Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1077 E. 2018/1051 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/529 Esas
KARAR NO : 2018/1057

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2018
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davada yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında —— tarihleri arasında davacının maliki olduğu ———isimli adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde birlikte çalıştırıldığını; adi ortaklığa katılım davalının restoran işletmeciliğini yaparak emeğini ortaya koyma, davacının ise sermayesini ortaya koyma şeklinde katılım sağlandığını; işletmenin kâr etmemesi üzerine giderler davacı tarafından karşılandığını; bu giderlerin ücretleri de işletmenin ve davalının hesabına gönderildiğini; gönderilen giderlerden işçilerin maaşlarının ve diğer gider kalemlerinin ödenmesinin davalının insiyatifinde olduğunu; davacı ile davalının ortak olduğu işletme kâr etmeyince ortak mutabakatle 2011 yılında işletmenin kapatılmasına karar verilerek işletmenin kapatıldığını; taraflar arasında yazılı bir ortaklık sözleşmesi bulumadığını; şifahi olarak ortaklık hususunda anlaşma sağlandığını; ancak, davalı işyerinde ve işin yönetiminde ön planda olduğunu; iş yerini dışarıya karşı temsil ettiğini; üçüncü kişilerle doğrudan doğruya hukuki ilişkiler kurduğunu; bu nedenlerle davacı ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisinin tespitine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davada yetkili mahkemenin Bodrum mahkemeleri olduğunu; taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi olduğunu kabul etmediklerini; ortaklık ilişkisi olsa dahi 5 yıllık zamanaşımı söz konusu olduğunu; esasa ilişkin olarak da davacı ile davalı arasında hizmet akdi söz konusu olduğunu; ortaklık ilişkisi olmadığını; yukarıda açıklanan nedenlerle, hukuki yarar yokluğu ile davanın reddine, yetki itirazının kabulüne, açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı ile davalının adi ortaklığı tespiti istemine; ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalının aralarında görülmekte olan hizmet tespiti davasının, Bodrum ———-. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/633 E. 2015/482 K. dosyasının Yargıtay ——-.Hukuk Dairesinin 2015/21717 E. 2016/13422 K. Sayılı ilamı ile 31/10/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, 2007-2011 yılları arasında davalının dava konusu iş yerinde ücretli olarak çalıştığının sabit olduğu, davacının dilekçesinde de belirttiği üzere davalının yaşının ilerlemiş olup işinin olmadığı, dosya kapsamında davalının TTK m.12 gereği tacir olduğuna dair bir hususun bulunmadığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2. maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmeler olup, (TBK. 620/1 md.) bu sözleşme türü Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine aittir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Somut olayda davacının talebi adi ortaklığın tespitine ilişkin olup dosyanın incelenmesi ile taraflar arasında TTK.’nın 4. Maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan biri olmadığı gibi davalının tacir olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir husus yer almadığı anlaşılmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olması, mahkemenin görevli olmasının HMK. M.114/1.c gereği dava şartlarından olup resen davanın her aşamasında aranması gerekmesi, görevsiz mahkemenin yargılamaya devam etmemesinin usul ekonomisi gereği olduğu değerlendirilmekle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
Davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE,
Hmk’nın 20. maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına,
Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) mad. uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı