Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1218 E. 2019/987 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1218 Esas
KARAR NO: 2019/987
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/12/2015
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında —— tarihli —— yapıldığını, davalının ———– isimli ürünün imalatını üstlendiğini, davacının ürünün imalatı için gerekli tüm üretim aşamaları ve uygulamalarına ilişkin talimatları içeren teknik dosyayı sözleşmenin kurulmasından önce davalıya teslim ettiğini, yine davacının ürünün imalatı için gerekli hammaddeleri zamanında davalıya teslim ettiğini, ancak anlaşmanın yürürlük tarihi olan ——- yılından bu yana yapılan iki adet temsili üretimin üretim talimatlarına uygun yapılmadığının tespit edildiği, davalının üretimde kullanılması gerekli ekipmanlara sahip olmadığı halde ——– anlaşmasına ve ürün teknik dosyasında belirtilen özelliklere aykırı imalat yaparak ayıp ifada bulunduğunu, bu nedenle davacının büyük miktarda zarara uğradığını, davalının ayıplı ifasının gerek davacı şirket tarafından yapılan analizler gerekse bizzat davalının bitmiş analiz raporu ile açıkca ortaya çıktığını,————tarihinde davalıya ayıp bildiriminde bulunulduğunu belirtmiş, davalı tarafından üretilen ilacın üretim talimatlarına ve ——– uygun olmadığının tespitine, davalının ayıplı ifada bulunmak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığının tesbitine; davalının ürettiği ilaçtaki ayıbı gidermemiş olduğunun tespitine, davalının ayıplı ifadan dolayı kusurlu ve sorumluğu olduğunun tesbitine, davacının sözleşme süresince yapmış olduğu ——– TL masrafın işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davalının sözleşmeye ve kanuna aykırılık teşkil eden eylemleri sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacının uğramış olduğu ——— TL maddi zararın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının yükümlülüğünün davacı şiret tarafından kendisine sunulan teknik dosyada yer alan formül ve metotlara birebir uygun olarak imalat yapmak olduğunu, davalının ürün geliştirmek ile ilgili hiçbir taahhüdünün bulunmadığını, ürünün pilot imalatının davacı şirketi tarafından sunulan teknik dosyada yer alan formül ve metotlara uygun olarak ürün dosyasındaki şekil ve şartlarda gerçekleştirildiğini, davacı şirket personeli ——— tüm üretim aşamalarını önceden kontrol ettiğini, üretim sürecinde de hazır bulunduğunu, davacıya cihaz ve makine listesinin iletildiğini, ilk serinin analiz sonuçlarının ———-tarihinde davacıya iletildiğini, davacının ———- tarihinde sonuçların ve tüm çalışmaların uygun olduğuna dair onay maili gönderdiğini, davalının kendisine sunulan ürün dosyasında tanımlananlar dışında metot, —— hiçbir uygulama yapmamış olduğunun davacının da kabulünde olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; ——– anlaşmasından kaynaklanan davacının eserdeki ayıbın yol açtığı zararların tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; ——- tarihli ——- yapıldığı; bu sözleşme kapsamında, davalı tarafından üretilen ürünlerin davacı tarafından teslim alındığı; hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, sözleşme kapsamındaki üretimi/ imalatı yapabilme konusunda yeterli ekipmana sahip bulunup bulunmadığı; bu kapsamda, davalı tarafından üretilen ürünlerin taraflar arasındaki ———ve bu sözleşmenin eki niteliğindeki ürün teknik dosyasında belirtilen özelliklere sahip olup olmadığı; davalı tarafından üretilip davacıya teslim edilen ürünlerin sözleşme ve eki ürün teknik dosyası kapsamında niteliklere sahip bulunmaması durumunda davacının, üretim için yapmış olduğu masraf miktarının ne olduğu; bu kapsamda, talep ettiği ——— TL masrafın davalıdan talep hakkının doğup doğmadığı; ayrıca, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak maddi zarara uğrayıp uğramadığı; uğramış ise uğradığı zarar mikranının ne olduğu ile bu zararını davalıdan talep etme hakının bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi——— tarafından hazırlanan —— tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre; ———makinesinin davalı tarafın üretim tesisinde olmayışının ürünün uygunsuz stabilite sonuçları üzerinde etkisi olmadığı, ürünün geliştirilmesinin hakkıyla tamamlanmadığı, davacı şirketin üretim, stabilite ve takdim şartlarını yanlış belirlediği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporuna davacı vekili tarafından yapılan itirazlar doğrultusunda ——— laboratuvarında dava konusu ———— üzerinde inceleme yapılmış ve ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ————- tarafından hazırlanan ——– tarihli bilirkişi heyeti ek raporuna göre özetle; dava konusu jele ait numunelerin mevcut durumları itibariyle jel özelliklerinin tamamen kaybolduğu, —————– pütürlü bir görünüşe sebep olmasının üretim esnasında formülasyon geçişlerinde yapılan hatadan kaynaklandığı, bu soruna kullanılan kimyasal maddelerin birbiri ile uyuşmama problemi ve stabilite tes metotlarının uygun olmamasının sebep olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınabileceği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı değerlendirilmekle, bilirkişi raporunda hukukçu bilirkişinin tespitleri hükme esas alınmamıştır.
