Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/274 E. 2018/500 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

– GEREKÇELİ KARAR –

ESAS NO : 2015/274
KARAR NO : 2018/500

DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 03/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının hiçbir alacağı olmadığı halde takip konusu çeki icra takibine koyarak tahsilat yoluna gittiğini, icra dosyası içeriğinde yer alan çekin sureti incelendiğinde, çekin arka yüzünde müvekkilinin çeki ……. bankasına takasa verdiğini ve daha sonra da geri aldığının görüleceğini, müvekkilinin icra dosyasının diğer borçlusu olan ……isimli şahıstan alacağına karşılık keşidecisi …… olan … şubesine ait 04/05/2014 keşide tarihli 50.000,00 TL tutarlı bir çek aldığını, iş bu çekin müvekkili davacı şirket tarafından kredi teminatı olarak…… şubesine takasa verildiğini, ancak daha sonra bankadan geri alınarak ………. iade edildiğini, çekin iadesi esnasında müvekkili şirket yetkililerinin çekin arkasında yer alan cironun iptal edilmesinin unutulduğunu, ……….ün kötü niyetli olarak arkadaş / akrabası olan davalıya iş bu çeki verdiğini, tarafların ticari defterlerinin banka kayıtları ve tanık anlatımları ile durumların tespit edilebileceğini, müvekkil davacı şirket ile davalı şahıs arasında hiçbir ticari veya adi ilişki bulunmadığını ve davacı şirket yetkililerinin davalıyı tanımadığını, müvekkili davacı şirketin tanımadığı, irtibatı ve iletişimi olmadığı bir şahsa borcunun olmasının mümkün olmadığını ve davalı ile dava dışı ………dolandırıcılık kastı ile hareket ettiklerini iddia ederek müvekkili davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davanın kabulüne ve davalının kötü niyetli olması sebebiyle % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun kambiyo senedine dayandığını, kambiyo senetlerinin ise sebepten soyut olduğunu, söz konusu kambiyo senetlerinin ödeme aracı vasfında düzenlenmiş olduğunu, kambiyo senedini verenin karşı tarafın edimini yerine getirdiğini peşinen kabul edeceğini, edimin yerine getirilmediğini iddia edenin ise ancak yazılı deliller ile ispat zorunluğunun bulunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilini tanımadığını ve hiçbir ilişkileri bulunmadığını belirterek davaya konu icra takibinin dayanağı çek dolayısıyla herhangi bir borcunun bulunmadığı beyanlarının gerçek olmadığı gibi hukuki dayanağının da bulunmadığını, davaya konu çekin dava dışı diğer borçlulardan……. arasında mevcut olan ticari ilikiye istinaden ……. tarafından keşide edilmiş olduğunu, müvekkili davalının piyasada spot mal alım satımı işi yapmakta ve bu kapsamda Enerji içeceği niteliğinde olan bir kısım malları dava dışı borçlu ……… vasıtasıyla davacı şirkete teslim ederek satmış olduğunu, söz konusu alım satım işlemine ilişkin olarak da takip ve dava konusu çekin de dava dışı borçlu ….. vasıtasıyla müvekkili davalıya verilmiş olduğunu, müvekkili davalı tarafından çek bedelinin ödenmemesi nedeniyle haklı olarak icra takibine geçilmiş olduğunu , davacı tarafından çekin arkasındaki ciroyu iptal etmeyi ihmal ettiğini iddia etmesinin ticari hayatın doğal akışına tamemen aykırı olduğunu, haksız açılan davanın reddine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedinden ve bu senede istinaden başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, keşidecisi……… lehtarı ………. olan 50.000 TL bedelli, 04/05/2014 tarihli çeki,….ciro yolu ile aldığını, çeki takasa soktuğunu, fakat takas işlemini iptal ederek geri aldığını ve çeki geri aldıktan sonra ……..e iade ettiğini, çek iade edilirken çek üzerinde kendisine ait kaşe ve imzanın iptal edilmesinin sehven unutulduğunu,…… bu senedi üçüncü kişilere kötüniyetli olarak ciroladığını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Dava konusu çekin incelenmesinde; keşidecisinin………., lehtarının…. olduğu, 50.000 TL bedelli, 04/05/2014 tarihli düzenlendiği, çekin, davacıya lehtar tarafından ciro yolu ile devredildiği, davacı tarafından çekin takasa sokulduğu, takas işleminin iptal edildiği, çekin … tarafından bankaya ibraz edildiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu çekin davacı tarafından ……..e iade edilip edilmediği, davacıya yapılan ciro işleminin geçersiz hale gelip gelmediği, geçersiz hale gelmesi halinde çeke hamil olunurken bu durumun davalı tarafından bilinip bilinmediği noktasında toplanmakta olup bu hususta ispat yükü davacının üzerindedir. Davacının bu iddiasını aynı nitelikte deliller ile ispat etmesi gerekmektedir.
Çekteki ciro silsilesinin şeklen düzgün olduğu, davacı tarafça ibraz edilen ticari defterlerin dava konusu çekin dava dışı ……iade edildiği hususunu ispata tek başına elverişli olmadığı, kaldı ki, çek üzerinde şeklen geçerli bir ciro silsilesi bulunmakta olup, bunun aksinin eş değer belge ile davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiği, davacının bu hususta eş değer nitelikte delil ibraz etmediği anlaşıldığından, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi de dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıkladığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 932,82 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 896,92 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.358,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.