Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/300 E. 2018/594 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-K A R A R-
ESAS NO : 2015/300 Esas
KARAR NO : 2018/594

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 23/02/2015
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalının 1.224.000 TL tutarındaki kuruluş sermayesinin her biri 6.000 TL değerindeki 204 adet nama yazılı paya ayrıldığını; bu senetlerden bir adedinin de davacı tarafından satın alındığını; davacının, şifahen elindeki pay senedinin bedelli ve bedelsiz sermaye artırımları sonucunda değerinin tespiti, kaç adet pay senedi yaptığı ve geçmişe dönük ne kadar kar payı getirdiğinin tespiti ile bunların tarafına en yüksek banka faizi ile ödenmesinin talep edildiğini; şirket yetkilileri tarafından kendisine cüzi bir bedel karşılığında senedi alabileceklerinin belirtildiğini,; bu talebin, davacı tarafından kabul edilmediğini ileri sürerek bir adet Altı Bin Türk Lirası değerindeki nama yazılı pay senedinin sermaye artırımları sonucunda değerinin tespiti ile kaç adet pay senedi yaptığı ve bu pay senetlerinin taraflarına verilmesini davaya konu pay senedinin geçmişe dönük ne kadar kar payı getirdiğinin belirlenmesi ile en yüksek banka faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 26.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de müvekkilinin bir adet nama yazılı kurucu intifa senedinin de değerinin tespiti ile adına tescilini, bu senedin sermaye artırımları sonucunda değerinin belirlenmesini, kaç adet pay senedi yaptığının tespitini, bu paya senetlerinin taraflarına teslimini, geçmişe yönelik kar paylarının da tahsilini istemiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen hususların Ticaret Sicil Memurluğu’ndan öğrenilebileceğini, hukuki yararın bulunmadığım, davacının hiç bir sermaye artırımına iştirak etmediği gibi senet aslı ya da başka bir şekilde müvekkiline herhangi bir başvuru yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava; davacının, davalı şirket nezdinde (1) adet nama yazılı pay senedi ile (1) adet nama yazılı kurucu intifa senedine dayalı olarak sermaye artırımları sonucu oluşan pay durumunun ve bu senetlere bağlı alacak haklarının tespiti ile ödenmesine karar verilmesi istemine; ilişkindir.
Davacı vekilinin 26/04/2012 havale tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesine ek davacının kurucu hissedar olması itibariyle kurucu hisse senedinin değerinin tespiti ile tescili ve geçmişe dönük ne kadar kâr payı getirdiğinin tespitine ve davacıya faizi ile ödenmesini talep ettiği; görülmüştür.
Başlangıçta; İstanbul (Kapatılan) …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/233 esasına kayıtlı davada; 23/01/2014 tarih ve 2014/15 sayılı kararla; mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı şirkette sadece iç kaynaklardan karşılanan bedelsiz hisse artışları ile 2,07 TL bedelinde hisseye sahip olduğu, bunun bir adet hisse bedeli olarak tespit edilen 6 TL’lik değerin altında kaldığı, davacının sermaye artışlarından hiç birisine iştirak etmediği, davalı şirketin kâr dağıtımı yapmadığı, şirketin incelenen yıllarda çoğunlukla faaliyet sonuçlarının zarar olarak açıklandığı, …. numaralı 2 ayrı içeriğe sahip hisse senedi bulunmasına rağmen nama yazılı pay senedi örneği ile kurucu intifa senedi örneğinin aynı sıra numarasını taşımaları nedeniyle, aynı senet mi yoksa iki ayrı senet mi olduğu hakkında net bir tespit yapılamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabûlü ile davacının, davalı şirketten sadece iç kaynaklardan karşılanan bedelsiz hisse artışları ile 2.07 TL hisseye sahip olduğu, bunun da bir adet hisse bedelinin altında bulunduğunun tespitine, davacının kâr payı tespiti, faizi ile birlikte tahsili ve hissenin tesciline ilişkin taleplerinin reddine karar verildiği; bu