Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1213 E. 2022/368 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1213 Esas
KARAR NO: 2022/368
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/02/2013
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalının taahhüdü altında bulunan,—- işine ait elektrik ve elektronik tesisat işlerinin taşeron olarak —- tarihli temin ve tedarik sözleşmesi ile davalı tarafından davacı şirkete verildiğini, bu sözleşme gereği müvekkilinin üstlendiği işi bitirmek suretiyle davalı tarafa teslim ettiğini, davalı tarafın davacının iradesini sakatlama yolu ile müvekkilini dava dışı —– yönlendirdiğini, davalı ile olan ilişkiyi müvekkilinin iradesinin sakatlanması ve yanıltılması nedeniyle — tarihli protokol ile tasfiye yoluna gidildiğini, dava dışı —— tarafından imzalanarak müvekkiline —- verildiğini ancak ibraz edilen —- karşılıksız çıktığını, ibranın müvekkilinin yanıltılması sebebine dayandığından geçersiz olduğunu, esasen muhataplarının davalı taraf olduğunu ve alacaklarının da daha fazla olduğunu iddia ile HMK’nın 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açarak şimdilik —- davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili —– havale tarihli cevap dilekçesinde; iş bu davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, yetkili mahkemenin—– Mahkemeleri olduğu, müvekkil aleyhine açılan iş bu davada ileri sürülen veya kanıtlanmış iddialar bu bulunmamaktadır, mesnetsiz ve haksız açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın görüldüğü ——- esas sayılı dosya üzerinden mahkememizce ” 1-HMK’nın 109/2 maddesi uyarınca talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkca belli ise kısmi dava açılamayacağını hükme bağlamış olup , alacağın miktarı tartışmasız ve açıkca belli olduğu anlaşılmakla kısmi dava açmada davacı tarafın hukuki yararı bulunmadığından davanın hukuki yarar (dava şartı ) yönünden reddine, ” dair karar verildiği, ———- sayılı kararı ile mahkememiz kararının onanmasına karar verildiği ancak karar düzeltme talebi üzerine yapılan inceleme sonucunda aynı dairenin ——karar sayılı ilamı ile “davacının kısmi dava açmasında hukuki yarar bulunmadığından söz edilemeyeceği için işin esasına girilmesi gerektiği halde yazılı şekilde usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki, —– olup alacak miktarı belirli ise dahi kısmi dava açılabilmesi mümkün hale gelmiştir. Belirtilen nedenlerle onama kararının kaldırılarak kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile hükmün bozularak dosyanın mahkememize gönderildiği ve —– esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Taraf teşkili sağlanmış, tarafların delilleri celp edilerek ayrı ayrı incelenmiş, taraf tanıklarının beyanları alınmıştır.
Davacı vekiline kendilerini ibra sırasında davalı tarafın yanılttığı olayları tek tek anlatmadığından ve bu nedenle de yeni BK’nın 31 (eski BK 24.) yazılı esaslı hata hallerinden biri olup olmadığı takdir edilemediğinden öncelikle kendilerini yanılgıya düşüren davalı taraftan kaynaklanan yanıltıcı olayları ve bu nedenle de ibra etmelerinin sebeplerini detaylı olarak HMK’nın 194.maddesi uyarınca ispata elverişli bir şekilde açıklaması için 2 hafta kesin süre verildiği, davacı vekilince açıklama dilekçesinde; müvekkili şirket —- arasında imzalanan söz konusu protokolde bahsi geçen ——- bulunmadığını, —– arasında imzalanan söz konusu protokolde bahsi geçen —- ilgisi bulunmadığını, —- dosyası olan —–sayılı dosyasında mübrez ve dosyaya da ibraz edilen İİK 179/a-b maddeleri uyarınca düzenlenen iyileştirme ıslah projesinin tarihçesinde görüleceği üzere davalı ile aralarındaki — tarihli — bahsi geçen—–hiçbir şekilde ilgisi bulunmadığını,——-Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa.” şeklinde olduğunu, müvekkili şirketin de yanılma ile ———- belirtilen sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklayarak, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına iradesini açıkladığını, TBKmd. 