Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/620 E. 2018/150 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/620
KARAR NO : 2018/150

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/06/2015
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin 02/06/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin granit mermer vb doğal taşların satış, montaj ve imalatını yapmakta oluduğunu, bu kapsamda davalı şirketin bazı işlerini de yaptığını son olarak davalı şirket tarafından Bej mermer satın alındığını karşılığında da müvekkili tarafından 12/07/2014 tarih — nolu 11.904,41 TL bedelli, 06/09/2014 tarih — nolu 1.380,60 TL bedelli olmak üzere toplam 13.375,01 TL bedelli 2 adet fatura keşide edilerek davalı şirkete teslim edildiğini, borçlu şirket tarafından faturalar kabul edilerek kayıtlara alındığını formları için mutabakat yapıldığını, 02.10.2014 tarihinde 6.000-TL ödeme yapıldığını bakiye kalan 7.375,01 TL nin ödenmediğini bunun üzerine İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini davalı şirket tarafından alacak ödenmeyerek yapılan haksız ve hukuka aykırı itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu , itirazın iptali ve takibin devamına, borçlunun % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında görülen ticari işlemler neticesinde şirketin almış olduğu hizmet ve karşı tarafça yapılan işin ayıplı olduğunu davanın reddini şirket aleyhinde yapılan haksız ve kötüniyetli takip nedeni ile davacının % 40 tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını 06/09/2014 ve 12/07/2014 tarihli iki faturada belirtilen mal ve hizmet teslimine dayandırmış, davalı ise ödeme emrine itiraz dilekçesi ile akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı …nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, …nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Ne var ki, davalı taraf, cevap dilekçesi ile davacı tarafından yapılan işin ayıplı olduğunu ileri sürmüş, yine 12/07/2014 tarihli faturaya ilişkin davacı tarafça ibraz edilen, kendi şirketlerinin antetini taşıyan mutabakat formunun aksini inkar etmemiştir. Bu durumda taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu, davacının edimini ifa ettiği olguları ispat edilmiştir. Faturaların içeriği olan mal ve hizmet ifasının ayıplı olarak ifa edildiği iddiasının ise davalı tarafından ispatlanması gerekir. Fakat davalı tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Bu durumda ayıp defi’nin dinlenmesi mümkün değildir.
Bu gerekçeler, davacının davalıdan 06/09/2014 ve 12/07/2014 tarihli faturalardan dolayı 13.375,01 TL alacaklı olduğu, davacının davalıdan 6.000,00 TL ödeme aldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 7.375,01 TL alacaklı olduğu, davalının önceden temerrüte düşürülmediğinden davacının faize takiple birlikte faize hak kazanacağı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlunun yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 7.375,01 TL asıl alacak bakımından devamına, asıl alacak miktarı olan 7.375,01 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 503,79 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 96,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 407,66 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 96,13 TL peşin harç olmak üzere toplamda 123,83 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 783,00 TL(83,00 TL posta ücreti+700,00 TL bilirkişi ücreti+4,10 TL vekalet harcı) yargılama giderinden davanın kabul 0,93 ve red 0,07 oranına göre hesaplanan 728,19 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.180,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 584,23 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2018