Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1119 E. 2019/102 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2016/1119 Esas
KARAR NO : 2019/102

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/10/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından ————-tarihleri arasında ———– organizasyonu üstlenildiğini; bu kapsamda firmalarla görüşmeler yapılarak stantlar kiralandığını; davalı firma ile de stant alanına ilişkin görüşmeler yapıldığı; davalı tarafça 30/03/2016 tarihinde cevabi mailde 18-19 nolu stant yerlerinin uygun olduğunu; 2 birim stant alanı artı 1 uzman hekim katılımı için 12.000,00 TL + KDV’lik bütçeyi onayladıklarını; 31/03/2016 tarihinde davalıya bütçenin gönderildiğini; davalının bütçeyi onayladıklarını mail üzerinden beyan ettiğini; davalı şirketin kongre günü stant kurmak için stant alanına geldiklerini; stant alanının yüksekliğini yeterli bulmadıklarını; bu nedenle stant kurmaktan vazgeçtiklerini; ancak, uzman hekimin kongreye katıldığını; davalı şirket stant bedelini ödemediği gibi hekimin ücretini de ödemediğini; davacı tarafça davalıya düzenlenen faturanın davalının itiraz etmediğinden bu faturayı kabul etmiş sayılacaklarını; davacının fatura alacağı tahsil için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ————. İcra Müdürlüğü’nün 2016/16336 sayılı takip dosyasında takip başlattığını; başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini; davalının, icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin 14.160,00 TL asıl alacak üzerinden işleyecek ticari faiz ile birlikte devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını; buna rağmen davacının fatura keserek davalıyı borçlandırdığını; davacı şirket tarafından organizasyona katılma teklifinde bulunulduğunu; ancak stant alanının tavan yüksekliğinn 3 metrenin altında kaldığından dolayı davalının stant kurmasının mümkün olmadığını; bu imkansızlığın davacıdan kaynaklandığını; davacı tarafından düzenlenen faturaya süresinde itiraz edildiğini; bu nedenle, haksız mesnetsiz ve kötüniyetle açılan davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı tarafından, davalı aleyhine düzenlenen faturanın, davalı firmaca ödenmediğinden bahisle; davacının, fatura alacağını tahsil için giriştiği icra takibine, davalının yapmış olduğu itiraza yönelik yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine; ilişkindir.
—————- Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen —— sayılı ve—- tarihli yazı cevabı ile; davalı firmaya ait ———- aylarını kapsar———– (Bilanço alış) formlarının onaylı birer suretinin gönderildiği; görüldü.
İstanbul Anadolu ————–. İcra Müdürlüğü’nün 2016/16336 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 04/08/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının————————-, borçlusunun ———————– olduğu; takibin 31/03/2016 tarihli ————— nolu fatura alacağının tahsiline yönelik 14.160,00 TL asıl alacak ile 439,93 TL işlemiş faizin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu;———————— ödeme emrinin borçluya 11/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince 16/08/2016 tarihli itiraz dilekçelerinde borca ve fer’ilerine yönelik itiraz edildiği; icra müdürlüğünce 18/08/2016 tarihinde takibin durdurulduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ————– tarafından düzenlenen 22/02/2018 tarihli rapora göre; davacı ve davalı tarafından incelemeye sunulan——— yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı davalı defterlerinde ise kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller dışında bilirkişinin görüş açıklayamayacağı ve hukuki nitelemeyi yapma görevinin hakime ait olduğu değerlendirilmekle; raporun bunun dışındaki kısımlarına itibar edilmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılamaya göre; taraflar arasında her ne kadar yazılı bir sözleşme olmasa da davalının organizasyonun yapılacağı yere giderek stand kurma faaliyetine girişmesi, davalının cevap dilekçesi içeriği ile de kabul edilmiş olup bu itibarla taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığından söz edilemez. Kaldı ki, mahkememizce varlığı kabul edilen sözleşme kapsamında, davalının sponsorluğunu üstlendiği uzman hekimin kongreye katılıp sunumda bulunduğu da taraflar arasında tartışma konusu değildir. Sözleşmenin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulduğu, sözleşmenin edimlerinden birinin ifa edilmemiş olmasının sözleşmeyi geçersiz hale getirmediği, bunun tasarruf işlemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Yine davalı vekilinin sözleşmenin yetkili temsilci tarafından yapılmadığı yönündeki itirazlarına, davalı şirketin bir önceki sene de benzer bir organizasyona elektronik posta yoluyla proje sorumlusu tarafından onay verildiği, bu organizasyona davalının katıldığı, ticari defterlerine buna ilişkin faturayı işlediği, edimini yerine getirdiği bu itibarla davacı tarafta aynı şekilde sözleşmenin kurulacağına dair güven oluştuğu anlaşılmakla, mahkememiz tarafından itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlık; davalı şirketin organizasyon için hazırlamış olduğu standın yüksekliğinin (3 mt) organizasyonun yapıldığı alana uygun olmaması nedeniyle davalının organizasyona katılamamasına rağmen davacı organizasyon şirketine dava konusu fatura tutarı kadar borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyanın incelenmesinde; davacının stand alanı bilgilerini organizasyondan önce bildirdiği, buna göre stand yüksekliğinin 2.5 metre olarak belirlendiği, davalı şirket dışında tüm katılımcıların buna uygun olarak katılım gerçekleştirdiği, davalının bir önceki seneki organizasyon ve standart yükseklik ölçüsüne göre standını hazırladığı, davalının katılım sağlayamaması nedeniyle kendisine ayrılan stand alanının boş kaldığı anlaşılmaktadır.
Borçlu tarafından borca uygun olarak ifası teklif edilen bir edim, alacaklı tarafından haklı bir neden olmadan kabul edilmediği taktirde alacaklının temerrüdü gündeme gelir. Alacaklının sözleşme ile kararlaştırılan edimi talep etme hakkı olduğu gibi edimden vazgeçmesi de sözleşme özgürlüğü kapsamında muhtemeldir. Ancak iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklının gereği gibi ifası teklif edilen edimi kabul etmemesi, aynı zamanda borçlunun temerrüdüne yol açabilir. Zira alacaklının temerrüde düşmesi, haklı bir neden olmaması halinde kendisi açısından borçlu olduğu edimin ifasından kurutulduğu anlamına gelmez.
Somut olayda davacının edimini tam ve gereği gibi yerine getirdiği, davalının sponsoru olduğu uzman doktorun organizasyona katıldığı ancak haklı bir neden olmadan sözleşme konusu hizmeti almaktan vazgeçtiği, kararlaştırılan 12.000,00TL + KDV tutarını ödemediği, bunun üzerine davacı tarafça İstanbul —————- İcra Müdürlüğü’nün 2016/16336 sayılı dosyasında takip yapıldığı, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği değerlendirilmekle; davacının dava dilekçesi ile itirazın iptalini istediği asıl alacak tutarı üzerinden taleple bağlı kalınarak faiz hususu tartışılmadan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
Sabit olan 14.160,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu —————-. İcra Müdürlüğünün —- esas saylı dosyasındaki borca İTİRAZININ İPTALİNE ve takibin belirtilen şekilde DEVAMINA,
Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranında (2.832 TL) İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 967,27 TL karar ve ilam harcından 168,82 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 798,45 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar halinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 168,82 TL peşin harç ile 4,30 TL vekalet harcı harcı toplamı:202,32 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.135,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Davacı Yargılama Giderleri :
Bilirkişi Ücrt. : 1.000,00 TL
Posta Masrafı : 135,10 TL
TOPLAM : 1.135,10 TL