şirket tarafından tamamen kendi bilgisi ve yönetimindeki araçlar ile malzeme yollandığını; davalı şirketin de ——– olarak üretim ve montajı yaptığını; davacı şirketin bilgisi ve yönetimi altındaki araçların davalı şirkete gelerek bu ürünleri aldığını; davacı şirketin davalı şirkete —-üretim yaptırırken öncelikle üretimi yaptırdığını, sonrasında mallar kendisine teslim edilince davalı şirkete ödeme yaptığını; —– yapılan ödemenin de öncesinde———-üretimini yaparak kendisine teslim ettiği ürünlere istinaden verildiğini; davacı şirketin kötüniyetli olarak davalıdan haksız kazanç çabası içerisinde olduğunu belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından bedeli ödenen ürünlerin teslim edilmediği iddası ile yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık konusu, davacının davalıya ödediği —– karşılığı öngörülen ürünleri alıp almadığı, davalı edimini yerine getirmemişse davacının davalıdan ödediği tutarı isteme koşullarının oluşup oluşmadığı bu bağlamda yapılan takibin yerinde olup olmadığı noktalarındadır.
———–İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı takip dosyası içeriğine göre; ——— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ————-borçlusunun davalı —————tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya ———-tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ———– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——- tarafından düzenlenen — tarihli esas rapor ve —- tarihli ek raporda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre —- tarihinde gönderilen — davalının hesabına borç olarak kaydedildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacı ile arasındaki mal ve hizmet alımına ilişkin herhangi bir fatura düzenlenmediği,—————-davacı şirketin hesabına alacak kaydı yapılması gerekirken ortaklara borçlar hesabına alacak kaydı yapıldığı tespit edilmiştir.
Havale, hukuksal niteliği itibariyle bir ödeme vasıtasıdır. Başka bir anlatımla, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut uyuşmazlıkta da davacı davalıya havale ile gönderdiği para karşılığında teslimi gereken malın teslim edilmediği gerekçesiyle havaleye konu bedelin iadesi için başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.
Mahkememizce, bu karineden hareketle ispat yükünün tayininde hataya düşülerek davacı vekiline yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hatırlatılmış ise de bu ara karardan—— tarihli oturumda rücu edilmiştir. Kaldı ki, ispat yükü kendisine düşmeyen davacı yemin teklif etse dahi bu yemin, hüküm ve sonuç doğurmaz ————-
Herhangi bir açıklama içermeyen havale dekontu, yukarıda izah edildiği üzere, karineye dayalı olarak ödeme aracı sayıldığından, bu karinenin aksini ispat yükü davacı üzerinde ise de davalı bu ödemenin ——- üretimi yapılan ürünlerin alım satımı ilişkisi sebebiyle yapıldığını doğrulamış ve fakat davacının iddiasının aksine ürünlerin havale tarihinden önce davacıya teslim edildiğini, teslim edilen ürünler için fatura düzenlenmeyeceğinin kararlaştırıldığını savunmuştur. Bu suretle taraflar arasındaki anlaşmazlık teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığından öncelikle bu savunma üzerinde durularak alım satım ilişkisinin ne şekilde tezahür ettiğinin dosyaya sunulan yazılı belgeler çerçevesinde irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Davacının iddiası, davalı yanca gönderilecek ürünlere karşılık olmak üzere avans mahiyetinde —– havale edildiği, davalının ise mal göndermediğinden bahisle alacaklı olduğu yönündedir. Davalı, her ne kadar süresinde cevap dilekçesi sunmamış ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkar etmiş ise de —-tarihli beyan dilekçesinde —– davalının daha önce —— yaparak davacıya teslim ettiği ürünlere istinaden gönderildiğini beyan etmiştir. Davalının —– tarihli dilekçesindeki dava konusu havalenin karşılığı olan ürünlerin davacıya teslim edildiği savunması karşısında davacı iddiası ile davalının beyanı örtüşüp, iki yanın da havalenin gönderilecek mal karşılığı olduğu konusunda birleştikleri sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda yazılı kuralın aksi, bir başka deyişle havalenin —–üretimi yapılacak ürünler karşılığı olduğu iddiası davacı yanca kanıtlanmıştır. Bu durumda davalı yanın gönderilen havale bedelleri karşılığı olan ürünleri tam olarak davacıya teslim ettiği savunmasını ispat etmesi gerekir. Davalı ise, havale edilen paranın şirket kayıtlarına geçtiğini, davacıya borcu olmadığını savunmuş ise de, ——-üretime konu malı teslim ettiğine dair herhangi bir delil ya da belge sunmamıştır. Gerek borca itiraz dilekçesinde, gerekse cevap dilekçesinde teslime ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca dava konusu ürünlere ilişkin düzenlenmiş bir fatura da mevcut değildir. Hal böyle olunca ispat külfeti üzerinde olan davalı, TBK 207. maddesinde düzenlenen peşin satış karinesine gidemez. Yine, davacı tarafından bir takım malzemenin havale tarihinden sonra davalıya teslim edilmiş olması davalının edimini yerine getirdiğini, dava konusu ürünleri teslim ettiğini göstermez. Kaldı ki, Hmk. madde 141 gereği iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının başlamış olduğu, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnalarının da işlerlik kazanmadığı, davalının iddianın genişletilmesine açıkça muvafakat etmediği görüldüğünden mahkememizce davalının inkar savunmasını aşar delillerine de itibar edilmemiş, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
——- İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan ——– %20 sine tekabül eden ———–icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 224,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.141,33 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.336,99 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 224,87 TL peşin harç ve 4,30 TL vekalet harcı toplamı: 258,37 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %14,30 ve kabul %85,70 oranına göre hesaplanan 851,43 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2020