kararın, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine karar; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 08/12/2014 tarih ve 2014/12007 esas, 2014/19252 sayılı kararı ile “… Davacı, bir adet nama yazılı pay senedi ile bir adet nama yazılı kurucu intifa senedine dayanarak talepte bulunmuş olup mahkemece, aynı sıra numarası taşıyan senetlerin aynı senetler mi yoksa iki ayrı senet mi olduğunun tespit edilemediği gerekçesi ile tek senet yönünden hüküm tesis edilmiştir. /Kurucu intifa senetleri, anonim şirketin kurucu ortaklarına verilen intifa senetleridir. Sadece kuruluş ana sözleşmesinde öngörülmüş olmaları durumunda geçerlilik kazanırlar. Yani, sonradan anasözleşme değişikliğine gidilerek “kurucu intifa senedi” tesis edilmesi mümkün değildir. İntifa hakkı, şirketin kuruluş ana sözleşmesinin veya ana sözleşme değişikliğinin tescili ile kendiliğinden oluşur. Senede bağlanması, intifa hakkına sadece tedavül olanağı sağlar, yoksa intifa hakkının kullanılmasına herhangi bir etkisi olmaz. İntifa senedi, sahibine pay sahipliği sıfatı kazandırmaz ve anonim şirkette herhangi bir payı temsil etmez. İntifa senedi sahibinin, şirkete ortak olup olmaması, intifa senedinden doğan haklara etki etmez. Pay sahiplerine verilen intifa senetleri, paydan bağımsız haklar taşır./Buna göre, davalı şirketin tüm defterlerinin incelenerek, davacı ile aynı durumda olanların ortaklık yapılarının belirlenmesi, diğer ortaklar ile davacının durumunun karşılaştırılması, davacının elindeki senetlerin iki ayrı senet olup olmadığının tespit edilmesi ve kar payı isteminin de bu tespitten sonra değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olma [dığı]…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bozmadan sonra; mahkememizin ……. esasına kaydedilen davada usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına; karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler ………tarafından müştereken düzenlenen 05/01/2017 tarihli esas rapor ve 02/02/2018 kayıtlı ek rapora göre; davacı …’in 1976 yılında kurulan …….’de (1.224.000- TL kuruluş sermayeli her biri 6.000-TL değeli 204 adet hisseli) 1 adet hissesi ile paydaş olduğu; ayrıca, davacının 1 adet nama yazılı kurucu intifa senedine de sahip bulunduğunu; davalı şirketin sermaye artışları sonrasında son sermayesinin 5.000.000 adet hisseden oluşan 30.000.000- TL olduğunu; şirketin 2004 tarihli yapılan genel kurulunda intifa senetlerine verilen ayrıcalıkların kaldırıldığını; şirketin 1976-2004 tarihleri arasındaki mali tablolarına ulaşılamadığı için …’in elinde bulunan koruyucu intifa senedi için herhangi bir değerlendirme yapılamadığını; davacının, Ağustos 1985’te katıldığı bedelli ve diğer bedelsiz sermaye artırımları sonucunda 14/03/2017 tarihinde son sermaye artırımı sonrasında ortaya çıkan toplam 5.000.000 adet hisseden 41,205 (kırkbir binde ikiyüzbeş) hisseye sahip olduğunu; davacının hissesi nominal değeri 6.000,00 TL x 41.205 adet=247,31 TL olduğunu; bunun toplam sermaye içindeki payı adet olarak 0,0000082 olduğunu; davacının payı şirket kurulduğunda 0,0049 iken, yapılan sermaye artırımları sonrasında sermaye payı adet olarak 0,0000082’ye düştüğünü; davalı şirketin içinde bulunduğu duruma elverişli 2 farklı yöntem uygulanarak hisse senedinin güncel değerinin hesaplandığını ve iki yöntem sonucu elde edilen değerlerin ortalaması alınarak davacı şirketin hisse değeri ortalama olarak 41,533,00 TL olarak hesaplandığını; davacının elindeki hisselerin cari değeri 4.533 x41205 adet= 186,78 TL olduğunu; ancak hesaplanan değer nominal değerin altında kaldığını; nominal değer üzerinden ise 6,00 x 41,205,00 TL= 247,23 TL olduğunu; alternatif yatırım olanaklarının cari değeri incelendiğinde ilgili tarihlerde (1976 ve 1985 yıllarında) ilgili hisse senedine yatırım yapılmayarak yatırılan