Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/89 E. 2018/140 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/89 Esas
KARAR NO : 2018/140

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/03/2014
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili 27/12/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; 12/12/2013 günü davalı —— yönetimindeki—- plakalı araçta yolculuk etmekte iken araçtan ineceği sırada davalının aracı inen yolcusunu kapı durumunu kontrol etmeden tamamen kusurlu olarak hereket etmesi sonucu müvekkilinin aracın altına yuvarladığını ve müvekkilinin tedavi altına alındığını beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda attırılmak üzere HMK 170/1.maddesi gereğince şimdilik davacı için 500TL maddi, 500 TL çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kapılar, 500TL tedavi ve 40.000,00TL manevi tazminat olmak üzere 41.500TL maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, ——– plaka sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —– Şirket vekili 26/03/2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; trafik poliçesi genel şartlarına göre manevi tazminat talepleri teminat dışı olduğunu ve reddi gerektiği, maddi zararla yönünden davalı sigortalının kusurunun tespiti gerektiği, yine davacının malul kalıp kalmadığının tespitinin gerektiğini belirterek mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ——- vekili 31/03/2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —, kazaya karışan aracın işleteni olduğu, diğer davalı —-, işleten tarafından istihdam edilen şoför olduğunu, araç yolcu almak için durduğunu, yolcu araca bindiğini, araç yeniden harekete geçerken, davacı taraf ineceğini belirtmeden ve aracın yolcu almak için durmasını fırsat bilerek araçtan inmeye çalıştığını ve dengesini kaybederek düştüğünü, davacı, aracı kullanan şoföre inmek istediğini belirtmeden, aracın kapısının önünde duran diğer yolcuyu da iterek kendiliğinden araçtan inmeye çalıştığını, inerken de dengesini kaybederek düştüğünü, bu durumda kazanın meydana gelmesinde şoföre kusur addetmek mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, ceza soruşturmasının devam etmekte olduğunu belirterek ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasına, ceza yargılaması sonuçlandığında, haksız ve kötü niyetli açılmış davanın davacının tüm maddi zararının karşılanmış olması ve başkaca zararı olmaması nedeni ile reddi ile yargılama giderlerinin ve ücreti vekalet karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin ——— tarihli ara kararında davalı —– adına kayıtlı olan—– plakalı araca ihtiyati haciz konulmuştur.
Davalı ——–Şirket vekilinin 01/11/2016 tarihinde sulh dilekçesi verdiği, avukatlık ücreti ile yargılama masrafı talep etmediği görülmüştür.
Davacı vekilinin 11/10/2016 tarihinde ıslah dilekçesi verdiği ve taraflara tebliğ edildiği görülmüştür.
DELİLLER :
——İlçe Emniyet Müdürlüğüne—— İlçe Emniyet Müdürlüğüne, —- İlçe Emniyet Müdürlüğüne, İstanbul Anadolu ——.Asliye Ceza Mahkemesine, —– Hastanesine yazılan müzekkere cevapların geldiği ve mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü
Dosya konusunda bilirkişi heyeti olan uzman Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı —–, Aktüerya uzmanı —— ve Makine Mühendisi ———– tevdi edilmiş rapor alınmıştır.
Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek davacının maluliyet raporu alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının 12.12.2013 tarihinde davalı——— yönetimindeki ——- plakalı minibüsle seyri sırasında olay yerine geldiğinde yolcu almak için duran minibüsün yolcuyu aldıktan sonra harekete geçtiği esnada davacının kapısı açık olan minibüsten düşerek yaralanması nedeniyle 500 tl maddi, 500 tl çalışma gücünün yitirilmesinden doğan kayıplar, 500 tl tedavi masrafları olmak üzere şimdilik 1.500 tl maddi ve 40.000 tl manevi zararın davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Davalı ———– cevap dilekçesinde, davalının yolcu almak için durduğu esnada yolcunun araca bindiğini, araç yeniden harekete geçerken davacının ineceğini belirtmeden ve aracın yolcu almak için durmasını fırsat bilerek araçtan inmeye çalıştığını, dengesini kaybederek düştüğünü, davacının şoföre ineceğini belirtmeden aracın kapısının önünde duran diğer yolcuyu da iterek kendiliğinden inmeye çalıştığını, inerken de düştüğünü beyan ederek olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtmiş, yine davacının olay akabinde hemen hastaneye götürüldüğünü,———– tarafından saatlerce bekletildiğini, umursamaz davranıldığını, hastane görevlileriyle tartışarak davacıyı kendi özel çabaları ile ————- götürdüğünü, bacağın kesilmesine neden olan şeyin davacının saatlerce hastanede bekletilmesi olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı ——————–, araç sahibi sıfatıyla işleten sıfatını haiz bulunduğundan sürücünün kusursuz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan 24.04.2014 tarihli ibraname ve sulh anlaşması başlıklı belgeye göre davacıya maluliyet nedeniyle 19.000 tl + 2.280 tl vekalet ücreti + 200 tl faiz olmak üzere toplam 21.480 tl ödeme yapılmış, davacı da yapılan ödeme nedeniyle sadece sigorta şirketi yönünden sulh olduklarını beyanla diğer davalılar açısından davaya devam etmiştir.
Bahse konu eylem nedeniyle davalı———– hakkında İstanbul Anadolu —–.Asliye Ceza Mahkemesinde taksirle yaralamaya neden olma suçundan kamu davası açılmış, 2014/ 402 esas sayılı dosyada yapılan yargılamada İstanbul ATK Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan raporda davacının tali, sanık ——– asli kusurlu olduğu belirtilmiş, taraflarla akrabalık bağı bulunmayan tanık ——– yeminli beyanında ; sanık tarafından kullanılan minibüste yolcu olarak bulunduğunu, araç seyir halindeyken katılanın elindeki poşetlerle birlikte sanığın kullandığı minibüsü durdurarak minibüse bindiğini, araca biner binmez poşetleri biraz ileride bir başka şahsa bırakıp tekrar arabaya bineceğini şoföre söylediğini, katılanın ineceği yere yakın bir yerde bir başka yolcunun minibüsü durdurarak minibüse bindiğini, tahminine göre katılanın minibüsün kendisi için durduğu düşüncesiyle araçtan elindeki poşetlerle birlikte inmeye çalıştığını, bu sırada aracın hareket etmek üzere olduğunu, katılanın dengesini kaybederek elindeki poşetlerle birlikte aracın dışına düştüğünü” anlattığı görülmüş, yargılama sonunda mahkemece sanığın cezalandırılması ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı 01.07.1944 doğumlu olup olay tarihi itibariyle 69 yaşındadır. Davacı vekili tarafından aşamalarda ısrarla davacının günlük temizlik işlerine giderek geçimini temin ettiği dile getirilmiş ise de davacının oldukça yaşlı olup bedeni olarak bu işleri yapacak yeterlilikte olmaması ve buna dair somut bir delil de sunulmaması nedeniyle bu beyana itibar edilmemiştir.
Davacı hakkında İstanbul ATK Başkanlığı 3.İhtisas Kurulundan aldırılan raporda davacının çalışma gücünde % 51 oranında eksilme meydana geldiği ve olay sebebiyle geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiş, mahkememizce bilimsel olan bu rapora itibarla aktüer/ hesap uzmanı bilirkişi —— maddi zararı hesaplamaya elverişli rapor aldırılmıştır. Bu bilirkişi tarafından sunulan raporun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla bu rapordaki hesaplamalar gözönüne alınarak değerlendirme yapılmış, bilirkişi—— aldırılan raporun dosya kapsamıyla örtüşmemesi nedeniyle rapora itibar edilmeyerek sadece 9 aylık geçici dönemdeki hesaplamanın doğru olması nedeniyle bu kısım kabul edilerek ilk rapordaki hesaplamaya göre değerlendirme yapılmıştır.
