Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/985 E. 2018/93 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/985 Esas
KARAR NO : 2018/93

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin 17/09/2014 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirket aleyhinde 15.06.2011 tarihinde Ümraniye —- İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borçlu şirketin kısmi itirazı neticesinde 28.06.2011 tarihinde takibin durduğunu, borcun dayanağının davalı ve davacı şirket arasındaki ticari İlişkiden kaynaklı fatura alacağı olduğunu, aradaki ticarete karşılık davacı şirketin davalı şirket adına keserek tebliğ ettiği, 736373, 736140, 735813, 735678, 735435, 735434, 734967, 734995, 734838 numaralı faturalar olduğunu, davacının davalı şirket adına kesilen ve davalıya tebliğ edilen bu faturalara davalı yanın bir itirazda bulunmadığını bu nedenle icra dosyasına sunduğu itirazının dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, davanın kabulü ile borçlunun itirazının kaldırılarak takibin devamını, davalının % 40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, y,argılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin 28.11.2011 teslim tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı şirketin uzun yıllar ticari ilişki içersinde bulunduklarını, davalının uzun süre davacının Azerbaycan distribütörü olduğunu, davalının haklı olarak yapılan takibe kısmi itiraz ettiğini, buna rağmen davacı şirketin huzurdaki davayı açtığını, tarafların aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davacının müvekkiline bildirimde bulunmadan icra takibi başlattığını, Davacının bahsettiği faturalara davalının bir İtirazı olmadığını, borcun bir kısmının davalı şirketin kur farkı alacağına mahsup edildiğini, bir kısmına muaccel olmadığından bahisle itiraz edildiğini, kalan kısmın ödendiğini, Takas Mahsup Taleplerinin Tarafların arasında 28.08.2008 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden davalının çeşitli tarihlerde ödenmek üzere TL ve EURO çekler keşide ettiğini, Euro olarak verilen çeklere için, sözleşmenin 5. maddesine göre döviz kurunun 1,75 TL olarak sabitlendiğini, aynı maddedeki tahsil günündeki TCMB döviz kuruna göre ortaya çıkacak kur farkının talep edileceğinin belirtildiğini, verilen çeklerden 15.12.2008 vade tarihli 36.785,00 Euro çekin 18.12.2008 tarihinde 2,2109 TL’lik satış kurundan 81.328,00 TL olarak tahsil edildiğini, bu çekteki kur farkının 1,75 TL kura göre 16.954,00 TL olduğunu, 15.01.2009 vade tarihli 36.785,00 Euro çekin 22.01.2009 tarihinde 2,1455 TL’lik satış kurundan 78.908,00 TL olarak tahsil edildiğini, bu çekteki kur farkının 1,75 TI. kura göre 14.534,00 TL olduğunu, 15.02.2009 vade tarihli 36.785 Euro çekin 24.02.2009 tarihinde 2,1656 TL’lik satış kurundan 79.662,00 TL olarak tahsil edildiğini, bu çekteki kur farkının 1,75 TL kura göre 15,228,00 TL olduğunu toplamda bu kur farkının KDV’si İle birlikte 55.196,00 TL olduğunu, Kur farkının konusunun davacı şirket yetkilileri ile defalarca görüştüğünü, fakat davacının müvekkilini devamlı oyaladığını anlaşmaya yanaşmadığı, onları ikna etmeye çalıştıklarının belirttiğini, bu oyalamanın 2011 Haziran ayına kadar devam ettiğini, sonrasında davacının davalı şirket hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin kur farkı faturasını arada ticari ilişki devam ettiğinden kesip bedelini talep edemediğini, davacı şirketle olan ticari İlişkisinin bitmemesi için kur farkı alacağı kadar meblağı cari hesapta borç olarak tuttuğunu, davacının 28.08.2008 tarihli sözleşmeden doğan kur farkını müvekkiline ödemediğini ve borçtan mahsup edilmeden, davacının icra takibi yaptığını, müvekkilinin zorunlu olarak kur farkı ve KDV’si ile, işlemiş faiz ile birlikte 75.634,91 TL’yi BK’nun 118. maddesi ve TTK’na göre takas ve mahsup ettiğini, Yargıtay Kararlarına göre davalı şirketin alacağı takas ve mahsup etme hakkı olduğunu, Yargıtay 9. HD. 2009/1229 E. 2010/41807 Karara 29.12.2010, Yargıtay 11. HD. 2000/3273 Esas 2000/4217 Karar, 15.05.2000, Yargıtay 3. HD. 2004/3989 Esas, 2004/4219 Karar, 26.04.2004 Muaccel olmayan borç; Müvekkilinin itiraz dilekçesinde borcun 32.600 TL’lik kısmının muaccel olmadığından bahsettiğini, buna ilişkin olarak davacı şirket ile davalı şirketin yaptığı 29.12.2010 tarihli sözleşmedeki vade tarihlerinin dayanak gösterildiğini, davacının dava dilekçesinde bu sözleşmenin varlığını inkar ettiğini, sözleşmenin aslının ekte sunulduğunu, 29.12.2010 tarihli sözleşmede Ödeme tarihleri ve miktarlarının listelendiğini, sözleşmedeki son vade tarihlerinin15.08.2011 (16.100,00 TL) ve 15.09.2011 (16.500,00 TL) olarak belirtildiğini, buna istinaden davalı şirketin önceki ödemeleri kur farkına mahsup ettiğini ve kalan kısmı da vade tarihlerinde ödeyeceğini belirttiğini, davalı şirketin bu hesaplama dışında takip tarihinde muaccel olan 2.585,81 TL’yi masraflarıyla birlikte 28.06.2011 tarihinde 2.930,00 TL olarak ödediğini, davalı şirketin 15/08/2011 tarihinde 16.100,00 TL ve 15.09.2011 tarihinde 16.500,00 