Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1068 E. 2020/666 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1068 Esas
KARAR NO: 2020/666
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/11/2015
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesine göre özetle; taraflar arasında imzalanan —— tarihli araç tahsilatlı tedarikçi sözleşmesi gereğince davacı firmanın belirleyeceği depolardan veya tesislerden veya müşterilerin bildireceği adreslerden teslim alacağı ürünleri davacı firmanın belirleyeceği bölgeler içerisinde dağıtım ve teslimatının yapılması ile sözleşme konusu genel ve özel şartların yerine getirilmesi işinin davalının üstlenmiş olduğunu ve tarafların sözleşmede yer alan koşullar çerçevesinde yapılan nakliye bedellerinin ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davacı firmanın tedarikçisi olan davalı borçluya nakliye hizmetleri karşılığında gerekli ödemeleri ve taahhütlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen davalı borçlu firmanın sözleşmede yer alan borç ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini çeşitli tarihlerde müvekkilinin müşteri yüklerinin nakliyesi için gerekli araçları tedarik edemediğinden şirketin daha yüksek ücret ödeyerek piyasadan araç tedarik etmek zorunda kaldığını ve bu sebeple ceza faturaları ödemek zorunda kaldığını davalı borçlunun sözleşmede yazılı borcuna aykırı davranışı sebebe ile ortaya çıkan zarar masraf ve tazminatlardan sorumlu olduğunun açık olduğu, davacının sözleşme gereğince söz konusu zarar ceza vc tazminat bedellerini davalı borçluya fatura ettiğini ve cari hesabına borç olarak işlediğini davalının tedarikçi sözleşme yükümlülüklerine aykırı olarak fazla miktarda yakıt aldığını davalının fazla aldığı yakıt için davalı adına fatura düzenlendiği cari hesaba işlendiğini ve alacağın tahsili amacı ile —————– sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını takibe yapılan itirazın haksız olduğu beyan edilerek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalının cevap dilekçesinde; davacı ile arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı gibi, herhangi bir hukuki ilişkinin olmadığını belirterek borca ve tüm fer’ilerine itiraz etmiş olup, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
——–sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise anlaşmaya davalının aykırı davranıp davranmadığı, davalının davacıya bu ticari ilişkiden kaynaklı hizmet ifasında bulunup bulunmadığı, bulunmadıysa davacının edimin ifa edilmemesinden kaynaklı zararının bulunup bulunmadığı, bu itibarla —– takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
—– sayılı dosyası içeriğine göre; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu; takibin toplam — adet fatura ile cari hesap bakiye alacağına dayanan alacak olduğu; —- asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından — tarihinde borca itiraz edildiği; —— tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeririğine göre; “Davacı ve davalının tacir oldukları, dosya kapsamında dava konusu ticari ilişkiye ait yazılı sözleşme bulunmadığı, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre — icra takip tarihi itibariyle davalıdan — alacağı bulunduğu, ancak daha sonra — adet fatura iptali sonucunda —- tarihi itibariyle —alacağı bulunduğu, ancak davacının icra takibinde — alacak talebinde bulunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda dosyaya mübrez—— tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davalı tarafından düzenlenen faturaların genellikle kapalı fatura olarak düzenlendiği veya açık — düzenlemiş birkaç faturaların dahi kapalı fatura —defterlerine kayıt edildiği,—- ve —–kira geliri olduğu, bu gelirlerin defter kayıtlarına peşin alınmış şekilde kayıt edildiği, davalının davacıdan alacağının bulunmadığı, davacının —- alacağı bulunduğu rapor edildiği, rapor içeriği ve ekindeki muavin kayıtlarına göre davacının nezdindeki davalıya ait yukarıdaki ticari defter kayıtlarında görünen sözleşme kapsamındaki yansıtma faturalarının ve ödemelerinin davalının ticari defterlerinde hiç birinin kayıt edilmediği, davalı vekilinin — tarihli dilekçesinde beyan ettiği davacıdan — aşan alacağı bulunduğunu, ekteki yazışmalara göre ise —- alacağının bulunduğu ve buna ilişkin sunmuş olduğu —- davacı tarafından sunulan ——- karşılaştırıldığında davalının aylık bazda yapmış olduğu hakkediş formatının yukarıdaki örnekteki gibi olduğu, davacı ve davalının dosyalarının aynı olduğu, ayrıca davalının sunmuş olduğu dilekçe ekindeki dökümler incelendiğinde davalının alacağı değil, borcu olduğunun açıkça görüldüğü, hesap incelendiğinde; davalıya yapılan ödemelerde borcunun arttığı, davalının davacıya fatura düzenlediğinde ise hesabın bakiyesinin azaldığının görüldüğü, zira hesabın ——bakiye vermesi davalının alacağı değil borcu olduğu, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalı ile aralarındaki hukuki ve sözleşmesel ilişkiyi, akabinde davalının anlaşmaya aykırı davranması nedeniyle zarara uğradığını belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya ve cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, takip konusu —- faturanın yemek bedeli, fazla alınan yakıt bedeli yansıtma, temin edilemeyen araç bedeli, cezai işlem bedeli açıklamalı faturalar olduğu, davacı tarafından — tarihli araç tahsisatlı tedarikçi sözleşmesinin sunulduğu, davalının aradaki ilişkiyi kabul etmediği, bunun üzerine davalının bizzat isticvabı için ——- talimat yazıldığı, talimat mahkemesince belirlenen duruşma gününde davalı kendisine gösterilen sözleşmeler altındaki imzaların kendisine ait olmadığını, hiçbir zaman — araç çalıştırmadığını, en fazla —- araç çalıştırdığını, bunun da günlük sefer hesabı ücretinin ödendiğini beyan etmiş olup her ne kadar davalı aradaki ticari ilişkiyi kabul etmemiş ise de kendi ticari defterlerine göre de davacı ile aralarında ticari ilişkinin bulunduğu, taraflarca imza incelemesi talep edilmediğinden bu yönde işlem yapılmadığı, davalının kendi defterlerine göre —–davacıya borcunun bulunduğu, davacının ise bu miktar üzerinde kalan takibe konu alacağını ispatlayamadığı,( kısa kararda her ne kadar davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının —- takip sayılı dosyasından yaptığı itirazın —-yönünden iptaline, takibin—- yönünden devamına yazılmış ise de davada kabul edilen miktarın ——– olduğu anlaşılmakla gerekçede belirtilmiş ve yargılama giderleri hesabı bu kabule göre yapılmıştır), 6098 sayılı TBK 89. Maddesine göre ise —–mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalının ——- sayılı dosyasından yaptığı itirazın —- yönünden İPTALİNE, takibin ——- yönünden DEVAMINA,
2-İcra inkar tazminatı ve davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 728,82 TL’nin peşin olarak yatırılan 4.474,26 TL’den mahsubu ile 3.745,44 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 32,55 TL ilk dava masrafı, 449,85 TL tebligat, müzekkere gideri, 2.350,00 TL bilirkişi ücreti 4.474,26 TL peşin harç olmak üzere toplam 7.306,66 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%3 kabul) 219,19 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 33.635,51 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8——– takip sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020