Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/777 E. 2021/44 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/777 Esas
KARAR NO : 2021/44

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– plakalı minibüsün çarpıştığını, … idaresindeki aracın yolun kenarında yürümekte olan müteveffa —– ile davacı …’a çarptığını, davalıların kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduklarını, —-nedeniyle davacıların müteveffanın maddi ve manevi desteğinden mahrum kaldıklarını, ölüm sonrası yapılan harcamalar ve defin giderlerinin hesaplanması gerektiğini, kaza sonrasında davacı …’ın ağır psikolojik bunalıma girdiğini, ———- plakalı minibüsün ——- olan davalı …’nın zarardan sorumlu olduğunu, ….—- kullandığı ——plakalı aracın aynı şekilde —-olan davalı —– olduğunu belirtmiş, müteveffanın eşi ve çocukları için destekten yoksun kalma tazminatına istinaden talep ve dava hakkı saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL ile diğer maddi zararlar için 500,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, …—- tedavi masraflarından kaynaklanan zararı için fazlaya ilişkin haklar saklı kaydıyla —- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların ——- kaybından duydukları manevi zarar ile ..——- manevi kaybı için son aşamada belirlenecek manevi tazminatın tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …—- vekili cevap dilekçesinde özetle;—— sigortalandığını—meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğunu, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun —-sınırlı olduğunu, kaza ile illiyeti bulunan maluliyete ilişkin rapor alınması gerektiğini belirtmiş, davanın reddine, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …— vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin —– Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalı …’ın davacı …’ın yaralanmasına yahut —- ölümüne neden olmadığını, bu nedenle kendisi ve diğer davalı …— sorumluluğuna gidilemeyeceğini, tüm çocuklar yetişkin olduğundan destekten yoksun kalma gibi bir husus bulunmadığını, dava değeri olan 2.000,00 TL’nin ne kadarının hangi tazminata ilişkin istendiğinin açıklanması gerektiğini, manevi tazminatın 2.000,00 TL’den yukarı ıslah edilmesi ya da düzeltilmesine muvafakatlerinin olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kazaya konu olayda asli kusurlu olduğu yönündeki iddianın gerçek dışı olduğunu, davacıların destekten yoksun kalma taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını, davacının manevi tazminat miktarını belirtip talebe konu yapmadığını belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..—- usulüne uygun şekilde tebliğ edilen dava dilekçesine karşı, süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile tedavi ve defin giderlerinin tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; —— sevk ve idaresinde seyir halinde iken davalı —— plakalı araç ile çarpıştığı, çarpmanın etkisiyle yol kenarında yürümekte olan davacıların desteği —– vefat ettiği, davacı …—- yaralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıların —— yaralandığı trafik kazasının oluşumuna hangi aracın neden olduğu, araç sürücülerin olayda kusuru bulunup bulunmadığı, kusurlu ise kusur oranlarının ne olduğu, hangi miktarda destekten yoksun kalma zararı oluştuğu, davalıların meydana gelen zarardan sorumlu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun —Maddelerinde Sigorta Hukuku’nun düzenlendiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir. Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir— ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre müşterek müteselsil sorumlu olan davalı … şirketi, araç işleteni ve sürücüsüne karşı birlikte açılan davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre usul ekonomisi ve daha isabetli bir karar verilmesi açısından, davalı– aleyhine açılan davada mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizce işin esasına girilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nun “Belirsiz alacak ve tespit davası” başlığı altındaki 107/1. maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.”; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
HMK.’nın “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesinin (d) bendinde, “Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri”nin dava dilekçesinde gösterilmesi gerekmektedir.
Bunların yanında, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun —-. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak————kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, “manevi tazminatın——- bölünemezliği” kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir.
