Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/281 E. 2019/973 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/281
KARAR NO: 2019/973
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2015
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka vekilinin, ——- harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; – Müvekkil şirket yetkilisi——– günü saat —— —.cadde üzerinde park ederek——ye gittiği sırada park halinde bulunan —- plakalı aracına hırsız girmesi sonucunda ———— alınan boş çek koçanları, şirketin imza sirküleri, kaşesi, tahsilat makbuzu, laptop, cep telefonu pasaport ve ———TL nakit para ile birlikte çalındığı,———— başvurulup ———-tarihinde şikayetçi olunduğu, Müvekkil polis merkezine şikayetini iletirken ———- Şubesine arayıp müşteri temsilcisi ————– çeklerin çalındığını ve bu çeklerin ödenmemesini bildirdiği, daha sonra bu durum mail yoluyla da kendisine iletildiği, aynı gün polis ifade tutanaklarının da gönderildiği, ——-tarih ve ———– Haz. dosyası ile şikayette bulunulduğu, müvekkil çeklerin bağlı bulunduğu hesabı boşalttığı, kredi hesapları çek hesabına bağlı olduğu için bu hesabı kapatamadığı, ancak yeni hesaplar açılmak suretiyle ödemenin yapıldığı hesap pasif hale getirildiği, davalı banka tahsile verilen çekin bedelini pasif konumdaki bu hesaba yatırdığı ve dava konusu sahte imzalı çekin hiçbir araştırma yapılmadan ibraz edene ödendiği, Çek üzerinde lehtar olarak gözüken ——————– ile müvekkilin hiçbir ticari ilişkisi olmadığı ticari defter kayıtlarıyla anlaşılabileceği, davalı banka mutat görevini yerine getirmeyerek sahte İmzalı çeki ödeyip müvekkili zarara uğrattığı, davalı banka üzerine düşen edimleri yerine getiımeyerek %100 kusurlu olduğu beyan edilerek, haksız olarak ödenen ———–TL ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı banka vekilinin ————- tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı basiretli bir tacir gibi davranmayarak çekin çalınmasına ve ödenmesine sebebiyet verdiği, davacı çek karneleri ve diğer kıymetli eşyalarını dışarıdan gözükebilecek şekilde arabanın içinde bırakıp ——- girmesi basiretli bir tacir gibi gerekli tedbirleri almamış olduğu, TTK 812 m, göre davacı çek defterini iyi saklamakla yükümlü olduğu, keşideci çek defterini saklamakta kusurlu ise bundan doğan zarardan sorumlu olacağı, davacı kendi kusuru ile çekin çalınmasına sebebiyet verdiği için sonucuna katlanması gerektiği, Davacı çekin çalınması nedeniyle çekin iptali, ödemeden men için gerekli yasal yollara başvurmadığı için çekin ödenmesine kendisi sebep olduğu,——– tarihinde çalınan çekin ———— tarihinde takas aracılığıyla ödendiği, bunca geçen —— aylık süreç içinde davacı mahkeme ve ya da savcılıktan ödeme yasağı kararı getirmediği, Ta ki çek ödendikten sonra ——–tarihli savcılık yazısının bankaya ulaştığı, davacının çekin ödemesinin durdurulmasında tek yanlı beyanının yeterli olmadığı, bir mahkeme kararı olmadıkça 5941 sayılı yasanın 3/1, 3/7 ve 7/5 m. çeki işleme almakla yükümlü olduğu, Somut olayda müvekkil bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusurdan söz edilemeyeceği beyan edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı, şirket yetkilisinin ———- tarihinde meydana gelen hırsızlık olayından sonra tüm tedbirleri aldığını iddia ederek, davalı bankanın çek üzerindeki imzanın keşideciye ait olup olmadığını kontrol etmeden ibraz edene ödeme yapması sonucu uğradığı zararı talep etmiştir.
Davalı, davacının basiretli davranmayarak çekin çalınmasına neden olduğunu, TTK 812’ye göre muhatabın sorumluluğuna istisna getirildiğini, çek defterini iyi saklamayarak çekin çalınmasına sebep olduğu zararın davacıya ait olduğunu, çekin iptali ve ödemeden men gibi yasal yollara başvurmayarak çekin ödenmesine sebep olduğunu, çekin ödenmesini engeller bir tedbir kararı olmadığını savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
——— tarihli bankacı bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete verilen çek karnelerinin TTK 812 uyarınca basiretli bir tacirden beklenilen özen ölçüsü dahilinde iyi saklayıp muhafaza etmediği, çekle ilgili ödeme yasağı, iptal kararı alınmamış olması sebebiyle, davalı bankanın fiziki olarak ibraz edilen çekin ödenmesi sırasında keşideci imzasını sıhhatli olarak kontrol etmemiş olması nedeniyle kusurlu olduğunu, tarafların yüzde elli oranında kusurlu olduğunu, ek raporunda keşideci imzasının sahte olmasının davalı bankanın kusurunu arttırabileceğini tespit etmiştir.
————tarihli grafoloji ve sahtelik uzmanı bilirkişi raporunda özetle; çek ön yüzünde yer alan keşideci imzası ile keşideci şirket yetkilisi ——— imzaları arasında herhangi bir ilgi ve irtibat saptanmadığı tespit edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 812. maddesi “Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğerki, senette düzenleyen olarak gösterilen kişiye, kendisine verilen çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurun yüklenmesi mümkün olsun.” hükmünü içermektedir.
TTK’nın 812. maddesi uyarınca muhatap bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacı yan yaşanan hırsızlık nedeniyle polis merkezinde ifade vermiş, çek karnelerinin çalınması nedeniyle ———- tarihinde çeklerin bilgisi olmadan ödenmemesini talep eder dilekçe ile davalıya başvuruda bulunmuş ve mail olarak bankaya ifade tutanağını göndermiştir.
Davacının meydana gelen hırsızlık akabinde davalı bankaya bildirimde bulunarak çekin ödenmemesi konusunda yazılı başvuruda bulunduğu da gözetilerek davacıya çek bilgilerini muhafaza etmediğinden bahisle sorumluluk yüklenemeyeceği kabul edilmiştir
Grafolog bilirkişi tarafından sunulan raporda çekteki imzanın keşidecinin eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ve bu tespit doğrultusunda davalı banka görevlilerinin gerekli dikkat ve özeni göstermeden çeki ödeyerek davacının zararına yol açtıkları kabul edilmiş, davalının keşidecinin imzasını kontrol etme yükümlülüğüne uygun davrandığını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Davanın Kabulü ile,
1)——–TL’nin ödemenin yapıldığı tarih olan —– tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 724,09 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 181,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 543,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 181,03 TL peşin harç toplamı TL bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olan 2.079,93 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2019