Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/111 E. 2020/864 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/111 Esas
KARAR NO : 2020/864

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı şahısların diğer davalı şirketin——– şirketin temsil ve ilzam yetkilisi oldukları, davalıların davacılar hakkında iftira, hakaret boyutlarına varan itham—— şıkayeue bunuldıığıı, davalı ….—— şirketin en iyi çalışan 4 elemanını işten çıkardığı, bunlardan birinin şirket hakkında tazminat davası açtığı, yine şirketin ——- elemanlarının hiçbir şey yokken işten 31.879,21 TL. tazminat ödeyerek işten çıkardığı, yerine ise deneyimsiz elemanları görevlendirdiği, bu elemanlara ——-yapılarak araç tahsisi yapıldığı, yine davalı ….—- müdürler kurulundan onay almadan davacıların hiç tanımadığı yeminli mali müşavir firması ile anlaşma yaptığı ve ücret Ödemeye başladığı, davalı şirket temsilciliğini yaptığı ——– —— tüm taciri ilişkilerini —– yitirmesi sonucunda şirketin —— ——— dolayı çekin davalı … tarafından iade edildiği ve şirketi kötü niyetli olarak ve sadakat yükümlülüklerine uymayarak en az 100.000 Euro kar kaybına uğrattıkları, bunların dışında ——temsilciliği vasıtasıyla —- üzerinde —– mahrum kalındığı bu tutarın eıı az 200.000,00 TL. olduğu ve davalıların şirketi keyfi davranışlarından dolayı zarara uğrattıkları ve taraflar arasındaki ortaklık —– ortaklarca kötü niyet ve keyfî davranış ve tasarruflarıyla tamamen zedelendiği, —— edilerek açıklanan nedenlerle; davalı şirketin haklı nedenlerle feshine ve davalı gerçek kişilerin ortaklıktan çıkarılmasına, davalı gerçek kişilerin kasıtlı veya kusurlu davranışları nedeniyle davalı şirketin uğramış olduğu, zararm tespitine, tespit edilen ——- şirketin alacağı olarak kabul edilerek davalı gerçek kişilerin şirketten olan alacaklarından veya hisselerinden ——— mahsup edilmesine, ortakların haklarının korunması için şirkete kayyım atanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiğinin aksine en son ——— davacılar tarafından ——- toplantısının talep edilmediği, davalıların şirketin yönelimini gasp ettiklerine ilişkin iddiaların asılsız olduğu, zira bu süre içinde mahkemeye müracaat ederek bu haklarını kullanabilecekleri halde bunu yapmadıkları, şirketin cirolarının davacıların kendilerinin yükselttiklerini ilişkin iddiaların aksine davalıların bunu sağladıkları yazışma ve faturalardan tespiti edilebileceği, davacıların şirketin imkanlarını kendi şahsi işleri için kullandıkları bununla ilgili savcılık soruşturması neticesinde ceza davası açıldığı, (İst. Anadolu——– ayrıca kötüye kullanma, hakaret ve tehdit etmeye ilişkini şikayetlerden haklarında——- Cumhuriyet Başsacılığı’nın ——- soruşturma numaralı dosyada halen devam ettiği, davacı …—— şirketin aracını şahsi işlerinde kullandığından dolayı iade etmesi için kendisine noterden ihtarname gönderilmesine rağmen iadenin gerçekleştirilmediği, şirket personellerinden—— ile biri ise hamileliğinden dolayı izin kullanması nedeniyle ayrıldığı, diğer personellerin ise uzak yerde oturmaları nedeniyle şirkete —– bindiğinden —— olmak adına işten çıkarıldığı, onun yerine daha az maliyetli ve daha verimli elemanların alındığı, ———— vefat etmesi üzerine —— müşavir ile anlama yapıldığı, ücretin makul olup olmadığının ise ——– tarafından yönetim yetkisi kötüye kullanılarak azledildigi ve şirketin savunmasız bırakılması üzerine ——ile anlaşmaya varıldığı, ————- bildirimde davalı şirketi le çalışmayacakları bildirildiği, belirtildiği gibi üstün nitelikli olmadığı, aksine tüketicilerden ürünler ile ilgili ciddi şikayetler alındığı, bu ürünlerin kullanılması neticesinde pek çok kez yaşanan sorunlar nedeniyle fazla maliyete katlanılmak zorunda kalındığı, ürünlerin kusurlu olması —– daha büyük zararlara sebebiyet verme