para, alternatif yatırım araçlarında değerlendirilseydi cari değeri ortalama olarak 19.536,30 TL olabileceği yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında; davalı şirketin, 1.224.000-TL tutarında kuruluş sermayesinin her biri 6.000,00 TL değerinde 204 adet nama yazılı pay sahipli olarak …….. tarihli 379 sayılı nüshasının 43-48 sayfalarında ana sözleşmesi yayınlanmak sureti ile kurulduğu; davacının, davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğu ve 204 adet nama yazılı pay senedinden (1) adedini satın aldığı; davalı şirketin yasal prosedürlere uygun olarak ağustos 1985, eylül 1997, kasım 2003, aralık 2004, mart 2007 tarihlerinde sermaye artırımında bulunduğu; davacı …’in, sermaye artırımlarına katılmadığı; sermaye artırım kararlarına karşı da iptal davası açılmadığı; ayrıca, davalı şirket ana sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca nama yazılı 204 adet kurucu intifa senedi çıkartıldığı ve davacının (1) adet kurucu intifa senedine de sahip bulunduğu; davalı şirketin kuruluşundan itibaren kâr dağıtımı yapmadığı; hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının sermaye artırımlarına katılmadığı ve dosyada mevcut belge ve bilgiler kapsamında iptal davası açmadığı nazara alınarak; davacının kurucu ortak olarak sahibi olduğu 1 adet (204 ‘te 1) 6.000,00 TL değerli pay senedinin şirketin sermaye artırımları sonucunda kaç paya tekabül ettiğinin tespiti ve buna bağlı olarak davalı şirketten kâr payı talep hakkının doğup doğmadığı ile davacının elinde bulunan 1 adet kurucu intifa senedine dayalı olarak davalı şirketten talep edebileceği hakların saptanması; noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı …’in 1976 yılında kurulan…….’de (1.224.000- TL kuruluş sermayeli her biri 6.000-TL değeli 204 adet hisseli) 1 adet hissesi ile paydaş olduğu; ayrıca, davacının (1) adet nama yazılı kurucu intifa senedine de sahip bulunduğu; davalı şirketin sermaye artışları sonrasında son sermayesinin 5.000.000 adet hisseden oluşan 30.000.000- TL olduğu; davalı şirketin, 2004 tarihli yapılan genel kurulunda intifa senetlerine verilen ayrıcalıkların kaldırıldığı; bu genel kurul kararına karşı davacı tarafından yasal süresi içinde iptal istemli dava açılmadığı; ancak, kural olarak; kurucu intifa senetleri sahipleri ile şirket arasındaki ilişki eser sözleşmesine dayandığından bir sözleşme ilişkisi olduğu; dolayısıyla, bu haklar genel kurul kararı ile tek yanlı olarak kaldırılamayacağı; bunun için tüm kurucu senet sahiplerinin oy birliği ile karar vermesi gerektiği; ancak, davalı şirketin kuruluşundan itibaren kâr dağıtımı yapmadığı dikkate alındığında; davacının kurucu intifa senedine dayalı olarak doğan ve ödenmeyen bir alacağı bulunmadığı; bu nedenle, davacının kurucu intifa senedine dayalı davalı şirket karşı dava tarihi itibariyle doğan bir talep hakkının bulunmadığı; davacı …’in 1976 yılında kurulan T……….’de (1.224.000- TL kuruluş sermayeli her biri 6.000-TL değeli 204 adet hisseli) (1) adet hissesi ile paydaş olduğu; Anayasa ile teminat altına alınan mülkiyet hakkının kanunlardaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla ortadan kaldırılması mümkün bulunmamaktadır; yine, hisse senetleri, anonim şirketlerdeki hissedarlığı tevsik etmek ve hisseler üzerinde yapılan hukuki işlemleri kolaylaştırmak amacıyla çıkarılan ve hisseleri temsil eden senetlerdir; bu senetlerin sahibi açısından sağladıkları hakların bir kısmı mameleki mahiyette (şirket sermayesi sahipliği, kâr sağlaması, yeni pay almak hakkı, tasfiyeden pay alma hakkı) bir kısmı ise idari mahiyette (rey, seçme/seçilme hakkı, genel kurullara katılma hakkı, anasözleşme değişikliğine katılma, hesapların kontrolü, kazancın sarf şeklini belirleme, genel kurul kararlarının iptalini talep hakkı vb) haklardır; bu hakların