Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1040 E. 2021/458 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1040 Esas
KARAR NO: 2021/458
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2016
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin —- tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili ——— olunan ————— davalıya, —–dava dışı kardeş —– hissesinin de dava dışı —— adına kayıtlı olduğunu, zaman içinde davalının tüm hisseleri devralması sonucunda şirketin tek ortağının davalı olduğunu, davalının müvekkili üzerinde diğer hissedar kardeşine yaptığı gibi şirketin borca batık olduğu, şirkete ve ortaklarına haciz geleceği vb. Sözlemler ile baskı kurup aldattığını, daha sonrasında davalının söylediği gibi şirketin ödeme güçlüğü içinde olmadığının anlaşıldığını, şirket ve ortakları haciz vb. Sorunlarla karşılaşmadıklarını, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile, davalının —–tarihinde nominal değerleri üzerinden devralmış olduğu hisselerin gerçek değerlerinin tespitini ve devralınan hisse bedellerinden şimdilik ——– devir tarihinden itibaren işlemiş olan faizleri ile birlikte müvekkiline ödenmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından ———– tarihinde verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davanın düşüncesizlik ve deneyimsizliğinden yararlanmak ve üzerinde psikolojik baskı kurmak suretiyle aldatmak sebebine dayandığını, davaya konu şirketin ——- tarihinde kurulmuş olduğunu, tüm sermayesinin müvekkili tarafından koyulduğunu, müvekkilinin—— sonuna kadar hiçbir zaman şirketin yönetiminde fiili olarak bulunmadığını, şirketin tüm yönetiminin bizzat davacı tarafça yürütüldüğünü, davacının eşinin de bankacı olması sebebi ile defalarca kez karşılaştığında mal alınmayan çek ve senetlerle şirketim tüm sermayesini yediğini, şirketi borca batırdığını, ———- geçen borçların müvekkili tarafından ödendiğini, kredi kartı harcamaları kısıtlanan davacının müvekkiline üç ayrı bankadan kredi kullandırdığını, davacının mal aldığı yerlere ve piyasaya yüksek miktarda çek verdiğini, ödeyemez hale gelince şirket faaliyetlerinin durduğunu, şirket çalışanlarının işten çıkartıldığını, müvekkilinin şirketi soyan yanında çalışanların çek ve senetlerini bankalara vererek kredileri alıp yedine geçiren davacıya hiç hesap sormadığını, davacının şirketi yöneten kişi olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——————yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere cevaplarının dosyamız arasına konulduğu görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava hisse devri sözleşmesi neticesinde eksik ve hiç ödenmeyen hisse bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılamada tarafların dilekçelerinde talep ettikleri tüm deliller toplanmış ve tüm dosya kapsamı irdelenmiştir. Her ne kadar davacının iddiası irade sakatlığına dayanılarak hisse bedellerinin piyasadan daha düşük bir bedelle alındığı belirtilmişse de bu husus ancak gabin iddiası olması durumunda incelemeye gerek görülecektir. Ancak davacının tüm iddiaları bütün halde değerlendirildiğinde gabin iddiasında bulunmamakla korkutma ve kandırma gibi irade sakatlıklarına dayanıldığı görülmektedir. Bu kapsamda noter huzurunda yapılan düzenleneme şeklinde bir hisse devir sözleşmesi bulunduğu görülmekle gabin iddiasında da bulunulmadığı görülmekle davacının hür iradesi ile hisselerini davalıya sattığı bedeli hususunda serbest piyasa koşullarına göre hür bir şekilde karar verebileceği ve nitekim bu şekilde karar verdiği, akabinde ise düzenleme şeklindeki noter evrakında satış bedelinin tamamının davalıdan alındığını ikrar ettiği, noter senedinin aksinin ancak yazılı bir belge ile ispatlanabileceğinden davacının iddialarını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İzah olunan gerekçeler ile davacının ispatlanamayan davasının reddine dair karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 669,65 TL harçtan mahsubu bakiye 610,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı asilin yüzüne karşı davalı asilin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021