Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/960 E. 2021/281 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/960 Esas
KARAR NO : 2021/281

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/05/2010
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizce işbu davanın yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas davada davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketleri ile davalı şirket ——– ——sözleşmesi — müvekkil şirketin gerçekleştirdiği”——davalı şirket tarafından üstlenildiğini, davalı şirketin yer tesliminden itibaren — tamamlanması gereken işleri süresinde tamamlamadığını, yaptığı işleri sözleşme ve eklerine uygun olarak da imal edip eksiksiz ve ayıptan art teslim edemediğini, müvekkil şirketin davalının üstlendiği işler için öngörülen zamanı nazara alarak davalıya sözleşmenin 25. maddesi gereği gecikme cezası kestiğini ve bunun için—- tutarlı fatura ile davalı şirketin işlerini yaparken şirkete verdiği —- meydana gelen zararlar içinde—-sayılı faturayı keserek Kadıköy —- Noterliğinin —-tarih ve — — numaralı ihtarnamesi ile gönderdiğini, davalı şirketin Beyoğlu ——Noterliğinin —–. numaralı cevap ile bu faturaları iade ettiğini, işteki bu eksiklikler ve ayıplar ile gecikmelerin tespiti amacı ile Kadıköy —–. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğunu, Kadıköy——Sulh Mahkemesinin —–.İş dosyasına alınan ——tarihli raporda; davalı taşaronun üstlendiği işin halen 2-3 kişi ile yapılmaya çalışıldığını, keşif tarihi itibariyle işlerin tamamlanmadığım, yapılan işlerde eksikliklerin saptandığını, norm ve standartlara uygun malzeme kullanılmasına rağmen özensiz işçilik ile ayıplı imalat yapıldığının tespit edildiği, eksik ve kusurlu işlerin tamamlanmasının davalı şirketten istenmesine karşın karşı tarafın eksik ve kusurlu işleri tamamlamadığını bunun üzerine başka firmalardan teklif alınmak suretiyle işin 3.kişilere yaptırıldığından bahisle; davalının akdi gecikme tazminatından 1.555.240,00 TLt eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması için 3.kişilere yaptırılan— bedelleri toplamı olarak —borcunun mevcut olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin her tür hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalıdan 100.000,00 TL’nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.——
Esas davada davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının mevcut olmadığım, taraflar arasında akdedilen ——– müvekkili şirketin üstlendiği tüm işleri eksiksiz ve süresinde davacı şirkete teslim edildiği gibi davacıyla birlikte ——-edildiğini, işi tam ve eksiksiz olarak yaptığmı gördükten sonra daha önce sözleşmeye dahil etmedikleri işleri de ek iş olarak müvekkil şirkete 14.04.2008 tarihinde——–dahil ettiklerini, davalı şirketlerce yer tesliminin yapılmadığını, yer tesliminin geç yapıldığını, müvekkili şirketin yer tesliminden sonra yükümlülüklerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğini, ödemelerini zamanında alamadığından zora düştüğünü, davacı şirkete Beyoğlu ——- ihtarnamesiyle cevap yazıldığını ve işlerin %98’nin tamamlandığını ve kabullerine sunulmuş olduğunu, kalan %2’lik kısmının da davacı şirketlerce işin yapılmasının engellenmemesi, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesi ve iş yerinin teslim edilmesi halinde 15 gün içerisinde teslim edileceğinin bildirildiği, davacı şirketlerce ——–yazı yazılarak 09.03.2009 tarihinde şirketin işini tamamladığını, davalı şirketin alacaklarını tahsil edemediği için zor duruma düşerek —— sürecine girdiğini, davacı şirketin borçlarını ödememek için kötü niyetli olarak cezai şart ve zarar faturası keşide ettikleri bu faturaların ———.—–aykırı olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin oluşturduğu ——–ile davalı şirket arasında imzalanan ——-ekler ve yine aynı ——-, davacıların———– verdiklerini, davalı şirketin yer tesliminden itibaren —— günde tamamlanması gereken işleri süresinde tamamlayamadığı gibi yaptığı işleri sözleşme ve eklerine uygun olarak imal etmediğini, eksik bıraktığını, işe zarar verdiğini, —- işi istenilen şekilde———— edemediğini, davalının çeşitli şekillerde uyarılmasına rağmen sonuç alınmadığını, müvekkilinin delil tespitleri yaptırmak suretiyle—–şirketlere yaptırarak ayıpları giderme yolunu seçtiğini, bu kapsamda Kadıköy—-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– esas sayılı dosyasıyla fazla ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000 TL tazminat talebinde bulunduklarını, davanın