ihtimalinin kuvvetli olması, diğer taraftan çok uzıın süreli bir çek alınması ve tahsilat ile harcamanın arasının menfaatleri uygun olmaması nedeniyle 145.000,00 TL. tutarındaki çekin iade edildiği, iade edilen bir ödeme aracının muhasebe kaydının tutulmayacağının tartışmasız—— yoksun kalındığı iddiasının somut hiçbir delile dayanmadığı, sözleşmenin tek taraflı olarak——– şirketi tarafından fesh edildiği, sözleşme süresine ait —– şirkte ödendiği, dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ciroların düşüşü ve pazar payının daralması herkesin malumu olduğu, davacıların kayyım atanmasını zorunlu hale getirecek hiçbir —— bulunmadığı beyan edilerek. anlatılan nedenlerle, davanın reddine, kayyım atama talebinin reddine, koşulları oluşmayan ortaklıktan çıkarılma ve şirketin feshine ilişkin talebin reddine, zarar tespitinin herhangi bir hukuki yararın bulunmadığından reddine, yargılama giderleri ile ——– davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Bilirkişiler ——— tarihli bilirkişi raporuna göre; ——– tarihinde ise 374.453,08 TL ye ulaşmıştır Bİr başka deyişle———— sermayesinin——- yitirmiş olduğu, davalı şirketin——- yılında——– dönem zararı gerçekleştiği ve bu zararın 1,587.045,57 TL olduğunun anlaşıldığı, bu zararın gelir tablosu olağandışı giderler ve zararlar hesabına——-. Bu işlemin 6736 Sayılı Kanunun 6/3, maddesi gereğince yapıldığı ve bu işlem için % 3 oranında 47.051,16 TL, vergi maliyeti oluştuğu, yukarıda detaylıca açıkladığımız çerçevede ispat edilmesi kaydı ile yararlanılabileceği, aksi taktirde yararlanamayacağı, davalı şirketin mali tablolarında belirlenen olumsuz gidişin,—– görülen durgunluk ve buna bağlı satış gelirlerindeki düşüşten kaynaklanmış olabileceği, ayrıca davacılar ve davalılardan oluşan ——-tarafların ortaklık paylarının eşit olması ve taraflar arasında gerek bu davada gerekse ceza soruşturma ve davalarında ortada olan husumetten Ötürü şiıket yönetiminde yaşanan sorunlardan kaynaklanmış olabileceği, dosya kapsamında, Sayın Mahkemenin taraflar arasında belirlediği ve tarafımızdan araştırılmasını islediği konuya İlişkin olarak; davalı —– davalı şirketi ——- işlemleriyle zarara uğratmış olduğunun saptanamadığı, bu nedenlerle de dava tarihi itibariyle davalı şirketin haklı fesih koşullarının ve/ veya davalı gerçek kişilerin ortaklıktan çıkartılması gerektiren koşulların varlığının saptanamadığı, davalı gerçek kişilerin işlem ve eylemleri ile bir zarara neden olduklarının saptanamaması sebebiyle, bu hususta somut ve açık belgeler dosya kapsamında bulunamadığından, şirket zararının alacaklarından mahsup edilmesinin gerekli olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişiler ——tarihli bilirkişi raporuna göre; davalılardan ——- 465.868,04 TL olduğu, üç ay sonra 31/03/2017 tarihinde ise ——- ulaşmıştır. Bir başka deyişle 500.000,00 TL tutarlı sermayesinin 1/4’ünü (%25,11) yitirmiş olduğu, davalı şirketin ———— dönem zararı gerçekleştiği ve bu zararın 1.587.045,57 TL olduğunun anlaşıldığı, söz konusu şirketin ——— zararlar hesabına 25/11/2016 tarihinde ——- kaydedilen 1.568.371,98 TL’lik işlemden kaynaklandığı, kayyım raporunda da belirlendiğini, bu işlemin 6376 Sayılı Kanunun 6/3 maddesi gereğinde yapıldığı ve bu işlem için %3 oranında 47.051,16 TL vergi maliyeti oluştuğu, yukarıda detaylıca açıklanan çerçevede ispat edilmesi kaydı ile yararlanabileceği, aksi takdirde yararlanamayacağı, davalı şirketin mali tablolarında belirlenen olumsuz gidişin, ülke ekonomisinde görülen durgunluk ve buna bağlı satış gelirlerindeki düşüşten kaynaklanmış olabileceği, ayrıca davacılar ve davalılardan oluşan—– ortaklık paylarının eşit olması ve taraflar arasında gerek bu davada gerekse ceza soruşturma ve davalarında ortada olan husumetten ötürü şirket yönetiminde