36’da ‘’taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile sözleşmeyle bağlı değildir’’ denildiğini, müvekkili şirket aslında davalı ile sözleşme akdederek işi ifa etmesine karşın, davalının müvekkili şirketi ‘’buradan alacaklarınızı alamazsınız —— ile sözleşme yaparsanız o şirketten alacaklarınızı alabilirsiniz’’ demesi üzerine müvekkili şirketin davalıya ibraname verdiği ve ——– sözleşme akdettiğini, ne var ki, davalı tarafından bu şekilde yönlendirme söz konusuyken, —- borca batık durumda olup, iflas erteleme kararı yoluna başvurduğunu, burada açıkça davalı tarafından müvekkili şirketin aldatılmak sureti ile başka bir şirkete yönlendirildiği, davalının söz konusu yönlendirmesinin TBK 36 madde gereğince aldatma olduğu ve aldatmanın unsurlarını taşıdığını, aldatmanın kasta dayalı olduğunu, zira, davalı şirket sırf borç yükünden kurtulmak amacı ile kendilerinin ödeme gücü olmadığını, —— tahsil edilebileceğini belirterek, müvekkili şirkette yanlış kanaat oluşmasına neden olduğunu, aldatmanın illi olduğunu, nitekim, davalının gerçeğe aykırı sözleri sonucunda —- sözleşme yapılmış olup, davalının gerçeğe aykırı beyan ve davranışları olmasaydı, davalıya ibraname verilmeyeceğini, davalının aldatması sonucunda müvekkili şirket yanılmak sureti ile sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklayarak, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına iradesini açıkladığını ve davalıya ibraname verdiğini, davalının müvekkili şirketi aldatarak yanılmaya düşürdüğü, yukarıda da belirtilen şekilde —- sunmuş olduğu iyileştirme ıslah projesinden açıkça görüldüğünü, nitekim işi —– yapmadığı ve kendilerinin sözleşmeyle bir bağlantısının bulunmadığı, sözleşmenin ve ifanın gerçekte davalı —- şirket arasında akdedilip devam ettiği ve ibranın aslında bir geçerliliğinin olmadığı açıkça anlaşıldığını beyan etmiştir.
Taraflar arasında —-yapımı gerçekleşen —- işine ait elektrik ve elektronik tesisat işleri hakkında ——– tarihli protokolün varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, ihtilafın taraflar arasındaki ibranın davacının yanıltılıp yanıltılmadığının, yanılmanın esaslı yanılma olup olmadığı ve geçersiz olup olmadığından kaynaklandığı anlaşılmış olup, davacının cevaba karşı cevap dilekçesinde ——nedeniyle tüzel kişilik perdesi aralanması hukuki sebebinin eklendiği ancak davacı vekilince öninceleme duruşmasında tespit edilen bu tespite herhangi bir itirazın bulunmadığı, bu uyuşmazlık tespiti üzerinden tahkikatın devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı—–ifadesinde, “ davacı şirketin —-olduğunu, davalıdan—-alacakları olduğunu, bu miktarda mutabakata varıldığını, hem davalı şirketin, hem de —- olduğunu, —- kendilerine davalı şirketin batmak üzere olduğunu, —- dan feragat etmek kaydıyla—- çeklerini vermek istediklerini, bunu kabul ettiklerini,—- yetkililerinin davalı şirketin çaycısı ve güvenlikçisi olduğunu, şirketi —–yönettiğini, sözleşme yapılırken bunu gördüklerini, ancak göz yumduklarını, çeklerin ödenmediğini, bunu bilselerdi, tasfiye protokolünü yapmayacaklarını, sanki iş yapılmış gibi —– kesildiğini, teminat mektubunun süresini uzattıklarını, taahhütnameyi baskı altında imzaladıklarını, —–tarihli sözleşmenin protokollerin imzalandığı gün imzalandığını ” belirtmiştir.
