Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/295 E. 2021/267 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/295 Esas
KARAR NO: 2021/267
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/02/2015
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şahısın, davacının ortağı ve sahibi olduğu davacı şirket olan——-hisse sahibi olduğunu, ——– da davacı şirkette davacı —yetkisinin bulunduğunu, iş bu tarihten sonra — davacı şirketin tek imza yetkilisi olarak ticari faaliyetine devam ettiğini, davalı şahısın bu süreç içerisinde —- isimli şahıs adına davalı şirket olan ——- davalının resmi olarak bahsi geçen şirketin sabini olmadığını ancak şirketin asıl sahibi ve idaresici olduğunu, ancak davalı — şirket personeline davalı şirket olan —- şirketi olduğunu kendisinin beyan ettiğini, — şirketi olan —- Adına vekaleten bir takım ihalelerine girdiğini, şirket adına işler aldığını, alınan işlerin yapılması için davacı şirkette olan yetkilerini kullanarak hiçbir kaydı ya da faturası olmadan şirketin üretimi olan malları kullandığını, ya da düşük miktarda faturalarla yüklü miktarda mal çıkışı yaparak davacı şirketi zarara uğrattığını, davalı şıhıs tarafından bahsi geçen davalı şirket olan —- kurulmasından sonra ——— davacı şirket içerisindeki görevine ve ticari faaliyetine devam ettiğini davalı şirket üzerinden üretimini yapmış olduğu mallar ile haksız kazanç sağladığını, şirkete silahla gelip şirket personeli üzerinde korku yaratarak cebren işbu faaliyetlerini devam ettirdiğini, davalı şahsın —— yevmiye nolu vekaletname ile davalı —–adına tüm işlemleri yapma yetkisinin mevcut olduğunu, işbu vekalet iel girmiş ve almış olduğu ihaleler ise ; ——— ihalelerini aldığını, —- yapmış olduğu işbu eylemlerine ilişkin davacı tarafça yağma, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçları nedeni ile ——– suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının ve şirketini yaklaşık olarak ———- zarara uğrattığını, davacılarca hiçbir ödemede bulunulmadığını, davacıların alacağının hesaplanacak olan tarihler itibari ile ticari faiz uygulanarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- hissedarı olduğunu, tüm mali ve tüm finans işlerini ——–olduğunu, belirlenen tarihten sonra ise müvekkilinin hissesinin ——düştüğünü, tüm ve tek sorumlunun davacı olduğunu, — sınıfı hissedar olduğunu, davacının müvekkilinden satın almış olduğu— karşılığında toplamda — senet verdiğini, daha sonra müvekkilinden—- daha satın alarak bunun için de ———senet verdiğini, fakat davacının hisseleri direk kendi üzerine almadığını dava dışı ———— üzerinden kendi üzerine geçirdiğini, davacı senetlerin vadesi geldiğinde bu senetlerin bir kısmını ödeyemeyeceğini söyleyerek ötelediğini, ilke verdiği senetleri geri alarak yerine yeni bir tarihli senet verdiğini, bu senetlerin vadesinde yine ödeme yapmadığını ve hakkında icra takibi başlatıldığını, buna ilişkin ——–dosyalarında icra takibinin başlatıldığını, davacı müvekkilinden hisse karşılığında verdiği toplam —–ödememek için kendi adını karalatarak şoförüne ciro yaptırdığını ve şoförünü alacaklı göstererek icra takibi başlattığını, davacının başlattığı icra takibine karşı takibin iptali için dava açtığını, davacının müvekkili ile ortak olduğunda —– isimli firmanın olduğunu bu firmanın müvekkili ile hiçbir bağının olmadığını, davacı şirketin hep finans işlerinden sorumlu olduğunu, şirketin tüm ticari işlerini, çeklerini ve mal çıkışlarını bilen kişinin kendisi olduğunu, tüm kararları kendi başına aldığını, şirketine profesyonel müdürlerin atandığını, yapılan tüm suçlamaların sadece müvekkiline olan —- borcunu ödemek hisselere bedelsiz sahip olma girişimi olduğunu, tüm bu sebeplerle davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İncelenen tüm dosya kapsamında; Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan Ticari Şirket davasının mahkememizin —– duruşmasında tarafların sulh olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalılar vekilince mahkememize gönderdiği —— havale tarihli dilekçesinde davadan feragat sebebiyle, vekalet ücreti ile masraf taleplerinin olmadığını beyan ettikleri görülmüştür. Sulh HMK mad. 313-315 maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığın kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yaptıkları bir sözleşmedir. Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.Davacı vekilinin——– vekaletnamesinde sulh ve feragat yetkisinin bulunması hususu da göz önüne alınmak ve dosya incelenmek suretiyle, 6100 sayılı HMK 313,314 ve 315 v.d. maddede düzenlenen sulhe ilişkin yasal hüküm de dikkate alınarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın her bir davacı yönünden feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafın harçtan muaf olması sebebiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2021