Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/805 E. 2023/646 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/805
KARAR NO : 2023/646

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2015
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili —- 5015 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında —-Kurumu’nun tanzim ettiği “Dağıtıcı lisansı” kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyeti çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda, kendi marka ve logosu altında, —- standartlarında kurulacak/kurulu akaryakıt istasyonlarında akaryakıt, —ve madeni yağ satış faaliyetini gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 03.08.2010 tarihli Ön Protokol akdedilmek suretiyle,— Mahallesinde kain, tapuda 21 pafta, — nolu parselde kayıtlı 2662,72 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt satış ve servis istasyonu üzerinden akaryakıt dağıtım şirketi-bayilik ilişkisi tesis edilmesi hususunda mutabakat sağlandığını, 18.09.2010 tarihinde davalı yan ile “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” de imzalanmak suretiyle davalıya 5 yıl süreli bayilik hakkı tesis edildiğini, bayilik sözleşmesi ile birlikte ek olarak imzalanmış olan 18.09.2010 tarihli ”Taahhütname” uyarınca, yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı müddetince geçerli olmak üzere, sözleşmenin devamı müddetince her yıl için 2000 m3 müvekkilİ şirketçe dağıtımı yapılan beyaz ürün (benzin. mazot), 1 ton madeni yağ satmayı, bu taahhüdün yerine getirilmemesi durumunda her bir yılda eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyatı üzerinden hesaplanacak tutarın %5’inin şirkete cezai şart olarak ödeyeceğini, ödenmemesi halinde teminatlardan tahsil edileceğini davalı yanın kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalı yan taahhütlerini yerine getirmemiş, müvekkilinin bu sebeple zarara uğradığını, anılan satış taahhüdünün ihlali nedeniyle davalı yana, —–Noterliği’nin — yevmiye sayılı, 19.03.2015 tarihli ihtarnamesi ile; şirket kayıtlarının incelenmesi neticesinde davalı tarafça Bayilik Sözleşmesi’nin başlangıç tarihi ile son taahhüt periyoduna kadar ki 18.09.2010-18.09.2014 döneminde her yıl için eksik ürün alımı yapıldığı ve ihtarname tarihi itibariyle son cari fiyat olan —-depo satış fiyatı 3.4550 TL/litre üzerinden hesaplanan bedelin %5 cezai şart alacağının tahakkuk ettiği, bu hususun tanzim ve imza edilen taahhütname, ön protokol ve bayilik sözleşmesinin esaslı ihlali anlamına geldiği, ayrıca satış taahhüdü sebebiyle davalı yana 500.000,00-TL tutarında hibe ödemesi ve 124.894,00-TL tutarında yatırım yapıldığı, davalı yanın müvekkilİ şirkete fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 89.338,72-TL cari hesap borcunun bulunduğu, cari hesap borçlarının ödenmemesinin de bayilik sözleşmesinin esaslı ihlali anlamına geldiği, bu nedenlerle 4 taahhüt periyoduna ilişkin cezai şart borcunun yerine getirilmesi ve cari hesap borçlarının ödenmesi, aksi halde protokol ve bayilik sözleşmesi ihlalleri sebebiyle protokol, taahhütname ve bayilik sözleşmesinde öngörülen tüm seçimlik yaptırımların uygulanabileceği, yerine getirilmeyen taahhüt ihlallerinin ve eksik alımların müvekkilİ şirketçe kabul görmediği ve işbu ihtarname tarihinden sonra meydana gelebilecek olan eksik alımların da kabul edilmeyeceği, Bayilik Sözleşmesi’nin 5. Taahhüt periyodu bakımından tonaj taahhütlerinin yerine getirilmesi için gereken çabanın gösterilmesi ve 5. dönem sonu itibariyle cezai şart talep hakkı ile feshe sebebiyet verilmesi halinde hesaplanacak fesih öncesi ve sonrası döneme ait kar mahrumiyeti ve tazminat alacağının talep ve tahsil haklarının saklı tutulduğu ihtar ve ihbar edildiğini, ancak davalı yanca, ihtarname, sözleşme, protokol ve taahhütnameye aykırı davranılmış, tonaj taahhüdüne uyulmadığını, davalı şirket ile imza altına alınan “taahhütname” ile yukarıda belirtilen, yıl esasına dayalı satış miktarlarına ilişkin, bayilik sözleşmesi süresince satışı yapılamayan eksik — m3– (benzin, mazot) ürün için, her yıl eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın %5’i oranında, müvekkili şirketin satılamayan üründen dolayı mahrum kaldığı karı cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirket söz konusu satış taahhütlerini yerine getirileceğine olan güven nedeniyle davalı yararına kazandırımlarda bulunduğunu, davalı, ticari defterlerden anlaşılacağı üzere, satmayı vaat ettiği ürünleri satamadığını, ilk bayilik ilişkisinin başlangıç tarihinden işbu tarihe kadar olan zaman diliminde satış taahhüdüne göre alması gereken ürün miktarı üzerinden, dava tarihine kadar hesaplanacak beyaz ürün, 1 ton madeni yağı almamak suretiyle, sözleşme hükümlerine aykırı davranarak müvekkili şirketi, elde edeceği kardan mahrum bırakıldığını, arz ve izah edilen nedenlerden ötürü, davalı yan satış taahhütleri gereği satın almayı vaat ettiği ürünlerden hem beyaz ürün hem de madeni yağ ürünlerini almadığından sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini hakları ile fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kar mahrumiyetinden ve cezai şarttan doğan hesaplanacak tutarın şimdilik 25.000,00-TL’lik kısmının davalı yandan tahsilini talep etme zorunluluğu taraflarına hâsıl olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini, sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini hakları ile fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları ile ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla, hesaplanacak kar mahrumiyetinden ve cezai şartdan doğan alacağının, şimdilik bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 18.09.2010 tarihinden 18.09.2014 tarihine kadar ki dönem için 25.000,00 TL’lik kısmının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine bağlı olarak aylık %2 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının talep ettiği alacaklarını çeşitli nedenlere dayandırdığını, davacının—- ATM nin —–esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde alacağının 23.557,00 TL olduğunu kabul ettiğini, davacının dilekçesinde alacak iddiasında bulunduğu miktarları net ve kesin olarak belirtildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması talebinin reddi gerektiğini, davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 13/07/2023 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, vekilin vekaletnamede feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı yetkilisi bila tarihli dilekçe ile davacının davadan feragati nedeniyle davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar harcından başlangıçta alınan 426,94 TL harçtan mahsubu ile 157,09 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek üzerine davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların talebi gözetilerek leh/ aleyhlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı tarafın yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.