Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1161 E. 2019/1274 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1161 Esas
KARAR NO: 2019/1274
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/10/2016
KARAR TARİHİ: 23/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ——- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın ——-Şubesi il dava dışı kredi lehdar borçlusu ———– arasında ———— imzalandığını, anılan sözleşmeyi davalınında kefil olarak imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden ticari kredi kullandırıldığını, borcun öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle ———- Noterliğinin ——– tarih ve ———— yevmiye no.lu kat ihtarnamesi ile kredi hesabın kesilip kat edildiğini, ihtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine ———-İcra Müdürlüğü’nün —————-Esas sayılı dosyaları ile genel haiz yoluyla ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı/kefilin, asıl borca, işlemiş faize ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu, belirtilen sebeplerle hukuka aykırı itirazın ————-TL alacak üzerinden iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ———- tarihli cevap dilekçesinde özetle; ————- şirkette asgari ücretle soför olarak çalıştığını, davacı bankada evrakları okumadan imza attığını, daha sonra ——– Noterliğinin ——tarih ve ——-yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile borçlu şirketteki %1 hissesini ———- devrettiğini, akabinde ———- tarihindte anılan şirketten ayrıldığını, iyi niyetinin kötüye kullanılması, işten olma riskinden ötürü özgür iradesinin sakatlanması ve aldatılmak suretiyle imzalamak zorundta kaldığı sözleşmedeki kefalet imzasının geçersizliğine karar verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —————-tarafından düzenlenen raporda, Alacağını temlik eden banka ——-ile dava dışı kredi borçlusu ————-arasında ————— akdedildiği, bahse konu sözleşmeleri davalı/kefilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı şirketin davalı/kefil hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limiti tutarının ———-TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının ——–TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları,(Davacı bankanın takip tarihi———–itibariyle alacakları), Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin ———– reddi durumunda, takip tarihinden itibaren ——-TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %30,24 oranında ve ——– aylık dönemlerde belirlediği değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi ile birlikte istenebileceği, ————– tabı olmadıkları için takip tarihinden sonra işleyecek faizden vergi alınamayacağı),————Yönünden, Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin —-TL (———–=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren ———– TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %20,64 oranında işleyecek temerrüt faizi ile birlikte istenilebileceği,————— tabi olmadıkları için takip tarihinden sonra işleyecek faizden vergi alınamayacağı), gayrinakdi çek bedeli kredisi yönünden, Kredi alacaklısı ————alacağını dava süreci içinde ———— devir ve temlik etmiş olduğu, banka çeklerinin 5941 sayılı Çek Yasasının 3. M hükmü uyarınca yegane muhatabının banka/lar olduğu nazara alındığında, anılan Çek K’nu kapsamında hiçbir zaman bankanın çek hamillerine karşı taahhüt/garanti ettiği tutarın ————– talep edilemeyeceği gözetilerek, gayri nakdi çek kredisi ile ilgili olarak herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/C.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesi kanaatine varmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Feragatın ön inceleme duruşmasından sonra yapıldığı anlaşıldığından Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 36,26 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.515,085 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.478,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Yapılan masrafların masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2019