derdest olduğunu, ancak anılan dava açıldıktan sonra—- eksikliklerin tamamlanması ve ayıpların giderilmesi için müvekkili şirketler tarafından yeni harcamalar yapıldığını,——– şikayetler olduğunu, ve ———gerektiğini, yapılan harcamalara ilişkin bir kısım faturaların daha önce açılmış olan ——- esas sayılı dosyaya sunulduğunu, anılan davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu, anılan dava açıldıktan sonra yapılan bu harcamalar için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, bundan sonrada başka harcamaların yapılmasını muhtemel olduğundan HMK.107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmak durumda kaldıklarını belirterek sonuçta, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, eksik ve ayıplı işlerin ve bunlar sebebiyle yapılan ve yapılacak harcamaların tespitine, dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
——— davada davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı şirketlerin müvekkili şirkete iş bedeli borcu bulunduğunu, bu borcu ödememek için haksız ve mesnetsiz olarak bu davaları açtığını, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamında edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, sözleşmenin 14.maddesi uyarınca hak edişleri düzenlendiğini, davacıların yapması gereken ödemeleri yapmadıklarını, alacağın tahsili için —–açtıklarını, halen İstanbul Anadolu —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– esas sayılı dosyasıyla iflas davasının devam ettiğini, davacı şirketlerin yine haksız olarak cezai şart alacağı ve ayıplı ifa iddiasına dayalı olarak Kadıköy ——.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– esas sayılı davasını açtıklarını, bu mahkemenin kapanması sonucu İstanbul Anadolu —-.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——-esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığını, davacının kendi adına ifaya girişmesinin 818 sayılı BK.97.maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekilince verilen cevaba cevap dilekçesinde; davalının şirket alacaklarının ödenmemesi için kötüniyetli olarak işbu davanın açıldığı iddiasının reddedildiğini, yer tesliminden itibaren —– tamamlanması hususunda anlaşmaya varılan iş, zamanında bitirilerek teslim edilmediği gibi, —-işlerde eksik ve ayıplı olarak yapıldığını, aynı işin devamı mahiyetindeki —–dahi zamanında teslim edilmemiş olup, eksik ve ayıplı imal edildiğini, davalı tarafa gönderilen ihtarnamelere cevaben ————-geç tesliminden ve ne parasını alamadığından ——— etmediğini, sadece ne olduğu anlaşılmayan fiili imkansızlıktan söz etmekte olduğunu, davalı — zamanında teslim etmediği eksik ve ayıplı yaptığı bir tarafa, ayrıca yaptığı ——sırasında binanın çeşitli bölümlerine de bir takım zararlar verdiğini, davalı şirketin sunduğu —— başkanlığına hitaben yazılan işyeri kapanışı dilekçesinin delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, alınan tespit raporu ile de işin bittiği ifadesinin çelişkili olduğunu, bu nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava önce Kadıköy —. Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyasında görülmeye başlanmış, adliyelerin birleşmesi üzerine İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —- sayılı esasında devam olunmuş, sonrasında ticaret mahkemelerinin teşkilat yapısının değişmesi ile İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin——- sayılı işbu esasını almıştır.
İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–esas sayılı dosyasının Mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmesine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, sunulan sözleşme ve protokoller, karşılıklı ihtar ve yazışmalar tetkik edilmiş, mahallinde keşif icra edilmiş, farklı bilirkişi heyetlerinden bilirkişi raporları alınmıştır.
Bu kapsamda;
Dava öncesinde, davacılardan ——— mahallinde yapılan tespit üzerine Kadıköy— Sulh Hukuk Mahkemesinin ——– değişik iş sayılı dosyası kapsamında bilirkişi raporu alınmış, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Yine, birleşen dava öncesinde davacıların istemi üzerine mahallinde yapılan tespit üzerine Kadıköy—–Sulh Hukuk Mahkemesinin ——-değişik iş sayılı dosyası kapsamında bilirkişi raporu alınmış, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce —- tarihli bilirkişi raporu alınmış, özetle; — borcunun mevcut olduğu, bu tutara daha sonra yapılan ve/veya yaptırılan işler için yapılmış ödemeler ile daha sonraki gecikme tazminatları ve sair giderler de dahil olmak üzere tüm meblağın, bu