Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/924 E. 2018/147 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2015/924 Esas
KARAR NO : 2018/147

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/08/2015
KARAR TARİHİ : 21/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin iştikal konusu içinde “—” isimli yeni bir gemi yaptırdığını ve bahse konu geminin makine ve pervane aksamının alımı hususunda dava dışı—- Dış Tic. Koll. Şirketi ile 26/10/2005 tarihinde bir sözleşme imzaladığını; bu sözleşme şartları tam anlamıyla yerine getirilmeden davacı şirketin inşa ettirdiği gemi için bu kez —satın alınması hususunda 02/11/2007 tarihinde davalı ile sözleşme yapıldığını; davalının, 02/11/2007 tarihinde akdedilen sözleşmenin davacı tarafından ifa edilmediği iddiası ile sözleşmeden doğan zararlarının tahsili talebi ile Kadıköy —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu tazminat davasında yapılan yargılama sonucunda; 05/04/2011 tarihinde davanın kabul kararı ile neticelendiğini; bu kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dava 30/09/2013 tarihinde davacı lehine bozulduğunu; dosyanın bozma üzerine tevzi edildiği İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bozma üzerine yapılan yargılamada bozma kararına uyularak 27/05/2014 tarihinde davanın reddine karar verildiğini; bu kararın da 18/03/2015 tarihinde onandığını; davalının, 05/04/2011 tarihli kabul kararı üzerine İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün—sayılı dosyasından davacının, — isimli gemisini 21/07/2013 tarihinde seferden men ettiğini ve zeyport’a demirlenmesinin sağladığını; bu sırada davacının gemisinin anılan seferden men kararının uygulandığı tarihte —‘dan aldığı yükü — Limanına taşımak üzere transit seferde bulunduğunu; geminin seferini tamamlaması için bir seferlik gemiye icra mahkemesi kararı ile izin verildiğini; geminin 22/07/2013 tarihinden, 24/07/2013 tarihine kadar —‘ta demirde kaldığını; bu sürede geminin 18.000,00 ABD doları kazanç kaybına uğradığını ve 1.550,00 ABD doları yakıt sarfiyatında bulunduğunu; geminin yükünü boşalttıktan sonra 29/08/2013 tarihinde mahkeme kararına uygun olarak Türkiye’ye döndüğünü ve — limanına anılan tarihte demirlediğini; geminin — demir mevkiinde 13/12/2013 tarihine kadar demirde beklediğini; bu sürede, 11.000,00 ABD doları acenta ücreti, 16.120,00 ABD doları yakıt masrafı, 344.820,00 ABD doları navlun ücreti kazanacakken, bu kazançtan mahrum kaldığını; ayrıca, 640.000,00 ABD doları navlun anlaşmasının yerine getirilemediğini; bu seferden masraflar düşüldükten sonra elde edilecek 353.942,00 ABD doları navlun ücretinden doğan kazanç kaybına uğradığını; bu seferlerin 55 gün süreceğini; geminin 107 gün seferden men edildiğini; demirde kaldığı 52 gün içinde 312.000,00 ABD doları zarar oluştuğunu; toplam 1.057,432,00 ABD doları zarar oluştuğunu; bu zararın, davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davada mahkemenin görevli bulunmadığını; görevli mahkemenin İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu; bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini; ayrıca davacı talebinin zamanaşımına uğradığını; davalı lehine, davanın kabulüne dair mahkeme kararına dayalı olarak yapılan başvuru üzerine İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2013 tarih ve — D.İş sayılı kararı ile karşı tarafın taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini; ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyası üzerinden infaza konulduğunu; bu kapsamda, 11/03/2013 günü davacıya ait ve Türk bayraklı — isimli geminin ihtiyaten haczine karar verildiğini; bu kararın, 11/03/2013 günü geminin siciline işlendiğini; ancak, gemi Türk limanlarında bulunmadığından seferden men edilemediğini; ihtiyati haciz kararının infazını takiben yani ilama dayalı olarak icra takibine başlanıldığını; buna ilişkin icra emrinin davalı vekiline 02/05/2013 günü tebliğ edildiğini; böylelikle İİK.nun. 264 son hükmü gereği 7 günlük yasal sürenin bittiği; 10/03/2013 tarihi itibariyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğünü; davacı tarafın, henüz gemisi seferden men edilmeden teminat göstermek suretiyle ihtiyati haczi kaldırmak, hatta temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar icrayı tümüyle durdurma imkanı varken bunu yapmadığını; geminin ilk kez yasal olarak haczedilip hakkında haciz kararı da kesinleştikten