Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1152 E. 2021/528 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1152 Esas
KARAR NO : 2021/528

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; davalı şirket ile aralarında imzalanan sözleşmeler gereğince, bu şirketin kullandığı kredi kartının ödenmeyen kısım ile ilgili hesap özeti davalılara gönderdiğini, ödenmeyince takipte bulunduğunu, davalı şirket dışındaki davalıların sözleşmelerde müteselsil kefil olduklarını belirterek itirazın iptalini ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davalı … — açılan işbu davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, şirkete dair tüm hisselerini satıldığını, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığını savunarak davanın reddini talep emiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takip alacaklısı/davacı —- bakiyesinden kaynaklandığını ileri sürerek takip borçlusu — —aleyhine—- tarihinde İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —-. sayılı dosyası ile — alacak —- işlemiş faizi olmak üzere toplam 6.916,11 TL alacağı için takibe geçmiş, takip borçlusu asilin süresi içerisinde itirazı üzerine takip durmuş, davacı taraf bunun üzerine işbu huzurdaki itirazın iptali davasını açmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacı açmış olduğu dava ile, davalı şirket ile aralarında imzalanan sözleşmeler gereğince, bu şirketin kullandığı——– ödenmeyen kısım ile ilgili hesap özeti davalılara gönderdiğini, ödenmeyince takipte bulunduğunu, davalı şirket dışındaki davalıların sözleşmelerde müteselsil kefil olduklarını belirterek itirazın iptalini ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Davalı … hakkında açılan işbu davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, şirkete dair tüm hisselerini satıldığını, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığını savunarak davanın reddini talep emiştir.
Taraflar arasındaki — düzenlenen kredi sözleşmesi ile ilgili olarak davalının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla davacıya borcun bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ne kadar borcunun bulunduğu noktalarında toplanmaktadır.
Tüm Dosya Kapsamında;
Davacı taraf ——— kaynaklanan alacağa dair takibe yapılan itirazın iptalini talep emektedir.
———- Kredi Sözleşmesi: —– Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı,
Genel Kredi Sözleşmesinin 2.2 maddesi, ” İşbu Sözleşme muhtelif bölümler halinde düzenlenmiş olmasına rağmen, bir bütün teşkil etmekte olup, herhangi bir hüküm sadece bir bölümle ilgili konularda değil diğer bölümlerle ilgili herhangi bîr durum veya işlemlere de uygulanabilecek ve muayyen bir kredi ile ilgili maddeler, niteliğine aykırı olmadıkça diğer krediler için de aynen geçerli olacaktır.”, 29.maddesi ” Müşteri. Banka’ya yapmış olduğu talep doğrultusunda kendisine veya belirlediği elemanlarına kredi kartı verilmesi halinde, işbu Genel Kredi Sözleşmesi ile bu Sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan “— hükümlerinin uygulanacağını kabul eder.–elemanlarının Kartlarla ilgili harcama, nakil çekişleri ve kendilerine tanınan/tanınacak diğer tasarruflardan bu —– —- başlığı altında davalının imza attığı görülmektedir.
—————— ile davacı — oluşan bir sözleşme imzalandığı her sayfasına— — sayfasında ise ayrıca şirket —– formu adında bir form düzenlendiği ve forma davalı —imzasının olduğu görülmektedir.
Davalı vekilinin talebi üzerine kredi kartı başvuru formundaki imzanın sahteliği yönünden inceleme yapılmış, imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılmışsa da, davalı ——— takip borçlusu şirketin kredi karı borçlarına da kefil olduğu anlaşılmakla, kredi kartı başvuru formundaki imzanın davalıya ait olmaması esasa etkili görülmemiştir.
Bu açıklamalar ışığında, dosyadaki sözleşmelerin incelenmesinde, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan —kredi sözleşmesinde, davalının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, bu nedenle kredi sözleşmesinin ayrılmaz parçası olarak kararlaştırılan kredi kartı borçlarından da davalının kefil olarak sorumlu olduğu, bilirkişi raporuna göre, takip tarihi itibariyle ödenmeyen— alacağı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı kefile çıkarılan ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiği, kefile hesap özetinin tebliğ edilemesi nedeniyle kefil yönünden temerrüdün gerçekleştiği, genel kredi sözleşmesine kefaletin kredi kartı borcunu da kapsaması nedeniyle, tüm bu hususlar dikkate alınarak — yönünden, yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67/2. maddesine göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan, borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. ( Bursa BAM —.HD —
Bu kapsamda somut olayda, itiraza konu alacağın likit olduğu anlaşılmakla, kabul edilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılar —adlı şirketten tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 6.476,26 TL asıl alacak, 187,79 TL faiz, 9.39 —olmak üzere toplam 6.673,44 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Kabul edilen oranın %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 442,39 TL harçtan peşin alınan 84,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 357,80 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte —– Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 439,85 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 112,29 TL harç ile 1.332,73 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.247,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 600,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 38,16 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.