işleri yapmakla ve eksiksiz teslim etmekle yükümlü ——- tarafından ödenmesi gerektiği, kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce 07/02/2013 tarihli bilirkişi raporu alınmış, özetle; —- cephelerinde —- kısımlarının sağ ve sol yanlarında bulunan yan kapatma —bir şekilde yapılmadığı, —- mevcut olduğu, — — geçmeli ya da içerinden —– edilecek şekilde olması gerekmesine rağmen dışarından — desteklenerek monte edildiği ve çoğu kısımda bu şekilde————– eğriliklerin olduğu, — aralarına çekilen ——– kalitesinin düşük olduğu, ——-düzgün bir şekilde çekilmediği, çekilen —-bazı kısımlarda kesikli ve düzgün olmadığı gözlemlenmiş olduğu, dış cephenin — baskı çıtalarının dışında yan kısımlarda bulunan giydirme cephe elemanlarının birleşim yerlerine çekilen —- bölge bölge düzensizlikler, uygunsuzluklar ve işçilik kalitesinde düşüklükler görüldüğünü, ayrıca bazı giydirme cephe elemanlarının yerine oturmayarak çıkıntılar yaptığının gözlemlendiği, ——- sızmanını söz konusu olduğu söylenmesine rağmen içeriden ve dışarından girdirme cephe malzemelerini sökerek inceleme imkanı mevcut olmadığından, kör kasadan sonra —- konulması gereken —— yerleştirilmiş olduğu (mevcut olduğu) görülemediğini, ayrıca bu detayın — kısmında da ——- olduğundan dışı cepheden de bu detayın görülemediğini, ancak su sızıntılarının ya ——- yerine konmamasından (mevcut olmamasından) ya ——- işçiliğinin ve montajının uygun olmamasından kaynaklanan olaylardan dolayı su sızıntılarının meydana geldiği, kanaati bildirilmiştir. ———
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce ——– tarihli bilirkişi raporu alınmış, özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesinde, sözleşme konusu işin —– öngörüldüğünü, sözleşmenin 25.maddesinde, işverence kabul edilen, kanunen belirlenmiş mücbir sebepler veya olağanüstü haller dışında, sözleşme konusu işlerin bu sözleşme ile tespit olunan tarihte bitirilmemesi halinde, her gecikme günü için———-gecikme cezası ödeneceği düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler kapsamında, davalı şirketin sözleşmede öngörülen —– işleri tamamlamamış olması, sözleşme konusu işi geçici kabule hazır hale getirmemiş olması halinde, kendi kusuru ile inşaatı tamamlamayarak, geciktiği günler için cezai şart ödemekle yükümlü olduğu, davalının sözleşme konusu işleri yaparken özen yükümlülüğüne aykırı davranarak — getirdiği zararlar nedeniyle davacı şirkete sorumlu olduğu, —– tarihli bilirkişi ek raporundan ayrılmayı gerektirir bir hususu olmadığı, davacının davalıdan —- tazminat talebinde bulunabileceği, —- sunulan belgede işin tamamlandığı ——– işin tamamlandığı tarih olarak kabul edilmesi halinde cezai şart alacağının —–olarak hesaplandığı, davacının hesap ve kayıtlarından davacının davalıdan —-alacaklı göründüğü, davalının hesap ve kayıtlarından davalının —–göründüğü, kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce——- tarihli bilirkişi raporu alınmış özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesinde sözleşme konusu —- öngörülmüştür. Sözleşmenin 25.maddesinde işverence kabul edilen, kanunen belirlenmiş mücbir sebeple veya olağanüstü haller dışında, sözleşme konusu işlerin bu sözleşme ile tespit olunan tarihte bitirilememesi halinde her gecikme günü için 2.000 YTL gecikme cezası ödeyeceği düzenlendiğini, bu düzenlemeler kapsamında davalı şirketin sözleşmede öngörülen –sözleşme konusu işleri tamamlamamış olması- sözleşme konusu işi geçici kabule hazır hale getirmemiş olması halinde kendi kusuru ile inşaatı tamamlayarak, geciktiği süreler için cezai şart ödemekle yükümlü olduğu, dış cephenin her elemanı için —-bundan dolayı da tüm izolasyonlardan ——— tarihli bilirkişi ek raporundan ayrılması gerektiren bir husus olmadığı, davacının davalıdan —- tazminat talebinde bulunabileceği, ———— tarihinin işi tamamlandığı tarih olarak kabul edilmesi halinde cezai şart alacağının —– hesaplandığı, davacının hesap ve kayıtlarından davacının davalıdan ————– alacaklı göründüğü, davalının hesap ve kayıtlarından davalının davacıdan —— alacaklı olduğu, kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce —-tarihli bilirkişi raporu alınmış özetle; davacılar tarafından davalı yana —-sözleşmesinin ifasına uygun şekilde hangi tarihte teslim edilmiş olduğu hususunun kesin delille ispat edilemediği, bu yönüyle bu hususun ——-kaldığı, davalı —- taleplerinden bir tanesinin cezai şart istemine ilişkin olduğu dikkate alındığında, davalının işi bitirme süresi olan —- — başlayacağı