yaklaşık dört buçuk ay sonra 21/07/2013 tarihinde seferden men edildiğini; davacı borçlu icra müdürüne başvurarak geminin mevcut seferini tamamlamasına izin verilmesinin talep edildiğini; haczin veya seferden men kararının tamamen kaldırılmasının istenmediğini; icra müdürlüğünün davacı borçlunun talebi kabul edilerek geminin seferini tamamlaması için süre verilmesine ve TTK.nun. 1367-(a) hükmünün uygulanmasına; (yani 10 gün içinde teminat verilmesi, aksi halde geminin izleyen ilk seferinde icra dairesine teslim edilmesine) karar verildiğini; davacı/ borçlunun süresinde teminat vermediği gibi seferini tamamladıktan sonra gemiyi haczeden icra müdürlüğüne de teslim etmediğini; gemi yabancı bir limandan tekrar yük aldıktan sonra (ve 1 ayı aşkın süre geçtikten) 28/08/2013 tarihinde — limanına geldiğini ve orada tekrar seferden men edildiğini; icra takibinin dayanağı olan mahkeme kararının bozulması üzerine davacı bozma kararına 13/12/2013 tarihinde ibraz ederek seferden men kararının kaldırılmasını sağladığını; dava konusu tazminat talebine dayanak gösterilen işlemlerin tamamının yetkili yasal merciler tarafından yasalara uygun olarak yapılmış olduğundan hukuka uygun bulunduğunu; bu nedenlerle, davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacıya ait geminin kesinleşmemiş mahkeme kararına dayalı olarak alınan ihtiyati haciz kararı ve icra takibine dayalı olarak seferden men edilmesi nedeniyle, davacının uğradığı maddi zararın, davalıdan tazmini istemine; ilişkindir.

Dava dosyası içerisinde bulunan İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2013 tarih ve — D.İş sayılı kararının incelenmesinde; talepte bulunanın — Şirketi, karşı tarafın — San. ve Tic. Ltd. Şti.olduğu; Kadıköy— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin— esas, —sayılı ilamına dayalı olarak 1.112.890,03 TL için ihtiyati haciz kararı verildiği; görülmüştür.
İstanbul Anadolu– İcra Müdürlüğü’nün — sayılı takip dosyasının incelenmesinde; bu dosyaya İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen — D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının 11/03/2013 tarihinde sunulduğu ve ihtiyati haciz kararı uyarınca işlem yapılmasının talep edildiği; bilahare 15/03/2013 tarihinde takip alacaklısının — Şirketi, takip borçlusunun –San. ve Tic. Ltd. Şti.olduğu; Kadıköy— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2011 tarihli, — esas, — karar sayılı ilamına dayalı olarak toplam 633.199,74 EURO alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik ilamlı icra takibine başlanıldığı; bu dosya üzerinden — Liman Başkanlığı’na 22/07/2013 tarihinde yazılan müzekkere uyarınca İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — D.İş sayılı 05/03/2013 tarihli ihtiyati haciz kararı gereğince —- IMO numaralı — isimli gemisi üzerine ihtiyati haciz konularak, bu geminin seferden men edilmesinin istenildiği; icra dosyasından gönderilen icra emrinin — San. ve Tic. Ltd. Şti. vekiline, 02/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2013 tarihli 2013/6059 esas, 2013/14908 sayılı ilamı ile İstanbul Anadolu—-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2011 tarih ve — esas, —sayılı kararının bozulmasına karar verildiği; icra müdürlüğünün 13/12/2012 tarihli olarak İstanbul Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazdığı müzekkere ile “—” isimli geminin seferden men kararının kaldırılmasına karar verildiğinin bildirildiği; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Yrd. Doç. Dr. —-, – —ve — tarafından düzenlenen 07/04/2017 tarihli rapora göre; davalının ilk derece mahkemesinin kesinleşmeden icrası mümkün olan kararına dayanarak uygulattığı ihtiyati haczi tamamlayan merasime girişerek kesinleştirdiği ilamlı icra takibinde geminin muhafazası (seferden meni) işleminde, davalının kusurlu fiili olmadığı; borçlu olmadığı bir maddi anlamda kesin hükümle sabit olan davalının, yargılama safhasında ilk derece mahkemesi hatalı olarak aleyhine karar verdiği ve kendisi de tehiri icra kararı almadığı veya alamadığı için, malvarlığına ilişkin bir kayba katlanmak zorunda bırakılmasının maddi anlamda kesin hüküm, mülkiyet temel hakkı ve devletin pozitif koruma yükümlülüğü çerçevesinde tereddütle karşılanması gerektiğini; tehiri icra kararı almayarak veya alamayarak takibi durdurmayan/ durduramayan davalının, bu fiilin olsa olsa mütelafik kusur olarak değerlendirebileceğini; önceki