yaşanan sorunlardan kaynaklanmış olabileceği, dosya kapsamında, davalı———- şirketi eylem ve işlemleriyle zarara uğratmış olduğunun saptanamadığı, bu nedenlerle de dava tarihi itibariyle davalı şirketin haklı fesih koşullarının ve/ veya davalı gerçek kişilerin ortaklıktan çıkartılması gerektiren koşulların varlığının saptanamadığı, davalı gerçek kişilerin işlem ve eylemleri ile bir zarara neden olduklarının saptanamaması sebebiyle, bu hususta somut ve açık belgeler dosya kapsamında bulunmadığından, şirket zararının alacaklarından mahsup edilmesinin gerekli olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişiler —– tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin 2020 yılına ait ticari defterlerinin noter açılış tasdiklerinin yasal süre içinde tuttuğu, defterlerin 30/06/2020 tarihine kadar yazılı olduğu, davalı—- şirkete ek bir yük getirmemesi açısından heyette bulunan —- yapılarak rayiç değerlerinin tespit edildiği, tespit edilen rayiç değerlere göre şirketin—–
—– KAYDİ
—- RAYİÇ
—–
270.348,56
235.931,87
——–
——
0,00
0,00
——
-162.577,51
196.994,20
Şirketin —– olduğunu, başka bir anlatımla şirketin tüm sermayesinin yitirdiği ve borca batık olduğu, bu nedenle dağıtılacak —– bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
—–Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —- soruşturma sayılı dosyasının dosyamız arasına alındığı, yapılan incelemesinde——- güveni kötüye kullanma, suç uydurma, iftira, hakaret suçlarına ilişkin şikayetleri üzerine takipsizlik kararı verildiği, belirlenmiştir.
İstanbul Anadolu—– esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış———- hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle kamu davası açıldığı, beraat kararı verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraf tanıkları davet edilmiş, Mahkememizce dinlenmiştir.
Davacılar vekilince —— tarihli uzman görüşü sunulmuş Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Davalı şirketin —— dosyamız arasına alınmış, davacılar ve davalılardan ——– münferiden temsile yetkili müdür oldukları belirlenmiştir. Bu durumun tespiti ve meydana gelen menfaat çatışması nedeniyle davalı şirketi işbu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacılar vekilince dava dilekçesinde 3 ayrı talep ileri sürülmüştür.
-Davalı şirketin haklı nedenle feshi,
-Davalı gerçek kişilerin ortaklıktan çıkarılması,
-Davalı şirketin uğradığı zararın tespiti ve bu zararların şirket alacağı olarak kabul edilerek davalı gerçek kişilerin varsa davalı şirketten olan alacaklarından ve/ veya hisselerinden müştereken ve müteselsilen mahsup edilmesi.
Dava dilekçesinde her ne kadar şirketin feshi veya davalı gerçek kişilerin ortaklıktan çıkarılması olarak talep ifade edilmiş ise de; Yargıtay ——– karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere anılan bu iki talep —-dava olmadığı gibi ——dava birleşmesi de değildir. Davalıları, dava nedenleri ve hukuki dayanakları farklı olan iki ayrı davanın tek bir dava dilekçesi ile ikame edilmesidir.
Nitekim çıkarma başlığı altında TTK.’nun 640/3 maddesindeki düzenlemesinde de, haklı nedene dayalı olarak ortağın Mahkeme kararıyla şirketten çıkarılmasını isteme hakkının da şirkete ait olduğu açıklanmış olduğundan, davacıların bu talep yönünden aktif husumetlerinin bulunmadığı Mahkememizce değerlendirilmiş, davalıların ortaklıktan çıkarılması isteminin usulden reddine dair karar verilmiştir.
Davacılar vekilince dava dilekçesinde her bir talep yönünden hangi davalıya ilişkin olarak ileri sürüldüğü somutlaştırılmamış olduğundan tüm davalılara yöneltildiği Mahkememizce değerlendirilmiş ve davalı gerçek kişilerin, şirketin feshi istemi yönünden pasif husumetlerinin bulunmadığı kanaatiyle davalı gerçek kişiler yönünden usulden reddine dair karar verilmiştir.
