Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1073 E. 2018/244 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1073 Esas
KARAR NO : 2018/244

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/09/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekilinin 30/09/2016 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta (Trafik) poliçesi ile sigortalı bulunan— plakalı aracın 16.11.2015 tarihinde karıştığı kaza neticesinde müvekkilinin babası —’nin yaralandığını ve kalıcı şekilde sakatlandığını, söz konusu kazanın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı … şirketine daha önce başvuru yapıldığını, ancak zararın tazmin edilemediğini, kazadan sonra muhtaç duruma düşen davacının dava masraf ve harçları hususunda adli yardımdan yararlanmak zorunda olduğunu, davacının kazadan önce gelir durumunun asgari ücretin üzerinde olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketine sigortalı olduğunu, ilgili şirketin maddi tazminatın ödenmesinden poliçe limiti kapsamında, maluliyet tazminatının tamamından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri teminatı için tedavi gideri teminatının tamamından sorumlu olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik belirlenecek meslekten kazanma gücü ve efor kaybı için 600 Tl, bakıcı gideri için 200 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri için 200 TL olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari temerrüt- avans faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesini, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu—plakalı aracın şirketlerinde — nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile 23/05/2015-2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olduğunu, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, davacı —’nin asli kusurlu bulunduğunu, davalı sigortalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun açıkça yazdığını, dava konusu kazada kusur bulunmadığından sorumluluğun da bulunmadığını beyan ile, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın esas nedeniyle reddine karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava; Trafik kazası sonucunda yaralanmaktan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamında; Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan Tazminat davasının devam eden yargılaması sırasında davacı vekilinin 05/12/2017 tarihli dilekçesinde davalı ile sulh olunduğunu bildirirek konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin de 06/12/2017 havale tarihli dilekçesinde sulh olunduğunu ve masraf ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirdiği görülmüş, taraflar arasında düzenlenen protokol ve ibraname dosyaya sunulmuş, bu protokolde mahkememizde görülmekte olan, iş bu — Esas sayılı dosya bakımından davacı tarafından davadan feragat edileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Sulh HMK mad. 313-315 maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığın kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yaptıkları bir sözleşmedir. Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde sulh ve ibra yetkisinin bulunması hususu da göz önüne alınmak ve dosya incelenmek suretiyle, 6100 sayılı HMK 313,314 ve 315 v.d. maddede düzenlenen sulhe ilişkin yasal hüküm de dikkate alınarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkındakarar verilmesine yer olmadığına; karar vermek gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davacının davası hakkında tarafların sulh olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Sulh ilk celseden sonra yapıldığı anlaşıldığından Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 17,95 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının dava dosyasına yatırdığı (1.200,00 TL bilirkişi ücreti(600,00 TL’si sarf edilmiştir)+53,40 TL gider avansı olmak üzere toplamda 653,40 TL) ve iş bu dosya için sarf edilen masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dava dosyasından Adli Yardım Talebinin kabulüne karar verildiğinden dosyadan savcılık kanalı ile karşılanan 116,90 TL avansın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2018