Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/698 E. 2021/223 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/37 Esas
KARAR NO: 2021/235
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/12/2013
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde davalılardan —— plakalı araçların çarpışması sonucunda yol kenarındaki —– ağır şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, kazaya karışan araçların davalılar —— sigortalandığını, davacının tedavi sürecinin halen devam ettiğini, sürekli maluliyetinin oluştuğunu, davacının kaza sırasında paketleme elemanı olarak çalıştığını, davacının kaza nedeniyle 3-4 ay yatağa mahkum olduğunu, kendi ihtiyaçlarını dahi gideremediğini belirtmiş, şimdilik — maddi tazminat ile — manevi tazminatın —– faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; —— plakalı aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesi kapsamında kendi sigortalısının kusuru oranında zarar görenin uğradığı gerçek zararın tazmini noktasında bulunduğunu, bu nedenle davacının maluliyeti ile kusur oranının tespitinin gerektiğini, tedavi giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, davalı şirketin temerrüte düşürülmediğini bu nedenle faiz talep edilemeyeceğini belirtmiş, ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kalıcı olarak sakatlandığı ve malul kaldığına yönelik beyanı kabul etmediklerini, —— sayılı dosyasından aldırılan raporda davacının yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek düzeyde olduğu ve yaşamını tehlikeye düşürmediğinin belirlendiğini, tazminat talebinin yerinde bulunmadığını, ayrıca olaya karışan araçların sürücülerinin ayrı ayrı kusurlarının tespitinin gerektiğini, talep edilen faizin de oranın da fahiş olduğunu belirtmiş, ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——savunmasında özetle; davacının kalıcı sakatlığı ve kusur durumunun saptanması gerektiğini, adı geçen davacının olay anında herhangi bir kırığı ve yaşantısını idame ettirmesine engel olabilecek bir yaralanmasının bulunmadığını, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiye tebliğ edilmiş, ancak davalının yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş olduğu görülmüştür.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; davalı— sayılı —- işleten ve sürücü davalı — olay tarihinde sürücü—- sevk ve idaresindeyken olay mahalline geldiğinde davalı —- sayılı —- ait dava dışı sürücü —– plakalı araçla çarpışması sonucu oluşan çift taraflı trafik kazasında yaya konumundaki davacının yaralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının yaralandığı trafik kazasının oluşumunda davalı sigorta şirketlerince sigortalanan araçların sürücülerinin olayda kusurlu bulunup bulunmadığı, kusurlu ise kusur oranının ne olduğu, davacının olaydaki yaralanması nedeniyle maluliyete uğrayıp uğramadığı/sürekli iş göremez derecede yaralanıp yaralanmadığı, davacının uğradığı maddi zararın miktarının ne olduğu, davalı işletenler ve işletenlerin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketlerinin oluşan maddi zarardan sorumlu bulunup bulunmadığı, davalı işletenlerin manevi tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır.
Başlangıçta —- sayılı dosyasında görülmekte olan davada verilen görevsizlik kararı davacı vekilince temyiz edilmiş, verilen karar — sayılı ilam ile bozulmuştur. Mahkememiz —–sayılı dosyası ile yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- tarihli rapor içeriğine göre; kazanın meydana gelmesinde — plakalı aracın sürücüsü davalı— plakalı araç sürücüsü dava dışı — tali kusurlu bulunduğu, davacı yaya —– herhangi bir kusurunun bulunmadığının mütalaa edildiği görülmüştür.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen —- tarihli rapor içeriğine göre; kazanın meydana gelmesinde — plakalı aracın sürücüsü davalı — %75 oranında kusurlu olduğu, — plakalı araç sürücüsü dava dışı —- %25 oranında kusurlu bulunduğu, davacı yaya —- herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Alınan rapor ile ceza dosyasında düzenlenen rapor arasında mübayenet bulunmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
—- tarihli raporda; davacı —– tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde ——– oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu, geçici iş göremezlik süresinin üç ay olabileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarihli rapora göre; davacının karşılanmamış kazanç kaybının — meslekte kazanma gücündeki eksilme nedeniyle uğradığı maddi zararın —- olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekilince verilen —- tarihli talep artırım dilekçesi içeriğine göre; dava değerinin toplam — tutarına artırıldığı görüldü.
——- tarihli raporda davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek düzeyde yaralandığının mütalaa edildiği görülmüş, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın — —– raporunda eksik tedavi evrakının giderilmesi halinde raporun düzenlenebileceği bildirilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ——- kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, “haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak” yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; —- raporu ile —– tarafından düzenlenen maluliyet raporu arasında çelişki bulunduğu görülmüş ve davalı vekilinin itirazları ciddi bulunmuş ise de ——- tarihinde açılan işbu davada alınacak yeni bir maluliyet raporunun yargılamayı uzatacağı, ceza dosyasında alınan raporun tek bir adli tıp uzmanı tarafından düzenlendiği, üniversite hastanelerinin maluliyet oranı tespitine ehil olduğu nazara alınarak anılan maluliyet raporuna iştirak edilmiştir
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—— gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ——-Somut olayda; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, maluliyet ve kusur oranları, ceza dosyasındaki beyanlar, işleyecek faiz miktarı bir bütün olarak nazara alınmış, manevi tazminat tutarı takdir edilmiştir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve denetime elverişli rapor içeriğine göre; —- tarihinde meydana gelen kaza sonucu davacı — yaralandığı, kaza nedeniyle davacının —- oranında maluliyetinin oluştuğu, kazanın davalı ve davalıların eylemlerinden sorumlu oldukları sürücülerin kusuru ile meydana geldiği, davalıların hesaplanan —– maddi zarardan müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne;
Davacı — uğramış olduğu bedensel zararlar için hesaplanan — çalışma gücünde meydana gelen eksilmeden kaynaklı zarar olmak üzere —toplam maddi tazminatın davalılar— kaza tarihinden itibaren davalı —- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı — ödenmesine,
2-Davacı tarafından, davalılar —– açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne;
— manevi tazminatın— kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılar —müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —— ödenmesine,
Manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 9.059,00 TL harçtan peşin alınan 348,40 TL harç ile 600,00 TL tamamlama harcının mahsubuna, bakiye 8.110,60 TL karar harcının ——-davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 14.648,53 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar —— tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 3,75 vekalet harcı, 348,40 TL peşin harç ve 600,00 TL tamamlama harcı toplamı: 976,45 TL ile 2.016,45 yargılama giderinden davanın red (37,63) ve kabul (62,37) oranına göre hesaplanan 1.257,66 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı —- tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden 18,82 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı —– tarafından yapılan 21,00 TL yargılama giderinden 7,90 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün süre içinde temyiz yasa yolu——— açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2021