Davacı tanığı —ifadesinde, “ davacı şirketin mali işler sorumlusu olduğunu, davalı şirketin bürosunda görüşme yapıldığını, görüşmelerde — olan alacaklarından—- indiklerini,— durumunun iyi olmadığını, çeklerin — tarafından verileceğini söylediklerini, —çekleri verdiğini, —- hukuki ilişkileri olmadığını, daha sonra kötü durumda olanın davalı şirket değil — olduğunu öğrendiklerini, çeklerin ödenmediğini, — iflas erteleme talebinde bulunduğunu, söz konusu alacak için —— fatura kestiklerini, ” belirtmiştir.
Davacı tanığı ——-ifadesinde, “ şirketleri kendisinin bir araya getirdiğini, toplantıda davalı şirket sıkıntıda olduğu için borcu——- ödeyeceği konusunda anlaştıklarını, tasfiye protokolü hazırlandığını, kendisinin de tanık olduğunu, —-şirketlerle alakası olmadığını söylediğini, —–çekler alınmazsa toplantının sona ereceğini belirttiğini vd.” belirtmiştir.
Davalı tanığı … ifadesinde, “davalı şirketin eski muhasebe müdürü olduğunu, davacının aldığı işte bazı kısımları davalı şirketin yapmasını istediğini, davalı şirketin bu nedenle fatura kestiğini, tarafların toplantısında davacı şirketin davalıyı ibra ettiğini,—- şirketi ile davalı arasındaki protokollerin davacı ile davalı arasındaki işlerle alakası olmadığını, davalının bitirilemeyen işleri——-verdiğini, daha sonra davacı ile —– düzenlendiğini, —- davalı şirkete danışmanlık yaptığını, toplantıda davalının davacıya olan borçlarının görüşülüp anlaşıldığını, ” belirtmiştir.
Tanık ——–ifadesinde, —- müdürü olduğunu, davacı işleri yapamadığından kendilerinin yaptıklarını, işi davalıdan aldıklarını, sonra bazı işleri davacıya yaptırdıklarını, davacıya—– borçları olduğunu, daha sonra davacı ile tasfiye protokolü imzalayıp, çekler verdiklerini, ödeyemediklerini, iflas davalarının olduğunu ” belirtmiştir.
—- tarihli mali müşavir bilirkişi raporuna göre; davacının uyuşmazlık dönemi —-yıllarına ilişkin defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan borç ve alacağının olmadığı, — itibarıyla bakiyenin sıfır olduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre dava dışı —–cari hesap alacaklısı olduğu tespit edilmiş, davacı vekili rapora karşı beyanlarında düzenlenen protokol kapsamında defter kayıtlarının düzenlendiğini ifade etmiştir.
Davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen — tarihli raporda; davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, davalının ise —– davacıdan alacaklı olduğunun tespiti yapılmıştır.
Davacı tarafından davalıya ödemelerin zamanında yapılmaması nedeniyle ve gerektiğinde işin durdurulacağına ilişkin ihtarnamelerin gönderildiği, davalının da ödemelerin zamanında yapıldığı ancak davacının işin belirlenen süreye göre gerisinde kaldığı, gerektiğinde sözleşmenin tek taraflı olarak fesh edilebileceğinin ihtar edildiği, davalının —- sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunduğu, bu dosyada alınan rapora göre; davacının süresinde gerçekleştirmediği eksik işlerin bulunduğunun tespit edildiği, davalı ile 3. Kişi konumunda bulunan—- yapımı gerçekleşen —- ait elektrik ve elektronik tesisat işleri ile ilgili —– tarihli tedarik sözleşmesinin imzalandığı, davacı vekilince cevaba karşı cevap dilekçesinde açıkça davalının —yaptığı anlaşmalara icazet verdiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
—- tarihli davacı ile davalı arasındaki tasfiye protokolüne göre; davacı —- tarihli —- numaralı kesin hak edişin düzenlendiği, bu doğrultuda davacı tarafından —- fatura kesileceği, bahse konu protokol kapsamında—– sözleşmeden doğan tüm alacaklarını aldığı ve herhangi bir hak ve alacağının kalmadığının belirlenip davalı —– tarafından imza altına alındığı, duruşma sırasında davalı vekili tarafından sunulduğu mahkeme hakiminin şerh ve imzası ile tasdik edilen ——– arasındaki tasfiye protokolüne göre; hastane elektrik işi kapsamındaki—- tarihli sözleşmede davacı—- numaralı kesin ve son hak ediş düzenlendiği, bu doğrultuda davacının—- tutarında fatura keseceği, bu protokol sonucunda davacının —– tarihli sözleşmeden doğan her türlü hak ve alacağına karşılık toplam bedeli — tutarında olan — çekin verileceği ve teslim edildiği, bu çeklerin ödenmesi halinde —- kaynaklı alacağının kalmayacağı dava dışı —— davacı yetkilisi ve davacı vekilinin imzası altına alındığı görülmüştür. Davalı tarafça bakiye alacağın tahsili amacıyla davacı hakkında icra takip dosyası açtığı ancak tasfiye protokolü yapıldığından feragatname sunduğu anlaşılmıştır.
