Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/99 E. 2020/98 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/99 Esas
KARAR NO: 2020/98
DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 19/01/2015
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile ( dava dışı ) ———– tarafından, — tarihinde——— yayınlanan — sicil nolu ———— kayıtlı olan ( 2. Davalı ) ———- kurulduğunu, müvekkili davacı şirketin bu şirkete % 50 hisseli ortağı olduğunu, —- tarihinde ( 2. Davalı )———- ortaklar kurulu kararı ile ortak değişikliği yapıldığını ve diğer şirket ortağının ( 1. Davalı ) … olduğunu, bu ortak değişikliğinden sonra, davalı ———ortaklarının —– tarihindeki ortaklar kurulu kararı ile, şirket müdürü olarak müvekkili davacı şirketi temsilen ———— seçildiğini ve çift imza yetkisi ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını, ————- tarihinde tescil edilip —- sayılı—— yayınlandığını, müvekkili davacı şirketi temsilen ——— temsilen diğer davalı — Noterliği’ nin —- tarih ve —– yevmiye nolu vekaletnamesi ile fatura, belge takibi, banka vb gibi belirli işlemleri yapma kolaylığı sağlamak adına yetkiledirdiğini, fakat davalı —- diğer davalı ——yetkisiz ve diğer yetkili ortaktan onay almadan borçlandırıcı işlem yaptığını, bu işlemlerin durdurulması için—–. Noterliği’ nin —— tarihli ve —– yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, müvekkili davacı şirket ile davalı—- vekilinin, ——– tarihinde toplantı yaptığı, diğer davalı —– müvekkili davacı şirketin onayı olmadan, davalı …’ ın yetkisiz işlem yaptığının tespit edildiğinin kendisine bildirildiğini ve işlemlerin dökümünün istendiğini, toplantı sonrası herhangi bir belge ibraz edilmediğini ve davalı tarafından onaysız işlem yapılmaya devam edildiğini, bunun üzerine —- Noterliği’ nin —- tarihli ve —-yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek diğer davalı şirket adına işlem yapmamasının ihtar edildiğini, davalı —– tarafından, ortağı ve müvekkili davacı şirketin belirlediği yetki sınırına ve üretici firmanın belirlediği kurallara uyarak yazılım satışı yapılması gerektiğini, yazılım bedeli müşteriden tahsil edildikten sonra müvekkil davacı şirkete olan borcun ödendiğini, üretici firma ile tüm iletişim müvekkili davacı şirket tarafından yürütüldüğü için, satış onayının müvekkili davacı tarafından verildiğini, ancak müvekkili davacı şirkete bildirilmeden yetkisiz sözleşmeler imzalandığını ve sözleşme bedellerinin davalı … tarafından tahsil edildiğini ve sözleşme edimlerinin … tarafından yerine getirilmeyerek diğer davalı ——- zor durumda kaldığını, müvekkili davacı şirket ile davalı arasında —— tarihinde yapılan görüşme ve mutabakattan itibaren diğer davalı ——– yazılım satış sürecinin durdurulduğunu, davalı … tarafından, müvekkili davacı şirkete bilgi verilmeden yapılan satışlar nedeni ile müşterilerini de mağdur ettiğini, müşterilerin diğer davalı ———- ne ve müvekkil davacı şirkete ihtarnameler gönderdiğini ve——– edimlerini yerine getirmediği iddiası ile ödedikleri bedelin iadesini talep ettiklerini, davalı …’ ın —-Asliye Ceza Mahkemesi’ nin —– Esas sayılı dosyası ile hakkında ceza ( hapis ) kararı verilmesine rağmen, müvekkili davacıya ceza davasının ve kararın ortadan kaldırıldığını bildirdiğini, ceza kararında ” … sanıkların infazı tamamlanıncaya kadar … şirket, kooperatif… tüzel kişiliklerin yöneticisi veya denetçisi olmaktan … yoksun bırakılmalarına ” karar verilmiş olduğunu, dolayısıyla davalının şirket yöneticisi olma vasfının ortadan kalktığını, ——– alacaklılarının müvekkili davacı şirketi aradığı ve icra takibi açtığı, ——— aleyhine açılan takibin davalı … tarafından tebliğ alındığı, faiz açısından hatalı takip olmasına rağmen ileri sürülmesi gereken itirazın yapılmaması sebebiyle icra takibinin kesinleşmesine ve diğer davalı ——- zarara uğramasına sebep olduğunu, ——– yeni projeler yaratılıp hayata geçirilmek üzere kurulduğunu, fakat davalı .