Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1153 E. 2020/939 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1153 Esas
KARAR NO: 2020/939
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; ——-sermayesindeki —- paya isabet eden —- hissenin tamamını,——- sayılı devir sözleşmesi ile bütün hak ve hukuki vecibeleri ile aktif ve pasifi ile birlikte , gayr, kabili rücu olarak devrettiğini, pay devrinin şirket pay defterine işlendiğini, karar defterinin birinci sayfasına işlenerek, ortakların devre muvafakatinin sağlandığını, pay devrinin tescil ve ilan işleminin davalı şirket ve suiniyetli diğer ortaklar tarafından yaptırılmadığını, pay devrinde gerekli tescil ve ilan işlemini yapmayan davalı şirket ve ortaklarının iyi niyetli olmadıklarını, davalı şirketin davacının şirketteki payını yasal gereklere uygun olarak devretmiş olmasına rağmen tescil ve ilan işlemini, kasıtlı ve suiniyetli olarak yapmadığını, bu nedenle münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketleri ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ——- kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 16. Maddesinin 2. Fıkrası hükümleri nazara alınarak, haklı davalarının kabulüne karar verilmesini, şirketin pay defteri ile noter onaylı ortaklar kurulu karar defterinin incelenmesi gerektiğini bu nedenle davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesinde özetle; TTK’nun 520. Maddesine göre sırası dahi değiştirilmeden devir işleminin tüm yasa maddelerine uygun olarak yapılması gerektiği, söz konusu yasa maddesine göre gerekli olan işlemlerden sadece noter sözleşmesi yapıldığı, söz konusu devir işlemi yasal olmadığı gibi kişiler arasındaki basit devir işlemi bile gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davacının davalı şirketteki hissesini davalı —- —tarihinde devrettiğinin ve davalı ——-davalı şirkete müdür olarak atandığının ——ilan edilmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketin —- terkin edildiği belirlenmiş olmakla, davacıya ihya davası açması için süre verilmiş, davalı şirketin ihyası istemli olarak dava açılması üzerine,————- sayılı dosyada ihya kararı verilmiş, karar kesinleşmiştir.
Davacının sicil kaydına göre davalı şirketin müdürü olması, meydana gelen menfaat çatışması nedeniyle davalı şirketi işbu davada temsil etmek üzere Mahkememizin ——– tarihli celsesinde davalı şirketi işbu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına dair karar verilmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin sicil dosyası dosya arasına alınmış, davalı şirketin tesciline ilişkin kayıttan sonra yalnızca terkine ve akabinde yeniden ihyasına ilişkin kayıtların bulunduğu, uyuşmazlık konusu devir ve müdür atama kararlarının tesciline ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce——yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi sureti celp edilmiş, buna göre davacının davalı şirketteki hissesinin tamamını davalı —- devrinin kararlaştırıldığı belirlenmiştir.
Davalı şirketin ——– tarihli ——– yukarıda anılan hisse devrinin kabulüne ve devir hususunun şirketin pay defterine işlenmesine, ayrıca davacının müdürlük yetkisinin sona erdiğinin tespiti ile davalı —— süre ile şirket müdürlüğüne atanmasına dair oy birliği ile karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama kapsamında davalı şirketin pay defterinin temini ve incelenmesine yönelik olarak ara kararlar oluşturulmuş, ne var ki pay defterinin temini sağlanamamış ve incelenememiştir.
Gelinen aşamada ihtilaf, 6762 sayılı Türk —-Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde noter sözleşmesi ile devredilen ve ortaklar kurulunca da muvafakat edilen davacıya ait limited şirket paylarının davalı —- devrinin, şirkette pay defterine kaydının tespit edilmediği halde pay sahipliğinin davalı—– geçip geçmediğine ilişkindir.
Bu noktada Mahkememizce ———-sayılı bozma ilamındaki karşı oy gerekçesine iştirak olunarak;
Davanın, 6102 sayılı Türk —-Kanunun yürürlüğünden sonra açılmış olduğu, TTK’nın Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki 6103 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde aynı Yasa’nın 2. maddesine istisna getirilerek “Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukuki ilişkilere, bunlar Türk —-Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile Türk —–Kanunu hükümlerinin uygulanacağı”nın düzenlendiği, pay devrine ilişkin hususların taraf iradelerinden bağımsız, kanunla düzenlenen hukuki ilişkiler olduğu için, bunların 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğüne girmesinden sonra yeni kanun hükümlerine tabi olup somut uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu doğrultuda; limited şirket pay devrinin 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinde düzenlendiği, anılan maddeye göre pay devrinin ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması, tarafların imzalarının Noterce onaylanmasının zorunlu olup, mülga 6762 sayılı TTK 520/1 maddesinde yer alan “Bir payın devrinin, şirket hakkında pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade edeceğine” ilişkin düzenlemenin 6102 sayılı TTK 595 maddesine alınmamış olduğu, buna göre 6102 sayılı Kanunun, devir keyfiyetinin pay defterine yazımını zorunlu görmediği, genel kurulun devre onay vermesi veya vermiş sayılmasının pay sahipliği sıfatının kazanılması için yeterli sayıldığı, buna göre davacının, davalı şirketteki paylarını davalı ——- 6103 sayılı Yasa’nın 3. maddesine göre, uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6102 sayılı Kanunun 595. maddesine uygun şekilde devir etmiş olduğu, yine, TTK 620. maddesine uygun şekilde ortaklar kurulunca devre onay verildiği, pay devrinin ortaklar kurulunun onama kararı ile tamamlandığı, devir keyfiyetinin pay defterine yazılmasının, pay sahipliğinin kazanılmasında ya da kaybedilmesinde etkili olmayan bir usul işlemi olduğu kanaatiyle davacının davalı şirketteki hissesinin davalı —– devrinin tescil ve ilanına dair karar vermek gerekmiştir.
—- tarihli —-kararı ile ayrıca, davalı —- davalı şirkete müdür olarak atanmasına karar verildiği, bu kararın————- yevmiye numarası ile tasdik edildiği halde, buna ilişkin ———nezdinde herhangi bir tescil ve ilanın yapılmadığı, aynı ortaklar kurulu kararı ile müdürlük yetkisinin son bulduğu oy birliği ile kararlaştırılan davacının, işbu hususun tescilini artık müdür olarak şirket adına yaptıramayacağı, bunu Mahkememizden talep etmekte hukuki yararının bulunduğu değerlendirilmekle, davalı —- davalı şirkete —- tarihinde müdür olarak atandığının tescil ve ilanına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davacının davalı Tasfiye Halinde —— hissesini —- tarihinde davalı —- devrettiğinin, ayrıca —- tarihinde davalı —– davalı şirkete müdür olarak atandığının —– tescil ve ilanına,
Karar kesinleştiğinde keyfiyete ilişkin ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 26,70 TL nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 55,40 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 377,30 TL posta giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2020