hususunun somut olay yönünden net olmadığı, oysa bu noktanın cezai şart isteminin mesnedini doğrudan etkilediği, ——– sözleşmede 6.maddede yer alan —–” ifadesinden hareketle bir davada ispat yükünün tayininin mümkün olamayacağı, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede bir taraf kendi edimini ifa etmedikçe ya da ifa etmeyi teklif etmedikçe diğer taraftan edimini ifa etmesinin istemesinin hukuken mümkün olmayacağı, somut olayda olduğu gibi bu tür ilişkilerde davalı yanın eser sözleşmesini ifa edebilmesi için öncelikle —– getireceği ——–oluşturmaya imkan verecek durum ve şartlarda kendisine teslim edilmesinin gerekeceği, sahanın teslimi hususunun sözleşmenin 6.maddesindeki münhasır delil sözleşmesi gereğince ancak yazılı olarak ve davacı tarafından (HMK.m.190, m.193, m.200) ispat edilmesi gerektiği, somut olayda ise böylesi bir ispat faaliyetinden söz edilemeyeceği, ispata muhtaç bir vakıanın ispat yükü altında olan kimse tarafından ispat edilemediği hallerde taleple ilgili olarak ispat yükü kurallarına göre karar verilmesinin ve bu bağlamda reddedilmesinin bir usul hukuk prensibi olduğu, dolayısıyla cezai şart talebi bakımından hayati önem taşıyan sahanın teslimi anının — kaldığı, 24/06/2014 tarihli ek raporda sözleşmede yer alan “teslim alınacak” ifadesinden hareket sahayı sözleşmeye uygun olarak teslim yükü altında olan davacının değil de davalı yanın sahayı teslim aldığını ispat yükü altında olduğu şeklindeki yaklaşımın ispat hukuk prensipleri ile uyumlu olmadığı,——- edildiği gibi işin bitim tarihi olarak——– tarihinde davalıdan cezai şart talep edilmiş olması halinde olaya uygulanması gereken eski BK.158/2 gereğince davacının cezai şart isteminin reddi gerektiği, aksi halin iddiası durumunda ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu, bu yönde bir ispat vasıtasına somut olay yönünden ulaşılamadığı, somut olayın incelenmesinden dairelerin 3.kişilere teslim edilmiş olduğu görülmekle, dairelerin 3.kişilere teslim edildiği bir ortamda davalının işi teslim etmediğini ileri sürmenin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, davalı tarafından ayıplı olarak yapıldığı iddia edilen işlerdeki hukuki ayıbın bertarafının üçüncü kişilerce sağlanmasının davalının işi teslim etmediği anlamında değerlendirilemeyeceği, işin teslim edilmemesi hali ile ayıplı tesliminin hukuki farklarının bulunduğu, ayrıca davacı tarafından —— bitirmiş olduğunun bildirildiği, nitekim bu bildirimin —– alınabileceğine vurgu yapıldığı, bu bildirimin işin teslim edilmiş olduğu hususunun davacı tarafından da ikrarı anlamında değerlendirilebileceği, bu halde işin teslim edilmediğinden değil, ayıplı teslim edilmesinden söz edilebileceği, bu durumda da davacı yanın ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde davalıdan talep hakkının söz konusu olabileceği, ancak yukarıda ifade edilen eski BK.158 gereğince en geç teslim esnasında davacı yan cezai şart istemine ilişkin bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğinden ve bu hususu kesin delille ispat edemediğinden cezai şart isteminin söz konusu olamayacağı, ancak davalı yanın ayıp hükümleri dairesinde sorumluluğunun ayrıca değerlendirilmesinin lazım geldiği, kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce 13/11/2015 tarihli bilirkişi raporu alınmış özetle; asıl davada; davacının davalıdan—– tutarında gecikme cezası alacağının olduğu, bu alacağın davacının talebi gibi dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, birleşen davada; davacının, davalıdan eksik ve ayıplı işlerin tamamlattırılması ve düzelttirilmesi masraflarından dolayı — alacağının olduğu, önceki gecikme cezası faturasının kesilmesinden sonra, eksiklik ve ayıpların tamamlattırılması ve düzelttirilmesi sırasında işlemiş, —– —– gecikme cezası alacağının olduğu, kendisine asıl işveren tarafından kesilmiş olan gecikme cezası faturalarından dolayı —— alacağının olduğu, bu alacakların, davacının talebi gibi, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce —– tarihli bilirkişi raporu alınmış özetle; asıl davada; davacının ————– alacağının olduğu, bu alacağın davacının talebi gibi dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, davacının, ————– oluşan kusurların düzeltilmesi masraflarından dolayı 35.000,00 TL alacağının olduğu, —- davada; davacının davalıdan eksik ve ayıplı işlerin tamamlattırılması ve düzelttirilmesi masraflarından dolayı —— alacağının olduğu, önceki gecikme cezası faturasının kesilmesinden sonra, eksiklik