——–TL tutarındaki sermaye borcunu dahi ödemediğini, müvekkili davacı şirketin aynı tutardaki sermaye borcunu ödediğini, müvekkili davacı şirketin ayrıca —- den alacağı bulunduğunu, davalı …’ ın ortağı oldukları diğer davalı ——– amacına ulaşmasını ve ortak gayeyi gerçekleştirmeyi engellediğinin açıkça ortada olduğundan ve hedeflenen yeni projeler hayata geçirilemediğinden, davalı ———– fesih ve tasfiyesini talep etmenin zaruri hale geldiği belirtilerek, TTK m. 549 gereğince davalı —– ‘ nin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, m.441 ve devamı maddeler uyarınca tasfiye memuru atanmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, ancak yasal süresi içinde davaya cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Yargılama önce ——–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- esas sayılı dosyasında sonra ———–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– esas sayılı dosyasında sürdürülmüştür, davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirket yönünden davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Mahkememizin anılan hükmünün temyizen incelenmesinde; Yargıtay—-.Hukuk Dairesi’nin — esas —- karar sayılı ilamı ile; davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının davalı şirketi temsilen olduğu değerlendirilerek kabulü ile; Mahkemece, davalı şirket ortağı …’ın ceza mahkemesi kararı ile mahkumiyetine ve kısıtlanmasına karar verildiği, ortaklardan birinin kısıtlanmasının iki ortaklı bir şirkette şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir. Ancak, dosya kapsamından davalı …’ın ———- Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla belli haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmiş olmakla birlikte ceza mahkemesi kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda henüz kesinleşmemiş bir mahkumiyet kararı esas alınarak yazılı şekilde karar tesisi doğru olmadığı gibi, davacı tarafından ileri sürülen hususların yöneticinin azlini gerektirip gerektirmediği veya ortaklıktan çıkarma sebebi teşkil edip etmeyeceği tartışılmaksızın yazılı şekilde fesih ve tasfiyeye karar verilmesi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Öte yandan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3. maddesine göre, haklı sebeple limited şirketin feshi istendiğinde, mahkeme, istem yerine, davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. 6102 sayılı Kanun’un Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 6103 sayılı Yasa’nın 3. maddesine göre TTK’nın yürürlüğe girmesinden önceki olaylara da uygulanır. Mahkemece, söz konusu kanun hükmü de tartışılarak fesih talebinin bu madde çerçevesinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir.” kanaatiyle anılan kararın bozulmasına dair karar verilmiştir.
Bu itibarla davalı … hakkındaki davanın reddine dair karar kesinleşmiş olmakla mahkememizce bozma üzeri sürdürülen işbu dosyada davalı … hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Davalı ——–yönünden ise; davalı şirketin —- tarihinde — re’sen terkin edildiği belirlenmiş;—— tarihli celsede davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açması, buna ilişkin kayıtları sunması için kesin süre verilmiş ve sonuçları açıklanarak ihtaren bildirilmiş, buna ilişkin duruşma tutanağı davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilince verilen kesin süre içinde ihya davası açıldığına ilişkin kayıt sunulmadığı gibi Mahkememize sunduğu ———- tarihli beyan dilekçesi ile de görülen lüzuma binaen ihya davası açılmadığı bildirilmiştir.
Davalı şirketin ———– tarihinde ——— resen terkin edilmesiyle davalı şirketin taraf ehliyeti son bulmuş, ne var ki giderilebilir bir dava şartı noksanlığı olduğu belirlenmekle davacı vekiline bu hususta kesin süre verilerek sonuçları da ihtar edildiği halden anılan eksiklik giderilmemiş, giderilmeyeceği de beyan edilmiş olmakla, davalı şirket yönünden de davanın husumete ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … hakkında davanın reddine dair verilen ———- tarihli karar kesinleşmiş olmakla yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı ————- yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 18,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irad kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı … Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/02/2020