Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/952 E. 2019/1012 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/952 Esas
KARAR NO : 2019/1012
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan— arasında — akdedildiğini, müvekkiline davalı .—- sözleşmede belirlenen vadeler ile —Euro ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin—- davalı — teslim ettiğini, makinenin davalının —– eski fabrikasında adresinde olduğunu, davalı — ödemelerin yarısına yakın kısmını yaptığını, geri kalan kısmı için keşide ettiği çekleri ödemediğini, davalı — fabrikasına müvekkil şirket yetkilileri gittiğinde fabrikada kimsenin kalmadığı, fabrikanın — yılında —- borçlara karşılık devir edildiği, —- orada çalışmadığını öğrendiklerini, bunun üzerine makinenin halen fabrikada olduğunu gördüklerini, ancak makinenin üzerinde —- vekili- —- alacağı sebebiyle haczi bulunduğu, makinenin— TL bedel ile haczedildiğini, sonrasında takip dosyası ve dosya konusu alacağın— tarafından ——-devir edildiğini, diğer davalı – makineyi alacağına —mahsuben —TL bedelle satın aldığını öğrendiklerini, —. tarafından —- aleyhine icra takipleri ve hacizler yapıldığının anlaşıldığını, dosyalann müstenidatı ve münderecatı incelendiğinde —- — olarak tek başına yetkili olmadığı halde İmza Sirküsü düzenlediğini, bu imza sirküsüyle düzmece olarak bir takım bonoları — adına imzalayarak – –şirketine verdiğini, şirketin bütün mallarının bu şekilde teslim ettiğinin öğrenildiğini, davalılardan—- işbirliği olduğunu, davalı —- borçlu gösterilmek istendiğini, böylelikle —- mallarının ve alacaklarının müvekkili şirketin alacağından kaçırılmasına gayret edildiği, olmayan borçların yaratılarak, —- mallarının kaçırıldığından bahisle davanın kabulü ve İstanbul —.İcra Dairesi’nin —E sayılı icra takip dosyasının ve dosya konusu —– TL bedelli bononun ve icra takip dosyasında yapılan makine satışı ve diğer işlemlerin ve arz edecekleri diğer icra takiplerinin ve takip konusu bonoların iptaline, (—- Euro X – = – TL), Müvekkili tarafından davalı — satılan makinenin tahsil edilemeyen kısmı olan —- Euro ve avans faizleri ve diğer ferileri kadar alacağımızın muvazaalı olarak bonolar düzenleyen, muvazalı gerçek dışı alacaklar yaratan ve bu bonoları dayanak tutmakla icra takipleri yapan, müvekkil şirketin zararına hareket eden —– müşterek ve müteselsilsen tazminine ve karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle: Karşı tarafın Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesi —- D. İş sayısı ile ihtiyati tedbire yönelik dava açtığını, Tuzla İcra Müdürlüğünün — E. sayılı dosyasına davanın konusunu oluşturan — Euro’nun TL karşılığı olan — TL teminatı yatırdıklarını, teminat için bir bankanın aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu ile değiştirmek istediklerini, mahkemenin yetkili olmadığını ve davalı-, müvekkili ve …’ın adreslerinin — olduğunu, HMK 104. maddesi gereği yetki itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde davanın alacak davası olduğundan bahsedilse de netice-i talep kısmında hem alacak hem de tasarruf iptal davası niteliği taşıyan taleplerde bulunulduğunu, en son olarak da tazminat davası gibi taleplerde bulunulduğunu, davacının davaya açıklama yapması gerektiğini, Tuzla Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu tedbirin kaldırılmasına, Tedbirin kaldırılması talepleri kabul edilmezse dosyaya yatırdıkları nakit teminatın, kesin ve süresiz teminat mektubu ile değiştirilmesine, Karşı tarafın açtığı davanın ne davası olduğunun kendilerine açıklattırılmasını bu yapıldıktan sonra esas ile ilgili cevap vermek üzere tarafımıza süre verilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve tedbir itirazında bulunduklarını, müvekkili …’a husumet gerektiren hiçbir hukuki durum olmadığını, davacı şirketin alım satım sözleşmesinin müvekkili —– yaptığını, davacının alacağının bu makine satımından dolayı müvekkili şirketten olduğunu, davacı şirket ile müvekkili …’ın arasında her hangi bir ticari ilişki olmadığını, bu nedenle şahsi sorumluluk gerektirecek hiçbir hukuki durumun olmadığını, müvekkili … hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, Davacının açtığı bu davanın mahiyetinin anlaşılamadığını, davacının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilleri ile diğer davalı ——–. arasında alacaklılardan mal kaçırma konusunda herhangi bir muvazaalı işbirliği söz konusu olmadığını, diğer davalı şirkete dava dilekçesinde bahsi geçen bonoların hepsinin müvekkil şirketin diğer davalı şirkete olan hepsi resmi olan borçlara karşılık düzenlenerek verilen bonolar olduğunu, müvekkili şirketin en az iki imza ile temsil ve ilzam edildiğinden düzenlenen senetlerin geçersiz olduğunun ileri sürülemeyeceğini, bu nedenle senetlerin ve senede dayalı açılan icra takiplerinin iptalinin talep edilmesinin hukuken geçerli olmadığını, Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin —– D.iş sayılı dosyada verilen tedbirin kaldırılmasına, Yetkiye ilişkin itirazlarının kabulüne, Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisizliğine ve Bursa Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna, Husumet itirazımızın kabulü ile müvekkillerden … hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, davacı tarafa davasının hasredene kadar esasa cevap hakkımızın ve süremizin saklı tutulmasına, muhafazasına, Davacının haksız, yersiz ve yasal mesnetten yoksun iddialarla açılmış bulunan iş bu davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin—- tarihli beyan dilekçesinde; müvekkil firma ile davalı —- arasında —-akdedildiği, bu sözleşmeye istinaden—- ödeme yapılması kararlaştırıldığı, kalan kısım için çek taahhüt ettiği, taahhüt edilen çeklerin bir kısmı verilmediği, verilen çekler de ödenmediğini, alacağı tahsil etmek için yasal yollara başvurulduğunu, —- ait malların haczedildiği, davalının mal kaçırmaya çalıştığı, hatta alacağının kesinleştiği, borçlunun üçüncü kişilerler muvazaalı işlemlerde bulunduğu, taşınır/taşınmaz mallarını başkalarına devrettiği/sattığı,—- tarafından takibe konulan ve temlik alınan senetlerin yetkisiz kimse tarafından imzalanması sonucu olmayan borcun ihdas edilmesi ve böylece yapılan takip ve ihale neticesinde borçlu —- makinelerin ihalesi sureti ile alacaklı müvekkilden mal kaçırılması işlemlerine ilişkin tasarrufların İİK. 277 vd. Maddeleri uyarınca iptaline, ihbar olunan —- ile davalılar arasındaki gerçeğe aykırı borçlanma ve temlik işlemlerinin muvazaa sebebi ile iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —- — tarihli beyan dilekçesinde ; davacının — tarihli dilekçesinde belirttiği İİK. 277 vd. Maddeleri uyarınca açılmış olan bir tasarrufun iptali davası olduğunu ileri sürdüğü, bu davacının davasını değiştirmesine ve genişletilmesine muvafakat etmediklerini, Yargıtay bozma kararında belirtildiği üzere; satış bedelinin tahsili davası olarak incelenmesini ve hükme bağlanmasını talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizin —- tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı —-yılları ticari defterleri davalılardan —- ile olan ticari ilişkisinin belirlenmesi için incelenmiş, yapılan incelemede davacı şirketin ibraz ettiği —– yıllan ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit anlaşılmış, davacı şirketin sattığı makine bedeli karşılığında davalı … Boya şirketinden —TL karşılığı —– alacağının bulunduğu tespit edildiğini, Davalı … Boya şirketi ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle bu şirketin ticari defterlerini ibrazdan kaçınıp kaçınmadığı hususunun takdiri Mahkemeye ait olduğu şeklinde kanaatini bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davaya öncelikle Kadıköy – Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyası üzerinde başlanmış verilen yetkisizlik kararının temyiz incelemesi sonucunda bozulması üzerine yargılamaya Kadıköy -.Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuş, İstanbul Anadolu yakası adliyelerinin birleştirilmesi nedeniyle dosya İstanbul Anadolu -.Asliye Ticaret Mahkemesinin —sayılı esasını almış ve ticaret mahkemelerinin bir kısmının kapatılması sonucunda İstanbul Anadolu -.Asliye Ticaret Mahkemesinin — sayılı esasını almıştır.
Davacı vekilince, davalı ——– aralarında makine satış sözleşmesi olduğu, sözleşme gereği belirlenen vadelerle —- ödenmesinin kararlaştırıldığı, sözleşme gereği ramöz makinasının davalı —- teslim edildiği halde makinenin satım bedelinin bakiye —- Euro’lık kısmın ödenmediğinden bahisle anılan tutarın tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini ayrıca satışa konu makine üzerinde, davalı —- vekili—- alacağı nedeniyle haciz bulunduğu, bu alacak nedeniyle İstanbul —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı icra takibi başlatıldığı, takibe konu alacağın daha sonra –tarafından davalı —-devredildiği, devirden sonra davalı —- söz konusu makineyi satışa çıkartarak alacağına mahsuben satın aldığı, davalılar —– işbirliği içinde, davaya konu makine bedelinin davacıya ödenmediğini bildikleri halde düzmece ve muvazalı bonolar düzenleyerek davalı —– borçlu göstermeye çalıştıkları, bu şekilde davalı—– mallarını ve alacaklarını, davacı şirketin alacağından ve diğer alacaklılardan kaçırmaya gayret ettiklerinden bahisle, İstanbul -.İcra Müdürlüğünün (dava dilekçesinde -İcra Müdürlüğü olarak belirtildiği halde davacı vekilince — tarihli dilekçe ile maddi hata olduğu, davaya konu takip dosyasının İstanbul -.İcra Dairesine ilişkin olduğu belirtilmekle) – esas sayılı takip dosyasının ve dosya konusu—-TL bedelli bononun ve icra dosyasında yapılan makine satışı ve diğer işlemlerin iptaline karar verilmesi talep olunmuştur.
Davalı—– vekilince verilen cevap dilekçesinde, davalı …’in pasif husumetinin bulunmadığı, davacının makine satımından dolayı olan alacağının davalı —– olduğunu beyan ettiği, bu alacağın ödendiğine ilişkin bir beyan sunulmadığı halde davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, taraf defterlerinin incelenmesi ara kararı üzerine davalı —– kayıtlarının sunulmadığından incelenemediği, ancak davacı kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde , davaya konu makine satımı nedeniyle davalı – —- ödenmeyen çek tutarının — olduğunun tespit edildiği, anılan tespite davalı — tarafından itiraz olunmadığı gözetildiğinde; davacının davalı — aralarındaki — tarihli makine satış sözleşmesinden kaynaklı olarak ödenmemiş alacağının bulunduğunun sübuta erdiği kanaatiyle ve taleple bağlı kalınarak — davalı —- tahsiline, diğer davalıların anılan sözleşmesinin tarafı olmamaları, sözleşmeden kaynaklı bir yükümlülüklerinin bulunmaması nedeniyle makine satım bedeli yönünden diğer davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin; İstanbul -.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı takibine ve takip kapsamındaki bononun ve icra takip dosyası kapsamında yapılan makine satışının iptali istemi yönünden; anılan takibin tetkikinde; takip alacaklısı … tarafından, – tanzim, – ödeme tarihli – TL bedelli bono alacağından kaynaklı olarak takip borçlusu/ davalı —- aleyhine takip başlatıldığı, devam ederken takip konusu alacağın — tarafından davalı ——– temlik edildiği, yapılan takip kapsamında davaya konu makineyi davalı —- alacağına mahsuben devraldığı görülmüştür.