ve ayıpların tamamlattırılması ve düzelttirilmesi sırasında işlemiş, —— tutarında gecikme cezası alacağının olduğu, kendisine asıl işveren tarafından kesilmiş olan gecikme cezası faturalarından —-alacağının olduğu, bu alacakların, davacının talebi gibi, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce 28/02/2018 tarihli bilirkişi raporu alınmış, özetle; işe başlama tarihinin —– gecikme cezasının —– cezasının —– — olması gerektiği, TBK.m.112 hükmü çerçevesinde davacı yanın —bakımından da 35.000 TL tazminat talep edebileceği, —–alacak talebinde bulunabileceği; kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce 14/11/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmış, özetle; heyet tarafından mahallinde yapılan incelemeler ile dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenerek değerlendirildiğinde; 3.kişiler tarafından davacı firmaya kesilen ——, davalının da iddia ettiği üzere — karşılığı olup olmadığı konusunda bugün itibariyle tarafımızca teknik olarak kesin bir hesaplama yapılması mümkün olmamakla birlikte, şayet mali ve hukuki yönden sunulan faturalar Sayın Mahkemece kabul edilecekse bilirkişi raporunda açıklanan sebeplerden ötürü toplam : —-davacı tarafı kusuru ve sorumluğundan kaynaklı olduğu ve %75’inin (823.617,23 TL) davalı—— sorumluluğundan kaynaklı olduğu; kanaati bildirilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Mahkememizce —- tarihli bilirkişi raporu alınmış, özetle; tarafların beyan ve itirazları değerlendirilmek suretiyle dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerin yeniden incelenmesi ——- rapordaki görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik bulunmamakta olup, hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu yönünde kanaati bildirilmiştir.
Davalı ——tarihli dilekçesi ekinde aynı tarihli hukuki mütalaa sunulmuş, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Davacılar —– tarihinde ıslah dilekeçsi sunulmuş, esas ve birleşen dava yönünden neticei talepleri;
“a)ayıplı ve eksik işlerin giderimi ile ilgili olarak davalıdan: ——
b)gecikme cezası olarak davalıdan —
c)asıl işverene yapılan ceza ödemesi için davalıdan—-
d)—- olan ——– için davalıdan 35.000-TL olmak üzere toplam: —– artırıyor, iş bu alacağımızı fazlaya ait her tür talep ve dava haklarımız mahfuz tutarak, şimdilik dava tarihinden itibaren işleyecek ticari nitelikteki avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmilini” şeklinde açıklanmış, aynı gün ıslah harcı yatırılmıştır.
Davalı vekilince süresi içinde ıslah beyanına karşı zaman aşımı defi ileri sürülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Esas dava; ——tarihli ——– davalı tarafça üstlenilen—-,—– sözleşmede kararlaştırılan sürede yapılmadığından bahisle ve sözleşmenin 25. maddesi gereğince gecikme cezası hükmedilmesi ve davalının işin yapımı sırasında ————- zarar verdiğinden bahisle, bu zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı vekilince esas dava dilekçesinde gecikme nedeniyle cezai şart alacağının ———–zarar nedeniyle tazmin alacağının—olduğu açıklanmış,— dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili talep edilmiş, ıslah dilekçesinde ise gecikme cezası —– taleplerinin bulunduğu belirtilmiştir.
Birleşen davada ise, yine esas davaya konu sözleşme ilişkisi çerçevesinde davalı tarafça üstlenilen işin eksik ve ayıplı yapıldığından bahisle, bu ayıp ve eksiklerin bir kısmının dava dışı şirketlere gidertildiği, karşılığı fatura kesildiğinden bahisle bunların tazmini, ayrıca ileride yapılacak harcamaların da tespit edilerek tazmini talep edilmiş, birleşen davada talep sonucunda doğmuş alcakların 10.000TL’lik kısmının harcama tarihinden, ileride yapılması zorunlu harcamaların ise dava tarihinden faizle tahsilinin talep edildiği belirlenmiş, birleşen davaya sunulan cevaba cevap dilekçesi ile ise davacılar vekilince diğer taleplerine ilaveten eksik ve ayıpların giderilmesi için saptanacak sürenin de esas alınarak bu günler için de ayrıca gecikme cezasına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Esas dava —– tarihinde HUMK yürürlükte iken, birleşen dava ise — tarihinde HMK yürürülüğe girdikten sonra açılmıştır.
ESAS DAVA YÖNÜNDEN;
Taraflar arasındaki sözleşmenin tetkikinde, ———- ile işin süresinin yer tesliminden itibaren — gün olacağının kararlaştırıldığı, 8b maddesinde ——tarihli ek protokol ile, ana sözleşmeye ilave işlerin kararlaştırıldığı, ek protokolle ise işe başlama tarihinin –tarihi olarak öngörüldüğü belirlenmiştir.
