Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1293 E. 2019/1102 K. 18.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1293
KARAR NO: 2019/1102
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/12/2015
KARAR TARİHİ: 18/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkil —————-kaza sırasında yaklaşık ——- yaşında olduğunu, tedavi süreci halen devam ettiğini,bir dizi ameliyat geçirdiğini, Kalıcı olarak özürlü kaldığını,kaza sırasında başından ve vücudunun bir çok kısmından ağır darbeler aldığını, özellikle kafa tasına aldığı darbe sebebiyle ölüm tehlikesi geçirdiğini, özrünün niteliği gereği ömür boyu özel bakıma İhtiyacı bulunduğunu, yargılama sırasında toplanacak delillere göre, mevcut zararların tespitini ve 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep ettiklerini Beden gücü kaybı ( sürekli iş göremezlik ), hayat boyu bakıcı gideri vs. maddi zararlarını oluşturduğunu, Sigorta şirketi ve maddi tazminat yönünden poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla tahsiline karar verilmesini müvekkili ———fiziksel ve ruhsal olarak kazayı bizzat yaşadığını, kazadan sonra uzun tedavi süreci yaşadığını,bu uzun tedavi sürecinin ve kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar, sosyal yaşamının kesintiye uğramasında doğan psikolojik olumsuzluklar, bundan sonraki hayatını hep acı çekerek ve özürlü olarak geçireceği de gözetilerek manevi zararlarını, davalılardan 2. ve 3. davalılardan müştereken ve mütesselsilen talep ettiklerini,ayrıca küçük —- babası ve annesi olan diğer müvekkillerinde biricik çocuklarının dehşet verici bir şekilde yaralanmasından ve daha sonra yaşananlar sebebiyle dayanılmaz acı ve ızdırap çektiklerini, halen de çektiklerini, tedavi sürecinde anne ve baba olarak hep çocuklarının yanında kaldıklarını bu şekilde kazanın izlerini uzun süre hafızalarına kazınmış olduğunu, müvekkilinin manevi zararları karşılanması gerektiğini,davalı ———nezdinde tanzim edilmiş ——— numaralı ——— açılan hasar dosyasından müvekkiline %36 maluliyet oranına göre bir kısım maluliyete ilişkin tazminat ödendiğini,ödenen bu bedel gerçek zararlarını karşılamadığını, bu sebeple iş bu dava fazlaya ilişkin haklarımız için ikame olunduğunu,trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı yasa’nın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminat miktarına ileride artırmak kayıt ve koşulu ile şimdilik —— için sürekli iş göremezlik- iş gücü kaybı ve hayat boyu özel bakım ve bakıcı gideri olarak şimdilik ———-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve mütesselsilen ( sigorta şirketi için poliçe limiti İle sınırlı olmak kaydıyla ve davadan tince yapılan tüm Ödemelerin dikkate alınmak suretiyle) olay tarihinden isleyecek %25 ve artan oranlarda ticari avans faizi İle bitlikte tahsilini, —- için ——-TL,baba ——– için —–Tl, anne——-TL olmak üzere ——-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek %25 ticari avans faizi ile birlikte sadece davalılardan——ve sürücü ——- müştereken ve mütesselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı ——– verdiği cevap dilekçesinde özetle ;Davaya konu ——– plaka sayılı araçın müvekkili ——–. nezdinde sigortalı olduğunu ,———- gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olması gerektiğini, Poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını,müvekkili şirketin poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğu da bu miktara isabet eden oranlarda olması gerektiğini,poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını,zararın kanıtlanamaması halinde müvekkil şirketin sorumluluğunun olmadığını ,davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin trafik kazası neticesinde kalıcı sakat olduğunu iddia ettiğini, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları harkındaki yönetmeliğe göre,(resmi gazete —– ————) kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın ——- ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca sağlık kurulu raporları da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini,bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini,müvekkil şirket tarafından davacıya ödendiğini aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı ———–vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduklarını