Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1149 E. 2018/191 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2015/1149 Esas
KARAR NO : 2018/191

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında iş akdi yapıldığını; bu sözleşme kapsamında rekabet yasağı bulunduğunu; davalının, davacı şirket nezdinde yedek parça satış görevlisi görev tanımı ile istifa ettiğini; 31/10/2014 tarihine kadar hizmet vermiş istifası ile iş akdinin feshini takiben davacı firma ile imzalamış olduğu iş akdinde mevcut rekabet etmeme yükümlülüğüne doğrudan aykırılık teşkil edecek şekilde davacı ile aynı faaliyet, hatta aynı markalara ilişkin faaliyet gösteren kanunda tanımlı neredeyse tüm haksız rekabet hükümlerini ihlal eğiliminde bulunduğunu; davacının 10.000,000.00 TL’nin üzerinde kar eden bir firma iken haksız rekabet eylemleri ile zarar eden bir firma olmasına sebebiyet veren —Sanayi ve Ticaret A.Ş isimli firmada işe başladığını; davalı davacının nezdinde görev yaptığı süreçte davacının nezdinde bulunan müşteri portföy kayıt ve bilgileri, satış rakamları, fiyatlandırma ve satış süreçleri bakımından davacının ticari sırlarına haiz olmuş olmakla; istifasını takiben rakip firmada işbu ticari sır ve bilgileri ile işe başlayarak davacının zarara uğramasına katkıda bulunduğunu; davalı işbu eylemi diğer 66 çalışan ile beraber toplu olarak gerçekleştirdiğini; yaptığı eylem ve katılımda bulunduğu bu oluşum ile fesih edilen distribütörlük sözleşmelerine ilişkin davacı tarafından halihazırda elde bulunan mevcut mallar ve önceden satılmış mallara ilişkin müşterilere sunulmakta olan satış ve servis bölümünün işlemeyecek duruma geleceğini bilmesine rağmen istifa ederek davacıyı zor durumda bıraktığını; davalı bu fiili ile davacı ile arasında mevcut rekabet yasağına ilişkin hükümlere aykırı hareket ederek davacı zarara uğrattığını; bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL cezai şart alacağının davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak davada görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu; esasa ilişkin olarak da taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğunu; davacı şirketin mali ve finansal açıdan ciddi şekilde küçülme ve personeli azaltma yönüne gitmesini; bu süreçte özellikle distribitör firmaların davacı ile olan sözleşmeleri feshetmeleri, personel maaş ve primlerinin geç ödenmesi gibi nedenlerle; davalı lehine haklı fesih koşullarının oluştuğunu; bu nedenle davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; rekabet yasağının ihlali sebebiyle kararlaştırılan tazminatın ödetilmesi istemine; ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen 10/11/2017 tarihli rapora göre; davacı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin incelendiğini; taraflar arasında 03/01/2014 tarihli Hizmet Sözleşmesi’nin imzalandığını; bu sözleşmenin 4/d maddesinde coğrafi alan ve faaliyet alanı sınırlaması hususundaki hukuki değerlendirme ve kararın mahkemeye ait olduğunu; davalının, davacı şirkete 29/08/2014 tarihinde ayrılacağını bildirerek işten ayrıldığını ve ilgili dilekçede davalı “01/01/2014 tarihinde başlamış olduğum satış temsilciliği görevimden, 29/08/2014 tarihi itibariyle ayrılıyorum, istifamın kabulü ve gereğinin yapılmasını arz ederim.” şeklinde yazılı olarak beyanda bulunduğunu; davacının, davalıya ücret ödemelerinin düzenli olarak yapıldığının saptandığını; davalının, davacıya ödemesi gereken hizmet akdinin 4/d maddesinde bulunan en son aylık net ücretinin 12 katına tekabül eden tutarın [1.546,54 TL x12=]18.558,48 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Davacı vekilince verilen 01/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 8.558,48 TL arttırılarak toplam 18.558,48 TL’ye çıkartıldığı; ıslah dilekçesinin bir nüshasının 12/12/2017 tarihli oturumda davalı vekiline tebliğ edildiği; görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında; 12/02/2014 tarihinde iş akdi yapıldığı; bu sözleşmenin 4. maddesi uyarınca rekabet yasağı kararlaştırıldığı ve rekabet yasağına aykırılığın müeyyidesinin saptandığı; davalı tarafından iş akdinin 31/10/2014 tarihinde sonlandırıldığı; davalının bilahare dava dışı/3.kişi —- Sanayi ve Tic. A.Ş nezdinde çalışmaya başladığı hususunda; uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, dava dışı/3. Kişi —-Sanayi ve Tic. A.Ş nezdinde çalışmaya başlaması nedeniyle; taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesini ihlal edip etmediği; bu kapsamda sözleşmedeki cezai şart koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması noktalarında toplanmaktadır.
