Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1148 E. 2020/876 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2015/1148 Esas
KARAR NO : 2020/876

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/11/2015
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas ve birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı———–plakalı aracın —– tarihinde sürücü davalı ——sevk ve idaresinde seyir halinde iken davacıların desteği ———– plakalı araçla çarpışması sonucu oluşan trafik kazasında davacıların desteği —– yaralandığı ve tedavi edilmek üzere kaldırıldığı —— — Hastanesi’nde vefat ettiğini, davacıların desteklerini yitirmeleri nedeni ile destekten yoksun kaldıklarını, davacıların maddi ve manevi zararının oluştuğunu belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davacılar —– destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ve davacı ——– diğer her bir davacılar için —- olmak üzere toplam —— manevi tazminatın davalılar —— tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ———. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sorumluluğunun ——- kapsamında kendi sigortalısının kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacıların gerçek zararın saptanması ve kaza sebebiyle elde edilen kazanımların indirilmesi gerektiğini belirtmiş, faizin dava tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilmesini; davanın esası yönünden ise yapılacak inceleme ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–cevap dilekçesinde özetle; davada mahkemenin görevli olmadığını; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu; ayrıca, davada mahkemenin yetkili bulunmadığını; yetkili mahkemenin —— Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini gerektiğini, esas yönünden de araç sürücüsü —- kusurlu bulunmadığını, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — cevap dilekçesinde özetle; davada mahkemenin görevli olmadığını; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu; ayrıca, davada mahkemenin yetkili bulunmadığını; yetkili mahkemenin —-Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğin, esas yönünden de araç sürücüsü —– kusurlu bulunmadığını, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Esas ve birleşen dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararı ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; davalı —— sayılı ———— plakalı aracın 18/09/2015 olay tarihinde sürücü/ davalı —– ve idaresinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde; davacıların desteği——— plakalı araçla çarpışması sonucu oluşan trafik kazasında davacıların desteği —– yaralandığı ve tedavi edilmek üzere kaldırıldığı ——— Hastanesi’nde vefat ettiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıların desteği —–ettiği trafik kazasının oluşumunda davalı — sigortalanan davalı —– işleteni bulunduğu davalı/aracın sürücüsü—– olayda kusurlu bulunup bulunmadığı, kusurlu ise kusur oranının ne olduğu ile davacıların desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma maddi zararlarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarlarının ne olduğu, aracın işleteni —– ile ——– şirketinin bu zararlardan poliçe limiti kapsamında sorumlu olup olmadığı, ayrıca manevi tazminat yönünden olaya karışan aracın işleteni davalı —- ve araç sürücüsü davalı ———- manevi tazminat yönünden sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve manevi tazminatın takdiri noktalarında toplanmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1401-1520. Maddelerinde Sigorta Hukuku’nun düzenlendiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir. Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir. K.T.K. ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre müşterek müteselsil sorumlu olan davalı sigorta şirketi, araç işleteni ve sürücüsüne karşı birlikte açılan davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre usul ekonomisi ve daha isabetli bir karar verilmesi açısından, davalı —- aleyhine açılan davada mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizce işin esasına girilmiştir.
Davalı —– merkezi —– içerisinde olup, davanın yetkili mahkemede açıldığı anlaşıldığından yetki ilk itirazının yerinde olmadığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—-Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verildiği, davalıların sosyal ekonomik durum araştırma raporunun dosyaya sunulduğu görüldü.
——–poliçesinin incelenmesinde;—– plakalı aracın ———- numaralı sigorta poliçesi ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu görüldü.
—— Asliye Ceza Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyasından alınan kusur bilirkişisi raporu içeriğine göre——- dava konusu kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, —– plakalı araç sürücüsü —– kusurunun bulunmadığı görüldü.
Bilirkişi—— tarafından hazırlanan —— tarihli rapora göre; ——– dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, —– plakalı araç sürücüsü destek ——- kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —— destekten yoksun kalma zararının oluşmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen 03/01/2017 tarihli harcı da yatırılan talep artırım dilekçesi içeriğine göre; dava değerinin maddi tazminat talebi yönünden ——– rapor içeriğine göre; davacı eşi——— destekten yoksun kalma zararının oluştuğu, kök rapora nazaran farklılık olmasının asgari ücret değişikliğinden kaynaklandığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen —– tarihli harcı da yatırılan talep artırım dilekçesi içeriğine göre; dava değerinin maddi tazminat talebi yönünden 112.057,53 TL arttırıldığı görüldü.
Bilirkişi —–tarafından düzenlenen —- destekten yoksun kalma zararının oluştuğu, kök rapora nazaran farklılık olmasının asgari ücret değişikliğinden kaynaklandığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen 25/03/2020 tarihli harcı da yatırılan talep artırım dilekçesi içeriğine göre; dava değerinin maddi tazminat talebi yönünden 146.014,41 TL arttırıldığı görüldü.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun — tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik — kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 53/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir.
