Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1129 E. 2021/236 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1129 Esas
KARAR NO: 2021/236
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —- markası altında uzun — işiyle iştigal ettiğini, davalı —— davacı şirkete ait — olarak çarptığını, kaza neticesinde davacı şirkete ait araçta —- hasar meydana geldiğini, davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, meydana gelen kaza sonucu davacı firmaya ait aracın rayiç değerinde düşüş yaşandığını, araçta —-değer kaybı oluştuğunu, kaza nedeniyle aracın tamir edildiği süre içerisinde kiraya verilemediğini, kazanç kaybından davalı —- zararın davalılar —– kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, — kira geliri kaybı zararının davalılar ——- tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru dava şartının yerine getirilmediğini, —– numaralı———- davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, davacının avans faizi talebinin haksız olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, süresinde davalılarca cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı vekili — tarihli beyan dilekçesi ile mahkememiz —- tarihli oturumun (1) numaralı ara kararının hatalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle başvuru dava şartının bulunmadığını beyan etmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi olan —— itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvurulmadığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Kaza tarihi yasa değişikliğinden önce ise de dava tarihi itibariyle yürürlükte olduğuna göre davacı tarafın KTK’nın 97. maddesi gereğince sigorta şirketine başvurması gerekir———– itibarla, dava şartına ilişkin eksiklik yargılama sırasında tamamlanmıştır.
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen hasar tutarı, değer kaybı ve kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — tarihinde davacı şirkete ait —-adına kayıtlı——- plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı şirketin maddi zarara, değer ve kazanç kaybına uğrayıp uğramadığı, davacının hangi miktarda zarara uğradığı, kazanın meydana gelmesinde kusur durumu ve oranlarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- aracın kaza tarihi itibariyle davalı—–sicile kayıtlı olduğu görüldü.
— incelenmesinde; ———- numaralı poliçe ile davalı sigorta şirketi nezdinde teminat altına alındığı görüldü.
Davacı aracının hasarlandığı ve tamir gördüğü süre zarfında davacı yanca kullanılamadığı sabittir. Bu durumda aracın çalışmadığı süre içinde oluşacak gelir kaybı değil, konusunda uzman makina mühendisi bilirkişi tarafından, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken makul onarım süresi belirlenerek kazanç kaybının hesaplanması gerekir.
Bilirkişi ——tarihli rapora göre; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü— %100 oranında kusurlu olduğu,—- plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, araçta meydana gelen— hasarın serbest piyasa koşullarına uygun olduğu, araçta— değer kaybı oluşabileceği, aracın (5) gün onarımda kalması gerektiği, buna mukabil kazanç kaybının — olabileceği mütalaa edilmiştir.
Mali müşavir —– bilirkişi raporu düzenlenmiş ise de uyuşmazlığın niteliği itibariyle bu yönde rapor alınması dosya kapsamına uygun düşmediğinden, bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —tarihli kök ve —- tarihli ek rapora göre; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü —%100 oranında kusurlu olduğu, —- plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, araçta meydana gelen hasar tutarının — olduğu, Genel Şartlar ekindeki tablo kullanılarak yapılan hesaplamada —- değer kaybı oluştuğu, aracın (5) gün onarımda kalması gerektiği, buna mukabil kazanç kaybının ——olabileceği mütalaa edilmiştir.
2918 sayılı KTK.’nın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na atıf yapın hükümleri —– tarafından iptal edildiğinden ve iptal hükmünün derdest davalar yönünden dikkate alınması gerektiğinden, artık sigorta şirketi yönünden de ———– uygulanması mümkün olmayacaktır. Araç değer kaybının önceki —— belirtildiği üzere aracın hasarsız ikinci el piyasa değeri ile onarıldıktan sonraki piyasa değeri arasındaki farka göre hesap edilmesi gerekir.
Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmektedir —– Bu itibarla, mahkememizce bilirkişi———- tarihli rapora ilişkin değer kaybı belirlemesine iştirak edilmiştir.
Kazanç kaybı ile ilgili olarak da araçtan yararlanılamayan süre, bu süre içinde objektif ölçütlere göre çalışma süresi, muhtemel gelir ve muhtemel giderlere göre mahkemece yaptırılan ve denetime elverişli rapora göre —— kazanç kaybı hesaplanmış olup, bu zarar kaleminin salt davacının beyanına göre hesaplanma imkanı bulunmamaktadır. Bilirkişice araç – çalışılan sektör – sektörün rutin işleyişi ve bu işleyişe göre ortalama kazanç ve ortalama masraflara göre hesap yapmış olup, hesap yöntemi doğrudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Davalı sigorta şirketi ise hasar tutarı ve değer kaybı zararından ——– gereği sorumludur.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiil faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız fiil tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, faiz başlangıcının, davalılar sürücü ve malik yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren olması gerekmektedir. Dava konusu aracın ticari kullanıma özgülendiği anlaşıldığından, zararın ticari avans faizi ile birlikte tazmini gerekir. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
—- hasar bedeli ve — değer kaybı olmak üzere toplam — maddi tazminatın davalılardan ——- kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
—kazanç kaybı zararının davalı ——- kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 706,73 TL karar ve ilam harcından 176,69 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 530,04 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yalnızca 504,02 TL kısmından sorumlu olmak üzere) tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 179,69 TL peşin harç ve 4,30 TL vekalet harcı toplamı: 210,19 TL ile 2.271,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5–Davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021