Olay tarihi olan 2013 yılı itibariyle maddi zararların tespitinde kullanılan —– tablosuna göre davacının muhtemel bakiye ömrü 9 yıl olarak hesaplanmış, davacının bu dönemde pasif dönemde olduğu kabul edilerek ev hanımı olması ve emekli olması nedeniyle net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış ve geçici iş göremediği 9 aylık süre içerisinde uğradığı kazanç kaybı ( ———— tarafından hesaplanan oran doğru kabul edilmiş) bilirkişi raporu uyarınca 6.977, 87 tl olarak, çalışma gücünde % 51 eksilme meydana gelmesi nedeniyle davalının % 100 kusuruna göre hesaplanan orandan indirim yapılmaksızın maddi zarar miktarı 56.984, 86 tl olarak belirlenmiş, davacının karşılanmamış maddi zararı 6.977, 87 tl + 56.984, 86 tl = 63.962, 73 tl olarak hesaplanmıştır.
Ayrıntıları Yargıtay ——- HD nin 2016/ 12248 esas 2017/ 4226 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere davadan önce davacıya yapılan ödemenin bilirkişi tarafından maddi zararın hesabı sırasında güncellenerek indirilmesi gerektiğinden ibraname/ödeme tarihi olan 24.04.2014 ile hesap tarihi olan 06.10.2016 tarihi arasında 896 günde yasal faiz ölçüsünde güncelleme tutarı 19.000 tl *896 gün* 9/36500= 4.197,70 tl olarak hesaplanmış, karşılanmamış zarar 63.962, 73 tl – (19.000 tl + 4.197,70 tl) = 40.765,03 tl olarak tespit edilmiştir.
Davacı 500 tl maddi 500 tl çalışma gücünün kaybı ve 500 tl tedavi gideri demek suretiyle 1500 tl için dava açmış ise de 11.10.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle 500 tl tedavi gideri talebini 3.000 tl ye, 500 tl çalışma gücü kaybı bedelini 44.557,37 tl ye yükseltmiş, 500 tl maddi tazminat istemiyle ilgili herhangi bir beyanda bulunmamış ise de sonuç olarak 1500 tl olan maddi tazminat talebini ıslahla 47.557, 37 tl ye çıkarmıştır.
Davacı vekili 15.04.2014 tarihli dilekçesinde taraflar arasında yapılan protokol uyarınca davacının ayağının diz altından kesilmesi nedeni ile 12 aylık süre için aylık 1.000 tl olmak üzere toplam 12.000 tl ödeme yapıldığını kabul ettiğinden bu miktar ödeme de hesaplanan maddi zarardan indirilmiştir.
Islah edilen miktar 47.557, 37 tl olup davacının karşılanmamış zararı 40.765,03 tl olarak belirlenmiş ise de bu oran davalının % 100 kusurlu olmasına göre hesap edilen orandır.
Nitekim İstanbul ATK Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan raporda davacının tali, sanık ——- asli kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkememizce makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda ise davalının %100 kusurlu olduğu belirtilmiş ise de bu işlerde uzmanlık alanı bulunmayan makine mühendisi tarafından düzenlenen rapordaki değerlendirmenin yetersiz, dosya üzerinden ve tamamen yoruma dayalı olması nedeniyle itibar etmek mümkün olmadığından mahkememizce değerlendirmeye esas alınmamış, yine ATK raporundaki açıklamaların da dosyayla örtüşmemesi nedeniyle itibarı yoluna gidilmemiş, davalının aşamalardan beri yaptığı savunmaları, Anadolu —————ASCM de tanık olarak dinlenen ——- yeminli beyanları, kaza tespit tutanakları gözönüne alındığında olayın davacının anlattığı şekilde gerçekleşmediği, davacının minibüse bindikten sonra biraz ileride ineceğini söylemesi fakat henüz oraya gelmeden başka bir yolcunun binmek istemesi nedeniyle minibüsün durup yolcuyu aldığında davacının kendisi için durduğunu zannederek şoföre haber vermeden minibüsten inmeye çalıştığı esnada haberi olmayan davalının harekete geçmesiyle davacının açık olan kapıdan düştüğü yönünde tam bir vicdani kanaate varılmıştır. Minibüs şoförü müşterilerin isteğinin kendisine iletilmesiyle durmakta olup davacı bindikten sonra o ana kadar herhangi bir inme talebi olmadığı için minibüsün durmadığı, yol üzerinde bekleyen kişinin “dur “işareti üzerine yolcuyu almak için durduğu ve aldığı anlaşılmaktadır. Yolcuyu aldıktan sonra davacı tarafından