kullanılması için senedin ibrazı yeterli olup, senedin tamamen geri verilmesi sözkonusu değildir. Zira, hissedarlık devamlı olarak meydana gelen bir talebin kaynağıdır; bu durum, şirketin sona ermesine kadar devam eder; hissedarlık zamanaşımı ile sona ermez, hissedarlıktan doğan haklar hiç kullanılmasa dahi (mameleki ve idari haklar) hissedarlık devam eder; davalı şirketin nezdinde bulunması gereken (özellikle davalı şirketin bir sermaye şirketi olduğu dikkate alındığında sermaye artışlarına ilişkin arşiv sisteminin) kayıtların bulunmadığı [olumsuz duruma neden olan olayın tevsik edilemediği] var olanların da düzenli tutulmasından ve davacı ortağına düzenli bilgi vermemesi/iletmemesinden sorumlu bulunduğu; davalı şirketin 1976-2004 tarihleri arasındaki mali tablolarının dava dosyasına sunulmadığı; davalı şirketin kuruluşundan itibaren (5) kez sermaye artırımı yaptığı; davalı şirket tarafından sunulan kayıtlar kapsamında, bu sermaye artışlarında bedelsiz sermaye artırımınında bulunduğu; davalı şirketin, bedelli sermaye artışlarının kim tarafından ne şekilde karşılandığının hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde tevsik edilemediği; bu hususta, davalının tacir olduğu dikkate alındığında; TTK.m.18-(2). maddesi uyarınca davalının, basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek karşı sermaye artırımına ilişkin kayıtlarını ileride uyuşmazlık çıkması halinde karşılaşabilecek ispat sorunlarını aşmak için bir belgeler dizisi (belgeler zinciri) şeklinde oluşturmadığı [….: Medeni Usul Hukukunda İspat Kurallarının Zorlanan Sınırları/İspat Hukukunun Güncel Sorunları………]; bu noktada, ortaya çıkan belirsizliğin sonuçlarına da davalının katlanması gerektiği; bu durumda, davalı şirketin, tüm sermaye artırımlarının iç kaynaklardan/bedelsiz yapıldığının kabulünün gerektiği; bu durumda, davacının, başlangıçtaki 1/204 [==…..] adet nama yazılı pay senedinin dava tarihi itibariyle ulaştığı durumun [5.000.000 hisse senedi x 0,0049196 [1/204]=24.598 adet ulaştığının kabulünün gerektiği; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı ……….’nde 14/03/2007 tarihinde yapılan son sermaye artırımı sonrasında oluşan 5.000.000,00 adet hisseden başlangıçta (1) adet kurucu hisse senedine bağlı olarak 24.598 adet [HMK.’nun 304-1 maddesi uyarınca; hüküm fıkrasındaki yazım hatası, anlam tutarlığının sağlanması için içeriğe uygun şekilde resen düzeltilmiştir.] hisse senedi olduğunun tespitine; davalı şirketin kuruluşundan itibaren kâr dağıtımı yapmadığı gibi davacının da bu konuda yasal haklarını kullanmadığı; yukarıda kurucu intifa senedine bağlı isteme ilişkin ayrıntılı açıklamalar birlikte, kâr payı ancak şirketin ortaklar kurulu kararıyla muaccel olacağı ve istenebilir hale geleceği; davacının, dava konusu ortaklık pay senedine ve kurucu intifa senedine dayalı olarak davalı şirkete karşı kâr payı alacağının doğmadığı dikkate alınarak fazlaya ilişkin istemlerin reddine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Davacının, davalı ………….’nde 14/03/2007 tarihinde yapılan son sermaye artırımı sonrasında oluşan 5.000.000,00 adet hisseden başlangıçta (1) adet kurucu hisse senedine bağlı olarak 24.598 [adet] hisse senedi olduğunun tespitine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 409,86 TL harçtan peşin alınan 18,40 TL ile 89,10 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 302,36 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.180,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvurma harcı ve 18,40 TL peşin harç ile 89,10 TL ıslah harcı toplamı: 125,90 TL ile aşağıda dökümü yazılı 7.844,15 TL yargılama giderinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Hakim …
Davacı Yargılama Giderleri :
Vekalet harcı : 2,90 TL
Posta Masrafı : 341,25 TL
Bilirkişi Ücreti : 7.500,00 TL
TOPLAM : 7.844,15 TL