TL olarak itiraz dilekçesinde belirttiği gibi muaccel olduğu tarihte borçlarını ödediğini, alacaklı firmanın itiraz dilekçesinde davalının belirttiği tarihleri beklemeden 10.08.2011 tarihinde Mahkemede görülen davayı açtığını, davanın açtığı gün davalının icra dosyasına ödediği 16,100,00 TL’yi dava değerinden düşmediğini, davalı şirketin davanın açıldığından haberi olmaksızın itiraz dilekçesinde belirttiği taahhüdünü yerine getirdiğini, davacının kur farkından doğan borcunun bir kısmını ödediği ve 17.250,00 TL borçlarının kaldığı iddiasının doğru olmadığını, davacı şirketin davalıya kur farkından doğan borcu olduğunu kabul ettiğini, bu borcunun bir kısmının komisyon faturası adı altında ödediğini, 17.250,00 TL borcu kaldığını belirttiğini, davacı şirketin yabancı ortaklı olduğunu, davalı şirket gibi sektörün önde gelen ve saygın firmalarından olduğunu, komisyon faturası ile kur farkı faturasını ayırt edebilecek bilgi ve birikime sahip olduğunu, kesilen faturanın açıkça komisyon faturası olduğunun belirtildiğini, davacı şirketin bu faturaların kur farkı faturası olduğunu iddia etmesinin anlaşılamaz olduğunu, davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin bir kısmının komisyon ilişkisi içerdiğini, davalının davacı şirketin ürünlerini yurt içi ve yurt dışında alıcı firmalara pazarladığım, buna karşılık da üretici firma olan —- A.Ş.’den komisyon bedeli aldığını ve davacı şirkete komisyon faturası kestiğini, davalının alıcı firma ile belirlediği fiyat üzerinden anlaştığım, üretici firma olan davacının davalının belirlediği fiyattan alıcıya fatura kestiğini, üreticinin fiyatı ile davalı şirketin belirlediği fiyat arasındaki farkı davalının komisyon faturası olarak kestiğini, bu işlemlerin tarafların ticari defterlerinde mevcut olduğunu, davalıca sunulan faturaların davacı ile arasındaki komisyon ilişkisinin varlığını destekler mahiyette olduğunu, yine davalı şirketin yurtdışındaki firmalara satışlarında, komisyonuna karşılık davacı firmaya komisyon faturası kestiği, izah edildiği gibi aradaki farkın da komisyon ücreti olarak davalı şirkete ödendiğini, davacı şirketin bu faturaların kur farkına İstinaden kesildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, davacının en kötü ihtimalle kur farkından dolayı kabul ettiği 17.250,00 TL borcu dahi alacağından düşmeden tahsil etme yoluna gittiğini beyanla Davanın reddini, Davacının % 40’tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı ile aralarındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan 110.819,72 TL alacağın tahsili amacıyla Ümraniye —- İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile takip başlatmış olup, davalı borcun 35.184,81 TL.sinin dışındaki kısmına itiraz etmiştir.
Davalı, davacıdan kur farkından kaynaklanan 75.634,91 alacaklarının bulunduğunu, bu miktarın alacaktan mahsup edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Taraflar arasında geçerli olan 28/08/2008 tarihli sözleşmede Euro kuru 1,75 TL olarak kararlaştırılmış olup, sözleşme kuru ile tahsilat tarihindeki kur arasında oluşabilecek farkların karşılıklı olarak fatura edileceği düzenlenmiştir. Bu durumda davacının kur farkından kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, bulunması halinde miktarının ne kadar olduğunun açıklığa kavuşturulması gerekmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi neticesinde davacının defterlerine göre davacının davalıdan 110.819,72 TL, davalının defterlerine göre ise 75.288,31 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 04/11/2014 tarihli 2. ek rapor ile bilirkişi —– tarafından tanzim edilen rapora göre davalının davacıdan 46.776,00 TL kur farkından kaynaklanan alacağının bulunduğu, davalının kabulünde bulunan 75.634,91 TL borcundan, kur farkından kaynaklanan bu alacağın, her iki tarafın tacir olduğu da dikkate alınarak bağlantılı olan bu alacakların takas edilebilir olduğu, bu durumda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 28.858,91 TL alacağının bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; kapatılan Ümraniye —- İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 28.851,91 TL asıl alacak bakımından devamına, asıl alacak olan 28.851,91 TL’ye takip tarihinden itibaren %15 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacak miktarının %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.970,87 TL harçtan peşin alınan 1.050,00 harcın mahsubu ile bakiye 920,07 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvurma harcı ve 1.050,80 TL peşin harç olmak üzere toplamda 1.069,20 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 1.800,90 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,27 ve red 0,73 oranına göre hesaplanan 486,25 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 600,00 TL yargılama giderinden davanın red 0,73 ve kabul 0,27 oranına göre hesaplanan 438,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.462,23 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 9.063,37 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2018