müvekkillerinin yerleşim yeri adreslerinin ——- olduğunu olayda ———- cereyan ettiğinden mahkemenin bu davaya bakmakta yetkisiz olduğunu, bu nedenle mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Trabzon Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini,davanın Zamanaşımı bakımından reddi gerektiğini, motorlu araçlara ilişkin kazalarda, manevi tazminatlara ilişkin zamanaşımı Karayolları Trafik Kanunu 109. Maddenin atfı ile Borçlar Kanunu 72, Maddesinde; ‘tazminat görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak —– yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar’ şeklinde düzenlendiğini, dava konusu olayın —– tarihinde gerçekleştiğini, müvekkil —– hakkında kovuşturulma başlatılarak—– Sulh Ceza Mahkemesi’nin ——Esas ve ——— K. numaralı ilamı ile müvekkili hakkında “taksirle yaralama” sucundan dolayı para cezasına hükmedildiğini, bu karar ——- düzeltilerek onandığını ve ——– kapatılması ile ——– Sulh Ceza Mahkemesi’nde —- E. —— K. numarasını alarak ——— tarihinde kesinleştiğini,her ne kadar Kanun devamında uzamış ceza zamanaşımı süresi düzenlenmiş ise de bu sürede dolmuş olduğunu, zamanaşımı yönüyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili hakkında uzamış ceza zamanaşımı tüzel kişi olan şirket olan müvekkili hakkında uygulanamayacağını,bu durum 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesi 2. fıkrasında “Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz” denilerek tüzel kişilerin cezai sorumluluğunun özel kanunlar dışında olmadığı belirtilmiştir. Bu bağlamda da uzamış ceza zamanaşımının Şirketi Müvekkili acısından uygulanması söz konusu olmadığını, olay —- numaralı müvekkili Şirkete ait, —– numaralı Müvekkilin kullanmış olduğu ——plaka sayılı aracın, ——istikametinden —– istikametine gittiği sırada davacılardan —— yola atladığını, Sürücü müvekkilinin kendisine vurmamak için elinden gelen çabayı harcamış olmasına rağmen (bu konuda kısmen başarılı olsa da) yine de davacı ——– aracın arka kasasına çarpmaktan alıkoyamadığını, olayda sürücü Müvekkilin, tüm trafik kurallarına riayet etmesine ve elinden gelen azami çabayı sarf etmesine rağmen, bir anda yola atlayan davacının yaralanmasına engel olamadığını bu konuda trafik bilirkişisinden rapor alındığını, davacılardan ——— ‘Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ve kavşak giriş çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmelerinin yasak olduğunu,yayalar karşıdan karşıya geçişlerde ‘100 metre kadar mesafede yaya geçidi ve kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartıyla yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebileceklerini ——— “Yayalar karşıdan karşıya geçişlerde güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorunda olduklarını (KTK. 68/b-3) Yayalar karşıya geçişlerinde önce sola sonra sağa bakarak sakınca yok ise taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar var ise ilk geçiş hakkını onlara verip, geçişlerini beklemek suretiyle yapıldığını (K.T.K. Yönetmeliği 138/b-3 ikinci paragraf) maddelerine aykırı davrandığı ve yaya kusurlarından Kod 4 “Araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu bulunduğunu ( —– tarihli trafik bilirkişi raporu)Kazanın davacı ——- kusuru ile kaza meydana geldiğini, sürücü müvekkilinin kaza sonrasında kendisini hastaneye götürerek tüm iyiniyetiyle kendisine yardımcı olmaya çalıştığını,bu sebeplerle, dava konusu olayla ilgili Sürücünün müvekkilinin herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun olmadığını, usulsüz ve hukuki dayanaktan yoksun açılan mezkur davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Dava ;Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)istemine ilişkindir.
Davacı vekili mahkememize hitaben verdiği ——– tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiğini beyan etmiştir
Davadan feragat HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Feragatın ilk celseden sonra yapıldığı anlaşıldığından Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 29,60 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak yatırılan 208,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 178,75 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan masrafların masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı .05/12/2019