Bunlardan başka, taraflar arasındaki—- sözleşmenin 6. maddesi ile yer teslimi, işe başlama tarihi başlığında “İşin yapılacağı yer, hukuki veya fiili bir engel nedeniyle imkansız hale gelmediği takdirde yer tespitinden itibaren başlayarak en geç (5) iş günü içinde yazılı ve —————– veya vekili tarafından teslim alınacak, (10) iş günü içinde işe başlanacak, aksi takdirde bu süreleri geçen her gün için —————- gecikme cezası ödeyecektir.” düzenlemesi taraflarca kararlaştırılmıştır.
Dosya kapsamında davacı tarafça, işin sözleşmede öngörülen süreden geç teslim edildiği, davalı tarafça ise gecikme bulunmadığı, yer tesliminin davalı tarafa geç yapıldığı, ayrıca hak ediş ödemelerinin de zamanında yapılmadığı, bu nedenle davalının temerrüdünden de bahsedilemeyeceği ileri sürülmüş, ne var ki iki tarafça da; aralarındaki sözleşmenin 6. maddesinde düzenledikleri suretle, yer teslimi ve işe başlamaya ilişkin yer tespitinin yapıldığı, akabinde yazılı ve imzalı olarak teslim alma olgusunun gerçekleştiği iddia ve ispat olunmamış, bu olguya ilişkin herhangi bir delil sunulmamış, bu nedenle yer teslimi ve işe başlama tarihi ihtilaflı kalmış, mevcut deliller kapsamında çözüme kavuşturulmuştur.
Bu kapsamda sözleşmenin 14. maddesinde hakediş düzenleme usulü, ödemeler ve kesintiler başlığı altında kararlaştırılan düzenleme ve davaya konu işe ilişkin ilk hak edişin 31/12/2007 tarihli oluşu, yanı sıra davacılar vekilinin—- tarihinde birleşen dosyaya sunulan dilekçesinde, davalı tarafa ne zaman yer teslimi yapıldığı, hak ediş raporları ile ve ödemelerimizle bellidir yönündeki beyanları da gözetilerek davaya konu işe başlama tarihinin 01/12/2007 tarihi olduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, aynı yöndeki bilirkişi kanaatlerine Mahkememizce de iştirak olunmuştur.
Bundan başka davaya konu işin teslim tarihi—- yönünden de, taraflarca iddia ve ispat olunan bir yazılı teslim tarihi bulunmadığından, mevcut deliller ve taraf beyanları çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır. Buna göre davacı tarafça, davalı şirkete gönderilen——- tarihli ihtarname ile aralarındaki sözleşme gereği, açık teslim tarihinin üzerinden hayli zaman geçmiş olmasına rağmen işin ikmal edilerek teslim edilmediği belirtilmiş, işin ne zaman teslim edileceğinin bildirilmesi istenmiş, işin teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü talep haklarının mahfuz tutulduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketçe gönderilen cevabi ihtarname ile ise, işin %98 oranında bitirildiği, kalan işin ise davacı tarafça, sahadaki ———- kaldırılmasından itibaren 15 günlük sürede tamamlanacağı belirtilmiştir.
Anılan bu yazışmalardan hareketle, davacı —-tarihli ihtarname tarihinde, işin tesliminin henüz gerçekleşmediği, esas davaya konu, ifaya ekli ceza istemi yönünden de, talep edileceğine dair ihtirazı kaydın, anılan bu ihtarname ile dermeyan edildiği kanaatine varılmış, bu çerçevede değerlendirme yapılmıştır.