Somut olayda; davacı —— yönünden müteveffanın destek olma vasfı kalmadığı için bilirkişi raporundaki hesaplamaya itibar edilerek, bu yönden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “————- teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Bu itibarla davalıların hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından ve makul cenaze giderlerinden müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1. maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi Kapsamı ve sayısı başlığı altındaki 176. maddesinin 1. fıkrasında taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, 2. fıkrasında aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminat talebi harca —-. olarak gösterilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak açılmış ve belirlenecek maddi tazminatın tahsili talep edilmiş olup, davacı vekili 03/01/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 91.401,28 TL’ye yükseltmiş, bilirkişi ek raporundan sonra maddi tazminat talebini ——–
Bu durumda, davacı vekilinin 03/01/2017 tarihli dilekçesi HMK’nin 107/2. fıkrası uyarınca talebin arttırılması niteliğinde olup, hesap bilirkişi raporunun ibrazı ve buna göre alacak miktarının belirlenmesinden sonra ibraz ettiği 14/05/2018 tarihli dilekçenin ise aynı Yasanın 176. maddesi anlamında ıslah dilekçesi olduğu açıktır.
Öte yandan, HMK 176/2 maddesinde belirtildiği üzere; aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilirler. Dolayısıyla ikinci kez davanın ıslah edilmiş olmasından dolayı ikinci kez ıslah edilen kısım yönünden davanın tüm davalılar açısından reddi gerekir. Birleşen ——- Asliye Ticaret Mahkemesi —— Esas sayılı dosyası yönünden ise, bilirkişi raporu doğrultusunda ek dava açıldığı, ikinci kez ıslah edilen 36.456,88 TL destekten yoksun kalma tazminatı yönünden talebin yerinde olduğu, bu talep yönünden KTK.’nın 99. Maddesi gereği — temerrüt tarihinden itibaren işlemiş faize hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel————- durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen —–duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—– gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde—– ölçülere göre uygun— bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin —–, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ( Hukuk Genel Kurulunun ——- sayılı kararları ). Somut olayda; kazanın meydana gelmesindeki kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik durumları, müteveffanın yaşı ve davacıların yakınlık durumu, ceza dosyasındaki tespitler bir bütün halinde nazara alınarak, manevi tazminat miktarını takdir etmek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Ana dava yönünden;
1-Davacı—– tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine,
2-Davacı—— tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 109.557,53 TL [destek—– vefatı nedeniyle] destekten yoksun kalma tazminatı ile 2.500,00 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 112.057,53 TL’nin davalılar——- yönünden—– kaza tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı —– tarafından, davalılar ——– aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kabulüne, 25.000,00 TL manevi tazminatın 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı —– tarafından, davalılar —- aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kabulüne- manevi tazminatın 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı————— aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı—— tarafından, davalılar ——–aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı ——– tarafından, davalılar——— aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın 18/09/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı ———tarafından, davalılar ——– aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın ——- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
ESAS DAVA YARGILAMA GİDERLERİ:
1-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 14.485,65 TL harçtan peşin alınan 348,39 TL ile 1.252,00 TL tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 12.885,26 TL karar harcının (davalı sigorta şirketi 7.654,65 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı ——— maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——————– uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 14.595,47 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı——– manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan———uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılar — tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı —— davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ———- uyarınca davanın reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan —–maktu vekâlet ücretinin davacı —- verilmesine,
5-Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—uyarınca davanın reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.468,53 TL nisbi vekâlet ücretinin davacı ———— alınarak davalı —— verilmesine,
6-Davacı —— manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan———– vekâlet ücretinin davalılar ——- tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı —– manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılar— tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı —– manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —- tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı —- manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılar — tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davacı —– manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalılar —–tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 348,39 TL peşin harç ve 1.252,00 TL tamamlama harcı toplamı; 1.628,09 TL ile 2.823,45 TL yargılama giderinden davanın red 14,67 ve kabul 85,33 oranına göre hesaplanan 2.409,25 TL’sinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 2.130,30 TL’den sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
14-Davalılar ————– kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Birleşen İstanbul Anadolu —————- Esas sayılı dosya yönünden;
1-Davacı ———— tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 36.456,88 TL [destek ——————- vefatı nedeniyle] destekten yoksun kalma tazminatının davalılar —- yönünden — tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden ise 08/10/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.490,36 TL harçtan peşin alınan 889,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.600,39 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı ——-davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.468,53 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı ——- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ——– verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 889,97 TL peşin harç toplamı: 944,37 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davalılar ————- kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Dava şartı kapsamında ——————ücretinin ileride ——— ödenmesi halinde, — davalı sigorta şirketinden 396,53 TL’sini davacılardan 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri kapsamında tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.