ilam alacaklısı davacının sorumluluğu bakımından peşinen illiyet bağını kesen bir sebep olarak değerlendirilmesinin güç olduğunun düşünüldüğünü; bu nedenle, raporda aktarılan yargıtay içtihatının mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Bilirkişiler Yrd. Doç. Dr. —- ve — tarafından düzenlenen rapora göre; — gemisinin yaşı, kondisyonu ve nitelikleri ile benzer gemilerin navlun piyasasındaki aranırlıkları göz önüne alındığında; geminin 2013 yılında faal olarak sürekli çalışabileceğini; davacı şirketin 2012-2013 yılı vergisel mali tablolarının (bilanço-gelir tablosu) mukayeseli olarak incelenmesinden, şirketin 2013 yılı hizmet satışlarının 2012 yılına göre %44, şirketin 2013 yılı net satış kârın 2012 yılına göre %30 azaldığının saptandığını; bu bağlamda, geminin seferden men kararından dolayı uğramış olduğu maddi zarar/ kazanç kaybı tutarının toplam 735.237,46 USD olacağı, yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında; sözleşme yapıldığından ve bu sözleşme şartlarının davacı şirket tarafından yerine getirilmediğinden bahisle uğradığı zararın tazmini için davalı tarafından, davacı aleyhine Kadıköy — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esasında kayıtlı tazminat davasının açıldığı; bu dosyada yapılan yargılama sonucunda; 05/04/2011 tarih ve — sayılı kararla davanın kabulü ile 633.199,74 EURO’nun fer’ileriyle birlikte tahsiline karar verildiği; bu karara dayalı olarak davalı tarafından, davacı hakkında İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — D.İş sayılı dosyası üzerinden 05/03/2013 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığı; bu kararın, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyası üzerinden 11/03/2013 tarihinde işleme konulduğu; bilahare bu dosya üzerinden 15/03/2013 tarihinde davacı hakkında ilamlı icra takibine başlanıldığı; davacı şirkete ait — isimli gemi hakkında resmi kayıtlar üzerine ihtiyati haciz kaydının işlendiği; davacıya ait geminin 21/07/2013 tarihinde seferden men edildiği ve —‘a demirlenmesinin sağlandığı; bilahare —Liman Başkanlığı’na 22/07/2013 tarihinde yazılan müzekkere uyarınca ihtiyati haciz kararına istinaden geminin seferden men edilmesinin istenildiği; geminin seferde bulunması nedeniyle icra müdürlüğünce alınan karar uyarınca; geminin 24/07/2013 tarihinde yükünü boşaltmak üzere tekrar sefere çıktığı ve bilahare 29/08/2013 tarihinde —- limanına gelerek demirlediği ve seferden men kararının uygulanmasına devam edildiği; taraflar arasındaki davada verilen kararın, derecatta incelenmesi sonucunda kararın bozulmasına karar verildiği; davacı vekili tarafından talep açılarak bozma kararının icra müdürlüğüne ibraz edilmesi üzerine; icra müdürlüğünce 13/12/2013 tarihinde gemi hakkındaki seferden men kararının kaldırıldığı; bilahare taraflar arasındaki tazminat davasında yapılan yargılama sonucunda; İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozma kararına uyularak, 27/05/2014 tarihinde davanın esastan reddine, karar verildiği; bu kararın derecatta incelenmesi sonucunda onandığı ve kesinleştiği; hususlarında; uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında görülen tazminat davasında davalı lehine verilen karara dayalı olarak alınan ihtiyati haciz kararı ve bilahare ilamlı takibe dayalı olarak yapılan takip işlemleri kapsamında; davacıya ait geminin fiilen seferden men edilmesi nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın, davalı şirket tarafından tazmininin gerekip gerekmediği; gerekiyor ise tazmin etmesi gereken maddi tazminatın miktarının saptanması noktalarında; toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; somut olayda; davacı/alacaklının, kesinleşmemiş ilama dayalı olarak ihtiyati haciz kararı aldığı ve bu ihtiyati haciz kararına dayalı olarak davacının işlettiği geminin resmi kayıtlarına bu hususun işlendiği; bilâhere, takipte icra emrinin tebliği üzerine, geminin fiilen haczi yönünde talepte bulunulduğu ve geminin fiilen haczinin de gerçekleştirildiği; bu noktada, davalı alacaklının, davacının işlettiği geminin kayıtlarını ihtiyati haciz şerhi işlendikten sonra davacı diğer mal varlığı ve/veya geminin yurt içi veya yurt dışı gelirlerinden [özellikle vergi idaresi vb. kamu kurumları nezdinde iadesi oluşan alacaklarının bulunup bulunmadığı] alacağını güvence altını alma gibi ek taleplerde bulunmadığı; aksine, hacizde tertip kuralının altında, ölçülülük [elverişlilik, gereklilik ve oranlılık], çekişmesiz mallar bitmeden çekişmeli mallara başlanamaz ve menkuller bitmeden taşınmaza geçilemez ilkeleri kapsamında; İİK.nun 85. maddesine de aykırı olarak haczin, menkuller bitmeden taşınmaza geçilemez ilkelerine aykırı olarak ve alacak ve fer’ilerine aşacak şekilde ölçülülük ilkesine aykırı şekilde uygulanmasının talep edildiği gibi [kanunen taşınmaz niteliğindeki gemi üzerine var olan kaydi haciz ile yetinilmeyerek] davacı alacağı ile fiilen haczedilen [davacıya ait bir ticari işletme niteliğinde bulunan ve alacağın fevkinde bir değere sahip kayden hacizli gemi] geminin atıl olarak zeyporta demirlenmesinin sağlanarak çalışan ve gelir getiren geminin atıl/çalışamaz/gelir elde edemez/aksine durduğu yerde masraf yapar hâle dönüştürüldüğü; bu süreçte, davalı/alacaklı İİK.nun 35 ve devamı maddelerine dayalı ilamın icrasına dayalı olarak icra işlem taleplerinde bulunulduğu; ancak, ihtiyati hacze ve takibe dayanak kararın, bozma gerekçesindeki maddi tesbitlerin davalı/alacaklı tarafından da öngörülebilir nitelikte bulunduğu; kural olarak, hukuk yargıcı hukuk kuralını kendisi bulup uygulamak zorunda olduğuna göre TMK.m.2’nin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini gözününde tutmak suretiyle hakkın kötüye kullanımı yasağını uygulamasının gerektiği; hakkın kötüye kullanımı yasağına ilişkin kuralın tâli bir kural olduğu, tamamlayıcı ve düzeltici bir fonksiyonunun bulunduğu zarar verenin, zararı karşılaması gerektiği ilkesine göre tazminat hukukunun öngörülen amacı ile çelişmemek kaydı ile somut olaya özgü olmak üzere, yargıcın kanunu düzeltebilme/yeni oluşum ve gelişimlere uyduracak önlem almaya istisnai yetkisinin bulunduğu [Prof. Dr. Edis, Seyfullah; Medeni Hukuka Giriş ve Başlangıç Hükümleri, 2. Bası, Ankara, 1983, s:327]; ilamlı icra aşamasında dâhi davalı/alacaklı hakkını kötüye kullanmamalı, menkuller bitmeden taşınmaz haczedilemez ve ölçülülük ilkesine uymalıdır; cebri icrada, bu ilkelere aykırılığın bizâtihi kusur teşkil ettiği kabul edilerek; somut olayda, yukarıda ayrıntıları gösterilen maddi ve hukuki tespitlere göre; davalının, ilamlı icraya yönelik taleplerinde hakkını kötüye kullandığı ve davacıya ait geminin fiilen çalışamadığı/ geminin seferden men kararından toplam:735.237,46 USD maddi zarar/kazanç kaybına uğramasına neden olduğu; davacının, uğradığı bu maddi zararının, tazminat hukuku kurallarınca; TBK.m.49 ve devamı maddelerine dayalı olarak davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği; davalının sorumluluğu kapsamında, davacının maddi zararının varlığı, davalının haksız eylemi ve kusuru ile hukuka aykırılık unsurları ve uygun illiyet bağının gerçekleşmiş bulunduğu; bu noktada, TBK.52. madde, yalnız zararı meydana getirmeye yardımı dokunanın kusurunu aradığından, somut olayda, davacının, fiilen hacizli/— demirli gemisi için teminat göstermemesi ve/veya icra dairesine ödeme yapmamasının davacının doğru davranıştan (hareket tarzından) ayrılma durumunu oluşturmadığı gibi bir yasal hakkı kullanmaması davacının kendi ihtiyarında bulunduğu ve bizatihi lehine bir hakkın kullanılmamasının da müterafik/birlikte bir kusur/hukuka aykırılık teşkil etmediği; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile 735.237,46 USD (Amerikan doları)’nin 18/08/2015 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Amerikan doları döviz cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
735.237,46 USD (Amerikan doları)’nin, 18/08/2015 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Amerikan doları döviz cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,

2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 139.763,54 TL harçtan peşin alınan 50.252,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 89.510,91 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 80.890,28 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 49.814,12 TL nisbi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 50.252,63 TL peşin harç toplamı: 50.280,33 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red 0,30 ve kabul 0,70 oranına göre hesaplanan 9.103,57 TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,

Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2018

Davacı Yargılama Giderleri :
Vekalet harcı : 4,10 TL
Posta Masrafı : 201,00 TL
Bilirkişi Ücreti : 12.800,00 TL
TOPLAM : 13.005,10 TL x 0,70=9.103,57 TL