Davacının taşeron olarak — yapımı gerçekleşen —— işine —— yaptığı ve teslim ettiği, davalının buna karşılık gerekli ödemeleri yapmadığının ancak ödemeler hususunda davacı ile davalı — davacı ile dava dışı —— imzalandığı, bu protokollerin davacı şirketin alacağını alamamak telaşı içinde protokollerin imzalandığı, dava dışı —- davalı şirketin aralarında organik bağ bulunduğu, esasında dava dışı—— durumunun kötü olup ——- sayılı dosyasında bu şirketin iflasına karar verildiği, tedarik sözleşmesinden kaynaklı alacaklarının yanıltılarak 3. Kişi şirkete kaydırılma durumunun söz konusu olduğu gerekçesiyle eldeki davanın açıldığı, hukuki işlemlerde yanılma iddiasının tanık delili ile de ispatlanabileceği, dinlenen tanıklardan—— davacı şirket yöneticilerinden olup tanık beyanının esas alınmasının mümkün olmadığı, diğer tarafsız tanık —- tarafların anlaşması için her iki tarafı tanıdığından anlaşma için — gittiğini, davalı şirketin kendilerinin olan ——-krediler vereceğini, davalının sıkıntıda olduğunu söylediklerini ve borcu —–ödeyeceği konusunda anlaştıklarını ve kendisinin de altına imza attığı protokolün imzalandığının beyan edildiği, davacı tarafça her ne kadar dava dışı —–aralarında iş ilişkisinin bulunmadığının beyan edildiği, delil dilekçesinde açıkça aralarında ——- tarihli sözleşme bulunduğunun gösterildiği, tarafsız tanık anlatımlarında prokole yansıyan sürecin anlatıldığı, tüm dosya kapsamına göre de bahse konu protokollerin düzenlenmesinde yanılma – hata durumunun bulunduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, davacının ticaret şirketi olarak basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğu, ancak davacının sırf alacağına kavuşmak amacıyla davalının teklifini kabul ettiğini beyan ettiği ve bu durumun iradesinin fesada uğradığı anlamına gelmeyeceği, dava dışı şirketin ekonomik durumunun kötü olup olmadığını araştırmasının kendisinden beklenebilecek bir durum olduğu davacı tarafın protokol altında davacı vekili imzasının da bulunduğu ve bu nedenle protokolün geçerli olmadığı iddiasının dinlenemeyeceği zira davacı şirket yetkilisinin ayrıca imzasının bulunduğu, somut olayda müzayaka – gabin durumunun da oluşmadığı, yapılan protokollere ve incelemelere göre davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, dava dışı şirketten alacağının bulunduğu anlaşılmakla —- yönünden davanın ispat edilemediğinden reddine, ıslah dilekçesine konu —–istem yönünden, süresinde harç yatırılmamış olmakla davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1—- alacağın tahsiline ilişkin istem yönünden davanın ispat edilemediğinden reddine,
2-Islah dilekçesine konu —- istem yönünden, süresinde harç yatırılmamış olmakla davanın açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 67,80 TL nin davacıya iadesi,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 81,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı temlik alan vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde ——nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/04/2022