kendisine iletilen herhangi bir bekleme- inme talebi olmadığı için minibüs harekete geçmiş ise de davacının şoföre seslenmeden ve haber vermeden, tamamen kendi kişisel tercihi ile inmek üzere kapıya yönelip inmeye çalıştığı esnada kendisinden haberi olmayan şoförün aracı hareket ettirmesi üzerine araçtan düşmesi nedeniyle meydana gelen yaralanma olayında asli kusurun davacının kendisinde olduğu, nitekim şoföre haber vererek beklemesini sağlasaydı böyle bir olayın başına gelmeyeceği, fakat davalının da kapıyı tam kapatmadan harekete geçmek suretiyle davacının eylemini hızlandırarak yaralanmasına tali düzeyde kusuruyla sebebiyet verdiği anlaşılmakla olayda davacının % 75, davalının ise % 25 oranında kusurlu olduğu yönünde tam bir hukuki kanaate varılmış, olayda kusur durumunu asıl belirleme yetkisinin mahkeme hakimine ait olması, bilirkişi raporlarının mahkeme hakimini bağlamaması nedeniyle belirlenen kusur durumuna göre hesaplama yapıldığında davacının 40.765,03 tl karşılanmamış zararından % 75 oranında indirim yapıldığında karşılanmamış zararının 10.191,26 tl olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 15.04.2014 tarihli dilekçesinde taraflar arasında yapılan protokol uyarınca davacının ayağının diz altından kesilmesi nedeni ile 12 aylık süre için aylık 1.000 tl olmak üzere toplam 12.000 tl ödeme yapıldığını kabul ettiğinden bu miktar ödeme de hesaplanan 10.130,21 tl maddi zarardan indirildiğinde davacının karşılanmamış maddi zararının kalmadığı anlaşılmıştır.
Manevi tazminat zenginleşmeye yol açmayacak, şahsın manevi elem ve üzüntüsünü bir nebze olsun giderecek , tarafların sosyo ekonomik durumuna, günün koşullarına ,eylemin ağırlığına göre hakkaniyete uygun olarak takdir edilecek bir miktarın takdirinden ibaret olmalıdır. Meydana gelen olaya davacının asli kusuruyla sebebiyet vermesi nedeniyle 69 yaşında emekli olan davacının meydana gelen yaralanması nedeniyle 4.000 tl manevi tazminata hükmedilmesi olayın oluşuna uygun görüldüğünden bu tazminatın gerçek kişi davalılardan haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
A) Maddi tazminat davası yönünden ;
Davalı sigorta şirketi yönünden sulh anlaşması kapsamında ödeme yapıldığı anlaşılmakla; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Diğer davalı—————– yönünden maddi tazminat isteminin reddine,
Islah nedeniyle artırılan miktar uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ( 5/2) hesap edilen 5.706, 88 tl vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —————– verilmesine
B) Manevi tazminat davası yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile
4.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların bu zarardan müteselsilen sorumlu olduklarının belirtilmesine (KTK 88)
Fazlaya İlişkin istemin reddine,
Kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar—— ——————– müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan( 10/2 gereği) 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —————— verilmesine
C) Davacı tarafça yapılmış 24,30 TL Başvurma harcı, 273,24 TL Peşin harç, 3,75 TL vekalet harcı, 158,00 TL Islah harcı olmak üzere toplam 301,29 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 2.583,00 TL masraf olmak üzere toplam 2.884,29 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 288,43TL’sinin davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
D) Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 273,24 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 299,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,51 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
E)Davacı tarafça yatırılmış gider avansı ile teminatın artan kısmının bulunması halinde karar kesinleştiğinde iadesine,
F)Davalılarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzene karrşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.