Davalı —- kayıtları nezdinde Bursa-.Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla inceleme yaptırılmış, davalı —- arasında süre gelen ticari ilişki olduğu, daval—- davalı —- alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde davacı vekiline süre verildiği, öncelikle davanın İİK’nun 277.maddesi ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası mı, yoksa eski BK 18.maddesi gereğince açılmış muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası mı olduğu husunda açıklama yapması için süre verilmiş, ara karara istinaden davacı vekilince sunulan —– tarihli beyan dilekçesiyle;—- tarafından takibe konulan ve temlik alınan senetlerin yetkisiz kimse tarafından imzalanması sonucu olmayan borcun ihdas edilmesi ve böylece yapılan takip ve ihale neticesinde borçlu —- ait makinelerin ihalesi sureti ile alacaklı müvekkilden mal kaçırılması işlemlerine ilişkin tasarrufların İİK.277.vd maddeleri uyarınca iptaline, iş bu talebimizin kabul görmemesi halinde ihbar olunan —– davalılar arasındaki gerçeğe aykırı borçlanma ve temlik işlemlerinin muvazaa sebebi ile iptaline” şeklinde talebi açıklanmıştır.
Anılan beyan dilekçesine karşılık olarak davalı —–vekilince sunulan —- tarihli beyan dilekçesiyle , davacı vekilince —- tarihli dilekçesiyle iddianın genişletildiği, muvafakat etmedikleri, beyan edilmiş, diğer davalı vekillerince de , iddianın genişletilmesi mahiyetindeki davacı taraf beyanlarına karşı açık muvafakatlerinin bulunduğunu bildirir beyan sunulmamış olmakla, davacı vekilinin, iddianın genişletilmesi mahiyetindeki — tarihli beyanlarına davalılarca muvafakat edilmediği değerlendirilmiştir. Bu çerçevede davacının talebi takip dayanağı senedin takip borçlusu/ davalı —– yetkilisince imzalanmadığı, gerçek bir borcun bulunmadığı, bu nedenle takibin, bononun ve satışın iptaline karar verilmesi istemi olarak Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda , davalı— davalı —- aralarında süregelen ticari ilişki olduğunun yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, davalı —– takip alacağını dava dışı —— temlik almak suretiyle davaya konu takip dosyasına dahil olduğu, davalıların el birliği içinde davacının zararına hareket ettiğinin davacı tarafça ispat edilemediği, davanın davacı taraf iddiası ve talebi doğrultusunda İİK 277 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği düşünülse dahi Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin — Esas —-Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; tasarrufun iptali davalılarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece resen araştırılacaktır. Davacı tarafça davaya konu edilen – tanzim ve – vade tarihli senedin — tarihinde takibe konulduğu, davacının alacağının dayanağı olan makine satım sözleşmesinin ise—– tarihli olduğu, davacı tarafça iptalini istediği tasarrufun , davaya konu edilen borcun doğumundan sonra gerçekleştirildiğinin de ispat edemediği gibi davacının İİK 280.madde gereğince zarar verme kastını da ispat edemediği yukarıda anıldığı üzere , davalıların açık muvafakatinin bulunmaması nedeniyle davacının iddiasının genişletilmesi mahiyetinde bulunun beyanları kapsamında İİK 277 vd. hükümleri gereğince değerlendirmenin de zaten yapılamayacağı , davacı taraf iddialarının sübut bulmadığı kanaatiyle bu istem yönünden de davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, İstanbul —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasının ve dosya konusu —- TL bedelli bononun ve icra takip dosyasında yapılan makine satış ve diğer işlemlerin iptaline yönelik talebi yönünden davanın sübut bulmadığında reddine,
— tahsili istemi yönünden; davanın davalı—–davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Davalı — yönünden ise talebin kabulü ile – Euro alacağın, 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi gereğince dava tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin —- D.İş sayılı kararı ile verilen tedbirin kaldırılmasına,
3-Alınması gerekli —- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan – TL harcın mahsubu ile eksik bakiye —- TL nin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 22.286,00 TL vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
5-Pasif husumetten red hükmü nedeniyle Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı—– için takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- ve davalı …’a verilmesine,
6—– TL bedelli bonoya ilişkin istem yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar için takdir olunan 10.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 3.689,90 TL’nin davalı .—– alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından sarfedilen 1.700,00 TL bilirkişi gideri , 273,88TL posta gideri olmak üzere toplam 1.973,88 TL yargılama giderlerinin haklılık oranına göre 1.443,65 TL’nin davalı—— alınarak davacıya verilmesine, kalan 530,24 TL ‘nin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ——- davalı … vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/10/2019