Davalı şirketin haklı nedenle fesih istemi yönünden; aşamalardaki taraf beyanlarından, celp edilen ceza dosyalarından ve dinlenen tanık beyanlarından taraflar arasında kişisel anlaşmazlıkların bulunduğu, çeşitli şekillerde bu anlaşmazlıkların ceza yargılamalarına da konu olduğu, ortaklığın taraflar yönünden çekilemez hale geldiği kanaati Mahkememizde oluşmuştur. Ne var ki bu anlaşmazlıkların davalı şirketin feshini gerektirmediği, —– şirketin varlığını sürdürmesi olduğu kanaatiyle ve TTK.nun 636/3 maddesinde düzenlenen fesih yerine davacıların ortaklıktan çıkarılması seçeneği Mahkememizce değerlendirilmiş, bu çerçevede davacıların çıkma payı alacağı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 25/09/2020 tarihli heyet raporu alınmıştır.
Alınan raporla davalı şirketin tüm sermayesini yitirdiği, ayrıca 196.994,20 TL kadar borca batık olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce alınan bu rapora davalılarca itiraz edilmemiş, davacılar vekilince ise kısmen itiraz edilmiş, bu kapsamda şirketin tüm sermayesini yitirdiği ve borca batık olduğu, ayrılma akçesinin bulunmadığının isabetli biçimde tespit edildiği bildirilmiştir. Ancak davacılar vekilince, rapor ile tespit edilen araç satışının şirkete zarar verme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu, buna rağmen —- hesabında bu hususun gözetilmediği gibi, büyük kısmı davacıların emeği ile oluşturulduğu belirtilen müşteri —-isminin tanınırlığının da —-hesabında dikkate alınmadığı belirtilmiş, bu hususlarda bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiştir.
Müşteri portföyü ve şirket isminin, şirketin malvarlığı değerlemesinde ölçülebilir bir malvarlığı değeri ifade etmediği gözetilerek, zarar verme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu iddiaları üzerine inceleme talebinin ———- zararlandırıcı eylemler iddialarına ilişkin olarak raporlar alındığı gözetilerek Mahkememizce başkaca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Netice itibariyle davalı şirketin borca batık durumda olduğunun tespit edildiği, her iki tarafın bu tespite bir itirazının bulunmadığı, eş olan taraf gerçek kişilerin süregelen ihtilaflarının ceza yargılamasına konu olduğu, ortaklığın sürdürülmesinin taraflardan beklenemeyecek düzeyde, taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği kanaatiyle ve aşamalardaki raporlarda 2016 yılından bu yana mali olarak olumsuz bir seyir içinde olan ve son tespitlere göre tüm sermayesini yitirdiği ve borca batık durumda olduğu tespit edilen davalı şirketin feshi yönünden haklı sebeplerin gerçekleştiği kanaatiyle davalı şirketin feshine dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı gerçek kişilerin davalı şirkete verdiği zararın tespiti ve varsa şirketten olan alacakların mahsubu istemi yönünden müdür—— suretle davalı şirkete zarar vermiş olabileceği yöntemince iddia ve ispat olunamadığı gibi davalı şirket müdürlerinden davalı … yönünden de davalı şirkete zarar verdiği iddiaları sübut bulmamış, buna ilişkin olarak alınan raporlar Mahkememizce dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmış, zarar iddiasının ispat edilememesi nedeniyle bu istem yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı gerçek kişilerin ortaklıktan çıkarılması istemi yönünden davacıların aktif husumeti bulunmadığından bu talebin usulden reddine,
2-Davalı gerçek kişilerin kasıtlı ve/ veya kusurlu eylemleri nedeniyle davalı şirketin zararının tespiti ve davalı gerçek kişilerin varsa davalı şirketten olan alacaklarından ve/ veya hisselerinden mahsubu talebi yönünden davanın ispatlanamadığından reddine,
3-Davalı şirketin feshi talebi yönünden;
a)Davalılar ———– yokluğu nedeniyle bu talebin usulden reddine,
b)Davalı … ..—— davanın kabulü ile——– Şirketi’nin fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak resen —– atanmasına,
Tasfiye memuru için 4.000,00 TL ücret takdirine, ücretin davacı tarafça karşılanmasına,
Ücreti yatırıldığında tasfiye memurunun göreve başlatılmasına,
Karar kesinleştiğinde —- tesciline,
Sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesine,
4-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineyi irat kaydına
5-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki——- göre hesaplanan 4.080,00 TL ——-
6-Davalılar … ve … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —– göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı ve 29,20 TL peşin harç ile 6.100,00 TL bilirkişi ücreti 18.000,00 TL kayyım ücreti, 413,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam:24.571,70 TL yargılama giderinin davalı …——— tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davalılar——- yapılan 160,00 TL posta yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılar ———-
9-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacılar Vekilinin ve davalı —–vekilinin ve davalı …—–yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.