Tüm bu anlatılanların ışığında somut olaya bakıldığında, her ne kadar davacılar vekili davayı açarken belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirtmiş ise de; herhangi bir asgari tutar göstermeksizin manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtığı, manevi tazminat talebinin harçlandırılmadığı, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olmasının eldeki davaya etkisinin, davacılar vekilinin talebini yargılama aşamasında artırmasının mümkün olmaması şeklinde tezahür edeceğinin ve eldeki eda davasında davacılar vekilinin talep ettiği miktarları aşmayacak şekilde manevi tazminat takdir edilebilmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Öte yandan, talep sonucundan 2.000,00 TL dava değerinin maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkememizce 2.000,00 TL’lik bedelin ne kadarının maddi tazminat ve ne kadarının manevi tazminat için olduğu, bildirilecek toplam manevi tazminattan her bir davacı için istenen tutarın ne kadar olduğu konularında davacı vekilinden açıklama yapması (Yargıtay ——- Karar) istenmemiştir. Dava dilekçesinde manevi tazminat talep edilmediğinden (Yargıtay —– ıslah veya talep arttırım dilekçesi ile manevi tazminat talep edilmesi de mümkün olmadığı gibi, maddi tazminat talebine ilişkin olarak talep edilen asgari tutar üzerinden manevi tazminata hükmedilmesi de mümkün değildir. Açıklanan gerekçeler ile usulüne uygun olarak dava değeri göstermek ve harçlandırılmak suretiyle açılmış bir manevi tazminat davası bulunmadığından bu yönden karar verilmesine yer bulunmamaktadır. Birleşen İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi —- Esas numaralı dava dosyası ise mahkememiz dosyasından tefrik edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– tarihleri arasında —–numaralı ———– davalı —— nezdinde sigortalı olduğu görüldü.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; ———- nezdinde sigortalı olduğu görüldü.
İstanbul Anadolu —-. Ağır Ceza Mahkemesi’nin—- Esas sayılı dosyasından alınan kusura ilişkin——– içeriğine göre; kazanın meydana gelmesinde —— kusurlu olduğu, davalı …, ——- tali kusurlu olduğu görüldü.
—– tarafından düzenlenen —-tarihli rapora göre; davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü —-%50 oranında, davalı sürücü ..—- %30 oranında, müteveffa yaya ——-ve davacı — %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza dosyasında alınan rapor ile mahkememiz dosyasında alınan rapor arasında mübayenet bulunmadığı, raporun oluşa uygun olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi—- tarafından —– içeriğine göre; müteveffanın eşi ve annesi dışında destek olduğu kimse bulunmadığı, yıllık gelirinin 0,40 oranında kısmını eşine ayıracağı, davacı kocanın %15 oranında evlenme şansı olduğu, bu durumda destekten yoksun kalma zararının 151.831,98 TL olabileceği mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen —tarihli harcı da yatırılan “ıslah dilekçesi” konulu talep artırım dilekçesi içeriğine göre; dava değerinin davacı … ——- arttırıldığı, diğer davacılar yönünden ise talep sonucunun arttırılmadığı ve arttırılan maddi tazminat tutarının hangi zarar kalemine ilişkin olduğunun belirlenmediği görüldü.
Davacı vekili —– tarihli beyan dilekçesi ile davacı … için talep edilen 500,00 TL tedavi gideri tazminatından, 19/01/2021 tarihli oturumda ise 500,00 TL cenaze gideri tazminatından feragat etmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —– sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 53/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir.
Somut olayda; davacılar …, …, … yönünden müteveffanın destek olma vasfı kalmadığı için bilirkişi raporundaki hesaplamaya itibar edilerek, bu yönden her bir davacı için davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre sağ kalan eşin evlenme ihtimalinin hesaplanmasında olay tarihindeki yaşın esas alınarak,—–tablosunun —-evlenme ihtimali tablosuna göre değerlendirilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, mahkememizce hesaplanan tazminattan %15 evlenme şansı indirimi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere —— yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve —- 6098 sayılı TBK. madde 42 ve 43 gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, 6098 sayılı TBK. madde 120 ve 121 göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1 maddesinde de müteselsil sorumluluk öngörülmüştür.Bu itibarla, davalıların hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından işleten, sürücü ve —– sigortacısı olarak müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve denetime elverişli bilirkişi raporu içeriği uyarınca açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar …, …, … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine,
2-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne; 151.831,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …, …, —– kaza tarihinden, davalılar —–yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacılar tarafından açılan işbu davada Hmk.’nın 107/1 ve 119/1.d maddeleri gereği asgari bir miktar belirtilen ve harcı da yatırılan manevi tazminat talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 10.371,64 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL ile 4.423,00 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 5.923,44 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı … maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —————–uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 18.374,04 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ————–uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacılar …, …, …’dan ayrı ayrı alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 25,20 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı ve 4.423,00 TL TL ıslah harcı toplamı; 4.477,20 TL ile 1.725,50 TL yargılama giderinden davanın red (— oranına göre hesaplanan 1.466,68 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı — tarafından yapılan 19,50 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan 10,34 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.