Türk Borçlar Kanunu m. 476 uyarınca, “eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.”. İlgili madde uyarınca, işsahibinin verdiği talimat dolayısıyla eserde meydana gelen ayıplardan sorumlu tutulabilmesi ve TBK. m. 475’de yer alan seçimlik haklarını tamamen veya kısmen kaybedebilmesi için, yüklenicinin uyarısına rağmen işsahibinin, sözleşmeye, işin ifasına ilişkin olarak yükleniciye hatalı talimat vermesi gerekmektedir. Ancak bu hatalı talimat, eserdeki ayıbın doğumunda yalnız başına etkili olacak ağırlıkta bulunmalıdır. Yüklenicinin hatalı talimat nedeniyle sorumluluktan kurtulabilmesi için ise, dürüstlük kuralından doğan özen ve sadakat borcu gereği, işsahibini bu hususta açıkça uyarması ve onu aydınlatması gerekmektedir. Yüklenici tarafından yapılan bu uyarıya karşın işsahibi, hatalı ve yerinde olmayan talimatında ısrar etmeli veya uyarıya rağmen sessiz kalmalıdır. Bir başka ifadeyle işsahibi, eserin ayıplı olmasına kendi kusurlu davranışı ile sebep olmalıdır. Ayrıca ilgili madde uyarınca, yüklenicinin sorumluluktan tamamıyla kurtulabilmesi için, eserde oluşan ayıpta yüklenicinin hiçbir payı bulunmamalı;
ayıp, sadece ve sadece işsahibinin bu kusurlu davranışı neticesinde doğmuş olmalıdır. Aksi takdirde hâkim, genel hükümler uyarınca, yüklenicinin ortak kusuru oranında bir indirim uygular.
Türk Borçlar Kanunu 476. maddesi uyarınca eserin ayıplı olmasının işsahibinin talimatından doğmasının yanı sıra, eserdeki ayıbın işsahibine yüklenebilen bir sebepten kaynaklandığı durumlarda da işsahibinin ayıplı ifadan doğan haklarını yükleniciye karşı ileri süremeyeceği düzenlenmiştir. Ayıbın işsahibine yüklenebilecek bir sebepten doğması için işsahibinin kusurlu olması da gerekmez.
İşsahibinin sorumluluğu, işsahibinin hazırladığı veya bir başkasına hazırlattığı plan ve projelerden dolayı da doğabilir. Nitekim somut olayda olduğu gibi teknik dosyadaki bileşenlerin ve ———— eserin meydana getirilmesine uygun olmaması, yani malzemenin elverişli olmaması durumunda işsahibine yüklenebilen bir sebepten söz edilebilir. Yüklenici, bu durumda ayıba karşı sorumluluktan kurtulmak için işsahibini bu hususta açıkça uyarmalıdır.
Eserdeki ayıbın işsahibine yüklenebilen bir sebepten meydana geldiği ile yüklenicinin işsahibini uyarma yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat yükü ise yükleniciye aittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; ——————- isimli ürünün üretimi hususunda taraflar arasında ———— kurulduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye eser sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, sözleşmenin konusu ürünün ayıplı olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek rapor içeriğinde ayıbın üretim esnasında ———- geçişlerinde yapılan hatadan kaynaklandığı, bu soruna kullanılan kimyasal maddelerin birbiri ile uyuşmama problemi ve stabilite test metotlarının uygun olmamasının sebep olduğu,——— makinesinin varlığının ayıbın meydana gelmesinde etkisinin bulunmadığı, alınan bilirkişi raporları arasında mübayenet bulunmadığı, ————- 4.1 maddesi ile tarafların sorumluluklarının düzenlendiği, davalının sözleşme gereği ürünün geliştirilmesine ilişkin yükümlülüğünün bulunmadığı, davacının üretim sürecinde kalite güvencesi sorumlusu vasıtası ile ayıptan haberdar olduğu, hammadde birleşimleri hususunda davalı tarafından davacının uyarılmasına rağmen üretime devam edildiği, bu itibarla TBK.’nın 476. maddesi gereği davalı yüklenicinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.031,20 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.986,80 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.265,20 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2019