İşin tam teslim tarihine ilişkin yazılı bir tespit yapılmamış olmakla, yukarıda belirtildiği gibi mevcut deliller ve beyanlar çerçevesinde değerlendirme yapılmış, bu kapsamda davacı şirketlere —– tarihli belge ile —– —- davaya konu iş nedeniyle, davacı şirketler ——-işi bitirdiği yönündeki beyanı dikkate alınmıştır. Her ne kadar davacılar vekilince aşamalarda, anılan bu belgenin, şirketleri temsile yetkili olmayan kimselerce düzenlendiği, davacı şirketleri ilzam etmeyeceği ileri sürülmüş ise de; anılan tarihin iş bitim tarihi olarak kabul edileceği yönündeki bilirkişi görüşlerine Mahkememizce de iştirak olunmuş, bundan başka ————tarihinin, iş teslim tarihi olarak değerlendirilmesi neticesinde 534.000 TL cezai şart alacağının doğacağı tespitini içeren 24/06/2014 tarihindeki raporda belirtilen tutar kadar davacılar vekilince cezai şart istemi yönünden ıslah dilekçesi sunulmuş olduğu, ıslah ile cezai şart isteminin 534.000 TL kadar talep olunduğu da dikkate alınmıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde, davaya konu işe başlama tarihinin 01/12/2007, teslim tarihinin ise —- tarihi olduğu Mahkememizce gözetilmiş, davacı taraf istemleri buna göre değerlendirilmiştir. Bununla birlikte 2007 tarihli taşeron sözleşmesi ile — tanındığı, ek prokol ile tevdi edilen ilave iş yönünden de– günlük iş yapma süresinin öngörüldüğü, toplamda —günlük iş yapma süresinin bulunduğu, bu sürenin aşımı kadar davacı tarafın cezai şart alacağının doğacağı, ——-bitiş tarihi esas alındığında, iş yapım için tanınan —– gün çıkarılıp gecikilen her gün için sözleşmenin 25. maddesi gereği 2000,00 TL gecikme cezası hesap edildiğinde, bu tutarın —- olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda, davalı vekilinin aşamalarda, hak ediş bedellerinin ödenmesinde, 1-3 ay kadar gecikmeler yaşandığı, bu nedenle davalı şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceği savunulmuş ise de, taraf ticari kayıtlarında yapılan inceleme ile geç ödeme iddiası sabit olmakla birlikte, davalı tarafça herhangi bir itiraz ileri sürülmeksizin işin yapımına devam olunduğu, bedel ödemedeki gecikmenin kendi borcunun süresinde ifasına etkisi yönündeki savunmalarının usulünce ispat olunamadığı kanaatine varılmış, cezai şart alacağının sabit olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekilince esas davada ayrıca, davalı tarafın—- olduğu hasara ilişkin tazminat talep edilmiştir. Talebe istinaden dava dilekçesinde hasar tutarının 204.931,90 TL olduğu açıklanmış, ancak davacılar vekilince ıslah dilekçelerinde bu alacak kalemi için 34.000 TL talep olunmuştuır.
Anılan bu istem yönünden aşamalarda alınan raporlar kendi içinde çelişmekle beraber, yargılamanın başında, teknik bilirkişi heyetinden alınan rapor ve ek rapor ile bu zararın, dava dilekçesinde belirtildiği gibi 204.931,90 TL olduğu belirtilmiş, ne var ki bu tespit herhangi bir veriye dayandırılmamış, tespitin denetlenmesi de mümkün olmamıştır.
Tarafların aşamalardaki itirazları üzerine Mahkememizce alınan — tarihli ek rapor ile dosya kapsamında alınan tüm raporlar, tespitler, tanık beyanları, tutanaklar değerlendirilmiş olmakla, Mahkememizce de alınan bu son rapordaki tespitler dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla Mahkememizce de tespitlere iştirak olunmuş, hükme esas alınmıştır. Bu çerçevede davalı tarafın boya ve——- sebep olduğu hasarın 34.000 TL olduğu Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Ne var ki, alacağın eser sözleşmesinden kaynaklı olması, yukarıda izah edildiği üzere teslim tarihinin 09/03/2009 tarihi olup, davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesinin 30/01/2017 tarihli olduğu, davalı tarafça ıslah dilekçesine karşı süresi içinde zaman aşımı definin ileri sürüldüğü, dolayısıyla ıslah tarihi itibariyle esas davaya konu cezai şart ve zarar nedeniyle alacak isteminin, dava ile talep olunan 100.000 TL’yi aşan kısmı yönünden zaman aşımı süresinin dolduğu değerlendirilmiş, esas davanın 100.000 TL üzerinden kabulü, aşan istemin zaman aşımı nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Birleşen davada, davalı tarafça yapılan eksik ve ayıplı işlerin, davalı tarafça tamamlanması istenildiği halde tamamlanmadığından bahisle anılan eksik ve ayıpların dava dışı şirketlere gidertildiği, faturalar kesildiği, harcamalar yapıldığı, ayrıca yapılacak harcamaların da bulunduğu belirtilerek tespiti ile tazmini talep edilmiş, birleşen davada talep sonucunda doğmuş alacakların 10.000TL’lik kısmının harcama tarihinden, ileride yapılması zorunlu harcamaların ise dava tarihinden faizle tahsilinin talep edildiği belirlenmiş, birleşen davaya sunulan cevaba cevap dilekçesinde ise, davacılar vekilince diğer taleplerine ilaveten eksik ve ayıpların giderilmesi için saptanacak sürenin de esas alınarak bu günler için de ayrıca gecikme cezasına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Birleşen dava tarihi itibariyle, ayıp ve eksik işler nedeniyle, henüz davacı tarafça yapılmamış ödemelerin birleşen davanın konusu olamayacağı, dava dışı şirketlere yaptırılıp faturası kesilen ödemeler yönünden ise, istemin belirsiz alacak davası olarak ileri sürülemeyeceği, bu kapsamda Yargıtay –. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları (örn. —— karar) gözetilerek, dava tarihi itibariyle iş sahibi yönünden belirli olan bu tutarlara ilişkin istem, davacı tarafça belirsiz alacak davası olarak ileri sürülse de, kısmi dava olarak değerlendirilmesi gerektiği Mahkememizce gözetilmiştir.