Kural olarak; 6098 sayılı TBK.nun. 444. ve 445.maddeleri uyarınca, işverenin yer, zaman ve işlerin türü bakımından hakkaniyete aykırı olmamak koşulu ile işçisi ile diğer koşullarda ayrı bulunmak koşulu ile rekabet yasağı sözleşmesi imzalamasında hukuka aykırılık bulunmadığı; süre bakımından ise 2 yılı aşmayan rekabet yasağının hukuka uygun olarak görülmesi gerektiği; kaldı ki TBK.m. 445/2 gereğince rekabet yasağının süresi uzun olsa dahi hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağı koşullarını serbestçe değerlendirerek hakkaniyete uygun biçimde kapsam ve süre bakımından sınırlandırabilecektir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davalının, davacı şirket nezdinde; 12/02/2014-31/10/2014 tarihleri arasında yedek parça satış görevlisi olarak çalışması sırasında işyerinin müşteri çevresini ve işverenin yaptığı işleri bilebilecek bir pozisyonda çalıştığı; davalının istifa sonrası davacı için çalıştığı esnada faaliyet gösterdiği adres ile aynı adres ve bina ile aynı faaliyet alanında faaliyet gösteren dava dışı —- A.Ş.’nde işinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı; davalı ve dava dışı (66) çalışanla birlikte dava dışı şirkete geçiş yapması sonrasında, davacının satışlarında büyük oranda azalma/düşme bulunduğu; davalının, davacı ile rakip olan firmada rekabet sözleşmesine rağmen çalışmaya başladığı; taraflar arasında düzenlenen, dava konusu işçi sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağına dair 4. maddede rekabet yasağı faaliyet alanı ve yer yönünden sınırlarının açıkça belirlenmediğinden; yer ve faaliyet alanının davacı şirket nezdinde yapılan iş ve tüm ülke sınırları şeklinde kabulünün gerektiği; rekabet yasağının tüm ülke sınırlarını kapsaması sebebiyle aşırı nitelikte olduğu; ancak, TBK.nun. 445/2.maddesi uyarınca, süre ve coğrafi alan ile faaliyet alanı bakımından rekabet yasağının sınırlanmasında hakime takdir/uyarlama yetkisi verildiği de dikkate alındığında; taraflar arasındaki rekabet yasağının davalının çalıştığı Marmara ve Ege Bölgesi ile davacı işveren nezdinde yaptığı iş ile sınırlı bulunduğu kabulünün gerektiği; bu durumda, taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin yasal unsurları aykırılığı bulunmadığından davacının, davalı aleyhine işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının da bulunduğu görülmekle; davalının, davacıya ödemesi gereken hizmet akdinin 4/d maddesinde bulunan en son aylık net ücretinin (12) katına tekabül eden tutarın [1.546,54 TL x12=]18.558,48 TL olarak hesaplandığı; TBK.m.182-(3) maddesi uyarınca, taraflarca kararlaştırılan cezai şartın mahkememizce fahiş nitelikte bulunduğu kabul ve takdir edilmekle; cezai şartın davalı tarafından alınan en son aylık net ücretin 1/2’si olarak kabulünün taraflar arasındaki menfaatler dengesine/hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edilerek; davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile [1.546,54 TL x 12=18.558,48 TL/2=] 9.279,24 TL cezai şart alacağının, 23/11/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin [bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümün takdiren tenkis edildiği de dikkate alınarak] istemlerin reddine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
9.279,24 TL cezai şart alacağının, 23/11/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin [bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümün takdiren tenkis edildiği de dikkate alınarak] istemlerin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 633,86 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL ile 146,16 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 316,92 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.180,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de dava değeri üzerinden mahkememizce bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümün resen tenkis edildiği dikkate alınarak davalı yararına karşı vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 170,78 TL peşin harç ile 146,16 TL ıslah harcı toplamı: 344,64 TL ile dava değeri üzerinden mahkememizce bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümün resen tenkis edildiğinden davanın tam kabul tutarı üzerinden yargılama masraflarının değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınarak; aşağıda dökümü yazılı 998,60 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin (5) nolu ara karar kapsamında davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2018