Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1304 E. 2019/1237 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1304 Esas
KARAR NO: 2019/1237
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 30/03/2010
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin ——- tarihli dilekçesinde özetle; Davacı, davalı şirketteki hissesini diğer şirket ortaklarına devirle sattığını, ——tarihinde takip başlatılmayan alacaklar ve takipte ve mahkeme aşamasında olanlar olmak üzere bir tutanak altındaki belgelerin imzalandığını, bu alacakların tahsilatı yapıldıkça %20’sinin davacıya ödeneceğinin ve her 4 ayda bir bu alacaklarla iligli toplantı yapılarak tahsilatların ve alacakların ve durumu konusunda bilgi verileceğinin kararlaştırıldığı, ödemelerinde davacı hesabına ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketle taraflar arasındaki bu anlaşmaya rağmen ——- ayında toplantının yapılmadığını, ödemelerinde yapılmaması üzerine—— tarihli —— yevmiye sayılı ihtarname ile ve ——- tarihli — yevmiye numaralı ihtarname ile davalının ihtar edildiğini, ——– tarihinde yapılan toplantı tarihinde —— tarihli tutanağın imzalandığını, bu tarihten sonra yapılan inceleme sonunda takip başlatılmayan ve cari hesaplara yapılan ödemelerle tahsil edilen miktarlar bakımından toplamda —- tutarındaki tahsilatın ——-tarihli toplantıda bildirilmediği ve gizlendiği, başka hesaplara kaydırıldığını tespit ettiklerini ve pek çok defa alacağın istenmesine rağmen davalının bunu ödemediğini belirterek —– tahsilatın — karşılık gelen —– bedelin şimdilik —– davalı şirketten tahsili ile davacıya —— temmerüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemle dava açmıştır.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin — tarihli cevap dilekçesinde özetle; ——- tarihli ikinci tutanak itibariyle 4 ayda bir toplantı yapılacağından bahsedilmediğini, böyle bir zorunluluğunun olmadığını, zaman zaman tarafların bir araya geldiklerini, ———- toplantı yapılmadığından bahisle ———– tarihli ihtarnameler çekilmiş ise de bu toplantının davacının başvurusunun olmaması nedeniyle yapılamadığını, cevabi ihtarnamelerle toplantı gününün belirlendiğini —- tarihinde yapılan toplantıda mali müşavirlerin katılımı ile tahsilat miktarının saptanarak %20’sine denk gelen ——- tarihinde davacının hesabına aktarıldığını, davacının iddialarının soyut olduğunu, —bir tahsilatın bulunmadığını, buna ilişkin yazılı delil ve belgelerin sunulmadığını,—- tarihli kararlaştırılan toplantıya da davacının katılmadığını, dolayısıyla herhangi bir somut bilgi ve belgeye dayanmayan iddianın geçerli olmadığını, kötü niyetli davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER:
Dosya konusunda uzman Mali Müşavir bilirkişi ——– tevdi edilerek kök ve rapor alındığı ve mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama sonucu Kapatılan —— Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- Karar sayılı ilamı ile “davanın kabulüne” karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay —Hukuk Dairesinin ———- Sayılı kararı bozma ilamı ile; Davacıların iddiası, davaya konu alacağın dayanağı olan tutanak, davalının savunması ve dosya kapsamı nazara alındığında ——— tarihli tutanağın amacının, davacıların ortaklıktan ayrılmalarından önce doğmuş ancak tahsil edilememiş alacaklar üzerindeki haklarının ortaklıktan ayrıldıktan sonra da ileri sürülmesinin teminine yönelik olduğu, bu nedenle davacıların tutanakta belirtilen orandaki alacaklarının, tutanakta belirtilen firmalardan ancak tutanakta belirtilen borç miktarlarının tahsili ile sınırlı olarak doğacak olması karşısında anılan firmalar ile sonradan kurulan ticari ilişkiler nedeniyle o firmaların davalı şirkete yaptıkları ödemeler ile sonradan doğan alacaklar nedeniyle tahsil edilen miktarların söz konusu tutanak kapsamında değerlendirilmesi ve davacılar için bu ödemelerden alacak payı hesaplanması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, dava tarihi itibariyle davalı şirketin tutanaklarda yazılı firmalardan yine tutanaklarda belirtilen borç miktarlarına ilişkin olarak yaptığı tüm tahsilatların tespit edilerek, davacıların davalı şirketten talep edebileceği miktarın tespit edilmesi, bu miktardan davacılara ödenen miktarlar da indirildikten sonra davacıların kalan bir alacaklarının olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, düzenlenen bilirkişi raporlarına bu hususlarda davalı tarafça itiraz edilmiş olmasına rağmen bu hususlar üzerinde durulmadan, davalının itirazları karşılanmadan yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamındaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla dosyanın Mali Müşavir ——- tevdi edierek kök ve ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Rapor neticesinde yapılan inceleme ile taraflar arasında imzalanan tutanak kapsamındaki borçlulardan toplam —– tahsilat yapıldığı bu tahsilatlar neticesinde davacıların toplam ——-alacaklı olduğu hesaplanmıştır. Davalı şirket taraafından —– tarihinde davacıların ortağı olduğu şirketin muhasebecisine yapılan — yine davacıların ortak oldukları aynı şirketin hesabına yapılan ——— ödeme göz önünde bulundurulduğunda toplam —— ödeme yapıldığı ve davacının bakiye ——- alacaklı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Hazırlanan kök ve ek bilirkişi raporu denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmıştır. Ayrıca mahkememizce bozulan kararda hükmedilen ticari faiz hükmedilmiş ise de mahkememiz kararının bu yönden bozmaya konu edilmediği, ve davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça ticari faiz talebinde bulunulmadığı görülmekle davacı lehine hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekmiştir.
İzah olunan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne dair karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
Davanın kısmen kabulü ile;
1— TL alacağın ——— tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Davacılar vekili tarafından yapılan 17,15 TL başvurma harcı, 148,50 TL peşin harç, 2,75 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 168,40 TL harç gideri, tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olarak toplam 1.503,25 TL masrafı olmak üzere toplam 1.671,65 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 183,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Davalı tarafından yapılan 51,00 TL yargılama giderinden red edilen miktar üzerinden hesaplanan 45,39 TL sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 81,07 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 67,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019