Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1188 Esas
KARAR NO: 2019/919
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 31/10/2016
KARAR TARİHİ: 08/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı———dava dışı üçüncü şahıslar aleyhine ——– İcra Müdürlüğü’nün ——— esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibe konu ——-numaralı kredi ve kredi kartının davacı tarafından kullanılmadığını, davacının davalı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının kredibilitesinin olumsuz etkilendiğini belirtmiş, davacının ——–İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptali ile takip konusu bononun taraflarına iadesine, haksız ve kötüniyetli olan davalı aleyhine davacı için dava konusu bedelin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın ————— arasında ——– imzalandığını, davacı — ——– bahsi geçen ——-kefil sıfatı ile imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname çekildiğini, daha sonra ödenmeyen borcun takibe konu edildiğini,———– İcra Müdürlüğü’nün ——— sayılı dosyası ile başlatılan takibin borçluların itirazı olmadan kesinleştiğini belirtmiş, davanın reddi ile yagılama giderleri ve masraflarıyla vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine ve borcu kabul etmeyen davacı tarafından takip rakamı üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatına ödenmesine hükmedilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
——– İcra Müdürlüğü’nün ———sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ————- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —————- borçlulardan birinin davacı ———- olduğu, kredi yönünden ———— TL, kredi kartı yönünden ——–TL olmak üzere toplam ——— TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya ———– tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Uyuşmazlık; davalı banka ile dava dışı ———— arasında akdedilen ———— kefil olan davacının geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmaması nedeniyle asıl borçlunun borcundan sorumlu olup olmayacağı, bu itibarla ———- İcra dairesinin ———- esas sayılı icra dosyasında davalının davacıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava, ———— dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle kefilin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——— tarafından hazırlanan ——— tarihli bilirkişi raporu içeriğine göre; davalı bankanın takip tarihi itibariyle ——– numaralı —— yönünden ———— TL, şirket kredi kartı yönünden ise ——– TL olmak üzere toplam ———- TL alacaklı bulunduğu, davalının kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen ————– tarihli beyan dilekçesinde; ——– yer alan limit hanesinin ve sözleşme tarihinin sözleşmenin akdedildiği tarihte boş olduğu, daha sonradan mahkemeye sunulan ———– bu kısımların doldurulduğu iddia olunmuş, mahkememizce bu yönden de inceleme yapılmıştır.
Somut olayda, davacı dava konusu ——– kefili olan davalı———— imzalandığı tarihte limit bulunmadığı, sözleşme limitinin sonradan doldurulduğunu ve sözleşmenin tüm sayfalarında imza bulunmadığından kefil olarak sorumlu tutulamayacağını savunmuş ise de takip ve dava konusu sözleşmede ———- TL limit bulunduğu sözleşme içeriğinden anlaşılmaktadır. Sözleşme limitinin sonradan doldurulduğu yolundaki savunmanın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Nitekim Yargıtay ———- HD.’nin —— Esas, ——- Karar sayılı ———tarihli ilamında bu husus vurgulanmıştır. Dava konusu sözleşmenin fotokopisinde limit hanesinin boş olması, sözleşme aslında limitin sonradan yazıldığının kanıtı olamaz. Bu durumda, davacının sözleşmenin limit bölümünün, boş olarak imzalandığı ve düzenleme anında geçersiz olduğu yönündeki savunmasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığına kanaat getirilmiştir. Kaldı ki, Hmk. madde 141 gereği iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının başlamış olduğu, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnalarının da işlerlik kazanmadığı, davalının iddianın genişletilmesine açıkça muvafakat etmediği görüldüğünden mahkememizce davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir.
Bilindiği üzere 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 1.maddesine göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kurulduğundan 6098 sayılı TBK’nın 583.maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemez. 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 7.maddesinde 6098 sayılı TBK’nın derdest davalara uygulanması ile ilgili düzenleme yapılmışsa da bu hüküm 818 sayılı BK’ya uygun olarak kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Açıklanan bu hükümler çerçevesinde somut olayda dava ve icra takip konusu———çerçevesinde kredi ——–tarihinden önce kullandırılmış olduğundan o tarihte yürürlükte olan 818 sy. Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacaktır.
Takip dayanağı ——– tarihli ——– kredi limiti —– TL olarak belirtilmiştir. 818 sayılı BK’nın 484. maddesi hükmü uyarınca kefalet miktarı bu sözleşmede açıkça yazılı değil ise de Yargıtay’ın ———– tarihli ve ——— sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetildiğinde borç miktarı belli olduğuna göre davalının anılan sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğu kabul edilemez. Davalının müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu, kefalet limitinin ———TL olarak belirlendiği, sözleşme limitinin sonradan doldurulduğu yolundaki savunmanın yazılı delille kanıtlanması gerektiği, davalı tarafça bu hususun usulüne uygun kanıtlanmadığı bu hali ile ile kefaletin hukuken geçerli bir kefalet ve davalının kefalet limiti dahilinde ödenmeyen borçtan ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, bilirkişi tarafından yapılan teknik hesaplamaya taraflarca yapılmış herhangi bir itirazın olmadığı, raporun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının ——— İcra Müdürlüğü ———- sayılı takip dosyasında (——– nolu kredi yönünden —TL , ——— nolu şirket kredi kartı yönünden ——- TL) toplam——- TL borçlu olmadığının tespitine, aşan istemin reddine,
Koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 56,77 TL harcın peşin alınan——– TL harçtan mahsubu ile bakiye ———– TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 831,05 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 13.751,83 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 2.362,74 TL peşin harç toplamı: 2.391,94 TL ile 750,00 TL bilirkişi ücreti 152,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 902,70 yazılı yargılama giderinden davanın red 99,40 ve kabul 0,60 oranına göre hesaplanan 5,42 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 5,10 TL posta masrafı yargılama giderinden davanın red 99,40 ve kabul 0,60 oranına göre hesaplanan 5,06 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/10/2019