Bundan başka, davacı tarafça dava dilekçesinde ve iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının henüz başlamadığı cevaba cevap dilekçesinde, asıl işveren ——yapılan gecikme cezası ödemelerine ilişkin bir istem ileri sürülmediği, cevaba cevap dilekçesinde bu meyanda, yalnızca ayıp ve eksik işlerin giderilmesi için saptanacak sürenin de esas alınarak ayrıca bu günler için de gecikme cezası hesaplanmasının talep edildiği, bu beyanlardan—-yapılan ceza ödemelerinin de birleşen davaya konu edildiği sonucunun çıkarılamayacağı, davacılar vekilince ilk defa ıslah dilekçesinde —- istemleri bulunduğu belirlenmiştir. Davalının bu isteme yönelik süresi içinde zaman aşımı defi ileri sürmüş olması, isteme konu cezaların sonuncusunun 2008 tarihli olduğu, eser sözleşemeleri için geçerli olan 5 yıllık zaman aşımı süresinin ıslah tarihi itibariyle dolmuş olduğu Mahkememizce gözetilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve değerlendirmeler kapsamında, birleşen davaya konu eksik ve ayıplı işler nedeniyle, dava dışı şirketlere yaptırlan işlerin davalıdan tahsili istemi yönünden; yine yukarıda açıklandığı üzere, kısmi dava olarak ikame edildiğinin kabul edilebileceği kanaati ile, anılan isteme ilişkin olarak aşamalarda birbiri ile çelişen raporlar sunulmuş ise de, Mahkememizce alınan —ek raporda, dosya kapsamında alınan tüm raporların, tespitlerin, tanık beyanlarının, tutanakların değerlendirilmiş olduğu gözetilmiş, Mahkememizce de alınan bu son raporlardaki tespitler dosya kapsamına, delil durumuna, uygun denetime elverişli bulunmakla, Mahkememizce de tespitlere iştirak olunmuş, alınan son kök ve ek rapor hükme esas alınmıştır. Ne var ki, asıl işverene ödenen ceza ödemesine ilişkin istem ilk defa 30/01/2017 tarihli ıslah dilekçesinde ileri sürülmüş olmakla ve davalının süresi içinde sunduğu zaman aşımı defi nedeniyle, 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gözetilerek bu istem yönünden davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin, birleşen davaya konu, ayıplı ve eksik işlerin giderilmesine yönelik istemleri yönünden ise Yargıtay — Hukuk Dairesinin yukarıda anılan yerleşmiş içtihatları kapsamında, dava tarihi itibariyle belirli olan faturaya konu istemler yönünden, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceği, istemin kısmi dava olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşü Mahkememizce de benimsenmiş, Mahkememizce hükme esas alınan —- tarihli kök rapor ve eki rapordaki tespitlere Mahkememizce iştirak olunmuş, davacı tarafça dava dışı şirketlere yaptırılan işler nedeniyle, davalıdan alacağının bulunduğu, birleşen davada bu istemin 10.000 TL olarak ileri sürüldüğü, 30/01/2017 tarihli ıslah dilekeçsinde ise 1.098.156,31 TL olarak açıklandığı, ancak davalı tarafın zaman aşımı define ilişkin süresi içinde sunulan beyanı kapsamında ve ıslah tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu kanatiyle birleşen davanın 10.000 TL üzerinden kabulü ile aşan kısım yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Esas davanın kısmen kabulü ile 100.000 TL’nin dava tarihi olan 10/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
Aşan istemin zaman aşımı nedeniyle reddine,
1-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 1.485,00 TL ile 8.009,36 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılmış bulunan 2.663,36 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
2-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 13.450,00TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 40.500,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 17,15 TL başvurma harcı ile 6.831,00 TL harç toplamı olmak üzere 6.848,15‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan—– bilirkişi ücreti ile 550,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 34.350,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 6.035,29 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan —- bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 1.635,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.347,73 TL ‘sinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
B-Birleşen İstanbul Anadolu —–.Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile; 10.000 TL’nin birleşen dava tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Aşan istemin zaman aşımı nedeniyle reddine,
1-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 683,10 TL harçtan peşin alınan 148,50 TL ile 22.127,70 TL ıslah harcın mahsubu ile fazla yatırılan 21.593,10 TL’nin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
2-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——– uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 78.150,28 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı ve 683,10 TL karar harcı olmak üzere toplam: 704,25 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan 140,00 TL posta yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1,06 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı ——ile davacı——– ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.